Davanın gerekçesi; “kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama” iddiası..
İddianamede ise olay şöyle aktarıldı: “…Kadıköy Kuzukestane Sokağı’nı araç ve yaya trafiğini kapatacak şekilde yürüyüşe başladıkları, bu sırada grubun ellerinde ‘Emine’nin kocası ödesin, zamlara isyan, feminist dünya yaratalım, 20 yıldır yine yeni yeniden feminist isyanla diren’ vb. içeriklere sahip dövizleri açtıkları, ayrıca ‘gelsin baba, gelsin koca, gelsin devlet, gelsin jop, inadına isyan, inadına özgürlük, yaşasın feminist mücadelemiz, susma haykır, lezbiyenler vardır, patronsuz, p……… bir dünya istiyoruz’ vb. içeriklere sahip sloganları attıkları; olay yerinde hazır bulunan kolluk biriminin eylemi sonlandırmaları için şüphelilere uyarıda bulunduğu, grubun yürüyüşü sonlandırmadığı…”
Kadın Savunma Ağı üyesi Begüm Seliçi, polisle uzlaşıp vapura binebilmek için slogan atmayı bıraktıklarını, dövizlerini indirdiklerini, ancak bu kez de polisin kendilerine “Vapura toplu binemezsiniz” diye itiraz ettiğini aktardı.
Kadıköy Bahariye’den rıhtıma doğru slogan atarak yürüdüklerini de aktaran Seliçi, “Başta ‘Hayır’ dedik ama sonra vapura binebilmek için uzlaştık. Ama bir anda etrafımız çembere alındı. Bir yandan ‘Dağılın’ çağrısı yapıyorlardı ama bir yandan da asla dağılmamıza izin vermediler. O sırada çemberi de daraltıp bir anda apar topar gözaltına almaya başladılar” dedi. Gösteri yapmanın en temel haklardan biri olduğunun da altını çizen Seliçi, kendisinin de sürüklenerek gözaltına alındığını söyledi.
Hakkında dava açılan 40 kadın arasında yer alan Seliçi, “İddianameyi kabul etmiyorum. Burada ‘kamuya zarar verdiğimiz, yasadışı gösteri ve eylem yaptığımız’ yazıyor çünkü. Birincisi yasaklanan yer Taksim, biz Kadıköy’deydik. İkincisi; 40 kişinin trafiği ve yaya yolunu engelleyecek şekilde yürüdüğümüz yazıyor. Biz, arabalara da yol verdik yürürken. Kaldı ki birkaç gün önce Fenerbahçe maçında binlerce insan sokaktaydı. Bunlarla karşılaştırınca 40 kişi yolu ne kadar kapayabilir?” diye tepki gösterdi ve yasadışı hiçbir eylem yapmadıklarını belirterek kendilerini savundu.
Türkiye’de her gün kadınların öldürüldüğüne ve şiddet gördüğüne dikkat de çeken Seliçi, “Emek sömürüsü zaten su götürmez. Bu kadar şeye karşı bir gün de sesimizi çıkaramayacaksak niye yaşıyoruz? 40 kişi ne zarar verebilirdik? Sadece Taksim’e geçmeye çalışıyorduk ve bu bizim anayasal hakkımız. Dava açılması hepimizi çok üzdü, çok sinirlendirdi” dedi.
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…