Greenpeace
’in, ay başında yayımladığı, Fukushima’dan alınan dersler başlıklı raporu, geçen bir yılda meydana gelen gelişmeleri tüm açıklığıyla ortaya koyuyor. Fukushima’da meydana gelen kazanın nedeninin aslında deprem değil, başta işletici firma TEPCO olmak üzere nükleer endüstrisi ve hükümet olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla, böyle nükleer felaket, dünyanın herhangi bir yerindeki başka bir nükleer santralde de tekrarlanabilir ve milyonlarca insanın hayatını tehlikeye sokabilir. Greenpeace, bu raporla birlikte son derece ciddi başka bir konuya daha dikkat çekiyor. Bu felaket her ne kadar deprem ve tsunami tarafından tetiklenmişse de, felaketin kontrol altına alınamayışı Japon yetkililerin hem riski görmezden gelmeleri hem de kamuoyuna durumun ciddiyetini tam olarak anlatmamış olmaları. Kolaycılığa kaçarak işin insani yönü üzerinde değil de maddi hasarın miktarıyla ilgilenmeleri konunun bir başka sakat yanı.Fukushima’nın ardından pek çok ülke eski teknolojili nükleer santrallerini kapattı, yenilerini kurma planlarından vazgeçti, nükleerden çıkış ve yenilenebilir enerjilere geçme için kendine yol haritası oluşturdu. Türkiye ise nükleeri sorgulama gereği bile duymadan duyarsız ve sorumsuz bir şekilde nükleer santral peşinde. Türkiye’nin 1970’ten bu yana nükleer santral kurma niyeti var ancak bu farklı sebeplerle hep başarısızlıkla sonuçlandı. Fukushima’nın tam da birinci yılında Mersin Akkuyu’ya yapılacak santralle ilgili ÇED raporu Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın sitesine kondu.
Türkiye Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Ümit Şahin’e göre, rapor kamuoyuna yönelik tam bir propaganda metni gibi. Örneğin, rüzgâr, güneş gibi yenilenebilir enerjilerin olumsuzluklarından ve nükleerin nimetlerinden dem vuruluyor. Raporda, fay hattının dibine yapılacak nükleer santralle ilgili kaza ve deprem risklerinden hiç bahsedilmediğini dile getiren Şahin, santrali yapacak Rus Rosatom ile ilgili yolsuzluk ve nükleer inşaatlarında düşük kalitede malzeme ürettiğine dair iddiaların ayyuka çıktığına dikkat çekiyor. Rapor, nükleer atıkla ilgili de suya sabuna dokunmamış durumda.
Bir yanda enerjisinin önemli bölümünü nükleerden karşıladığı halde nükleerden çıkma planları yapanlar, bir yanda da Vietnam, Çin, Birleşik Arap Emirlikleri ve Türkiye gibi santral sevdasından geçmeyenler var. Üstelik halkın ne istediğine hiç oralı olmadan…
Haber/Fotoğraflar: Mehmet TEMEL ve Cansu ACAR * Hatay’da depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen kent…
Sivil toplum örgütlerinin hazırladığı raporda, Türkiye’nin yenilenebilir enerji enerjisi kapasitesini artırma hedefi olumlu bulunurken, nükleer…
İstanbul 5. İdare Mahkemesi, Kanal İstanbul Projesi'ne ilişkin alınan rezerv alan ilanı ve 1/100.000 ölçekli…
Devlet Su İşleri’nin Ağva Plajı’na yapmayı planladığı mahmuz projesi askıya çıktı. Projeye göre, plajın sağ…
Gürcü tiyatro topluluğu The Wandering Moon Theatre’ın ikinci yapımı olan “Pirosmani” kukla tiyatrosu gösterisini 16.…
Mavera Maden şirketi tarafından Devrek, Akçakoca, Alaplı’nın Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı'ya sınır…