Türkiye

‘Yoğun bakım sayısındaki tutarsızlığı gizleyemeyince veri paylaşımını durdurdular’

Sağlık Bakanlığı tarafından Türkiye’de görülen koronavirüs salgınına dair her gün paylaşılan verilerde yeni bir döneme giriliyor. Artık yoğun bakımdaki ve entübe hastaların sayıları yerine ‘ağır hasta sayısı’ ile ‘zatürre oranı’ paylaşılacak.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca yaptığı açıklamada değişikliğin koronavirüs tablolarını uluslararası standarda uygun hale getirmek için yapıldığını belirtti.

Yeşil Gazete olarak görüşünü sorduğumuz İstanbul Politikalar Merkezi iklim programı direktörü ve halk sağlığı uzmanı Dr. Ümit Şahin ise “Bu tür veriler ancak zamansal değişim görülebildiği ve bir trend belirlendiği zaman anlamlıdır. Yeni bir veri açıklamaya başlamış olabilirler, ama önceden açıklanan bir verinin açıklanması durduruluyorsa bir sorun var demektir” uyarısında bulundu.

Şahin: Yoğun bakım sayısı 1280’e kadar çıktı

Şahin’e göre bu değişikliğin sebebi oldukça açık: Yoğun bakımda yatan Covid-19 hastalarının sayısının ve bu sayının aktif vakalara oranının normalleşme kararıyla birlikte artmaya başlaması: 

 “Nisan ayı ortasında salgın pik yaptığı sıralarda 2 bine yaklaşan yoğun bakımda yatan hasta sayısı 6 Haziran’da 591’e kadar düşmüştü. Ancak bu tarihten sonra tekrar artmaya başladı ve bu verinin açıklandığı son gün olan 29 Temmuz’da 1280’e kadar çıktı. Bu, 6 Mayıs’taki sayıya geri dönüldüğü anlamına geliyor.”

‘Aktif vakaya oranı yüzde 12’ye çıktı’

Öte yandan yoğun bakımdaki hastaların aktif vakalara oranının daha da ilginç bir hal aldığını belirten Ümit Şahin şunları söyledi: “Aktif vaka kategorisi, toplam vaka sayısından iyileşenler ve ölenler çıkarılınca kalan, halen enfeksiyonu taşıyan, hastalığı aktif olarak geçirmekte olan kişilerin sayısını veriyor. Salgının en ciddi olduğu dönemde yüzde 6’ya kadar çıkan ve Haziran başında iyileşenler arttığı halde yüzde 2’ye gerilemiş bulunan aktif vakalar içindeki yoğun bakımda yatan hasta oranı 29 Temmuz’da yüzde 12’ye çıkarak rekor seviyeye ulaştı.” 

Şahin, hastalık haziran ayından itibaren daha ağır seyretmeye başlamadığına göre bunun tek açıklamasının aktif vaka sayısını belirleyen yeni vaka sayısının eksik bildirilmesi olabileceğini kaydetti. 

‘Günlük vaka 900 değil 1500 civarında olmalıydı’

Hastalığın ağırlık düzeyinin değişmediğini ve 11 Haziran’daki oranın (yüzde 3) olası yoğun bakım/aktif vaka oranı olduğunu varsayarsak Temmuz ayı sonu itibariyle aktif vaka sayısının 11 bin değil 40 bin civarında olduğu ortaya çıkıyor.

Şahin bu durumun günlük yeni vaka sayısını 900 civarında değil, 1500 civarında olmasını gerektirdiğini vurguladı.

Yeni vaka sayısının eksik bildirilmesinin hafif ve şüpheli vakalara ve temaslılara eskisi kadar fazla test yapılmamasıyla açıklanabileceğini belirten Dr. Şahin “Verilerdeki bu tuhaf gidişat gizlenemez hale gelince ve bütün uzmanlar da aynı noktadan eleştirmeye başlayınca yoğun bakımda yatan hasta sayısını açıklamayı durdurdular” ifadelerini kullandı.

‘Bakanlık en önemli veriyi gizliyor’

Bunun yerine nasıl tanımlandığı belli olmayan bir ağır hasta bir de pnömoni kategorisi yarattıklarını belirten Şahin bunların da geçmişteki düzeyleri bilinmediği için karşılaştırma yapılamayacağını hatırlatarak şunları dile getirdi: 

Bu nedenle bu verilerin hiçbir anlamı yok. Epidemiyoloji karşılaştırma ve trend izleme bilimidir. Bir gün o sayıyı bugün bu sayıyı verirseniz bilgi vermiş değil bilgiyi gizlemiş olursunuz.

Bakanlık salgının asıl durumunu görmemiz açısından kalan en önemli veriyi gizliyor ve bunu da uluslararası kriterlere uygun başka bir veriyi açıklamalarına bağlıyor. O zaman yoğun bakım sayısını vermeye devam etsinler, yeni açıkladıkları iki kategori için de gidebildikleri kadar geriye giderek geçmiş verileri de versinler ki bir işe yarasın.

Ağır hasta kimleri kapsıyor?

Ağır hastanın tanımı ise tam olarak yapılmadı. Ümit Şahin “Anladığım kadarıyla yoğun bakımda yatanlar arasında entübe edilmiş olanlar ve klinik durumu nedeniyle entübe ihtimali olanları kapsıyor” dedi. Şahin’e göre verilen sayının bir gün önceki entübe sayısından biraz fazla ama yoğun bakım sayısından epey az olması bu tahmini doğruluyor.

Bu durumun da yoğun bakıma yatırdıkları her hastanın ağır hasta olmadığını açıklamak anlamına geleceğini söyleyen Şahin “Neden ağır olmayan hastaları yoğun bakıma yatırdıklarını da açıklamaları gerekir” değerlendirmesinde bulundu.

Normalleşme dönemiyle birlikte Alsancak

‘Mayıs ortasındaki seviyeye geri döndük’

Salgının genel seyrine dair de bir değerlendirmede bulunan Şahin, “Salgın, Mayıs ayı ortalarındaki düzeyine geri döndü ve kronikleşti. Zorlayıcı toplumsal önlemler en alt seviyeye çekildi ve tedaviye ağırlık verildi. Bakanlığın stratejisi ‘Siz kendinizi koruyun, ama hasta olursanız biz sizi iyileştiririz’ şeklinde özetlenebilir” dedi.

Dr. Şahin’in öngörüsüne göre, eylül sonuna kadar salgın bu düzeyde seyredebilir ve eğer dünyada kontrol alına alınamaz veya Avrupa’da tekrar kontrolden çıkarsa, Türkiye’de de ekim veya kasım ayında, daha birinci dalga tam bitmeden ikinci dalganın gelmesi çok muhtemel.  

‘Salgın kontrolü vatandaşa bırakılıyor’

Türkiye’de salgın kontrolünün tamamen yurttaşlara bırakıldığını; maske  zorunluluğu ve 65 yaş üstü için sokağa çıkma kısıtlaması dışında gönüllü kısıt uygulamasına geçildiğini anlatan Ümit Şahin, haziran başından bu yana salgının kontrolden çıkmasının ve kronikleşmesinin bu önlemlerin yeterli olmadığını gösterdiğini kaydetti. “Ama daha fazla ne yapılmalı sorusuna cevap vermek için elimizde yeterince veri yok. Açıklanan veriler de yorum yapılamaz hale getiriliyor.”