Kategoriler: Türkiye

Tutuklu öğrenci Ali Deniz Kılıç’tan mektup var

Merhabalar…

Ben Ali Deniz Kılıç… 2009 yılında katıldığım bir basın açıklaması nedeni ile tutuklandım. Tutuklanma nedenimi anlamak için yalnızca kendi durumumdan yola çıkmak eksik olur. Beni ve tutuklu yüzlerce gazeteciyi, öğrenciyi, akademisyeni, aydını anlamak için yola AKP’den çıkmak gerekmektedir.

AKP’nin Ustalık Dönemi icraatlarının temelinde totaliter ve otokratik bir rejim kurma çabası bulunmaktadır. AKP bugün İktidara geldiği ilk günden farklı bir pozisyonda durmaktadır. O gün eskinin statükosu karşısında mazlum rolünü oynayan AKP, bugün gerçek mazlumların sofralarına oturan aç kurt misali, toplumun tüm kesimlerini hedef tahtasında görmektedir. ABD’nin “model ülke” olarak AKP aracılığıyla yeniden şekillendirdiği Türkiye’de “ileri demokrasi” diye kavramsallaştırılan tragedya halkların karşısına baskı ve zulüm olarak çıkageldi.

AKP yeni bir savaş konseptini yürürlüğe soktu. Bu savaş sadece Suriye savaşı değil. Suriye AKP’nin emperyalizmin bölgede taşeronluğunu yaparken, kendini rolüne çok kaptırıp, kraldan daha fazla kralcı olma halidir. AKP bu savaşı toplumun tüm kesimlerine açmıştır. İşçilere, Kürtlere, kadınlara, aydınlara, gazetecilere, öğrencilere…

AKP, grev hakkını işçilerin elinden alıyor, onları işten atıyor… AKP, Roboski’de yaptığı katliamın üstüne örtmeye çalışıyor… AKP, kadınlar adına konuşuyor, kürtaj hakkını kadınların elinden almaya çalışıyor. AKP, öğrencileri, siyasetçileri, aydınları, gazetecileri neredeyse “fazla düşünmek, fazla sorgulamak” gibi nedenlerle tutukluyor vaziyette. Hazırladığı yeni yargı paketi ile organize oyunlarla susturmaya çalıştığı toplumu, derin bir sessizliğe gömmek istiyor!

Cezaevlerine yansıyan atmosferi de işte bu gelişmeler oluşturmaktadır. Anlayacağınız buralar hiç boş kalmıyor! Özellikle aramıza her gün yeni bir öğrenci daha ekleniyor. Dedim ya, “fazla düşünmek, fazla sorgulamak” nedeniyle tutuklananlar geliyor buraya.

Bende bu nedenlerden biriyle cezaevine geldim. Suçum “terör örgüt üyesi olmak ve adına propaganda yapmak”. Tabi bu benim üzerime atılan çamur. Çamur diyorum çünkü üzerimizde herhangi bir suç delili olmamasına rağmen, hatta tutuklanmak üzere bizi mahkemeye sevk eden savcının bile serbest bırakılmamızı talep etmesine rağmen üzerimize atılmaya çalışılan çamur. Savcının da bu kararı alması geç oldu; 2 yılımızı alan bir süreç geride kaldı. Yine de “güçlü suç delillerine” dayanarak tutukluluk hallerimizin devamına karar verildi. 4 Nisan’da düzenlenen mahkemede de yine umutlarımız boşa düştü. Mahkeme günü salonda bizi gözaltına alan ve 2 yıldır mahkemeye gelmeyen polisler de oradaydı. Verdikleri bütün çelişkili ifadelere rağmen mahkemeden 6. defa aynı kararı duyduk “tutukluluk hallerinin devamına” ve bir dahaki mahkemenin 28 Haziran’da yeniden görülmesine…

28 Haziran’da bizleri sindirmeye, yok etmeye ve güneşli günleri karartmaya çalışanlara rağmen dimdik bir şekilde yerimde olacağım. O güne kadar kendinize iyi bakın görüşmek dileğiyle çokça selamlar…

Ali Deniz Kılıç
Kandıra 2 No.lu F Tipi Cezaevi

(Dev-Lis Facebook sayfası, Yeşil Gazete)

Paylaş
Yazar:
Haber Merkezi