[Seçime Doğru] Can Selçuki: Her seçim bölgesi özel olarak planlanmalı

Video-Röportaj: Müjgan HALİS

14 Mayıs’ta düzenlenecek Cumhurbaşkanlığı ve Parlamento seçimlerine bir buçuk ay kaldı. Seçim sürecine odaklandığımız video dizisiyle, vatandaşların oy tercihleri belirleme süreçlerinin daha sağlıklı yürüyebilmesini umuyoruz. İlk konuğumuz Türkiye Raporu Araştırma Direktörü Can Selçuki. 

Selçuki ile yaklaşan seçimlerde ittifaklara sıkışan partilerin stratejilerini  ve vatandaşların bunlara olası yanıtını konuştuk. 

*

TİP’in seçim tercihi, Yeşiller Sol’a kaybettirir mi?

Hayır TİP’in ne önerdiğine bakmak lazım. Takip ettiğim kadarıyla TİP bazı yerlerde ortak listeyle girelim, bazı yerlerde ayrı girelim ve hatta bazı yerlerde de YSP’nin lehine hiç aday göstermemeyi de kabul etmişti. Sonuç itibariyle TİP’in benim anladığım, gördüğüm kadarıyla basit bir hesabı var. Diyorlar ki; bazı seçim bölgelerinde bize oy verebilecekken, Yeşil Sol Partisi‘ne oy vermeyecek bir seçmen kitlesi var ve bu seçim bölgelerinde biz milletvekili çıkartabiliriz. Zaten günün sonunda konuştuğumuz milletvekili sayısı beş altı. Dolayısıyla buradan yola çıkarak kararıyla ittifaka vekil kaybettirecek gibi bir yaklaşıma girmek bence doğru değil.

Küçük partilere oy vermek isteyenler nasıl bir strateji izlemeli?

Bir kere bir küçük parti, bir ittifaktaysa veya o ittifak barajı geçiyorsa o partinin baraj sorunu yok. Ancak baraj sorunu olmaması illa milletvekili çıkartacağı anlamına gelmez. Dolayısıyla oy kullandığınız seçim bölgesinde bu küçük parti bir veya iki vekil çıkartabilecek kadar oy alıyor mu, buna bakmak lazım.

Siz özellikle her seçim bölgesi içinde ayrı bir strateji öneriyorsunuz değil mi?

Bu her ittifak için geçerli. Millet İttifakı’ndan bir örnek verelim. Şimdi bazı yerlerde ortak bazı yerlerde ayrı liste yapıyorlar. Yani ne her yerde ayrı liste yapmak ne de ortak liste yapmak kesin çözümdür. Millet İttifakı’ndan örneğin Gelecek Partisi‘nin Konya‘da kuvvetli olduğunu düşünülüyorsa o zaman Gelecek Partisi’nin listelerinden girilmeli. Ama örneğin Edirne‘de Cumhuriyet Halk Partisi’nin daha kuvvetli olacağı varsayılırsa o zaman Cumhuriyet Halk Partisi listesinden girilmeli. Balıkesir örneğinde ise CHP ve İYİ Parti’nin ayrı listelerden girmesiyle, ittifak en fazla milletvekili çıkarma potansiyeline sahip. Bu nedenle Türkiye’nin 87 seçim bölgesinde de bu hassasiyetler göz önüne alınarak strateji yapılmalıdır. Tek bir çözümü yok bu işin.”

Ortak liste, daha fazla milletvekili çıkaracaktır

Yeni seçim sistemi biraz kafa karıştırıyor, d’hondt sisteminin püf noktaları nelerdir?

Püf nokta şu: Eskiden bir seçim bölgesinde oylar veriliyordu, o seçim bölgesine ait vekillikler önce toplam oya göre dağıtılıyordu, sonra ittifakı oluşturan partilere dağıtılıyordu. Şimdi ittifakların toplam oy oranı dikkate alınmıyor. Doğrudan partilerin aldıkları oy nispetinde d’hondt sistemi kullanılarak milletvekillikleri alınıyor. Dolayısıyla barajı geçse bile tek başına milletvekili çıkartamayacak partiler, eskiden ittifakın toplam oylarına yaptıkları katkı sayesinde ittifakın hissesini arttırabiliyorlardı, artık yapamıyorlar. İşte ortak liste çalışmaları bu yüzden daha da önem kazanıyor.

Millet İttifakı içinde daha muhafazakâr kanatta yer alan Saadet Partisi, DEVA ve Gelecek Partisi için ittifak içinde ittifak seçenekleri de konuşuluyor. Sizce bu doğru bir yol mudur?

Bir kere ittifak içerisinde ittifak tanımı doğru değil, ittifak içerisinde liste ortaklaşması tanımı doğru. Evet; DEVA, Gelecek, Saadet belirli İYİ Parti de olabilir; bu dört partinin ortaklaşması gerçekten de daha fazla milletvekili sonucunu ortaya çıkartabilir.

Elinizdeki verilere göre özellikle AK Parti’nin Doğu Güneydoğu’da kaybettiği söylenen oyların bu sözünü ettiğimiz üç partiye gitme eğilimi nedir?

Millet İttifakı içerisinde Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu en kuvvetli parti şu anda Cumhuriyet Halk Partisi. Kemal Kılıçdaroğlu 2015 Haziran seçimlerinden bu yana bir tutarlı bir politika takip ediyor. Belki dokunulmazlıkların kaldırılması oylaması bu politikanın dışında tutulabilir. Bu yolun dışında ama o günden bugüne kadar da yapılanlar ortada. Doğu Masası marifetiyle Cumhuriyet Halk Partisi’nin bölgede çok yoğun bir çalışma yaptığını da görüyorum. Kaldı ki Cumhuriyet Halk Partisi tarihsel olarak bölgeye uzak bir parti değil. Kürt siyasi hareketinin abileri, en önde gelen akil adamları diye sayabileceğimiz isimlere baktığımızda 70’li yıllarda Cumhuriyet Halk Partisi’nden yer aldıklarını unutmamak lazım.”

HÜDA-PAR ve Yeniden Refah Partisi’nin, Cumhur İttifakı’na katılmasının etkileri neler olabilir?

Tam ölçememekle beraber şöyle bir değerlendirmem var. Bu seçimi kazanmak için oyların en az yüzde 50’si gerektiği için ortada bulunan seçmene hitap edebiliyor, ürkütmemeniz lazım. Yeniden Refah ve HÜDAPAR‘ın kimlik aidiyet üzerinden hitap ettiği bir kitle olduğu doğru ancak büyüklükleri tartışılır. Fakat politika tercihleri bakımından da ortada bulunan seçmeni ürkütme potansiyelleri olduğunu düşünüyorum. Bu ikisinin netine bakmak lazım. Henüz araştırmalarımızda onu tespit edebilmiş değiliz.

İkinci tur, İnce’nin oylarına bağlı

Doğu Perinçek, Muharrem İnce için ‘tavşan aday’ tabirini kullandı. Hem buna yorumunuz hem de gençliğin İnce’yi tercih ettiğine dair görüşlere dair düşünceniz nedir?

Bir siyasi parti liderinin diğerine böyle yakışıksız bir benzetme yapabilmesi için yüzde 0.2’den fazla oy alması lazım.

Muharrem İnce toplumda destek gören bir siyasetçi, ki cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci tura kalıp kalmayacağı da Sayın İnce’ye olan desteğin ne yönde evrileceğiyle alakalı. Hem Memleket Partisi‘ne hem Muharrem İnce’ye desteğin özellikle ilk defa oy kullanacak kitle ile biraz daha üst yaş grubu genç seçmenden geldiği doğru. Sayın İnce de kampanyasını bu yönde bu kitleye hitap ederek sağlamlaştırmaya çalışıyor. Gençlik, anti siyaset yani mevcut siyasi aktörlere ve kurumlara güvenmiyor. Dolayısıyla popülist liderler için çok verimli bir seçmen grubu. Bunu olumsuz bir şey olarak söylemiyorum, bu bir tespit ve araştırmalarınızdan çıkıyor.

Elinizdeki son veriler Kılıçdaroğlu-Erdoğan yarışı hakkında ne diyor?

“Elimizdeki veriler Sayın Kılıçdaroğlu’nun yarışa önde girdiğini gösteriyor. Bu da son yirmi yılda ilk defa görülen bir dinamik. Çünkü biz şuna alışığız. Recep Tayyip Erdoğan‘ın önde başlayıp oylarını muhafaza ettiği muhalefetin geride başlayıp oyu arttırmaya çalıştığı bir 20 yıl geçirdik. Şimdi tam tersi bir dinamikle başlıyoruz. Muhalefet önde oyları muhafaza etmeye çalışıyor, Erdoğan geride yeni oy almaya çalışıyor.”

Paylaş
Yazar:
Yeşil Gazete