‘Özelleştirilen 13 termik santral, kirletmeye devam ediyor’

İklim Değişikliği Politika ve Araştırma Derneği‘nin hazırladığı ‘Özelleştirilmiş Termik Santraller ve Çevre Mevzuatına Uyum Süreçleri’ raporunda çarpıcı bilgilere yer verildi. Bir grup gazeteci ile bir araya gelen Bozoğlu, “Özelleştirilmiş Termik Santraller ve Çevre Mevzuatına Uyum Süreçleri” raporuyla 2020 yılının başında kapatıldığı iddia edilen kömürlü termik santrallerin yaklaşık 1,5 yıldır geçici faaliyet belgeleriyle hiçbir çevre yatırımını tamamlamadan çalıştığını söyledi.

Türkiye’de özelleştirmiş ve Elektrik Üretim Anonim Şirketi’ne (EÜAŞ) ait 13 kömürlü santral bulunduğunu belirten Bozoğlu, süreci şöyle anlattı:

“2013 yılında bu termik santrallere çevre mevzuatından muafiyet sağlama amacıyla ve çevre yatırımlarını baca gazı emisyonlarını, atıklarını, atık sularını yönetebilmeleri adına yatırım yapmaları için yedi  yıllık süre tanınmıştı. 2013 yılında yapılan Elektrik Piyasası Kanunu’ndaki düzenlemeyle ve bu düzenleme 2016 yılında iptal edilmiş, tekrar Anayasa Mahkemesi’nin iptaline rağmen Meclis’ten kanun çıkartılarak 2019 yılının sonuna kadar bu tesislere çevre mevzuatından muafiyet yani cezalardan muafiyet sağlanmış ve tesislerin çevresel yatırımları yapması istenmişti.”

Cumhurbaşkanı’nın vetosu işe yaramadı

Bozoğlu, 2019 yılı içerisinde tesislerin çevresel yatırımları yapmadıkları ortaya çıktıktan sonra Meclis’ten tekrar bir kanun değişikliğine gidildiğini, bu düzenlemenin de 4 Aralık 2019 tarihinde Cumhurbaşkanı tarafından veto edildiğini hatırlattı:

“Cumhurbaşkanı veto ederken halk sağlığını riske atan bu tesislere zaten yedi yıl muafiyet tanındığını ifade ederek, ekstra bir süre tanınmayacağını net bir şekilde tanımlamıştı. Ancak gelin görün ki; bugün paylaştığımız raporda açık bir şekilde bu tesislerin hala çevreyi kirlettiğini, bir ila bir buçuk yıldır çevreyi kirleterek çalıştırılmaya devam edildiğini görüyoruz.”

Gelinen aşamada 13 tesisin hiçbirinde herhangi bir çevresel yatırım yapılmamış olmasına rağmen çalışır durumda olduklarını kaydeden Baran Bozoğlu,  “1 Ocak 2020 tarihinde Çevre Bakanıyla Enerji Bakanı basın toplantısı düzenleyerek bu santrallerin kapatıldığını, durdurulduğunu; çevre mevzuatına uymayan Afşin Elbistan A, Seyitömer, Tunçbilek, Soma, Kangal ve Çatalağzı termik santrallerinin GFB (Geçici Faaliyet Belgesi) ve çevre izni olmaması nedeniyle, çevre yatırımlarını ve çevreyi kirlettikleri gerekçesiyle faaliyetlerini durdurulduklarını açıkladılar” dedi.

Bozoğlu şöyle devam etti:

‘Geçici faaliyet belgesiyle çalışıyorlar’

“Ancak bu tesislerin hepsine peyderpey çevre mevzuatının içerisinde yapılan değişiklikler ve olağan dışı uygulamalarla bir düzenleme yapılarak ve Çevre Bakanlığında yapılan çalışmalarla her birine GFB verilerek çalışmasının önü açıldı. Tesislerin özelinde konuşmak gerekirse GFB alarak çevre mevzuatına uyumları ve çevre izin lisans belgeleri almaları için faaliyetine devam etmesine izin verilen termik santrallerin üçü,  yani Afşin Elbistan B, Çayırhan, Orhaneli termik santralleri mevzuatın belirlediği koşullara uygun olmamasın, toksik atıklarını vahşi depolama yöntemiyle depolamaya devam etmelerine rağmen bir yıl boyunca GFB verilerek çalışmaları sağlandı ve bu süre dolduktan sonra tekrar GFB verilerek çalışmalarının önü açıldı.”

‘Çevre yatırımı yapmadılar’

Dolayısıyla bu tesisler, bir buçuk yıldır fiilen çevre yatırımı yapmamaları ve çevre izni almamalarına rağmen çalışmalarının önü açıldı. Bu tesislerin ikinci GFB alma durumları nedeniyle altı ay daha çalışmalarını devam ettirebilme konusunda kaygı taşıyoruz.

Afşin Elbistan A ve Kangal termik santralleri, fiilen bir yıldan fazla çalışacak şekilde GFB yenileme yoluna gittiler. Ekstra altı ay daha kazanma tercihinde bulundular.

Tunçbilek termik santrali 10 Şubat 2021 tarihinde ikinci GFB aldı. 29 Ocak 2021 tarihinde iptal edilen GFB’den yaklaşık 11 gün sonra aldığı yeni belge sürecinde yani 11 gün boyunca da GFB olmadan çalıştı, herhangi bir ceza kesilmedi. Şu anda da 2. GFB alarak çalışmaya devam ediyor.

‘Atıkların vahşi depolaması da sürüyor’

Benzer şekilde Seyitömer termik santralinin GFB’si 4 Şubat 2021 tarihinde iptal olmuş olmasına ve  bundan sekiz gün sonra tekrar GFB almış olmasına rağmen bu sekiz gün boyunca idari yaptırım yapılmadı.

Seyitömer Termik Santrali GFB olmasına rağmen düzenli depolama sahalarına dair lisansı olmadığı için şu an atıklarını izinsiz bir şekilde vahşi depolama alanına depolamaya devam ediyor. Buna rağmen Çevre Bakanlığı tarafından herhangi bir yaptırım uygulanmıyor. Öte yandan Muğla Yatağan termik santrali tam bir krize olan bu bölgede havayı kirletirken, toksik atıklarını vahşi depolama sahasında depolamaya devam ederken, gerekli sundurmaları yapmadan, yeraltı kirliliği izlemeden çalışmaya devam etmesine rağmen bu tesise 29 Aralık 2020 tarihinde ne yazık ki beş yıllık çevre izni verilmiş durumda.

Hali hazırda Soma ve Çatalağzı termik santrallerinin de GFB süresi haziran ayında dolacak. Yani bu tesisler çevre izni alamayacak durumdalar. Buna rağmen bu tesislere önümüzdeki günlerde tekrar GFB ile yani yatırımlarını yapmadan çevreyi kirletmeye devam ederek çalışmalarının önünün açılacağını görüyoruz.

EÜAŞ’a bağlı 18 Mart Çan termik santralinin çevre izni ise 18 Mart 2021 tarihinde dolmuş durumda. Şu anda bu tesis iki ayı aşkındır havayı suyu toprağı kirleterek çevre izni veya GFB olmadan üretim yapmaya devam ediyor. Herhangi bir ceza da kesilmedi”

Bilgi edinme başvurularına ‘ticari sır’ gerekçesiyle ret

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın konuyla ilgili tam bir felç durumu yaşadığını ifade eden Baran Bozoğlu ” Özelleştirilmiş termik santrallerin çevre mevzuatından nasıl muaf tutulduğu, uluslararası anlaşmalara ve kendi mevzuatımıza aykırı işlerle bu tesislere nasıl çalışmasına izin verildiğini üzülerek görüyoruz. Bu bize bakanlığın yeterince görevini yapmadığını ve felç duruma doğru gittiğinin somut bir göstergesidir.” dedi.

Bu tesislere takılmış olan sürekli emisyon ölçüm sistemlerinin,  yani bacalarından çıkan kirletici gazları bakanlık tarafından çevrimiçi olarak izlenen sistemlerin elde ettiği sonuçlara dair bilgi edinme başvurularına “ticari sır” gerekçesiyle cevap verilmediğini kaydeden Bozoğlu şunları kaydetti:

“Buradan kamuoyunun ilgisine ve bilgisine belirterek sormak istiyoruz. Havamızı kirleten veya kirletme riski olan bu santrallerden çıkan kirletici gazların miktarına dair bilgi nasıl bir ticari sır niteliği taşıyabilir? Buradan özellikle bakanlığı başta olmak üzere bütün kamu kurumlarından vatandaşlar olarak talep ediyoruz. Havamızın, toprağımızın, suyun kalitesine dair bilgiyi lütfen bizden esirgemeyin.

Biz havamızı kirleten veya endişe duyduğumuz tesislere dair bilgiyi uluslararası İngilizce raporlardan mı almak zorundayız? Kredi kuruluşları için verilen raporlardan mı öğrenmek zorundayız? Yabancıların bildiği bilgiyi neden biz vatandaşlar olarak kendi ülkemizde elde edemiyoruz? Dolayısıyla çevreye dair bütün bilgilerin şeffaf bir şekilde paylaşılmasını bekliyoruz. Çevre Bakanlığı çok güzel bir şey yapıyor, hava kalitesine dair bilgiyi anlık olarak vatandaşlarla paylaşıyor. Aynı şekilde bu santrallerden çıkan kirletici gazların bilgisinin paylaşılmasını talep ediyoruz.”

Baran Bozoğlu,  şu anda da 1Ocak 2021’den öncesinde olduğu gibi bu santrallerin havayı, suyu toprağı kirletmeye, atıklarını atık sahalarına atmaya devam ettiğine dikkat çekerek şu önerilerde bulundu:

“Bu santrallerden ekmek yiyen işçilerin emekçilerin zarar görmeyeceği şekilde adil bir dönüşüm sürecini acilen başlatmamız ve planlamamız gerekmektedir. Bu tesislerin tamamı belirli bir planlama dahilinde kapatılmalı atık sahaları da revizyon ve rehabilite edilmelidir.