ManşetTürkiye

İmamoğlu’na verilen siyasi yasak kararının gerekçesi açıklandı; İçişleri Bakanı ‘mağduriyet yaratmak istiyor’ dedi

0
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu‘na verilen 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası ve siyasi yasak cezasının gerekçeli kararı açıklandı.Yüksek Seçim Kurulu üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla yargılanan  İmamoğlu’na İstanbul Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası ve siyasi yasak kararı verilmişti.

İmamoğlu’na iki yıl yedi ay hapis cezası

YSK üyelerini rencide etmiş

Muhalefetin büyük tepkisine neden olan hükmün ardından gerekçeli karar da açıklandı. 17 sayfalık gerekçeli kararda, İmamoğlu’nun ‘YSK üyelerine karşı hakaret suçunun basın önünde işlediği, yüksek yargı üyelerine rencide edici şekilde hakaret ettiği’ belirtildi.

Kararda şu ifadeler yer aldı:

“Yapılan yargılamada, sanığın lehine ve aleyhine olan tüm deliller toplanmış ve birlikte değerlendirilmiştir. Sonuç olarak, sanığın suç tarihinde “tamda işte 31 Martta seçimi iptal edenler ahmaktır” sözleri ile kurul halinde çalışan ve kamu görevi yapan; Yüksek Seçim Kurulu Üyelerine karşı yapmış oldukları görevden dolayı, ahmak demek sureti ile hakaret ettiği, sabit görülerek, sanığın kişiliği, suçun işleniş şekli, meydana gelen zararının ağırlığı, sanığın yargılama sürecindeki davranışları, tüm dosya içeriği birlikte değerlendirilerek sanığın yukarıda belirtilen gerekçeler ile aşağıdaki şekilde cezalandırılması cihetine gidilmiştir.”

Ne olacak?

Savcının kararı İstinaf mahkemesine taşımasının ardından İmamoğlu’nun da avukatları karara Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde itiraz edecek.  Bölge Adliye Mahkemesi, kararı yerinde bulursa süreç Yargıtay’a taşınacak. İmamoğlu’nun belediye başkanlığı da Yargıtay’dan çıkacak karara bağlı ancak bu tarihe kadar görevine devam edebilecek.

Ekrem İmamoğlu’nun Yargıtay kararı sonrasında Anayasa Mahkemesi’ne başvurma hakkı da bulunuyor.

İmamoğlu: Gök kubbeyi başlarına yıkarız

İçişleri Bakanlığı’nın davanın ardından hakkında “terörle iltisak” soruşturması talep ettiği İmamoğlu ise bugün bir basın toplantısı düzenleyerek  “Buradan Bakan’a söylüyorum, biz kuzu değiliz. Bu bir mağduriyet davası değil, haysiyet davasıdır. Kimse susmamızı bekleyemez” dedi.

İddialalara belgelerle yanıt veren İBB Başkanı, belediyenin AKP yönetiminde olduğu dönemde İBB’de işe alınan bazı kişilerin “silahlı terör örgütü yöneticiliği”nden sabıka kayıtlarının bulunduğunu anlattı: “Eğer savcılığa sunulan raporda dönemin İBB Başkanı Mevlüt Uysal ve İBB yöneticileri hakkında da işlem talep etmişse bir lafım yok. O raporda sadece Ekrem İmamoğlu ve onun yöneticileri suçlanırsa gök kubbeyi başınıza yıkarız. Bize yaptığı suçlamaların bir mantığı varsa aynı suçu Eski Başkan Ak Partili Mevlüt Uysal da, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya da işlemiş”

Bir yıldan fazla zamandır İçişleri Bakanı’nın belediye çalışanları ve aileleriyle kendisine  ‘terör’ ile ilişkili suçlamalarda bulunduğunu hatırlatan İmamoğlu,  bakanlıktan ve valilikten ifade edilen 557 teröristle ilgili isim ve bilgi istediklerini ancak yanıt alamadıklarını söyledi.

“Hal böyleyken, bir süre sonra mülkiye müfettişleri eliyle, terörle ilişkili personel soruşturması başlatıldı. Bu süreçte devletimizin istediği her türlü bilgi ve belge anında yetkili makamlarla paylaşıldı. Bu süreçte de bilgilendirme tek taraflı yürüdü, tarafımıza herhangi bir bilgi sunulmadı” diyen İmamoğlu, davanın hukuki değil, siyasi bir dava olduğunu belirterek, “ Bu bir mağduriyet davası değil, haysiyet davası. Kimse bizden susmamızı beklemesin. Kimse bu milletten teslim olmasını beklemesin. Öyle kolay kolay hakkımızı yedirmeyiz. Öyle kolay kolay mücadeleden vaz geçmeyiz.” dedi. 

Soylu: Yetkimiz var

Öte yandan bugün İmamoğlu’nun ardından bir basın toplantısı düzenleyen İçişler Bakanı Süleyman Soylu ise İmamoğlu’nun ‘saygılarını sunarak’ kendisini aradığını öne sürdü;  “Bana, ‘CHP Genel Merkezi beni sevmiyor, bana yardımcı olur musunuz’ diye ricası olmuştur” dedi. İmamoğlu iddiayı reddetti. 

Soylu, Doğu ve Güneydoğu’daki HDP‘li belediyelerden görevden alma ve kayyımları hatırlatarak,Kamunun kendine ait sorumlulukları vardır. Görev yapanların da sorumlulukları vardır. Anayasa’nın 127’nci maddesi çok açık ve nettir. Yerel yönetimler için bizatihi bize yetki vermiştir. Bu soruşturmaları yürütürken elimizde bir rehber olan bir kanun var. ‘Kanun ne gerektiriyorsa yaparız’ dedik ve yaptık. İşine geldiğinde alttan almasını bileceksin, diğer taraftan dönüp hakaret edeceksin “dedi. 

Ekrem İmamoğlu’nun mağduriyet yaratmak istediğini öne süren Bakan, şunları söyledi:

  • 1- Bizim 9 Aralık 2021’de dile getirdiğimiz tüm iddianın ikrarını yapmıştır.
  • 2- Terör örgütleri buraya girmemiştir diyemiyor. KHK ile işten çıkarılanları biz hülle ile işe aldık yalandır demedi.
  • 3- Dağdaki teröristleri ve kamuya girmesi kesinlikle mümkün olmayan kişileri işe almadık diyemedi. Bunların hepsi İBB’ye alındı.

Soylu, soruşturulan dönemde işe alınan 25 kişi içinden 1668’inin sekiz kişilik müfettiş heyetiyle soruşturulduğunu belirterek şöyle konuştu:

“Benden önceki dönemde de vardı’ diyor. Bu soruşturma 01.01.2019’dan itibaren üç yıl yapıldı. 1668 kişinin 191’i Mevlüt Uysal, 50 kişi de İstanbul Valisi Ali Yerlikaya döneminde alınmış. Bunların 191 ve 50 kişisi tamamen incelenmiş, işe girme engeli olmadığı görülmüş.  İBB’nin yasladığı 505 kişiyi güya yanındaki 3-5 aklıevvelin söylediği sözlere dayanak olarak ‘Ben aldım, benden öncekiler de yaptılar’ demek aymazlıktır. Terinizi silebilirsiniz ama yüzünüzün karalığını silemezsiniz. 505 kişinin işe girmesinde engel vardı. Kendi suçunu örtbas etmek için belediye çalışanlarını kalkan yapmak ayıptır. Bu dosyalar sizden istendi.”

‘Yargıyı tehdit etti’

Soylu, Ekrem İmamoğlu’nun adil bir soruşturma yapılmaması halinde “gök kubbeyi başlarına yıkacağı” yolundaki söylemlerini de “yargıyı tehdit” olarak değerlendirdi:

“Soruşturmayı açacak ben değilim. Mülkiye müfettişlerimizin tamamladığı bu soruşturmayı yargıya gönderdim. Gökkubbeyi başınıza yıkarım diyor. Sonra ben bu sözleri yargıya değil Süleyman Soylu’ya söyledim diyebilir.  Bizim terörle mücadelemiz hoşuna gitmiyor, bizi beğenmiyor olabilir. Bizi Cumhurbaşkanımıza, partimize şikayet ediyor. Kendi üzerine vazife olmayan her şeyi yapıyor ama bir tek kendi işini yapmıyor.”

 

More in Manşet

You may also like

Comments

Comments are closed.