Kategoriler: İklim KriziManşet

İklim değişiminden söz etmeden Los Angeles yangınlarından bahsetmek akıl dışı

Mother Jones’da 6 Aralık 2017’de yayınlanan Amy Thomson imzalı haberi Yeşil Gazete gönüllü çevirmenlerinden Hilal Işık’ın çevirisiyle yayınlıyoruz.

***

Batı’da orman yangınları, daha sık ve yoğun olarak görülmeye başlandı.

Amy Thomson

Yangın, pazartesi akşamından bu yana 83 bin dönümlük toprakları kavurarak Los Angeles’ı ve komşu kasabaları tahrip etmeye devam ediyor. Alevler on binlerce ev sahibinin evlerini terk ederek güvenli yerlere ulaşmaları için kullanmaları gereken güzergâhlardan olan, 405 ve 101 numaralı otoyollarını kat etti.

İki gözlemci 101 nolu otoyolda yangını izliyor. Salı, Ara. 5, 2017, Kaliforniya .Jae C. Hong/AP

New York Times’a verdiği demeçte, Kaliforniya Ormancılık ve Yangın Önleme Departmanı (The California Department of Forestry and Fire Protection) yardımcı asistanı Daniel Berlant, Kaliforniya’nın yangın mevsimi genellikle sonbaharın sonlarına doğru uzanır ancak bu yılın yangınları olağandışı görülüyor diyor. “Son on yılda, geleneksel olmayan yangın mevsimi aylarında giderek daha fazla yangın yaşadık ve bu durum burada, Kaliforniya’da yaşadığımız değişen iklim sürecini ortaya koyuyor.”

Gerçekten de, iklim değişikliği Batı’da daha yaygın ve şiddetli olarak görülmeye başlanan yangınların sorumlusu olarak görülebilir. Kaliforniya Ormancılık ve Yangın Önleme Departmanı’na göre Kaliforniya’nın geçtiğimiz yüzyıldaki en büyük orman yangınlarının üçte ikisi, 2002’den bu yana meydana geldi.

Kuzey Kaliforniya’nın Napa ve Sonoma bölgelerini alevlerin sardığı Ekim ayında meslektaşım Matt Tinoco, her geçen yıl sayıları artan orman yangınları ve ısınan iklimimiz arasındaki bağlantıyı araştırdı: İklim değişikliği, ateş fırtınası artışına önemli bir etken faktör. Uzmanlar, gezegenimiz Isınmaya devam ettikçe ve hava koşulları daha istikrarsız hale geldikçe – ve insanlar daha fazla araziyi imara açmaya devam ettikçe – şu anda Kaliforniya’nın bağ arazilerindeki yıkıcı yangınların istisna olmaktan çıkıp, birer norm haline geleceklerini düşünüyorlar.

Columbia Üniversitesi’nden biyoklimatolog Park Williams, yakın tarihli bir çalışmada görüşlerine “Yanan şeyler söz konusu olduğunda iklim başrolde” şeklinde yer verdi ve ekledi “Önceki nesillerin aşina olduğundan daha büyük çapta yangınlara hazırlanmalıyız.”

Nitekim birçok yerde yangınlar artık daha sık ve yoğun seviyeye gelmiş durumda. Doğal Kaynaklar Savunma Konseyi’ne (Natural Resources Defense Council) göre, 1970 yılından bu yana Amerikan Batı ve Alaska bölgelerinde ortalama yangın sezonu yaklaşık 78 gün uzadı. İlkbaharda kar erimelerinin daha erken başlaması, 1980’lerin ortalarından beri batıdaki yangın aktivitelerindeki dramatik yükselişle bağlantılı. Ve geçtiğimiz yıl yayınlanan biyoklimatolog Park Williams’ın çalışması, insan kaynaklı iklim değişikliğinin, 1984’ten beri Amerikan bati bölgesinde yanan arazi miktarının iki katına çıkarılmasından sorumlu olduğunu ortaya koydu.

Bilim insanları, 21. yüzyılın sonuna gelindiğinde Dünya’daki, çoğunlukla Amerikan Batısı gibi orta-yüksek enlemlerde bulunan arazilerin yüzde 60’indan fazlasının orman yangınlarına karşı bugünkünden daha savunmasız olacağı tahmininde bulunuyor.

Peki, iklim değişikliği neden yangınlarda artışa sebep oluyor? Bunun bir nedeni havanın eskiden olduğundan daha sıcak olması. Soğuk kış dönemlerinin daha kısa ve ilkbahar ve yaz aylarında sıcaklıkların daha yüksek olması, bitki örtüsünün ve toprağın geçmişte olduğundan daha fazla kuruyacak zamanının olması anlamına geliyor. Bu durum orman yangınları sezonunu uzatıyor.

Yangın vakaları üzerine yoğun olarak haber yapan bir gazeteci olan Eric Sagara, değişen kış yağış şekillerinin yangına sebep olabilecek kuru malzemenin artışına neden olabileceğini de belirtiyor.

“Gelgitler hep yaşarız (EN – yazar burada sarkaç benzetmesi kullanıyor)” diyor Sagara. “Fakat kurak dönemler daha da kurak ve yağışlı dönemler daha da yağışlı hale geliyor. Yağışlı dönem boyunca bitkiler canlanıyor. Ardından kurak dönemler gelip her şeyi kurutuyor.”

Sagara’nın sarkaç benzetmesi, geçen yıl Kaliforniya’da yaşananları tam olarak açıklıyor. Yaklaşık 90 inçlik yağmurla geçen kış, resmi olarak Kuzey Kaliforniya’daki birkaç noktada kaydedilen en yağışlı mevsimiydi. Kış yağmurları, Kaliforniya’nın beş yıllık uzun kuraklığına son verdi ve eyaletin hemen hemen tamamı, hafızalarındaki en yeşil baharı yaşadı.

Fakat NOAA’ya (National Centers For Environmental Information) göre, takip eden yaz oldukça sıcaktı, hatta şu anda Kuzey Kaliforniya’da yanmakta olan bölgelerde en sıcak yaz olarak kaydedildi.

Kış yağmurlarının sona ermesinden bu yana, Kaliforniya’nın büyük bir kısmı yoğun kuraklığa yakalanmış durumda. Yaz ve sonbahar mevsimleri geleneksel olarak Kaliforniya’da kurak mevsimler, ancak bu yıl her zamankinden daha da kurak:

 

Kış yağmurları, daha fazla bitki örtüsü artışı sağladı ancak birçoğunun rekor sıcaklıklarda kuruyup mevcut yangınlar için tutuşturucu görevi gördüğü ortaya çıktı.

 

Haberin İngilizce Orijinali

Yazar: Amy Thomson

Yeşil Gazete için çeviren: Hilal Işık

 

(Yeşil Gazete, Mother Jones)

Paylaş
Yazar:
Ali Serdar Gültekin (Editör)