Köşe Yazıları

Haftanın tortusu

0

* Her şey apaçık ortadayken, YGS iptali için ne bekleniyorlar? * Filozof itfaiyeci Efe’yi kurtarabilir miydi? * Listeler açıklandı, ortalık toz duman.

* Her şey apaçık ortadayken, YGS iptali için ne bekleniyorlar? En karşı çıkanlar, hemen “tatmin olanlar” bile artık kabul etti ki, YGS’de şifre var. Hatta bir şifre değil, bir kaç şifre var. Çeşitli şekillerde, çeşitli netlere ulaşılabiliyor. En kapsamlı olan ise ilk çıkan. Yani büyükten küçüğe diz, aynı çıkana kadar sağa kaydır, şanslıysan ilkinde, şanssızsan beşinci denemede doğruyu bul. Tabii ki burada şu var: Şanslılık da, şanssızlık da o şifreyi bilene göre. Yüzbinlerce insan baştan şanssız. Onların bu organizasyonla ilişkisi olmadığına için onlar uğraştılar, yapabildiklerini yaptılar, yapamadıklarını yapamadılar.

Peki kim bunu yaptı? Kim bu şifreyi oraya koydu, bazı öğrencilere dağıttı, birilerini öne çıkarttı? Bunun hesabını kimse sormayacak mı? Bunun üzerinden giden bir araştırma yapılmayacak mı? Bu şifre skandalı, birilerinin imaj çalışması olarak mı kalacak? Artık, üniversiteye girmenin yolu, belli organizasyonlara dahil olmak mı? Böyle düşünenler illa ki olacaktır. Seneye dersane kayıtlarına yansıyacaktır bu şifrenin “getirileri”.

Bir başka nokta da şu: Bu sınav neden iptal edilmiyor artık? Ne bekleniyor? Daha ne olması gerek? Birilerinin çıkıp kendilerini hukuk yerine koyarak “tatmin olması” ve kararı vermesi hukuk devletinde olacak şey mi? Meğer bu kişilerin KPSS skandalında hemen tatmin olamamasının arkasında başka şeyler varmış. Daha sonra tatmin olmak içinmiş meğer. Daha sonra daha rahat tatmin olmak içinmiş. KPSS skandalı, bir örgütlenme hareketi olarak (mı?) kurgulanmış. Baksanıza KPSS’de bütün soruları yanıtlamışlardı, YGS’de bir kaç yanlış çıkartmışlar.

Bu olayın tek iyi yanı binlerce lise öğrencisinin sokağa çıkması, politikleşmesi. Büyükler haklarını savunamazken, Borazanlar onlara karşı gelirken haklarını savunuyor liseliler. Hayatlarını savunuyorlar birazcık da.

* Filozof itfaiyeci Efe’yi kurtarabilir miydi? Efe’yi tanıyor musunuz? Efe Boz! Daha önce de Haftanın tortusuna konuk oldu Efe. Okulda kafasına lavabo düştü ve öldü. Yaşam hakkı hiçe sayıldı, 10 ay önce öldürüldü Efe. Davası sürüyor. Ölümüne sebep olanlar savunma yaptılar: Yaramazdı, ondan ölmüştür diye. Kim bu savunmayı yapanlar, suçu hep ölenlerde arayaranlar? Mesela 2 yıl sonra, Adilcevaz’da bir yangında da bir Efe ölse, yanlışlıkla düşürdüğü bir mum evi yaksa ve Adilcevaz’da babası belediye başkanı olan filozof itfaiyecimiz o yangını söndüremezse yine Efe mi suçlu olacak? Sadece birinin yakını olduğu için işe girenlerin sisteminde, hep Efe’ler mi suçlu olacak?

* Listeler açıklandı, ortalık toz duman. 12 Haziran 2011 Genel Seçimleri için partiler listelerini açıkladılar. Bu seçimin bir önceki seçimden en büyük farkı bağımsız adayların sayısının azlığı. Geçen seçim pusulayı uzatan adaylar, bu sene antidemokratik bir şekilde engellendi. Kabaca söylersek, bağımsız adayların yatırması gereken harca %1900 gibi bir oranda zam yapıldı. Kimse de bunun altından kalkamadı tabii ki. BDP, bunun altından kalktı, bir kaç parti başkanı, bir kaç da ünlü aday altından kalktı ama başka kimse kalkamadı. (İlgili bir yazı: Seçme seçilme hakkı ve bağımsız adaylar )

Listelerde görülen ilk olgu, CHP’nin değişim yaptığı, AKP’nin ise iç-rotasyon ile devam etme eğilimi gösterdiği. Kemal Kılıçdaroğlu, ilk gününden beri bazı engelleri (kendisine ve kamuoyuna göre olan iç engelleri) aşıyor. Bu listeler ile de yılların kökleşmiş CHP’lilerini, CHP denilince akla gelen olumsuz isimlerin bir bölümünü atmış görünüyor. Tabii ki yerlerine bazı yeni isimler de eklememiş değil.

BDP de, seçime bağımsız adaylarla girmeye karar verdi. 61 aday gösterdi. Bunun ne kadarı TBMM’ye girecek, ne kadarı giremeyecek belli olmaz ama geçen seçimlerdeki gibi grup kurmak için kritik sayının eşiğinde olmayacakları açık.

Listelerin ne etkiler yaratacağı, nasıl karşılanacağı daha çok konuşulacak. Belki de 12 Haziran’dan sonra bile bu devam edecek ama şimdiden tek bir kişi için öngörüde bulunabilirim: Bu süreç Ertuğrul Günay için çok zor geçecek. İleriki günlerde Bülent Arınç’tan yine bir “o arkadaşın yerinde olmak istemezdim” sözü duyabiliriz. AKP Genel Başkanı, Günay’ı en çok tepki çekeceği ve İzmirlilerin en rahat tepki gösterebileceği bir kişi olarak attı. Gerçekten “o arkadaşın yerinde olmak istemezdim” ben de. (Seçim üzerine daha çok yazacağız, çizeceğiz.)

* Son madde bizden, içimizden. Başın sağolsun Devin.

Yeşil Gazete ve diğer yazılar için: http://www.urbarli.net

You may also like

Comments

Comments are closed.