Kategoriler: ManşetTürkiye

Garabet Balıkçı, “Oğlum ırkçı bir kurşunla ve bilerek öldürüldü”

Sevag İçin Adalet Girişimi, Sevag Balıkçı’nın öldürülmesinin mahkeme tarafından “kaza ile adam öldürme” kararına ilişkin olarak Cezayir Salonu’nda basın toplantısı düzenledi. Toplantıya Balıkçı ailesinden annesi Ani Balıkçı, babası Garabet Balıkçı, avukat İsmail Cem Halavurt, Garo Paylan, Prof. Dr. Gençay Gürsoy ve Nor Zartong’dan Melis Tantan katıldı.

Avukat İsmail Cem Halavurt, karara karşı memnuniyetsizliklerini ve dava sürecinde ortaya çıkan sıkıntıları anlattı.

“Olayın olduğu karakol dağların arasında şehir merkezine çok uzak bir yerde. Olaya ilk komutanlar müdahale ediyor. Müdahale eden komutanların zaten bir kısmı olayda şüpheli. Olaydan el çektirilmediler. Delilleri karartmaya çalıştılar. Ağaoğlu ailesi tanıkları baskı altına aldı. Olay yeri inceleme raporları, ifadeler hepsi özensiz. Tanıkların baskı alındığı ortaya çıktı. Mahkeme tutuklama kararı vermek yerine suç duyurusunda bulundu. Tanıkları yeniden dinlemedi. Bizler tanıklardan sanığın kastına dair hiçbir bilgi alamadık. Soruşturmayı genişletme talebimiz kabul edilmedi. Bu dava aydınlatılamamış bir davadır. Tanıklar gerçekleri anlatamadıktan sonra yeni delil ortaya çıkmadan bu olayın toplumsal yönünü tatmin edecek bir sonuç ortaya çıkmayacaktır. Asker ölümleri çok yoğun ülkemizde. Uludere ve Afyon patlamalarını gördük. Bu olayların önüne geçilmesi açısından bu karar caydırıcı olamadı.”

Baba Garabet Balıkçı’da tepkilerini dile getirdi;

“Hiç bir gerçeği öğrenemedik. Irkçı bir kurşunla ve bilerek öldürüldü. Sevag sanatkâr bir çocuktu. Türkiye’de ölen Hristiyanların şehit sayılmadığı diye bir tabirle karşılaştık biz. O zaman diyorum ki Türkiye Cumhuriyeti’nde Hristiyanlar askere alınıyor ve öldüklerinde şehit sayılmıyorlarsa niye askere alıyorlar.”

Anne Ani Balıkçı Sevag’ı anlattı;

“Evimizin neşesiydi. Askere istemeden gitti. Bütün bunlar tam 24 Nisan’da ve bayramda olunca başka bir şey düşünemiyoruz. Önce mezhebimize bakılıyor sonra insan olmadığımız düşünüyorlar sonra öldürülüyoruz. Belki sanatıyla tanınacaktı ama buna fırsat vermediler. Kendi gibi yüz yıl önce giden sanatkârlar gibi toprağa verildi”

Tanıkların ifadelerini değiştirildiğini söyleyen anne Balıkçı, şunları anlattı;  “Bize demek istedikleri Sevag suçlu. Ne işi vardı tüfeğin önünde. Vururum seni tombulum demişlerdi. Havada kaldı. Çörek istedi. Son yediği çörek olsun dediler. İspatlayamadık. Ermenistan’la savaş çıksın ilk seni öldüreceğiz dediler. İspat edemedik.”

Balıkçı, “Bu kararı verenler çocuklarına sarılırken Sevag’ı, annelerine sarılırken benim gözlerimi görsünler. Hala tel örgülerin arkasından neden abi diye soruyor Sevag’ım” dedi.

Prof. Dr. Gençay Gürsoy, adalet sisteminin bir zulüm aracı olduğunu ve asker ölümlerini görmek istemediğini söyledi.

Nor Zartong adına konuşan Melis Tantan ise mahkemenin yaşananları örtbas ettiğini söyleyerek gerçeğin ortaya çıkartılması gerektiğini söyledi.

(Agos)