Kategoriler: EnerjiManşet

Evdeki enerji tüketimimizi, var olan seçenekleri daha akılcı kullanarak dönüştürebiliriz

Chris Mooney tarafından The Washington Post‘ta yayınlanan  yazıyı Yeşil Gazete gönüllü çevirmeni Elif İlik‘in çevirisiyle sunuyoruz.

***

Bu senenin başında, çatı güneş enerjisinden bu yana, ev enerjisine ilişkin en büyük değişikliklerden biri yaşandı. Tesla Motors Powerwall adlı bir ev aküsünü piyasaya sürdü. Elektrik kesintilerinde yedek görevi gören bu kullanışlı akü, ev enerjisi deposu dünyasının da kapılarını açıyor. Çatı panelleriyle birlikte kullanıldığında elde edilen enerji depolama imkânı, bizi evlerin gün içinde ihtiyaçları olan enerjiyi sağlayacağımız ve geri kalanını da gece kullanmak için depolayabileceğimiz bir geleceğe daha da yakınlaştırıyor.

(iStock)

Geçtiğimiz ay enerji konularında çalışmalar yapan tanınmış bir düşünce kuruluşu olan Rocky Mountain Enstitüsü yeni bir rapor yayınladı ve evde enerjiyi nasıl kullandığımız ve bunun için ne kadar para harcadığımız konusunda dikkate almamız gereken bir yenilikle tanışacağımızı belirtti.

Enstitü bunu “talep esnekliği” ya da daha popüler tabirle “flexiwatts” olarak adlandırıyor. İki tanım da, zamanlayıcılar ve kontrollerle, evlerimizde en çok enerji harcayan su ısıtıcısı ya da elektrikli araba şarjı gibi cihazların gündüz ve gece hangi zamanlarda harcandığını belirleyebileceğimize işaret ediyor.

Peki, zamanlama neden bu kadar önemli? Çünkü bu sayede, gitgide daha yaygın bir hale gelen zamana dayalı elektrik fiyatlandırma planlarını avantaja çevirebiliyorsunuz. Elektrik dağıtım şirketiniz, elektriğin en yoğun kullanıldığı saatlerde kullandığınız elektrik için sizden daha fazla, gece yarısı gibi elektriğe talebin daha az olduğu zamanlarda ise daha az para alıyor. Örneğin, Chicago’lu ComEd şirketi, fiyatların saate göre değiştiği ve müşterilere fiyatların hangi saatte ne kadar olacağına dair uyarılar gönderen bir program sunuyor.

Yani, eğer elektriği en çok kullandığınız saati elektriğin en ucuz olduğu saate denk getirirseniz, bunun sonucu oldukça açık. Dahası, bu trend hem cihazların hem de elektrik şebekesinin yararına. Eğer elektriğin yoğun kullanıldığı zamanlarda elektriğe talep az olursa, talebin arttığı zamanlarda kullanılan “peaker plants” gibi yatırımlara ve harcamalara olan ihtiyacın önüne geçiyor.

Rocky Mountain Enstitüsü’nün raporu şöyle diyor: “Yalnızca konut sektöründe talep esnekliğinin geniş çapta uygulanması, potansiyel şebeke maliyetlerinin %10-15’i oranında tasarruf sağlıyor. Müşteriler de, bugünkü oranlar ve teknolojilerle, elektrik faturalarını %10-40 arası azaltıyor.” “Yaklaşık 65 milyon müşteri önceden belirlenen oranlara erişebiliyor. Dolayısıyla toplam pazar oldukça büyük ve tanecikli perakende fiyatlandırmanın tüketicilere sunulmasıyla daha da büyüyecek.”

Talep esnekliği sağlamanın kilit yolu, özellikle akıllı termostatlar, kurutucular için programlanabilir zamanlayıcılar, sıcak su ısıtıcıları, elektrikli cihaz şarj aletleri ve enerji tüketimi yüksek cihazlar gibi ev içi “akıllı cihazlar”. Google’ın Nest Thermostat’ı gibi bazıları çoktan piyasaya sunuldu.

Bu trendi tek fark eden Rocky Mountain Enstitüsü değil. ABD başkanı da bunun farkında. Las Vegas’taki Ulusal Temiz Enerji Zirvesi’nde konuşan Obama, “Yeni cihazlar ve akıllı cihazlar, elektrik fiyatlarının ne zaman en ucuz olduğunu söyleyebiliyor ve çamaşırları ya da bulaşıkları o zamanlarda yıkıyor veya arabalarımızı o zamanlarda şarj ediyor.”

Yani, ortada yeni bir icat yok. Bundan ziyade, artık evdeki enerji tüketimimizi, var olan seçenekleri daha akılcı kullanarak dönüştürebiliriz. Rocky Mountain Enstitüsü’nün raporunda şunlar dile getiriliyor: “Talep esnekliği müşteri deneyimini karmaşıklaştırmak ya da ödün vermesine sebep olmak zorunda değil. Bugünkü teknolojiler ve iş modelleri, müşterilere sunulan enerji hizmetlerinin kalitesini, basitliğini, seçeneklerini ve değerini artırırken, yükü sorunsuz bir şekilde kaydırıyor.”

Bunu sağlayan kilit teknolojileri daha yakından tanıyalım.

PROVO, UT – OCAK 16: Fotoğrafta 16 Ocak 2014 tarihinde, Provo, Utah’da bir eve kurulan Nest termostat görülüyor. (Foto illüstrasyon: George Frey/Getty Images)

Akıllı termostatlar

Bu cihazlar, diğer birçok özelliğinin yanı sıra, günün saatine ve dolayısıyla elektriğin fiyatına göre ev ısısını ayarlayabiliyor. Bu oldukça önemli çünkü en çok elektrik ev ısıtmada tüketiliyor. Ev soğutma (hava iklimlendirme) ise üçüncü sırada.

En bilinen akıllı termostat olan Nest, hâlihazırda kullanım zamanına göre fiyatlandırmaya göre çalışabiliyor. Şirketin açıklamasına göre:

“…yazın enerjinin en çok kullanıldığı zaman saat 15.00 ve 19.00 arası. Elektrik bu saatler arası en pahalı olduğu için, Nest termostatınızı evinizi saat 13.00 ve 15.00 arası soğutacak şekilde ayarlayın. Bu sayede eviniz saat 18.00 ya da 19.00’a kadar serin kalır. Daha sonra saat 19.00’den itibaren soğutmaya devam edin.”

Su ısıtıcı (iStock)

Temel cihazlar için zaman ayarlayıcıları

Bir süredir pazarda elektrikli su ısıtıcınızın çalışma zamanlarını ayarlayabileceğiniz cihazlar var. Yeni olan, bunları kullanım zamanı oranlarıyla eşleştirmek. Duke Enerji, bunu şöyle açıklıyor:

“Eğer elektriğiniz “sabah/akşam” saatlerine göre ya da “kullanım zamanı”na göre fiyatlandırılıyorsa ve eğer zamanlayıcıyı su ısıtıcının yalnızca gece ya da yoğun olmayan saatlerde çalışmasını sağlayacak şekilde ayarlarsanız, paradan tasarruf edersiniz. Bunu aç/kapa tuşuna basarak da yapabilirsiniz ama zamanlayıcı bunun otomatik olarak yapar ve ne zaman yapması gerektiğini asla unutmaz.”

Aynı şekilde, yoğun elektrik harcayan bir başka cihaz çamaşır kurutucularınızı programlamanın ve bu sayede kurutucunuzu elektriğin yoğun harcandığı saatlerde kullanmamanın birçok yolu var. Rocky Mountain Power’ın tavsiyesine göre, günün en uygun saati ilkesinden faydalanmak için: “Çamaşırlarınızı geceleri ya da hafta sonu yıkayın. Ya da daha da iyisi, çamaşır makinesi/kurutucu ve/veya bulaşık makinenizin zamanını, 23.00 ve sabah 07.00 arası bir zamanda başlayacak ve bitecek şekilde ayarlayın.

Fotoğraf: REUTERS/Steve Marcus

Elektrikli cihazların şarj edilmesi

Elektrikli cihazların şarj edilmesi oldukça fazla elektrik harcıyor. Bu nedenle, bunun gece yapılması daha mantıklı. Kaliforniya’nın üç büyük şirketi, Southern California Edison, Pacific Gas and Electric, ve San Diego Gas and Electric, elektrikli araç sahiplerine kullanım zamanına göre elektrik fiyatlarına erişecekleri ve bu sayede para kazanacakları programlar sunuyor. Elektrikli cihazların bazılarının gelişmiş şarj ekipmanlarında da zamanlayıcı özelliği bulunuyor.

Yalnız bunun bir dezavantajı var. Araştırmalar, elektrikli cihazları gece çalıştırmak, çevre dostu aracınızı şarj etmek için kullandığınız elektriğin, birçok bölgede temel enerji kaynağı olan kömürden elde edilmesi anlamına gelebiliyor.

Rocky Mountain Enstitüsünün raporuna göre, yukarıda bahsedilen zamanlayıcılar ve akıllı termostatlar, tüketicilere 1000 dolara patlıyor. Bu sayede talep esnekliği Tesla’nın 3000 dolarlık aküsünden daha ucuz hale geliyor. Elbette ne kadar tasarruf edileceği, ülke çapında değişik oran yapılarına sahip elektrik dağıtım şirketlerine göre değişiyor.

Araştırmaya göre, bu tür değişiklikler yalnızca para tasarrufu sağlamıyor, çatı güneş enerjisini de çok daha ekonomik bir hale getiriyor. Raporda, “Talep esnekliği sayesinde, tüketiciler daha çok PV sistemi kullanıyor. Bu sayede daha maliyet-etkin PV dizileri elde ediliyor ve müşteri talepleri, cihaz satışlarından ziyade, çatı PV sistemleri ile karşılanıyor,” deniyor.

Talep esnekliğine doğru kayma beraberinde üç problem getiriyor.

Öncelikle tüketicilerin, kullanım saatine göre değişen elektrik fiyatları konusunda çok daha bilinçli seçimler yapmaları gerekiyor.  Rapora göre, Amerika’da 65 milyon evin bu oranlara erişimi olsa da, şu ana kadar yalnızca 4 milyonu kaydoldu.

İkincisi, insanlar makine olmadıkları için tüm bu enerji tüketimin stratejik zaman ayarı koordinasyonu konusunda yardıma ihtiyaç duyuyorlar. Elbette bazı teknoloji kurtları cihazlarına zamanlayıcılar takarak para tasarrufu yapma yollarını çözmüş olabilirler ama çoğumuzun bununla uğraşacak vakti yok. Ayrıca, bir hata yaptığımız durumda, örneğin, yaz saati uygulamasına geçmeyi unutursak, çok daha yüklü bir elektrik faturasıyla karşı karşıya kalabiliriz.

Bu nedenle “akıllı kontroller”e ihtiyacımız var. Rocky Mountain Enstitüsü’ndeki yetkililerden ve raporu yazanlardan biri olan Jamie Mandell, bir röportajında şöyle diyor: “Güneş enerjisinde olduğu için üçüncü bir tarafın gelip bu teknolojiyi bir kira ya da finansman modeliyle sizin için optimize edip satabileceği iş modellerinin olması gerektiğini düşünüyoruz: Şu ana kadar kimse, bu tarz teknolojileri bir araya getirip, zaman göre değişen oranlardan yararlanarak müşterilerin para tasarrufu yapabilmesi için bir iş modeli oluşturmadı.”

Son olarak elbette elverişlilik konusu var. Evet, insanlar enerjiyi nasıl kullandıklarını ayarlayarak para tasarrufu yapabilecekler, ancak birçok kişi için istediği zaman anında serinlik ya da anında ısınma, kıyafetlerini istediği zaman kurutma gibi rahatlıklardan vazgeçmek çok zor. Bir başka deyişle, teknolojilerin teknik potansiyelinin ötesinde bir davranışsal engeller var.

Yine de, Rocky Mountain Enstitüsü’ndeki araştırmacılar, ekonomik açıdan çok daha mantıklı olduğu için, “flexiwatts”a doğru bir kayma olacağını düşünüyorlar.

Rocky Mountain Enstitüsü’nün raporunun bir başka yazarı olan Jesse Morris ise şunları söylüyor: “Bir akü kullanmak yerine evinizde talebi azaltmak çok daha ucuza geliyor. Bu akıllı kontroller ekonomik açıdan oldukça büyük bir başarı.”

Yazının İngilizce Orijinali

Yazar: Chris Mooney

Yeşil Gazete için çeviren: Elif İlik

(Yeşil Gazete, The Washington Post)

Paylaş
Yazar:
Ayşe Ceren Sarı (Editör)