COP27 sona erdi: Kayıp-hasarda ‘tarihi’ kazanım, fosil yakıttan çıkışta hayal kırıklığı

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’nın 27’ncisi (COP27), iklim felaketlerinden en çok etkilenen savunmasız ülkeler için kayıp ve hasar finansmanı sağlamaya yönelik dönüm noktası niteliğinde bir anlaşmayla dün itibariyle sona erdi.

200 ülkenin delegeleriyle 48 saat süren ek müzakerelerin sonunda kayıp ve hasar için özel bir fon oluşturulması, konunun resmi gündeme eklenmesi ve ilk kez kabul edilmesiyle önemli bir ilerleme kaydedilmiş oldu.

Bu, sel ve kuraklık gibi iklim etkilerini kapsayan bir fon sağlamak için uzun süredir direnen gelişmiş ülkelerden gelen sembolik ve politik açıklama olarak kabul ediliyor.

İklim krizinden adaletsiz şekilde etkilenen gelişmekte olan ülkeler yaklaşık 30 yıldır yaşadıkları kayıp ve hasarın tazmin edilmesi için mücadele veriyor. Karar bu yüzden ‘tarihi’ nitelikte.

Fonun operasyonel detayları gelecek yıl Dubai’de düzenlenecek COP28’de belirlenecek. Ülkeler, hem yeni finansman düzenlemelerinin hem de fonun nasıl faaliyete geçirileceğine ilişkin tavsiyelerde bulunmak üzere bir “geçiş komitesi” kurulmasını da kabul etti. Geçiş komitesinin ilk toplantısının Mart 2023’ten önce yapılması bekleniyor.

Taraflar ayrıca, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine karşı özellikle savunmasız olan gelişmekte olan ülkelere teknik yardımı katalize etmek için Santiago Kayıp ve Hasar Ağı‘nı faaliyete geçirecek kurumsal düzenlemeler üzerinde de anlaştı.

COP27’nin başlıca gündem maddesi olan kayıp ve hasarın, iki haftalık müzakerelerde en az gelişmiş ülkelerin bu konudaki kararlı tavırlarıyla yerine getirilmiş olması bir ‘zafer olarak yorumlanıyor.

COP27 Başkanı Sameh Shoukry kapanışta yaptığı konuşmada, iklim krizinden etkilenen savunmasız ülkelerin desteklenmesi için ayrılacak fonunun yerine getirilmesi için gelişmiş ülkelere çağrıda bulunurken, “Hepinizi bu taslak kararları sadece kağıt üzerindeki sözler olarak değil, liderlerimizin ve gelecek nesillerin doğru adım atma ve yönü belirleme çağrılarına kulak verdiğimize dair dünyaya toplu bir mesaj olarak görmeye davet ediyorum. Paris Anlaşmasının uygulanması ve amaçlarına ulaşılmasına ihtiyacımız var. Hepimizi küresel toplumun, özellikle de en savunmasız durumda olan ülkelerin beklentilerini karşılamaya çağırıyorum” dedi.

Ancak birçok ülke, kayıp ve hasar fonuyla ilgili dönüm noktası niteliğindeki anlaşmanın yürürlüğe girmesi için küresel ısınmayı 1,5  derece ile sınırlamaya yönelik daha zorlu taahhütlerden vazgeçmek için baskı hissettiklerini söyledi.

Öte yandan gelişmiş ülkelerin 2020 yılına kadar ortaklaşa yılda 100 milyar dolar verme hedefinin henüz karşılanmadığına dair ciddi endişeler de dile getirildi. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, şöyle konuştu:

“Bu COP adalete doğru önemli bir adım attı. Önümüzdeki dönemde kayıp ve hasar fonu kurulması ve faaliyete geçirilmesi kararını memnuniyetle karşılıyorum. Açıkçası bu yeterli olmayacak, ancak kırılan güveni yeniden inşa etmek için çok ihtiyaç duyulan siyasi bir işaret. İklim krizinin ön saflarında yer alanların sesleri duyulmalı.

Ancak adalet ayrıca birkaç başka anlama da gelmelidir:

  • Gelişmekte olan ülkeler için uzun süredir ertelenen yıllık 100 milyar dolarlık iklim finansmanı taahhüdünü nihayet yerine getirmek;
  • Uyum finansmanını ikiye katlamak için net ve güvenilir bir yol haritası;
  • Çok taraflı kalkınma bankalarının ve uluslararası finans kuruluşlarının iş modellerini değiştirmesi.”

Gezegenimiz hala acil serviste

1,5 derece hedefini tutturma umuduna sahip olmak için, yenilenebilir enerjiye büyük yatırımlar yapılması ve fosil yakıtlara olan bağımlılığın sona ermesi gerektiğinin altını çizen Guterres, “Dünyanın hâlâ iklim azmi konusunda dev bir sıçramaya ihtiyacı var” yorumunu yaptı:

“Emisyonları şimdi büyük ölçüde azaltmamız gerekiyor ve bu, bu COP’un ele almadığı bir sorun. Kayıp ve hasar için bir fon şart – ancak iklim krizi küçük bir ada devletini haritadan siler veya bütün bir Afrika ülkesini çöle çevirirse bu bir çözüm değildir.”

Guterres, tüm ülkelerin 1,5 derece hedefi doğrultusunda bu on yılda emisyonları azaltmak için ekstra çaba gösterdiği bir İklim Dayanışma Paktı kurulması konusunda çağrısını yineledi:

COP27, çok fazla ev ödevi ve çok az zamanla sona eriyor. Paris İklim Anlaşması ile son tarih olan 2030 arasında çoktan yarıladık. Hayatlarımız için bu savaşı kazanabiliriz ve kazanmalıyız.”

Bu bir sadaka değil

Ülkenin üçte birini sular altında bırakan rekor seller ike gelişmekte olan ülkelerin karşı karşıya olduğu yıkımın simgesi haline gelen Pakistan‘ın iklim değişikliği bakanı Sherry Rehman, konferans salonunda alkışlarla karşılanan “tarihi” kayıp ve hasar anlaşmasına dair şunları söyledi:

Bu sadaka kabul etmekle ilgili değil. Bu, geleceğimize ve iklim adaletine yatırım için bir ön ödemedir.”

Zambiya çevre bakanı Collins Nzovu da yeni kararı “1,3 milyar Afrikalı için çok olumlu bir sonuç” olarak nitelendirdi.

Öte yandan, krizlerle dolu bir yılın ardından zorlu bir politik zeminde geçen COP27, ülkelerin küresel sıcaklık artışını sanayi öncesi seviyelerin 1,5 derecede sınırlama taahhüdünü yeniden teyit etmesiyle son buldu. Kayıp ve hasar metni büyük bir kazanımı temsil etse de genel karar metni, iklim değişikliği ile mücadelede kaçırılmış bir fırsat olarak görülüyor.

Hindistan ve diğer ülkelerden gelen ‘tüm fosil yakıtların aşamalı olarak kaldırılması yönündeki talep, AB’nin ve diğer birçok zengin ve fakir ülkenin desteğine rağmen metinde yer bulmadı.

İlk defa ‘kömürden aşamalı çıkış’ın dile getirildiği COP26’dan sonra bu yıl bu taahhüdün tüm fosil yakıtları kapsamasını isteyen Taraflar hayal kırıklığına uğradı.

Bazı ülkeler, geçen yıl Glasgow’da düzenlenen Cop26 konferansında sıcaklıkları 1,5C ile sınırlandırma taahhütlerinin hiçbir ilerlemeyi temsil etmediğini ve fosil yakıtları kademeli olarak kullanımdan kaldırma konusundaki dilin zayıf olduğunu söyledi.

Daha fazlasını yapmalıydık

Avrupa Birliği İklim Politikası Sorumlusu Frans Timmermans, anlaşmanın ileriye yönelik yeterli bir adım olmadığını söyleyerek, “Bu önümüzdeki 10 yıl insanlar ve gezegen için ileriye doğru bir adım atmak için yeterli değil. Bu zirve sona erdiğinde kayıp ve hasarı önlemek ve en aza indirmek için hepimizin yetersiz kaldığını kabul etmenizi rica ediyorum. Daha fazlasını yapmalıydık, vatandaşlarımız bizden liderlik yapmamızı bekliyor. Bugün çok fazla taraf iklim krizine karşı mücadelede daha fazla ilerleme kaydetmeye hazır değil” şeklinde konuştu.

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Sözleşmesi (UNFCC) İdari Sekreteri Simon Stiell ise, COP27’de tarihi bir anlaşmanın sağlandığını söyleyerek, “COP27’de kayıp ve hasarın finansmanı konusunda ileriye dönük bir yol belirledik. Geri adım atmaya yer olmadığına dair bize güvence verildi. Tüm fosil yakıtların kademeli olarak azaltıldığını gösteren önemli siyasi sinyaller mevcut. COP27’deki müzakereler kolay olmadı. Ancak bu tarihi sonuç bizi ileriye taşıyor ve dünyanın dört bir yanındaki savunmasız insanlara fayda sağlıyor” dedi.

UNFCC’nin son raporuna göre, ulusal hükümetlerin mevcut taahhütlerinin uygulanması, küresel ısınmayı yüzyılın sonuna kadar 2,5° dereceye çıkaracak.

BM Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC), küresel ısınmayı 1,5°C ile sınırlamak için sera gazı emisyonlarının 2030’a kadar yüzde 45 düşmesi gerektiğini gösteriyor.

Afrika ve iklim için felaket

Kararın yetersizliğini eleştirenlerden biri de Geçen yıl COP26’ya başkanlık eden Alok Sharma oldu. Sharma, “Bilimin bize söylediği gibi, emisyonların 2025’ten önce zirveye ulaşması gerekli. Bu metinde yok. Kömürün aşamalı olarak azaltılmasıyla ilgili net bir takibin yapılması? Yine bu metinde yok” dedi.

Metnin “düşük emisyonlu ve yenilenebilir enerjiye” referans içermesi doğal gaz, kömürden daha az emisyon ürettiğinden,  daha fazla gaz kaynağının geliştirilmesine yol açabilecek önemli bir boşluk olarak görülüyor.

Friends of the Earth Africa‘dan Babawale Obayanju, “Sonucun yalnızca ‘azalmayan kömür enerjisinin aşamalı olarak durdurulmasından’ bahsetmesi, Afrika ve iklim için bir felakettir” diye konuştu:

“Zengin ülkeler ve şirketlerin yararına topluluklarımızı mahvedecek şekilde Afrika’da daha fazla gaz çıkarmaya ihtiyacımız yok. COP27’den ihtiyacımız olan şey, tüm fosil yakıtların hızlı ve adil bir şekilde sona erdirilmesi konusunda anlaşma sağlamaktı.”

‘Yeterli değil ama imkansızı başarabileceğimizi gördük’

Diğer ada devletleriyle birlikte sıcaklıkların 1,5 derecenin üzerine çıkması halinde yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan Marshall Adaları’nın İklim Elçisi Kathy Jetnil-Kijiner, “Keşke fosil yakıtı aşamalı olarak kaldırsaydık,” dedi:

“Mevcut metin yeterli değil. Ancak kayıp ve hasar fonu ile imkansızı başarabileceğimizi gösterdik. Böylece gelecek yıl geri gelip fosil yakıtlardan kesin olarak kurtulabileceğimizi biliyoruz.”

Fosil yakıt lobicilerinin COP’u

COP27’nin kilit noktalarından biri, hem ticari ekiplerde hem de ülke delegasyonlarında fosil yakıt şirlketlerinin varlığı ve gücüydü.

Bu sene fosil yakıt lobicilerinin katılımında rekor bir artış yaşandı ve Petrol ve gaz endüstrisiyle bağlantılı 636 kişi COP’a katıldı. Bu geçen seneye göre yüzde 25 daha fazlaydı.

Pavilyonların bazen “bir fosil yakıt ticaret fuarı” gibi hissettirdiğini söyleyen pek çok katılımcı, bu etkinin final metnine açıkça yansıdığını düşünüyor.

COP27 boyunca sonuçlanan diğer bazı önemli çıktılar ise şöyle sıralandı:

  • Gelişmekte olan ülkelerde iklim teknolojisi çözümlerini teşvik etmek için beş yıllık yeni bir çalışma programının lansmanı yapıldı.
  • COP27, iklim etkilerini hafifletme (mitigation) çalışmalarını önemli ölçüde ilerletti. Şarm El-Şeyh’te, hafifletme hedefini ve uygulamasını acilen artırmayı amaçlayan bir hafifletme çalışma programı başlatıldı. Çalışma programı, COP27’nin hemen ardından başlayacak ve her yıl düzenlenen en az iki küresel diyalogla 2030’a kadar devam edecek. Hükümetlerden ayrıca 2023 yılı sonuna kadar ulusal iklim planlarındaki 2030 hedeflerini yeniden gözden geçirmeleri ve güçlendirmelerinin yanı sıra, azaltılmayan kömür enerjisini ve verimsiz fosil yakıt sübvansiyonlarını aşamalı olarak kaldırma çabalarını hızlandırmaları istendi.
  • Paris Anlaşması kapsamında hırs uyandırmak için bir mekanizma olan ilk küresel envanterin ikinci teknik diyaloğunu tamamlandı. BM Genel Sekreteri, 2023’te, gelecek yılki COP28 envanterinin sonuçlanmasından önce bir “iklim azmi zirvesi” toplayacak.

Konferansta birçok duyuru yapıldı:

  • Ülkeler beş kilit alanda 25 yeni işbirlikçi eylemden oluşan bir paket başlattı: Enerji, karayolu taşımacılığı, çelik, hidrojen ve tarım.
  • BM Genel Sekreteri António Guterres, önümüzdeki beş yıl içinde gezegendeki herkesin erken uyarı sistemleriyle korunmasını sağlamak için 3,1 milyar dolarlık bir plan duyurdu.
  • BM Genel Sekreteri’nin Net Sıfır Taahhütleri konusunda Üst Düzey Uzman Grubu, COP27’de endüstri, finans kurumları, şehirler ve bölgeler tarafından güvenilir, hesap verebilir net sıfır taahhütlerini sağlamak için nasıl yapılır kılavuzu olarak hizmet veren bir rapor yayınladı.
  • İklim felaketlerinden musdarip ülkelere finansman sağlamak için COP27’de Küresel Kalkan Finansman Tesisi adlı G7 liderliğindeki bir plan başlatıldı.
  • Danimarka, Finlandiya, Almanya, İrlanda, Slovenya, İsveç, İsviçre ve Belçika‘nın Valon Bölgesi, toplam 105,6 milyon ABD doları tutarında yeni finansman açıklayarak, düşük gelirli devletlerin acil iklim uyumunu hedefleyen Küresel Çevre Fonu fonlarına daha fazla destek verilmesi gerektiğini vurguladı.
  • COP27’ye paralel olarak düzenlenen G20 Zirvesi‘nde açıklanan yeni Endonezya Adil Enerji Geçiş Ortaklığı, adil bir enerji geçişini hızlandırmak için önümüzdeki üç ila beş yıl içinde 20 milyar ABD dolarını harekete geçirecek.
  • 2030 yılına kadar orman kaybını ve arazi bozulmasını durdurmak için hükümetler, işletmeler ve toplum liderlerinin eylemlerini birleştirmeyi amaçlayan Orman ve İklim Liderleri Ortaklığı’nın başlatılmasıyla orman koruma konusunda önemli ilerleme kaydedildi.

Gözler şimdiden COP28’e çevrildi

Simon Stiell, kapanış konuşmasında, “Önümüzde bir dizi dönüm noktası var. İster ulusal, ister bölgesel, ister G20 gibi diğer süreçler olsun, tüm süreçleri kararlılıkla bir araya getirmeliyiz. Her bir dönüm noktası önemlidir ve ivme oluşturur” dedi ve şöyle devam etti:

Birleşik Arap Emirlikleri‘nin First Global Stocktake‘in (İlk Küresel Envanter Sayımı) idaresi ile değişim için bir sonraki adımolacak. İlk defa Paris Anlaşması’nın uygulanmasını ele alacağız. Kaydettiğimiz ilerlemeyi ve hedeflerimizin yeterli olup olmadığını bağımsız olarak değerlendireceğiz. İklim krizini önlemek için dünyanın her yerinde herkesin, her gün, ne yapması gerektiğini bildirecek.”

COP28’de ülkelerin Paris Anlaşması çerçevesindeki taahhütlerin ne kadarını yerine getirdiği, emisyon azaltım hedeflerinin ne kadarına ulaştığı gibi hesaplar ayrıntılı olarak masaya yatırılacak. Toplantının dünyanın en önemli petrol ihracatçılarından Birleşik Arap Emirlikleri’nde gerçekleşecek olması ise şimdiden eleştiri konusu.

Paylaş
Yazar:
Yeşil Gazete