Hafta SonuKöşe YazılarıManşetYazarlar

[Çocuklar için Yeşil Kitaplar] İçtiğimiz süt ne kadar ‘temiz’?

0

Çocukların kimi zaman günlerinin başlangıcına kimi zaman da kapanışına eşlik eder süt. Bazı çocuklar mutlulukla bazılarıysa dünya başlarına yıkılmışçasına karşılar onlara uzatılan içi süt dolu bardağı. Peki, süt bardağın içine nasıl, nereden gelir? Hani şu marketlerde marka marka, kutu kutu dizilen litrelerce süt. Sahi, ne çok süt var buralarda! Kendi halinde hayvan yetiştiricileri ve çayırlarda gezip, otlayan ineklerle böylesine bir süt üretimi mümkün mü gerçekten?

Adele Tariel, İthaki Çocuk’tan çıkan, “çevreyle uyum içinde, özgürce yaşamak için mücadele veren tüm hayvan yetiştiricilerine” adanmış 1000 İnek kitabında, çocuklara, günümüzde sütün masamıza gelişinin arkasındaki sürecin nasıl işlediğini, süt sektörünün gerçeğini anlatıyor.

Hikâyede, günlerden bir gün, bir çiftçinin ve onun Sürmeli, Kahveli, Çiçekli isimli üç ineğinin yaşadığı çiftliğe, yazarın deyimiyle tuhaf bir ziyaretçi gelir. Nereden çıkıverdiği belli değildir, ama neden geldiğini çok iyi biliyor gibidir. Çünkü adam, aslında sistemin ta kendisidir.

Ona uzatılan bir bardak sütü kafasına dikerken, çiftçiye sütünün çok lezzetli olduğunu ve daha fazla süt satmak için daha fazla ineğinin olması gerektiğini söyler. İşte bu kısacık cümle ile ineklerin varlığı süt satmayı sağlamaktan ibaret hale gelirken, çiftçinin “Biraz daha süt satmak için bir kaç ineğim daha olsa hiç de fena olmazdı” düşüncesiyle dipsiz bir kuyuya dönüşür.

Adele Tarier.

Sistem açgözlü. Sürmeli, Kahveli, Çiçekli’ye eşlik edecek Benekli, Cüsseli ve Gamzeli de ne?! Bundan böyle adamın hep daha çok ineği olmalı, çünkü ne kadar çok inek o kadar çok süt, ne kadar çok süt de o kadar çok para demek. Hatta inekleri de bundan böyle makineler sağmalı, öyle ya, böylesi çok daha kazançlı. Sistem her yeni inek ve makine için kurdele keserken, çiftlik artık isim yerine sırtlarına birer numara yapıştırılmış 1000 inek ve gözlerinin altında koca mor halkalı bir çiftçiden ibaret hale dönüşmüştür. 

Tabii her hikâyenin bir de sonu vardır. Kim bilir, belki de çiftçinin yapamadığını inekler yapıverir ve çiftçin aklı başına gelir. Ancak şu soruyu da sormak gerekir: Başka canlılar söz konusu olduğunda, insanın böylesine hatalar yapıp sonrasında bunlardan ders çıkarmaya hakkı var mı? Üstelik 1000 İnek gibi kitaplar aracılığıyla daha çocukluktan itibaren böyle önemli meseleleri sorgulayıp anlayabilecekken.

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.