İklim KriziEkonomiManşet

Bankalar Paris Anlaşması’ndan bu yana fosil yakıtlara 2.7 trilyon dolar aktardı

0

Bankaların, küresel ölçekte fosil yakıtlara aktardığı finansmanı ortaya koyan en kapsamlı raporuun bu yılki verileri yayımlandı. “Bankalar İklim Değişikliğini Finanse Ediyor” başlıklı rapor, Paris Anlaşması’nın Aralık 2015’teki kabulünden bu yana, 35 küresel bankanın fosil yakıtlara her yıl artırmak suretiye toplam 2,7 trilyon doların üzerinde finansman aktardığını ortaya koyuyor.

Birleşmiş Milletler Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli’nin (Intergovernmental Panel for Climate ChangeIPCC1,5° Küresel Isınma Özel Raporu, iklim krizinin en ağır sonuçlarını bertaraf etmek için küresel ölçekte karbon emisyonlarının acilen azaltılması gerektiğini ortaya koymuştu. Ancak raporun bulguları, dünyanın önde gelen bankalarının finansman modellerinin, iklim krizini desteklemeye devam ettiğini gösteriyor.

Rainforest Action Network, BankTrack, Indigenious Environment Network, Oil Change International, Reclaim Finance ve Sierra Club iş birliğinde hazırlanan ve dünyanın dört bir yanında bulunan 240’ın üzerinde kuruluş tarafından teyit edilen raporda son dört yılda küresel ölçekteki kömür, petrol ve doğalgaz sektörlerinde faaliyet gösteren 2100 şirkete aktarılan finansman inceleniyor.

Rapor, fosil yakıt finansmanında JPMorgan Chase, Wells Fargo, Citi ve Bank of America gibi büyük ABD bankalarının başat rol oynadığını ortaya koyuyor. Bu dört bankanın verdiği fonlar, Paris Anlaşması’nın kabul edilmesinden bu yana, 35 büyük küresel banka tarafından sağlanan fosil yakıt finansmanının %30’unu oluşturuyor.

En kirli bankalar

Buna göre, JPMorgan Chase, Paris Anlaşması’ndan bu yana 271 milyar dolarlık fosil yakıt finansmanı sağladı. Bu rakam JP Morgan’ı sadece dünyanın bir numaralı fosil yakıt bankası yapmıyor, aynı zamanda ikinci sırayı alan Wells Fargo ile arasına %36’lık bir marj koyuyor. Bankanın sağladığı 271 milyar dolar, raporda incelenen 35 bankanın toplam fosil finansmanının %10’una karşılık geliyor. JPMorgan Chase, son dört yılda fosil yakıtlara sağladığı finansmanın yanı sıra, Arktik ve açık denizlerdeki petrol ve doğalgaz projeleri ve hidrolik basınçla kayaç kırma teknolojisi olan fracking gibi en tehlikeli ve zararlı fosil yakıt kategorilerine fon sağlayanların da başında geliyor.

Royal Bank of Canada ise (RBC), Paris Anlaşması’nın imzalanmasından bu yana fosil yakıtlara 141 milyar dolar finansman sağladı. Fosil yakıtlara Kanada’nın diğer bankalarından %30 daha fazla finansman sağlayan RBC, bu nedenle Kanada’nın sabıkası en kabarık bankası olarak öne çıkıyor. Avrupa’da da Barclays diğer Avrupa bankalarını %36 marjla geride bırakarak fosil yakıtlara en çok yatırım yapan banka olarak tanımlanıyorBarclays, 2016-2019 yılları arasında 118 milyar doları fosil yakıtlara aktardı.2019 yılında ise BNP Paribas, Avrupa’nın en büyük fosil fonu oldu. BNP Paribas aynı zamanda Paris Anlaşması’ndan bu yana %56’lık bir farkla Fransa’nın da en kirli bankası.

Japonya’nın fosil yakıtlara sağlanan finansman açısından en kirli bankası olan MUFG, aynı dönemde 119 milyar dolarlık fosil yakıt finansmanı sağladı. Çin’in en kötü fosil yakıt bankası olan Bank of China ise, kömür başta olmak üzere fosil yakıtların finansmanına 84 milyar dolar aktardı.

Rapor ayrıca, en fazla yeni kömür, petrol, doğalgaz ve benzer yatırım planlayan ilk 100 şirkete sağlanan finansmanı inceliyor ve bulgular, 2,7 trilyon dolarlık fosil yakıt finansmanının 975 milyar dolarının bu şirketlere aktarıldığını ortaya koyuyor. Rapor aynı zamanda belirtilen 100 şirkete sağlanan finansmanın 2018-2019 arasında %40 arttığını gösteriyor.

Gelecek projeksiyonları da fosil yakıta dayalı

Bankalar İklim Değişikliğini Finanse Ediyor raporu, aynı zamanda bankaların fosil yakıtlarla ilgili geleceğe dönük politikalarını da değerlendiriyor. Yeni fosil yakıt projelerine yönelik finansman kısıtlamaları ve 1,5°C hedefiyle uyumlu olarak mevcut projelere sağlanan finansmanın aşamalı olarak kaldırılmasına ilişkin taahhütler açısından değerlendirildiğinde; hiçbir bankanın, son zamanlarda kamuoyunda yaptıkları açıklamaların aksine, iklim değişikliğiyle mücadele edecek şekilde hareket etmediği ortaya çıkıyor.

Rapor ayrıca önemli alt sektörlerin finansmanı konusundaki banka politikalarını ve uygulamaları da değerlendiriyor. Bankaların uzun zamandır kısıtlama getirdiği kömür madenciliği ve termik santral finansmanında genel bir düşüş görülse de, gelecek on yılda kömür finansmanının aşamalı olarak sonlandırılabilmesi için düşüşün çok daha belirgin olması gerekiyor.

Katran kumullarının finansmanına bakıldığında, 2017’den bu yana düşüş görülse de, 2019 seviyesi 2016’ya kıyasla yüksek seyrediyor. Birçok Avrupa bankası, katran kumullarının finansmanını sınırlamaya yönelik politikalar uyguluyor. Katran kumullarını finanse eden bankaların başında TD ve RBC gibi Kanada bankaları ile JPMorgan Chase ve Barclays geliyor.

Büyük bankalar, Paris Anlaşması’nın imzalanmasından bu yana geçen dört yıl içinde, Arktik’deki petrol ve doğalgaz rezervlerine sahip şirketlere fonlarını önemli ölçüde artırdı. Hidrolik basınçla petrol çıkarımı ve doğalgaz finansmanı da bu yıllar içinde artarken, ABD bankaları sektörü finanse eden fonları sağlayanların başında geliyor. UniCredit ve RBS haricindeki tüm bankalar, açık denizlerde petrol ve doğalgaz üreten ya da arzı artıran şirketler için sınırsız finansmana izin vermeye devam ediyor.

İnsan hakları konusunda da sınıfta kaldılar

Rapor, aynı zamanda bankaların finanse ettiği fosil yakıt projelerinin ve şirketlerin insan hakları ve genel olarak iklim değişikliği konularındaki kabul edilemez boyuttaki yaklaşımını da ele alıyor. Bu konular, yerli halkların önderliğinde Kuzey Amerika‘daki boru hattı mücadelesinden, Arjantin‘in Vaca Muerta havzasında hidrolik basınçla petrol çıkarma projelerine ve Polonya‘da yer alan bir kömür madeninin genişleme planına kadar çeşitli vaka çalışmalarıyla ayrıntılı şekilde irdeleniyor. Bankaların oldukça sorunlu görülen projeleri ve bunların arkasındaki şirketleri finanse etmelerini önleyecek etkin enerji ve insan hakları politikalarından yoksun olduğu vurgulanıyor.

CAN Europe (Avrupa İklim Eylem Ağı) Türkiye İklim ve Enerji Politikaları Koordinatörü Elif Gündüzyeli raporu şöyle yorumladı:

“İklim ve sağlık krizlerini tetiklemesi nedeniyle kömürün finansmanı küresel olarak ciddi oranda azalırken finansörlerin diğer fosil yakıt kaynaklarını değil hızlı ve adil bir düşük karbonlu dönüşümü finanse etmesi gerekiyor. 2015 yılında Paris Anlaşması’nın gündeme gelmesinden beri 100’den fazla finans kuruluşu kömür madenciliği ve/veya kömürlü termik santrallerden aşamalı olarak çekileceğini açıkladı. Sigorta sektörünün önemli aktörleri de benzer bir şekilde kömür şirketlerini portföylerinden çıkaracağını ve/veya kömür projelerini sigortalamayacaklarını açıklıyorlar. Halihazırda toplamda 41 sigorta şirketi, iklim riskleri yüzünden kömüre yatırım yapan şirketlerle çalışmayacaklarını açıkladılar. Ancak bu rapor gösteriyor ki, kömür sektöründen çekilen bankalar, petrol, fosil gaz, katran kumulları gibi diğer fosil yakıt projelerini finanse ederek iklim krizini tetiklemeye devam ediyor.”

Küresel ölçekte aynı anda yaşanan iklim ve sağlık krizlerinin yönetilebilmesi için tüm yeni fosil yakıt kaynaklarının yerin altında bırakılması gerektiğine dikkat çeken Gündüzyeli, OECD ülkelerinin tüm fosil yakıt kaynaklarından en geç 2040’a kadar çıkması gerektiğini, bunun olabilmesi  için de finans sektörünün elini taşın altına sokmasının şart olduğunu belirtti.

Rainforest Action Network İklim ve Enerji Araştırmaları Bölüm Başkanı Alison Kirsch de şunları söyledi:

“Rapor, finansal kurumların nasıl bizi iklim felaketine götürdüğüne dair oldukça rahatsız edici bir tablo çiziyor. Veriler, küresel ölçekte bankaların yalnızca fosil yakıtların finansmanını artırmakla kalmayıp, aynı zamanda yeni fosil yakıt projeleri planlayan şirketlere de finansmanı artırdığını gösteriyor. Daha önce benzeri görülmemiş ölçekte gerçekleşen sel, kuraklık, yangın ve fırtınalardan kaynaklanan ölüm ve tahribat her yıl artarken; bankaların, karbondioksit emisyonlarını artırmayı hedefleyen şirketler için yeni fonları onaylaması ve sermayelerini artırması sorumsuz ve acımasızca.’’

More in İklim Krizi

You may also like

Comments

Comments are closed.