ManşetHayvan Hakları

‘Hayvanlara yönelik şiddet TCK kapsamına alınmalı’

0

2016’dan bu yana hayvan hakkı ihlallerini raporlayan Hayvan Hakları İzleme Komitesi (HAKİM), Yunuslara Özgürlük Platformu ve Dört Ayaklı Şehir’in katılımıyla 2020’nin hayvanlara yönelik hak ihlallerine dair ilk raporunu açıkladı. HAKİM, 2016’dan bu yana hayvan hakkı ihlallerini raporluyor.

Hayvanların yaşadıkları zulmü ve rutin şiddeti tür ayırt etmeksizin görünür kılmayı amaçlayan rapor, bu yıl çıkarılması planlanan Hayvan Hakları Yasası’na da atıfta bulunuyor.

Beş başlıkta hayvanlara yönelik şiddet

Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği’nin İstanbul Beyoğlu’ndaki mekanında gerçekleştirilen basın toplantısında, farklı endüstriler, kurumlar ve şahıslar tarafından hayvanlara yaşatılan zulüm; “yaşam hakkı gaspı, işkence, özgürlüğü kısıtlama, cinsel şiddet ve beden dokunulmazlığının ihlali” başlıkları altında sunuldu. Çalışma, 9 Kasım 2019’da hayatını kaybeden HAKİM Kurucusu ve hak savunucusu Burak Özgüner’e adandı.

 ‘Medyada çok az yer veriliyor’

HAKİM Koordinatörü Fatma Biltekin, kedi ve köpek dışında farklı türden milyonlarca hayvanın da fiziksel ve psikolojik şiddet gördüğünü ve farklı endüstriler tarafından sistematik zulme uğradığını vurguladı.

Medyada bu ihlallerin çok küçük bir kısmına yer verildiğini söyleyen Biltekin, raporlanan hak ihlâllerinin yalnızca basın, sosyal medya ve yasal yaptırım ile kayıt altına alınabilenlerden oluştuğunun altını çizdi. Biltekin, “Buna rağmen, bu basın toplantısında kamuoyu ile paylaştığımız bir aylık rapor bile, hayvan hakları ihlâllerinin aslında ne denli korkutucu boyutlarda yaşandığı gerçeğini de ortaya koyuyor” dedi.

Ocak ayında 48 bin 348 yaşam hakkı gaspı

Rapora göre, 2020’nin Ocak ayında en az 48 bin 348 yaşam hakkı gaspı, 47 işkence vakası, 29 bin 804 özgürlüğü kısıtlama, 2 cinsel şiddet, belediye çalışanları ve kamu görevlileri eliyle yaşanan 4 ihlal vakası raporlanabildi.

Raporda, “Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Ocak ayı verileri henüz açıklanmadığı için bu sayılara insan menfaati için kullanılan hayvanların yaşadığı hak ihlalleri eklenememiştir. Ancak 2019 ile ilgili edindiğimiz sayılar, hayvanların daimi soykırım yaşadığını bize net bir şekilde gösteriyor” denildi.

Öldürülmeler, işkenceler ve cinsel şiddet

TÜİK verilerine göre sadece 2019’da 1 milyar 213 milyon 274 bin tavuk ve hindi eti için öldürüldü. 2019 Kasım ayına kadar 7 milyon 174 bin 352 hayvan yurt içi sevk sırasında işkenceye maruz bırakıldı. Sadece 2019’da 1 milyar 265 milyon 415 bin 285 sığır, manda, koyun, keçi, tavuk ve hindinin özgürlüğü kısıtlandı.

2019 yılının Ekim ayına kadar 2 milyon 90 bin 771 hayvan suni tohumlama yöntemiyle cinsel şiddete maruz bırakıldı. 2019 yılında kırkılma esnasında beden dokunulmazlığı ihlal edilen keçi ve koyun sayısı 47 milyon 913 bin 069 olarak kayıtlara geçti.

Meclis’te hayvan hakları

Biltekin, Ocak ayında TBMM’de hayvan haklarıyla ilgili yalnızca üç soru önergesi verildiğini belirterek, “Bu önergelerden biri, ne acıdır ki, sokak hayvanlarının bakımevlerine kapatılmasını ideal bir çözüm olarak sundu.

Diğer ikisi ise hayvan ölümlerindeki artışı, bu ölümler karşısında verilen cezaları ve atlı faytonlarda sömürülen atların ruam salgını karşısında sağlık durumunu sorguladı” dedi.

Yedi kanun teklifi sunuldu

2020’nin ilk ayında Meclis’e hayvan haklarıyla ilgili herhangi bir kanun teklifi sunulmadığından 2019 verileri paylaşıldı. Rapora göre, Ocak 2019’dan Şubat 2020’ye kadar olan süre içinde hayvan haklarıyla ilgili 7 kanun teklifi sunuldu.

İlgili komisyonlar ile paylaşılan toplam 7 tekliften 6’sının CHP’ye, 1’inin HDP’ye ait olduğu, bu süre zarfında AK Parti, MHP ve İyi Parti tarafından hayvan haklarına yönelik herhangi bir kanun teklifi sunulmadığı belirtildi.

‘Failler ‘hayvana kötü muamele’den yargılanmalı’

Ankara Batıkent‘te zehirlenen hayvanlarla ilgili Ocak ayında görülen davada çıkan 10 yıllık cezaya atıfta bulunan HAKİM sözcüsü Aslı Alpar şu ifadeleri kullandı:

Bu ceza ‘çevreye kasten zarar verme’ ve ‘mala zarar’ suçlarından verildi. Bu davanın sonucunu memnuniyetle karşılasak da faillerin ‘hayvana kötü muamele’ suçundan yargılanması gerektiğini biliyoruz ve bunun için çabalıyoruz.

Adaletin hayvanlar için işletilebilmesi için hayvanların mal statüsünden çıkarılması ve yasanın hayvanların lehine olacak şekilde bir an önce düzenlenmesi gerekiyor.

Batıkent’te zehirlenen köpekler

‘Kurumlar şeffaf olmalı’

Benzer bir şekilde, örneğin, yıllık olarak açıklama sorumluluğu varken, 2017’den beri deneylerde işkence gören hayvanların sayılarını açıklamayan Hayvan Deneyleri Merkezi Etik Kurulu gibi pek çok kamu kurumunun da şeffaf olmalarını ve yükümlülüklerini yerine getirmelerini bekliyoruz.

Yıldırım: Hayvana yönelik şiddet TCK kapsamına alınmalı

Dört Ayaklı Şehir Koordinatörü Mine Yıldırım ise, kent hayvanlarıyla ilgili envanter olmaması ve kayıtdışılık sorununa değinirken, “Bu durum, kamu kurumlarının, özellikle de belediyelerin toplu veya tekil öldürme vakalarında hesap verilebilirliğini bütünüyle ortadan kaldırıyor. Barınak olarak bilinen tecrit merkezlerinde, barınak çeperlerinde ve ormanlarda kamu personelinin ve şahısların hayvanlara uyguladığı şiddet görünür kılınamıyor ve bu nedenle de raporlara eklenemiyor” dedi.

Yıldırım, “Hayvana yönelik haksız fillerin Türk Ceza Kanunu (TCK) kapsamına alınması bu anlamda bizim için en kritik başlıklardan biri” olduğunu söyledi.

’12 yılda 25 yunusa ne oldu?’

Yunuslara Özgürlük Platformu ise, mevcut rakamlar üzerinden, HAKİM raporunda “özgürlüğün kısıtlanması” başlığı altında yer alan yunus gösteri ve terapi merkezlerindeki soruna dikkat çekti. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın hayvanat bahçeleri, tematik akvaryumlar ve yunus parklarına dair somut bilgi ve belge paylaşmadığını vurgulayan Öykü Yağcı Tonay, toplantıda CITES uluslararası sözleşmesine ait veritabanlarından elde ettikleri rakamları aktardı.

2005-2017 yılları arasında afalina türü 75 yunusun Türkiye’deki yunus parklarına satıldığını ve kiralandığını belirten Yağcı Tonay şunları söyledi:  “Bu yunuslardan 34’ü Japonya’nın yunus sürek avıyla ünlü ‘katliam koyu’ Taiji’den getirilmiş. Yunus parkı işletmecilerinin milletvekilleriyle paylaştığı mevcut toplam tutsak yunus sayısı ise 50. Arada 25 bireylik büyük bir fark var. 12 yılda 25 yunusa ne olduğunu, bu ticari işletmelerde kaç yunusun, kaç mors, beluga, deniz aslanı ve fokun hayatını kaybettiğini öğrenmek istiyoruz. Bu rakamlar, bir yılda en az iki yunusun esaret altında hayatını kaybettiği anlamına geliyor. Bu da en büyük hak ihlallerinden biri olarak karşımıza çıkıyor”

‘Canlı yunus avlamayı getirmeye çalışıyorlar’

Yunus parkı sahiplerinin Türkiye’de 1983’ten beri yasak olmasına rağmen doğadan canlı yunus avlama uygulamasını geri getirmek için uğraştığını aktaran Yağcı Tonay, esaret altında zorla üreme programlarına izin verilmesi, yunusla terapi adı altındaki ticari faaliyetlerin yasaklanmaması için park işletmecilerinin çaba sarf ettiklerini belirtti.

Yağcı Tonay, kamuoyunu ve milletvekillerini bu lobi faaliyetlerine karşı uyararak, “TBMM bu kirli ticarete artık bir an önce son vermelidir. Daha fazla türden, daha fazla hayvanın tutsak edilmemesi, insanların terapi adı altındaki binlerce dolarlık rant çarkında daha fazla sömürülmemesi için bu merkezleri kapatarak bir daha açılmamak üzere yasaklamalıdır” dedi.

Tanık olduğunuz hayvan hakları ihlallerini buradan HAKİM’e ulaştırıp  çalışmaya destek verebilirsiniz.

More in Manşet

You may also like

Comments

Comments are closed.