İklim KriziKöşe YazılarıManşetYazarlar

TTB: İklim değişikliğini desteklemek, UCM nezdinde insanlığa karşı suç sayılmalı

0

Ekim ayının son haftasında Gürcistan’ın başkenti Tiflis’te toplanan Dünya Tabipler Birliği’nin (WMA) Genel Kurulu’nda Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) önerisi görüşüldü. “Gelecek Nesillerin Sağlıklı Çevrede Yaşam Haklarının Korunması ve iklim değişikliğini destekleyen politikaların Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde (UCM) insanlığa karşı suç olarak sayılması başlıklı politika belgesi, WMA genel kurul üyelerince olumlu karşılandı ve ulusal tabip birliklerine gönderilerek önerinin gelecek toplantıda yaşama geçirilmesi için görüş alınmasına karar verildi. Ayrıca Genel Kurul’da yine TTB’nin önerisi doğrultusunda  “İklim Krizi Acil Bildirgesi” ile hekimlere, çevre krizinin yaşamı tehdit eden etkilerini önleme konusunda baskı yapılması çağrısında bulunuldu.

WMA, dünya çapında doktorları temsil eden uluslararası ve bağımsız bir organizasyon. Örgüt ilk kez Paris’te çok sayıda ülkeden hekim temsilcilerinin katılımıyla 18 Eylül 1947’de, hekimlerin bağımsızlığını sağlamak ve her zaman mümkün olan en yüksek etik davranış ve bakım standartları için çalışmak üzere kuruldu. 1948’den günümüze kadar 113 Ulusal Tabip Birliği WMA’ya üye oldu. Örgüt günümüzde Dünya üzerinde 10 milyondan fazla hekimi temsil ediyor.  Yılda iki kez yönetim toplantıları gerçekleştiren WMA, Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) toplantılarına da resmi gözlemci olarak katılıyor; önerilerini sunabiliyor. Örgütün finansmanı, üye hekim birliklerinin yıllık katkılarıyla (aidat) sağlanıyor. TTB ise uluslararası düzeyde; WMA, Avrupa Tıp Eğitim Birliği, WHO ile Avrupa Tabip Birliklerinin oluşturduğu forumun üyesi olup, toplantılarına aktif üye olarak katılıyor.

Uzun bir zamandan bu yana küresel iklim değişikliği ve hava kirliliği konusunda çalışan TTB’nin önerisi ise bu uzun çabaların sonunda hazırlandı ve TTB’nin genel kurulunda onaylandı.

WMA’nın Tiflis’teki Genel Kurulu’na TTB Merkez Konseyi üyesi Prof. Dr. Gülriz Erişken ile birlikte katılan Doç. Dr. Gamze Varol Saraçoğlu WMA’ya taşınan öneriyi şöyle özetledi:  

“TTB adına hazırladığımız önerinin birinci ayağı, WMA başta olmak üzere ulusal hekim birliklerine gelecek nesillerin sağlıklı çevrede yaşam haklarının korunması için önemli sorumluluklar yüklüyor. İkinci ayakta ise milyonlarca insan üzerinde büyük sağlık etkileri olan iklim krizi için etkili bir uluslararası yaptırıma acilen ihtiyaç olduğu belirtiliyor. Bu nedenle, ‘fosil yakıt kullanımı veya ormansızlaşma gibi insan faaliyetleri -iklim suçunu işlemek- insanlığa karşı ekosit suçu olarak değerlendirilmelidir’ deniyor. Öneride çevresel iklim suçlarını yargılayacak Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) altında “Uluslararası Çevre Mahkemesi” kurulması ve derhal harekete geçilmesi gerekliliğine vurgu yapılıyor ve WMA’dan kendi ulusal tıp dernekleri aracılığı ile hekim kamuoyu oluşturması;  Birleşmiş Milletler ve Dünya Sağlık Örgütü aracılığıyla hükümetler ve politika belirleyiciler üzerinde baskı yapması bekleniyor”

Varol Saraçoğlu, TTB’nin talebinin gerçekleştirilebilme olasılığıyla ilgili de şunları söyledi:

“Hukukçu arkadaşlarımızın yaptığı çalışmaya göre UCM’nin kuruluş belgesi niteliğindeki, mahkemenin yargılayacağı suç tiplerini düzenleyen UCM Roma Statüsü’ne göre bu mümkün. UCM Roma Statüsü’nün 7. maddesine göre; insanları öldürmek, kitlesel soykırım uygulamak, bir nüfusu bulunduğu yerden göç ettirmek ve insanlık dışı veya benzer eylemlerle bir insan topluluğunun büyük acılar çekmesine sebep olmak ‘insanlığa karşı suç’ olarak düzenlenmiş. İklim değişikliği de insanlığa karşı suç olarak sayılan bu sonuçları doğuruyor ve küresel bağlayıcılığı olan bir sistem uygulanmadığı takdirde insanlığa karşı suç, gezegendeki 8 milyar insana karşı yönelebilir. Hali hazırda iklim değişikliği nedeniyle önemli sayıda insan, aşırı hava sıcaklıklarının orman yangınları, kuraklıklar, kıtlık nedeniyle yaşanamaz hale getirdiği bölgelerden göç etmeye başladı. Kısacası iklim değişikliği tüm insanlığın sağlığını, geleceğini ve yaşama hakkını tehdit ediyor. Bu tehlikelerin bir kısmı gerçekleşmeye başladı ve WMA başta olmak üzere tüm hekim örgütlerinin iklim değişikliğine neden olmayı insanlığa karşı suç kapsamına alınmasını savunmak için vicdani, etik ve yasal sorumlulukları, görevleri var. Hukukçularımız belirttiğine göre, UCM’nin bir suçu insanlığa karşı suç kapsamında yargılayabilmesi için ya suçu işleyenin Statü’yü imzalayan ülke vatandaşı olması ya da suçun gerçekleştiği yerin UCM Roma Statüsü’nü tanıyan ülke toprakları olması gerekiyor. Bu durumda iklim değişikliğinde suçun gerçekleştiği alan dünyanın tamamı ve suç mahalli küresel olduğundan dolayı UCM’nin hukuken yargı yetkisi de var.”

Doç. Dr. Gamze Varol Saraçoğlu bundan sonraki süreci şöyle özetledi:

“WMA teklifi beğendiğini bildirdi ve bu haliyle üye ülkelere gönderilmesini kabul etti. TTB olarak bundan sonraki beklentimiz WMA’nın Nisan ayında Cordoba‘daki Genel Kurulu’da yapılacak oylamada önergemizin karar altına alınması ve WMA’nın gelecek nesillerin yaşama hakkının korunması için iklim değişikliğine neden olmanın UCM’de insanlığa karşı suç kapsamına alınması için baskı unsuru oluşturmasıdır. WMA, UCM üzerinde baskı unsuru oluşturursa, sera gazı emisyonlarının sınırlanması yönünde bir türlü konsensüs sağlayamayan ulusal hükümetlerin ve şirketlerin üzerinde bağlayıcılığı olan bir yaptırım mekanizması için ilk ve en önemli adım atılmış olacaktır.”

Sonuç olarak TTB’nin önerisinin ilk bölümü WMA Genel Kurulu tarafından kabul edildi; “İklim Krizi Acil Bildirgesi” üye hekim birliklerine dağıtıldı. Hekimler artık yeni nesilleri küresel iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerinden korumak için daha fazla sorumluluk alacaklar. İkinci bölüm için ise üye hekim birliklerinden görüş istendi; önümüzdeki toplantıda karar verilecek muhtemelen… Küresel iklim krizini önlemek için 2015’de imzalanan Paris İklim Antlaşması’nın başarı şansının giderek azaldığı; önümüzdeki günlerde 25’incisi yapılacak olan COP toplantılarının ise bugüne kadar hiçbir somut çözüm üretemediği dünyamızda belki de son umutlardan biri olacak WMA Genel Kurulu’nun alacağı karar… Eğer bu karar onaylanırsa; örgüt Uluslararası Ceza Mahkemesinin (UCM) “Uluslararası Çevre Mahkemesi” kurması için Birleşmiş Milletler ve Dünya Sağlık Örgütü aracılığıyla hükümetler ve politika belirleyiciler üzerinde baskı aracı haline gelecek.

More in İklim Krizi

You may also like

Comments

Comments are closed.