Hafta SonuHaftasonuKöşe YazılarıManşetYazarlar

Orman diye diye (1)

0

‘Herkes ormanı seviyor. Herkes ağaç diyor, yeşil diyor, doğa diyor, orman diyor. Gelgelelim her ne oluyorsa orman diye diye oluyor. Ormanlar insana, paraya, kalkınmaya, doymayan gözlere, hissetmeyen kalplere kurban gidiyor.’

Türkiye gibi bir ülkede yaşamak, daha doğrusu akıl sağlığını koruyarak yaşamak için gerçekten çok sağlam sinirlere sahip olmak gerekiyor. Basın yayın organlarında, sosyal medyada, sokakta, arkadaş sohbetlerinde öylesine gerçek dışı bilgiler dolaşıyor ki şaşıp kalmamak, akıl durgunluğuna uğramamak mümkün değil. Binlerce yıldır bilimsel yollarla üretilen bilgi bütünüyle değersizleşiyor ve etrafımızı algı yaratmaya dönük uydurma, çarpıtma ve gerçek dışı bilgiler çepeçevre sarıyor. Üstelik bu çarpık bilgilerin önemli bir bölümü yetkili kamu kuruluşlarından, sözde bilim insanlarından, gazetecilerden yayılıyor. Kalemşörleri, trolleri, saplantılı ideolojik yandaşları (her kanattan) varın siz düşünün. Tam bir heyula bu! Öyle ki sözcüğün tam anlamıyla ya korkunç bir hayal ya da eşyanın aslı.

Konuya orman penceresinden bakınca manzara daha da karmaşık. Herkes ormanı seviyor. Herkes ağaç diyor, yeşil diyor, doğa diyor, orman diyor. Gelgelelim her ne oluyorsa orman diye diye oluyor. Ormanlar insana, paraya, kalkınmaya, doymayan gözlere, hissetmeyen kalplere kurban gidiyor. Peki nasıl? Dilimiz döndüğünce anlatalım. Önce dünyaya bakalım, bölgesel analizlerimizi yapalım, sonra da projektörlerimizi Türkiye’ye yöneltelim. Durum ve sorunlar saptanınca çözüm de kendiliğinden çıkar nasıl olsa.

Dünya genelinde ormanlar

Dünya genelinde ormanların durumu ile ilgili çalışmalar farklı kurum ve kuruluşlarca yapılmaktadır. Ancak bu konuda en kapsamlı ve sağlıklı veriler FAO[1] tarafından oluşturulmaktadır. FAO her beş yılda bir Küresel Orman Kaynakları Değerlendirmesi[2] adıyla bir rapor yayımlamakta ve dünya, bölge ve ülke bazında verileri paylaşmaktadır. O nedenle bu bölümde aktarılacak bilgiler FAO tarafından 2015 yılında yayımlanan son rapora dayanmaktadır.

Dünyada ormanlar azalıyor mu?

Ne yazık ki evet. Fakat dünyanın her bölgesinde ormanlar azalmıyor. Aslında Afrika ve Güney Amerika hariç dünyanın geri kalan bölgelerinde orman alanları azalmıyor, tersine Avrupa ve Asya’da ciddi artışlar var. Fakat ilk iki bölgenin çoğunlukla tropikal kuşaklarındaki ormanlarda öyle şiddetli bir azalma var ki dünya toplamında bir azalma durumu ile karşı karşıya kalmamıza yol açıyor. Aşağıdaki tablo durumu daha iyi açıklamak açısından yararlı olacak.

Tablodan da görülebileceği gibi Orta ve Kuzey Amerika ile Okyanusya’da stabil sayılabilecek duruma karşı son 15 yılda Asya genelinde orman alanları yaklaşık 35 milyon hektar artmış durumda. Avrupa’da aynı dönemde yaklaşık 14 milyon hektarlık bir artış var. Kıyaslama yapabilmek için Türkiye’de orman olarak kabul edilen alan toplamının yaklaşık 22 milyon hektar olduğunu hatırlatalım. Ne var ki yalnızca Güney Amerika’da yaklaşık 50 milyon hektarlık orman azalması söz konusu. Buna neredeyse bir o kadar da Afrika eklenince doğal olarak dünyanın orman bilançosu açık veriyor. Daha çok alt bölgelere inen bir analiz için aşağıdaki haritayı incelemekte yarar var.

Görüldüğü gibi adeta dünyanın güneyi orman değişimi açısından kan ağlarken kuzeyde daha olumlu bir tablo kendini gösteriyor. Ne var ki hem genel tablo negatif hem de güneyde kaybedilen ormanlar tropikal kuşakta yer alan ve eşsiz ekolojik değer taşıyan coğrafi alanlar. Burada dikkat çeken bir diğer nokta da alan olarak dünyanın en büyük ülkeleri arasında yer alan Çin ve Brezilya’nın orman artış ve azalışı açısından iki farklı ucu temsil ediyor oluşu.

Ülkeler bazında durum ne?

Türkiye’de kah en yetkili makamlar kah sosyal medya trolleri dünyada orman varlığını artıran nadir ülkelerden biri olduğumuzu söylüyorlar. Bu ifadenin gerçekle uzaktan yakından ilişkisi yok. Türkiye’de orman varlığı artıyor mu artmıyor mu sorusunun yanıtını Türkiye bölümüne bırakalım ve genel anlamda arttığını kabul edelim[3]. Ancak orman varlığını artıran ülkeler hiç de nadir değil. FAO’nun ayrı istatiksel değerlendirmeye tabi tuttuğu 234 ülke ya da coğrafi bölgenin 82’sinde 1990-2015 döneminde orman varlığı artmış. 46 ülkede değişim yok. Örneğin Avrupa’da orman varlığını artıramayan ülkeler yalnızca Arnavutluk, Bosna-Hersek, San Marino, Portekiz, Norveç, Monaco, Malta, Faroe Adaları ve Andorra.

Bunlardan Andorra, Faroe Adaları ve Malta’da azalma da yok. Monaco’da zaten hiç orman yok. Diğerlerinde küçük azalmalar var. En büyük azalma ise belirtilen dönemde %7’lik oran ile Portekiz’de. Akdeniz kuşağındaki bu ülkenin son yıllarda yaşadığı büyük orman yangınları bu azalmanın temel nedeni. Orman alanını sözü edilen dönemde artıran diğer ülkelere bir göz atmak gerekirse Cezayir (%17), Mısır (%7), Fas (%13), Vietnam (%57), Azerbaycan (%33), Bahreyn (%179), İsrail (%25), Suriye (%31), Kuveyt (%81), BAE (%31), Bulgaristan (%14), Yunanistan (%22), İzlanda (%205), İrlanda (%62), İtalya (%22), İngiltere (%13). Aynı dönemde Türkiye’nin orman varlığı artışı %21 olarak görünüyor. Tabii bu oranlar hesaplanırken ülkenin mevcut orman varlığı baz alınıyor ve Türkiye’nin orman varlığı FAO istatistiklerinde 11,7 milyon hektar olarak görünüyor. Oysa biz yurtiçi değerlendirmelerimizde 2015 yılı için orman varlığımızı 22,3 milyon hektar olarak kabul ediyoruz[4]. Dolayısıyla orman varlığı artış yüzdesi 22,3’e göre hesaplanacak olsa daha düşük bir oranla karşılaşılacağı da gözden uzak tutulmamalı.

Son olarak orman varlığını mutlak değer olarak en fazla artıran ve azaltan ülkelere bir göz atalım.

Yukarıdaki tabloda değişik zaman dilimlerinde yıllık ortalama olarak orman varlığını en çok artıran ülkeleri gösteriyor. Aşağıdaki ise aynı mantıkla fakat orman azalması yaşanan ülkeleri. Farklı zaman dilimlerine de dikkat ederek yorumlamayı size bırakıyorum.

[1] Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü

[2] Global Forest Resources Assessment

[3] İlgili bölüm geldiğinde daha detaylı açıklanacağı üzere artışın nitelik ve nicelik ayırımı, ülke sathına yaygın olup olmadığı ve orman sayılan alanların gerçekten orman olup olmadığı gibi pek çok boyutu var bu konunun.

[4] Bütünüyle teknik olan bu konu yine Türkiye bölümünde daha detaylı açıklanacaktır.

(Yeşil Gazete)

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.