ManşetSağlıkTürkiye

Eczacılar Birliği: Kan ürünleri, bir firmanın tekelinde yurt dışından alınıyor

0

Türk Eczacıları Birliği Başkanı Çolak, kan ürünleri üretiminin Sağlık Bakanlığı’nca bir firmaya verildiğini ancak bu ürünlerin Türkiye’de üretilmesi yerine yurt dışından temin edildiğini söyledi. Çolak, ‘Bu ürünler Çin-Almanya hattında birtakım yabancı şirketler tarafından üretiliyor’ dedi.

Türk Eczacıları Birliği (TEB) Başkanı Erdoğan Çolak, birliğin konferans salonunda kan ürünlerinin teminine ilişkin basın toplantısı gerçekleştirdi. Kan ürünlerinin insan kanından üretilen ve lazım olduğunda, kan kadar gerekli ürünler olduğunu vurgulayan Çolak, bu ürünlerin yurt dışında düşük fiyatlara bulunabilmesine karşın Türkiye’de fiyatlarının bir hayli yüksek olduğunu ifade etti.

Türk Eczacıları Birliğinin de desteklediği “ilaçta yerelleşme” hedefinin 2014 yılında ortaya koyulduğunu söyleyen Çolak, şunları söyledi: “Bu kapsam içinde bir ihale açılıp yerelleşme hedefi doğrultusunda dört farklı gruptaki kan ürünleri, Sağlık Bakanlığı tarafından bir firmaya verilmişti. İhale esaslarına göre, Kızılay’ın Türkiye’de topladığı kan plazmaları işlenecek ve kan ürünleri artık Türkiye‘de üretilecekti. Ancak gelinen noktada söz konusu firma yükümlülüklerini yerine getirmiyor. Yani ihale şartlarına uymayarak ülke ekonomisi, kamu yararı ve halk sağlığını ilgilendiren, son derece önemli olan yerli ilaç üretimi ile ilgili atması gereken adımları atmıyor. Bu ürünler Çin-Almanya hattında birtakım yabancı şirketler tarafından üretiliyor, yasaya aykırı bir şekilde, adeta alım garantisi varmışçasına eczaneleri de devreden çıkartıp tekelleşme yoluna gidiliyor.”

‘Kızılay sürecin dışında mı bırakıldı?’

Çolak, bu konuda cevaplanması gereken soruları şöyle sıraladı:

-Bu firmaya neler vadedildi ve sözleşme kaç yıllığına yapıldı? Bunun karşılığında firma neler vadetti?

-Kızılay kendi görevini yerine getirdi mi? Kan topladı mı, yurt dışına gönderdi mi? Yoksa Kızılay sürecin dışında mı bırakıldı?

-İhale aşamasında öne sürülen yerlileşme koşulu gerçekleştirildi mi? Gerçekleştiyse hangi ölçüde gerçekleşti?

-Üretilen plazmalar yerli plazma mı? Değilse hangi ülkeden temin edildi?

-Söz konusu firma en başta yapması gerektiği gibi üretim merkezini açtı mı ya da bununla ilgili herhangi bir girişimde bulundu mu? Açmadıysa, yerli bir firmanın halihazırda ürettiği kan ürünlerinin ruhsatını kendi üzerine alarak SGK aracılığı ile hastanelere dağıtımını gerçekleştirdi mi?”

Söz konusu firmanın hangisi olduğunu ve hangi parametreler doğrultusunda seçildiğini de soran Çolak, sorularını şöyle sürdürdü:

-Söz konusu firmaya alım güvencesi verildi mi? Verildiyse bu güvence kaç yıllığına verildi?

-Alım güvencesinin tek bir firmaya verilmesi ile ilaç alanında bir tekel yaratılmış olunmayacak mı? Eğer bir tekel yaratılırsa bunun adı kamunun özel sektöre kaynak aktarması değil midir?

-Tek firmaya kaynak sağlanması ve alanda tek başına olmasına izin verilmesine karşı, bizi Rekabet Kurumuna şikayet edenlerin diyeceği bir söz var mı?

-Ayaktan tedavide kullanılan kan ürünleri, SGK-TEB-Eczacı Odaları iş birliğinde son derece güvenli çalışan bir sistemle hastalara zaten ulaştırılıyorken neden birinci basamak sağlık merkezi olan eczaneler bu sistemin dışına çıkarılmak isteniyor?

-Eczaneleri saf dışı bırakma noktasında kan ürünleri sadece bir başlangıç mı, başka hangi ilaç gruplarının hastaya ulaştırılmasında eczanelerin saf dışı bırakılması planlanıyor?

“Sağlık alanı, karanlıkta bırakılmaya müsait bir alan değil” diyen Çolak, sağlığa ayrılan bütçenin de yetersiz olduğuna dikkat çekti: “Akılcı ilaç kullanımında gerideyiz. Pek çok ilaç piyasada yok. Bazı ilaçların geri ödeme listesinden çıkarılması gündemde. Kendi ilacımızı üretemiyoruz. Ham maddede dışa bağlıyız. İlaçta kur farkından kaynaklanan sıkıntılar bitmek bilmiyor. Kamu kurum iskontoları artırılıyor. Tüm bunlar olurken sessiz kalmamız, olanı biteni köşeden sessizce izlememiz beklenemez. Biz bu gidişe artık dur demek istiyoruz. Tekelleşme değil, yerelleşme istiyoruz”

Çolak, gazetecilerin, Türkiye’de üretim tesisinin açılıp açılmadığını sorması üzerine, 2014’te Sağlık Bakanlığı ile SGK arasında sözleşme imzalandığını, 20’ye yakın firmanın ihaleye girdiğini, 5 firmanın ihalede kaldığını, bir firmaya işin verildiğini anlattı;  “Ama en ucuz yapan firmaya da verilmedi. Bu firma, üretim merkezi kuracaktı ancak şu ana kadar bir üretim merkezi kurulmuş değil” şeklinde konuştu.

More in Manşet

You may also like

Comments

Comments are closed.