İklim KriziManşet

Zenginlerin gündeminde ‘iklim krizi’ yok!

0

Amazon ormanlarındaki yangına odaklanan G7 Zirvesi iklim krizini ‘geçiştirdi. Dün sonuçlanan zirvenin ortak bildirisinde iklim değişikliğiyle ilgili tek bir cümle bile kurulmadı.

Fransa’nın Biarritz kentinde gerçekleşen G7 Zirvesi dün sona erdi. Zirveye ev sahipliği yapan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, yayımlanan basın bülteninde, çoğu insanın okumayacağı tipik bir “12 sayfalık teknik” bildiri yerine, G7 liderleri tarafından kabul edilen bir sayfalık ortak bildirinin yayınlanmasına karar verdiklerini söyledi. Ancak bu belgede iklim değişikliği hiç yer almıyor.

Yeşil İklim Fonu’na katkı

Zirve sırasında Birleşik Krallık, Almanya ve Fransa, BM Yeşil İklim Fonu‘na katkılarını iki katına çıkaracaklarını açıkladı. 23 Eylül’de yapılacak UNSG Zirvesi’ne gençliği arkalarına alarak başlayacaklarını söyleyen Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres ise Paris Anlaşması’nın artık yeterli olmadığını ve G7 ülkelerinin örnek olacak şekilde hareket etmeleri gerektiğini söyledi.  Fransa Cumhurbaşkanı Emanuel Macron da, Şili Cumhurbaşkanı Pinera ile birlikte gerçekleştirdiği basın toplantısında haftalardır süren yangınlarla boğuşan Amazonlar için iki aşamalı bir eylem planı açıkladı. Buna göre;

* Orman yangınlarını durdurmak için G7 ülkelerinin derhal 20 milyon dolar destek sağlanacak ve destek talebinde bulunan ülkeler için yangınları söndürmeye yardımcı olacak askeri güçler konuşlandırılacak.

* Birleşmiş Milletler Genel Zirvesi’nde G7 ülkeleri ile Amazon ormanlarını içeren ülkele arasında yangınların önlenmesi ve ağaçlandırmayı destekleyen projelere yönelik bir ittifakın oluşturulması için görüşmeler yapılacak.

Afrika yangınlarına destek

Macron, Sahra altı Afrika ülkelerine Amazon yağmur ormanlarındakine benzer ölçekteki yangınlarla mücadele edebilmelerine yardımcı olmak için uluslararası bir kampanya yürütmeyi düşündüğünü de söyledi. Zirvesinin son gününde sosyal medya hesabından bir açıklama yapan Macron, “Ormanlar, Sahra altı Afrikası’nda da yanıyor. Amazon ormanları için açıkladığımıza benzer bir girişimi başlatma olasılığını inceliyoruz,” dedi.

Sivil toplum: Hayal kırıklığı

Zirveden çıkan sonuçlar ve iklim krizinin hiç gündemde yer almayışını eleştiren, dünyanın önemli sivil toplum örgütü temsilcileri ise ülkeleri net bir tutum almaya, eyleme geçmek için felaketlerin oluşmasını beklememeye çağırdı. Uzmanların değerlendirmeleri şöyle:

Luca Bergamaschi (E3G Kıdemli Temsilcisi): G7 liderleri, çalkantılı bir jeopolitik dönemin ortasında acil sorunlarını ele almak için iyi niyetle bir araya geldiler. Ancak, en acil gündem maddesi olan iklim değişikliği konusunda net bir duruş sergilemediler.

Fransa, İngiltere ve Almanya tarafından iklim finansmanına ilave sağlama vaatlerini geleceğe yönelik önemli bir adım olarak görüyoruz. G7 liderleri, Amazon eylem planı ile iklim değişikliğiyle ilgili bir dönüm noktasına ilk defa hak ettiği aciliyeti verdiler. Bu durum liderlerin dinleyip harekete geçebildiğini gösterse de, eyleme geçmek için felaketlerin oluşmasını beklemenin geç kalmak anlamına geleceğini unutmamak gerekiyor.

Amazon ormanlarındaki yangınlar, hızla yaklaşan tek iklimsel tehdit değildir. G7 ve G20 liderlerinin, küresel güvenliği ve refahı tehdit eden iklim değişikliğini ciddiye almaları gerekiyor. Amazonlar’dan Antartika’ya, Grönland’dan permafrosta kadar, iklim riskini yönetmek ve gezegenin hayati organlarını çok geç olmadan korumak için yeni bir küresel sisteme ihtiyacımız var. Kimse bu zorlukla yüzleşmeye hazır değil ve kimse bunu tek başına gerçekleştiremez, ancak herkes bunu önlemek için en azından bir şeyler yapabilir. Tüm liderlerin kendi ülkelerinde önümüzdeki 20 ila 30 yıl içerisinde iklim değişikliğinin artan etkilerine karşı tedbir alırken, tüm fosil yakıt kullanımını sonlandırmaları ve BM sistemini iklim krizini yönetecek şekilde uyumlaştırmaları gerekiyor.’

Lucile Dufour (Fransa İklim Eylem Ağı Uluslararası Politikalar ve Kalkınma Danışmanı): Fransa, İngiltere ve Almanya’nın Yeşil İklim Fonu‘na finansal katkısını iki katına çıkarma açıklamasını olumlu bir adım olarak değerlendiriyoruz. Ancak G7 Zirvesi’nin sonuç bildirgesi iklim krizine karşı sessizliğini koruyor. Emmanuel Macron, G7 ülkelerinin iklim değişikliğiyle mücadeledeki yetersiz iradesini bertaraf etmek için göz önündeki somut girişimlere güvendi. Bu durumu, 23 Eylül’de gerçekleşecek Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi öncesi hayal kırıklığı yaratan bir gelişme olarak değerlendiriyoruz. Bu durum aynı zamanda Macron için, iklim değişikliğiyle mücadele konusunda ulusal düzeyde kaybettiği itibarını uluslararası ölçekte geri kazanması açısından kaçırılmış bir fırsattır.

Catherine Abreu, (Kanada İklim Eylem Ağı Genel Müdürü): Günümüzün iklim krizi, G7 ülkelerini ilk kez bir araya getiren 1970’lerin enerji krizi gibi dünyanın en zengin uluslarının gündeminin başında yer almalı. Biarritz’deki liderlerin beyanında iklim değişikliğinden bahsedilmiyor. İngiltere ve Almanya’nın iklim finansmanlarını iki katına çıkarması ve Kanada’nın somut olarak belirtilmemiş katkı vaadi, liderler zirvesinin Yeşil İklim Fonu’na ortak bir katkı sağlaması açısından hayal kırıklığına uğratıyor. Amazon’daki yangınlara kısa vadeli acil müdahale, bu zirvenin önemli bir çıktısı, ancak iklim değişikliğiyle mücadelede gerekli olan uzun vadeli yatırımın eksikliği sürüyor. Çok taraflı zirvelerin liderlik vasfı bu tarihsel dönemeçte insanlığın karşı karşıya olduğu çevresel ve ekonomik krizlere değinmek için kullanılmayacaksa ne şekilde kullanılacak? Çok taraflılık yalnızca liderlerin kararlı ve işbirliği içerisinde harekete geçmeye hazır olarak masaya geldiği durumda işlevsel olur.

Jennifer Morgan (Greenpeace Uluslararası Genel Direktörü): İklim kriziyle mücadele etmek için kelimelerden daha fazlasına ihtiyacımız var. 2050 yılına kadar emisyonların sıfırlanması için eyleme dönüşmeyen ve harekete geçme ihtiyacını yeniden gündeme getiren standart bir zirve, gerçeklikten uzak ve anlamsızdır. G7 liderleri gelecek ay gerçekleşecek olan BM İklim Eylemi Zirvesi’ne ve 1,5C iklim hedefiyle ve gerçek dünyayla uyumlu politikalarla gelmeliler.”

Zirve sırasında G7 liderleri, Amazon orman yangınlarıyla mücadeleye destek sağlamak üzere uluslararası ölçekte bir finansal ve lojistik yardım paketi üzerinde de anlaştılar. Bu acil önlemleri memnuniyetle karşılarken, gelecekteki yardımların Brezilya Cumhurbaşkanı Bolsonaro‘nun ormansızlaştırmaya yönelik taahhüt vermesini sağlayacak şekilde olması gerektiğini düşünüyoruz. Amazonları tahrip eden yangınlar, Brezilya’nın uluslararası itibarını da zedeliyor. G7 liderleri, Amazon yangınlarını kendi ülkelerinde harekete geçmemelerini gizlemek için kullanmamalı, Cumhurbaşkanı Bolsonaro’ya, gezegenin akciğerlerinin dikkatsizce tahrip edilmesine müsamaha göstermeyeceklerini açıkça göstermeleri gerekiyor.

G7 ülkeleri, dün açıklanan finansal desteğe ek olarak, ormansızlaşma ve toprak bozunumu sebebiyle tarımsal ürünlerin ithal edilmesi sonucunda Amazonlar’da oluşan tahribatı körüklemeyi bırakmalı. Küresel gıda sisteminde kapsamlı bir değişim gerekiyor. Bu değişim 2050 yılına kadar et ve süt ürünlerinin %50 azaltılmasını içeriyor. G7 ülkeleri gibi gelir seviyesi yüksek ülkelerde bu pay artıyor.

Jean-François Julliard (Greenpeace Fransa Genel Müdürü): Emmanuel Macron, iklim sorunlarına yönelik diplomatik yaklaşımını yeniden gözden geçirmeli. İçerikten yoksun ve işbirliği oluşturmaya yönelik vitrin girişimler, tartışmaların gerçeklikten uzaklaşmasıyla sonuçlanıyor. Bu önemli konular; hükümetlerin sera gazı azaltım hedeflerine yönelik taahhütleri, fosil yakıt kullanımının sonlanması ve kırılganlığı yüksek ülkelere enerji dönüşümü için finansman sağlanması olarak özetlenebilir. G7 Zirvesi’nin çıktıları bu konularda yetersiz kalıyor. Fransa’nın iklim hedeflerine ulaşamadığı da göz önünde bulundurulduğunda, Macron Fransa ölçeğinde daha etkin politikaları kamuoyuna sunma fırsatını da kaçırdı. İklim diplomasisinin gelişmesinin önündeki engel, talep ile harekete geçme arasındaki genişleyen boşluktur.

Alden Meyer (Endişeli Bilim İnsanları Birliği Strateji ve Politika Direktörü): Gelecek ay devletler, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres‘in ev sahipliğinde düzenlenecek iklim zirvesinde, ekonomilerini hızlı bir şekilde karbondan arındırmaya ve gelişmekte olan ülkelerdeki benzer eylemler için desteklerini artırmaya yönelik taahhütler sunmak için bir araya gelecekler. İngiltere’nin, Almanya’nın ardından Yeşil İklim Fonu’na olan katkısını iki katına çıkarmaya karar verdiğini açıklaması, bu konuda yapıcı bir gelişme oldu.

ABD’nin büyük çoğunluğunu da içeren dünyanın dört bir yanındaki insanlar, iklim krizini ele almak için harekete geçilmesini talep ediyorlar. Trump yönetiminin iklim değişikliği konusundaki olumsuz tavrı, ABD’de bu liderlik görevini yerel yönetimlere, belediye başkanlarına, iş dünyasına bağlı kalmaya devam edeceğini gösteriyor.

More in İklim Krizi

You may also like

Comments

Comments are closed.