EnerjiManşet

‘Nükleer ÇED’e sahte imza’ davasında karar bekleniyor

0

TMMOB’un Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na karşı açtığı Akkuyu Nükleer Santrali için ÇED’de sahte imza davasında sona gelindi.  Son duruşmaya firma yetkilileri veya avukatları katılmadı. Yerel mahkemelerde görülen son dava olan ‘sahtecilik davası’nda artık karar bekleniyor  

İnşaatı süren Akkuyu Nükleer Güç Santrali hakkında yerel mahkemelerde devam eden son dava niteliğindeki, TMMOB’nin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na karşı açtığı ‘ÇED’de sahte imza davasının’ duruşması 19 Nisan 2019 Cuma günü görüldü. Sahteciliği yaptığı ileri sürülen ÇED firması yetkilileri veya avukatlarının katılmadığı duruşmanın ardından, Akkuyu Nükleer Güç Santrali hakkında yerel mahkemelerde görülen son dava da yakında karara bağlanacak.

Rusya ile Türkiye’nin yatırım ortağı olduğu Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) projesinde finansman bilmecelerine karşın inşaat sürüyor. Santral hakkında verilen Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Olumlu Kararının iptali için yurttaşlar ile yerel ve ulusal sivil toplum kuruluşlarının açtığı davalar Danıştay 14. Dairesi tarafından 23 Kasım 2017’de reddedilmiş, bu karar Haziran 2018’de Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından da onanmıştı. Onama kararının ardından bazı davacılar konuyu Anayasa Mahkemesi’ne taşımıştı.

Medyascop.tv’den Doğu Eroğlu’nun haberine göre, projesi hakkında ilk derece mahkemelerinde görülmeye devam eden tek davada, ÇED Raporundaki imza sahteciliği hakkında TMMOB ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı karşı karşıya.  Ankara 3. İdare Mahkemesi’nde 19 Nisan 2019 Cuma günü duruşması görülen davada çok yakında çıkması beklenen kararla birlikte, Akkuyu NGS’ye karşı açılmış ÇED davalarında perde tamamen kapanabilir ya da Bakanlık aleyhinde karar çıktığı takdirde, bu karar ışığında santralin ÇED Olumlu Kararı yeniden yargı önüne gelebilir.

Sahte imza süreci 2015’ten beri sürüyor

Akkuyu NGS ÇED Raporunda sahte imza süreci, TMMOB’nin yaptırdığı adli grafoloji (yazıbilim) incelemesiyle başladı. Buna göre, Akkuyu NGS projesi için hazırlanan iki ÇED Raporunda görevli nükleer enerji mühendislerinin raporlarının teslimi sırasında attıkları imzalar ile şahsi imza beyannameleri imza örnekleri birbirini tutmuyordu. Ayrıca her iki mühendisin de raporların ilk hali bakanlığa teslim edildikten sonra, DOKAY ÇED Mühendislik Firması’ndaki görevlerinden ayrıldıkları ortaya çıkmıştı. Bu da imzalarının başkaları tarafından atıldığını, 2013 ve 2014’deki iki ÇED raporunun nükleer enerji mühendislerince incelenmeden bakanlığa teslim edildiğini gösteriyordu. TMMOB’un imzaları ve imza beyannamelerini gönderdiği bağımsız bilirkişiler de imzaların “başka kişiler tarafından üretildiği” sonucuna vardı. ÇED Olumlu Kararı, sahte imzalardan birinin yer aldığı ÇED Raporuna dayandığı için, santralın yatırım onayı da tartışmalı hale geldi.

Sahte imza tespiti sonrasında TMMOB, önce bakanlığa başvurarak hem ÇED Olumlu kararının hem de raporu hazırlayan firmanın yeterlik belgesinin iptalini istedi. Bir sonuç alınamayınca, bu kez suç duyurusunda bulunuldu. Ancak soruşturmayı açan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı takipsizlik kararı verdi. Aynı gerekçelerle açılan dava da  TMMOB’un “İptali istenen işlemle, meşru, güncel ve doğrudan bir menfaatinin ihlal edilmiş olmadığı” gerekçesiyle reddedildi.

TMMOB avukatları: Kararlarda siyasal baskı etkili oldu

Bu durumda sahte imza meselesinde geriye, TMMOB’nin yaptığı idari başvuruyu reddeden Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın bu kararına karşı açılan iptal davası kaldı. Ankara 3. İdare Mahkemesi davayı, “TMMOB’nin dava açma ehliyeti olmadığı” gerekçesiyle reddetmiş fakat bu ret kararı Danıştay tarafından bozulmuştu. Bir kez daha Ankara 3. İdare Mahkemesi önüne gelen davanın avukatlarına göre, imza örneklerinin toplanmış olmasına karşın hiçbir adli inceleme yapılmadan ardı ardına gelen takipsizlik ve ret kararlarında siyasal baskılar rol oynadı.

Sahte imza tespitinin kamuoyu gündemine geldiği Ocak 2015’te, dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, “Bu bir tane kıytırık mühendisle olacak iş mi?” diye konuşmuştu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise Danıştay 14. Dairesi’nde görülecek Akkuyu NGS duruşmalarından bir gün önce, “Nükleer de birilerini rahatsız ediyor. Rahatsız olsanız da olmasanız da biz nükleer enerjiyi de yapacağız” demişti.

Bakanlık, “Dışarıdan hizmet alındı” diyor ama fatura yok

Duruşmaya TMMOB adına katılan avukatlar Cömert Uygar Erdem ile Nurten Çağlar Yakış, yapılan bağımsız incelemede imzaların uyuşmadığını, bunun da ÇED Raporundaki revizyonların işten ayrılmış nükleer enerji mühendislerinin denetimi dışında gerçekleştirildiği anlamına geldiğini mahkemeye bir defa daha anlattı. Buna karşın Çevre ve Şehircilik Bakanlığı hukuk müşaviri, firmanın nükleer enerji mühendislerini istihdam zorunluluğu bulunmadığını, bu kişilerden danışmanlık hizmeti almasının, yani mühendislerin “dışarıdan destek” vermesinin yeterli olacağını ileri sürdü. Ancak firmanın mühendislerden hizmet satın aldığına ilişkin  mahkemelere veya savcılıklara sunulmuş herhangi bir fatura bulunmuyor.

TMMOB’ye göre nükleer enerji mühendislerinin imzalarının taklit edilmesi ve ÇED süreci devam ettiği sırada mühendislerin firmalardan ayrılması, ÇED Raporunun sadece bir çeviri çalışması olduğuna, bir başka deyişle Akkuyu NGS projesi hakkındaki ÇED sürecinin göstermelik yürütüldüğüne işaret ediyor.

More in Enerji

You may also like

Comments

Comments are closed.