Hafta SonuManşetUncategorized

Çocuklarla herkes için – Başak İncekara

0

Mekansal anlamda çocuk çalışmaları günümüzde giderek artıyor.  Çocuk farklı disiplinler içerisinde literatür anlamında daha görünür olmaya başlarken, buna ters düşecek şekilde kamusal mekanda görünürlüğü giderek azalıyor. Artık sokaklarımızda oynayan çocuklar göremiyoruz. Çocukları kabul eden mekanlar giderek özelleşiyor ve çoğu zaman oyun oynamak, zaman geçirmek için ebeveynler tarafından korunaklı iç mekanlar tercih ediliyor. Sokaklarımız, kentlerimiz günden güne çocuk-mekan etkileşimine olanak sağlayamayacak bir yapıya eviriliyor. Halbuki kentin çocuklar için ayrı bir önemi var. Çocuk, kentsel çevresini izler, deneyimler, öğrenir.

Kimin için tasarım?

Mekanlarımızı kimler için nasıl tasarlıyoruz sorusu yıllardır farklı platformlarda tartışılıyor ve dönemlere göre tasarım çalışmaları anlamında bazı gruplar daha görünür ve dikkat  çekici oluyor.

Vitruvius adam

Mekansal tasarım tarihi oldukça eskiye dayanmakla beraber aslında beden olarak insanın odak noktaya alınması Da vinci’nin Vitruvius adamına dayanır. Da vinci Vitruvius adamı ile insan vücudundaki oranlara dikkat çeker ve sağlıklı bir erkek bedeni oranları ile mimari yapılardaki estetik oranlarını belirler.

Modular adam

Beden ve içinde bulunduğu mekanı Da Vinci Vitruvius adam ile güzelliğe erişmek için sayışallaştırılırken yıllar sonra Le corbusier’in Modular adamı, Vitruvius’un bir modifiyesi olarak mekan tasarım süreçlerinde yerini almıştır. Bu bedenler her ne kadar birbirlerinden farklı da olsalar ortak yanları sağlıklı erkek bedenleri olmalarıdır.

Günümüzde mekânsal tasarım süreçlerinde kullanılan tasarım standartlarının bir çoğu ise Ernst Neufert’in 1936 yılında ilk olarak basılan kitabı ‘Yapı Tasarım’ kaynağına dayanır. Biz tasarımcılar, projelerimiz bu standartlara ve mesleki mevzuatlarımıza sayısal olarak uyduğu kadarıyla başarılı projeler ürettiğimizi varsayarız.

Neufert

Peki biz bir kadın, bir engelli, bir yaşlı, bir çocuk olarak bu çemberin içinde Vitrivius adamı kadar rahat edebiliyor muyuz? Hepimiz için daha yaşanabilir bir mekan kurgusu yaratabilir miyiz? Bu noktada çocukları dinlemenin farklı bir yanı var.

Norm yerine deneyim

En başına dönecek ve  Vitruvius adamının odağa alındığı çemberin içine bir çocuk koyacak olursak ne yapar?

Deneyimlerime dayanarak diyebilirim ki çocuğun yapacağı ilk şey çember içerisinde durmayı reddetmek olacaktır. İkinci olarak hareket edecektir: Çemberin çevresinde koşacak, yuvarlanacak veya oyun oynayacaktır. Yani  “eylem” ile mekanı kendi bedenine göre yeniden tanımlayacak ve tamamlayacaktır. Son olarak da çembere tırmanacak, belki kenarında sallanacak, belki de yalayarak tadına bakacaktır. Çocuk birçok projenin öznesi olarak manipülasyona çok açık olmakla beraber bu derece etkili bir araçtır. Vitruvius’un çemberini eğmekte, Modular Man’ı görmezden gelmekte, Neufert’i rahatsız etmekte ve toplumsal normları kırmaktadır. Çocuklar ile yetişkinler arasında mekan ile kurulan ilişkide en büyük farklardan, dolayısıyla da potansiyellerden biri, çocuğun normlar yerine deneyimler ile mekanla ilişkilenmesidir. Çocuk, mekanın simgesel sembollerinden bağımsız olarak bedensel, duyusal, rastlantısal hareket eder. Onun normlardan bağımsız, fiziksel ve sosyal çevresi ile ilişkilenme biçimi kamusal alanlar adına tasarımcıların göz önüne alması gereken bir potansiyeldir.

Özellikle son 10 yılda biz yetişkinler olarak giderek betonlaşan, kentsel dönüşüm projeleriyle kocaman bir inşaat alanına dönüşen, yüksek ses, hava kirliliği gibi sorunları birebir sokağımızda soluduğumuz, yollarında güvende hissetmediğimiz, sınır elemanlarıyla kapatılan yollarla karşıdan karşıya geçmeye dahi izin vermeyecek kadar araç odaklı, toplumsal karşılaşmalara izin veremeyecek kadar ayrık kentsel mekanlar tasarladık. Üretilen projelerin büyük hedeflerini ve reklam söylemlerini bir kenara bırakırsak, belki de bedenlerimize ve ruhumuza en iyi gelecek kentler yaratmanın cevabı çocuklardadır. Ve tam da bu sebepten sadece 23 Nisan’da değil geri kalan 364 gün için de biz yetişkinler olarak çocuklar için aktif ifade alanları yaratmalıyız.

Bütün çocukların Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlu olsun.

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.