Hafta SonuManşet

Bisiklet: Emek ve direnişin simgesi – Olcay Boynudelik

0

Don Kişot Bisiklet Kolektifi olarak ikinci kez organize ettiğimiz “Bisiklet ve Kent Çalıştayı” ardından yine tatlı bir yorgunluk, biraz gurur, müthiş bir coşku ve çokça umutla doluyuz. İki gün boyunca farklı başlıkları bisiklet teması ile birleştiren konuşmacılar havası temiz bir şehirde; daha sağlıklı ve keyifli bir şekilde yaşamak için bisikletin önemini vurgularken bisiklet kullanıcılarının yaşadığı zorluklara değinerek çözüm önerilerinden de bahsettiler.

Örneğin, Ali Cenk Algün Bursaʼda Nilüfer belediyesi bünyesi içinde gerçekleştirdikleri bisiklet kullanımına özendirici uygulamaları anlatırken,şehrin geneline yayılamadığı için istenen düzeydeki etkiye ulaşamamalarından da dert yandı.

Güneş Uyanıker yollar, kaldırımlar ve toplu taşıma bağlamında erişilebilirliğin yaşlı, hamile ve engellilerin yanı sıra bisikletliler için de hayati bir mesele olduğunu vurguladı.

Semih Özdemir hava kirliliğinin tehlikeli boyutlarda, yeşil alanların ise yok denecek kadar az olduğu kentte hareketsizliğin hastalıklara davetiye çıkardığından ve doğru  kullanıldığında bisikletin sağlığımıza nasıl olumlu etki yapabileceğinden söz etti.

Don Kişot Bisiklet Kolektifi üyelerini “Savunmanın mekanize tugayı, zifiri karanlık zamanların ateş böcekleri; doğayı cansız, şehri nefessiz bırakan otomobilci düzene kafa tutan zamane Don Kişotları” olarak tanımlayan Kuzey Ormanları Savunması sincaplarından Başar Toros da doğa talanlarının ve orman kıyımlarının dünyayı nasıl etkilediğini, arabaların içinde esir kaldığımız sistemde Don Kişotlarla beraber “İsyan, devrim, bisiklet” demekten başka yol olmadığını söyledi.

Aydan Çelikʼin İstanbulʼun dört bir yanında gezerken çektiği resimlerde, bisikletin yer aldığı her fotoğraf karesinde kenti ne kadar güzelleştirdiğini düşündüm. “Sana bir seleden baktım İstanbul,” diyordu esprili üslubu ile Aydan Çelik. Selenin üzerindeyken, ben de kendimi nasıl bir ağacın
tepesinden denize bakıyormuşum gibi hissettiğimi hatırladım. Bisiklet özgürlüğün simgesi gibi bir şey gerçekten.

Sarper Günsal konuşmasında bisikletin icadı ile kadınların özgürleşmesi arasında bir bağlantı olduğunu ileri sürerken, İrem Çağıl bisikletli bir kadın olarak cinsiyetçilikten toplumun hiç bir alanında kurtulamadığımıza dikkat çekti.

Bisiklet deyince akla gelen ilk şeylerden biri spor ve sağlıklı yaşam elbette, ama biz Don Kişotlar için olmazsa olmaz bir anlamı da aktivizm. Bisiklet, Pride gününde LGBTİ dostlarımızı yalnız bırakmamaktır, 1 Mayısʼta emekçilerle alanlarda olmaktır. Engelli hakları için ses vermektir. Trafikteki azınlık olarak azınlıkları anlamaktır. Ali İsmail Korkmaz Vakfı yararına ya da elimizden kayıp giden Kuzey Ormanları için tur düzenlemektir. Bisiklet bizim için direnmek demektir, başlı başına devrimci bir eylemdir. Çünkü trafikte bizi sıkıştıran motorlu araçların arasında, bisiklet yolumuza park eden şehir eşkıyalarına rağmen ve egzoz dumanları içinde bisiklet sürmek büyük mücadele ve emek ister

Sonuç olarak, bisikletin ülkemizde gezi ve spor dışında ulaşım aracı olarak da yaygınlaştırılması için ciddi kafa yormak gerekiyor. Bisiklet yalnızca hafta sonlarında kentten kaçmak için değil, her gün işe, alışverişe, sinemaya vs gitmek için kullandığımız bir araç haline geldiğinde hem çevre için ciddi anlamda bir adım atmış olacağız; hem de trafikte ve sokaklardaki bisikletçi sayısı arttıkça görünürlüğümüz sayesinde taleplerimizi dayatmamız da mümkün olabilecek diye umuyorum.

Ve son olarak en sevdiğim sloganlarımızdan birini tekrarlamadan edemeyeceğim:

ARABADAN İN, BİSİKLETE BİN :))

.

2. Bisiklet ve Kent Çalıştayı: “Gezegeni kurtarmak istiyor olamaz mıyız?”

.

Olcay Boynudelik

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.