Doğa MücadelesiManşet

Namazgah Feldspat Madeni Projesi’nde “ÇED gerekli değildir” kararına mahkemeden iptal

0

Çanakkale’nin Yenice ilçesine bağlı Namazgah Köyü sınırları içindeki Feldspat Madeni Projesi için verilen “ÇED Gerekli Değildir” kararının iptali için açılan davada karar açıklandı.

Doğa savunucuları Çanakkale İdare Mahkemesi’nin davayı reddetmesi üzerine temyiz başvurusunda bulunmuştu. Danıştay, başvuruyu yerinde bularak kararın bozulmasına ve idari işlemin iptaline karar verdi. Danıştay’ın kararıyla “karar düzeltme” yolu da kapandı.

Yenice, Çanakkale

“Birçok projede altın madenleri arandığını ama bunun gizlendiğini gördük”

Kararı Yeşil Gazete’ye değerlendiren avukat Ali Furkan Oğuz, şirketlerin “maden arama” adı altında asıl amaçlarını gizledikleri görüşünde.

“Bu davanın açıldığı yıllarda, Valilik tarafından uzun bir süre, birçok benzeri maden projesi için ‘ÇED gerekli değildir’ kararları verildi. Şirketlerin bu kararı almasındaki amaç ÇED sürecinden kaçmak ve prosedürleri hızlandırmak anlamına geliyor. Aynı zamanda aramış olduğu madeni de gizlemek istediğini bazı projelerde gördük. Bu projeler ‘maden arama’ adı altında, aslında aranan madeni gizleyerek ya da kamuoyunda tepki görmemek, kamuoyu baskısını azaltmak adına farklı madenleri arıyor gibi gözükerek karşımıza çıktı. Birçok projede de aslında 4. grup maden yani altın vb. gibi madenlerin arandığını ama bunun gizlendiğini gördük. Namazgah Feldspat Madeni Projesi’nde şirketin mevcut toplam ruhsat alanı 850,39 hektar. 2013 yılında, ‘ÇED gerekli değildir’ kararı ile 15,08 hektar alanda yıllık 100 bin tonluk işletme izni alındı ve çalışmalar başladı. 2015’te de işletme kapasitesini iki katına çıkarmak için yeniden ÇED süreci atlanarak ‘ÇED gerekli değildir’ kararı verildi.”

“Kalkım-Hamdibey çevresindeki değerli tarım alanları toz tehdidi altında”

Oğuz, kamuoyu baskısını azaltmak için proje sahiplerinin son zamanlarda başvurdukları yöntemleri ile şu sözlerle aktarıyor:

“İşe başlamadan önce ya madenin gerçek rezervi olduğundan çok küçük, ya da çıkartılacak cevher miktarı çok küçük gösteriliyor. Gerekli izinler alındıktan ve sahaya girildikten kısa bir süre sonra ya birdenbire yeni cevher yatakları bulunuyor ya da parça parça kapasite arttırımı yoluna başvuruluyor. Bu projenin 850 hektar ruhsat alanının tamamını kapsadığı açıkça ortada. 15 hektarlık başlangıç parçası ile yetinmeyecekler. İlk işletme iznini aldıktan iki yıl sonra şirketin işletme kapasitesini ikiye katlamak istemesi bu niyetin en açık kanıtıdır. İşletme alanı çevresinde 6,5 kilometreden yakın altı tane köy ve Yenice ilçesi bulunuyor.

Tesisin ortalama 6 km güneydoğusunda Gönen Barajı, 10 km güneybatısında Kalkım Göleti, 8,5 km kuzeybatısında Yenice Göleti var. Tesis, Yenice ilçe merkezinin ortalama 5,5 km güneydoğusunda yer alıyor. Görüldüğü üzere işletme yerine yakın mesafelerde de üç tane su barajı var. Bu barajların toz ve erozyondan etkilenmemesi düşünülemez. Şu anda yıllık 7 ton kadar olan patlayıcı kullanımı miktarının sekiz kat arttırılarak 56 ton seviyesine çıkartılması isteniliyor. Böyle bir proje ile Kalkım-Hamdibey çevresindeki değerli tarım alanları toz tehdidi altındadır, ürünlerde nitelik ve nicelik bakımından ciddi düşüşler olması kaçınılmazdır. Bu hususlar bir oldu-bitti ile ‘ÇED süreci gerekli değildir’ denilerek, tarımdan geçimini sağlayan pek çok insanın dikkatinden kaçırılmak istenmektedir.”

Ne olmuştu? 

Troas Minerals Madencilik Turizm Tic. ve San. A.Ş. tarafından işletilmekte olan feldspat maden ocağı için Çanakkale Valiliği İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü’nce ilk olarak Kasım 2013 tarihli, 2013/41 sayılı “Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir” kararı verilmişti. Bunun üzerine kararın iptali için Çanakkale İdare Mahkemesi’ne dava açılmıştı. Davada mahkeme öncelikle yürütmenin durdurulması talebini kabul etmiş, ardından davanın reddine karar vermişti. Yapılan temyiz başvurusunda Danıştay Çanakkale İdare Mahkemesi’nin kararını bozdu ve “ÇED gerekli değildir” idari işlemini iptal etti.

Kararın gerekçesi olarak, “3213 sayılı Maden Kanunu ile Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinin hükümleri bir arada değerlendirildiğinde, bir alanda maden zuhurunun ortaya çıkarılması ile başlayıp işletme ruhsatına bağlanan madene ait işletme ruhsat sahasının 25 hektardan fazla olması ve bu ruhsata bağlı olarak yapılacak madencilik projelerinin ise 25 hektardan daha küçük çalışma alanında etaplar halinde gerçekleştirilmek istenilmesi durumunda, anılan madencilik projeleri için Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğine ekli EK-I Çevresel Etki Değerlendirmesi Uygulanacak Projeler Listesi kapsamında Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu düzenlenmesi gerekmektedir.” açıklaması yapıldı.

Haber: Merve Damcı

(Yeşil Gazete)

You may also like

Comments

Comments are closed.