ManşetTürkiye

AİHM’de “Hendek operasyonları” duruşması: Sivil kayıpları önlemek için ne yaptınız?

0

Cizre bodrumlarındaki sivil kayıplar, Avrupa İnsan Hakları Mahklemesi’nde (AİHM) konuşuldu. Mahkeme, hükümete, sivillerin korunması için nasıl önlemler aldıklarını sordu.

Hendek operasyonlarından mağdur olduklarını söyleyenler AİHM önünde hak arıyor. AİHM’in vereceği karar, Anayasa Mahkemesinin iç hukuk yolu olarak etkin olup olmadığının tespitinde belirleyici olacak.

AİHM, Ağustos 2015-Mart 2016 döneminde Türk güvenlik birimleri tarafından Cizre, Sur ve Nusaybin merkezli gerçekleştirilen operasyonlar sırasında bireysel haklarının ihlal edildiğini savunan yüzlerce kişiyi ilgilendiren kritik bir duruşma düzenledi. Duruşma için, operasyonlar sonrası Ankara’ya karşı şikayette bulunmuş yüzlerce kişiden ikisinin (Elçi ve Tunç davaları) dosyası “pilot dava” olarak seçildi. Bu pilot davalar için bugün Strasbourg’da yedi yargıçlı bir AİHM dairesi önünde duruşma düzenlendi.

Duruşmada Türk hükümetinin savunmasını Alman avukat Stefan Talmon yaptı. Talmon, operasyonların ve bazı ilçelerdeki sokağa çıkma yasağı uygulamasının, Türkiye, ABD ve AB tarafından terör örgütü olarak tanınan PKK elemanlarını yakalamak için düzenlendiğini belirtti.

Talmon, davacıların Anasaya Mahkemesi’ne (AYM) başvurmadıklarını, “iç hukuk yollarını tüketmediklerini” belirtip AİHM’nin bu nedenle başvuruları reddetmesini istedi. AİHM önünde dava açabilmek için iç hukuk yollarının tüketilmesi gerekiyor.

AİHM, Cizre’deki hak ihlalleriyle ilgili avukatlar Ramazan Demir ile Benan Molu’nun Tunç ailesi adına savunma yapacağı Orhan Tunç dosyası ile sokağa çıkma yasakları sırasında hak ihlaline maruz kalmasına dair başvuru yapan Ömer Elçi’nin dosyası hakkında karar verecek. Elçi’yi de mahkemede avukatlar Neşet Girasun ve Erkan Şenses temsil ediyor.

Duruşmada hukukçular Newroz Uysal, Hüseyin Tül, Helen Duffy ve Senem Gürol da danışman olarak yer aldı.

Avrupa İnsan Hakları Komiseri müdahil oldu

Davalara Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri de müdahil taraf olarak katıldı. Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri, 2 Aralık 2016 tarihinde “Türkiye’nin Güneydoğu Bölgesindeki Terörle Mücadele Operasyonlarının İnsan Haklarına Etkileri” başlıklı bir memorandum yayımlamış, Ağustos 2015’te başlayan terörle mücadele operasyonları sırasında “birçok kişinin hakkının ihlal edildiği” görüşünü dile getirmişti.

Kısaca Venedik Komisyonu olarak bilinen “Avrupa Hukuk Yoluyla Demokrasi Komisyonu” ise 13 Haziran 2016 tarihinde yayımladığı “Sokağa Çıkma Yasaklarının Yasal Çerçevesi” başlıklı görüş raporunda, Ağustos 2015’te uygulanmaya başlanan sokağa çıkma yasaklarının “anayasal ve yasal çerçeveye dayanmadığı” sonucuna varmıştı.

Önümüzdeki aylarda açıklanması beklenen karar benzer dava başvuruları için de örnek teşkil edecek. Ancak kararda özellikle iç hukuk yollarının tüketilmesi konusunda söylenecekler Ankara açısından önem taşıyor. AİHM’nin AYM’yi “etkin iç hukuk yolu” olarak görmekten vazgeçmesi halinde Türkiye’den Strasbourg’daki mahkemeye binlerce yeni dava başvurusu gelme riski bulunuyor.

AİHM önünde şu anda Ankara’ya karşı yaklaşık 7 bin 300 dava başvurusu işlem görüyor.

 

(Bianet, DW Türkçe)

More in Manşet

You may also like

Comments

Comments are closed.