Köşe Yazıları

Yeşil adaylar

0

Filozoflar bugüne kadar Dünya’yı sadece çeşitli biçimlerde 

yorumlamakla yetindiler; 

oysa önemli olan onu değiştirmekti.

Karl Marx

Türkiye’de Yeşil Hareket’in ayak bastığı ve doğal olarak da basması gereken sosyolojik taban, kentlilerdir. Kırsal bölgelerde bu hareketin takipçisi olanlarların da genelde “kentten bir kaçış” sonucu orada olduklarını görürüz. Bu sosyolojik tabanın, siyasal olarak kendisine temsilci olarak seçtiği iki parti var: CHP ve HDP. Yani, Yeşil Hareket’e katılabilecek, oy verebilecek ya da en azından sempati duyabilecek kesimlerin siyasal olarak tercih ettikleri iki parti bunlardır.

Kötü aday seçimleri ile gelen umutsuzluk

Mart 2019 Yerel Seçimleri’ne bugünden ve bu tabanın gözüyle baktığımızda bir karmaşanın hâkim olduğunu görmek mümkün. CHP açısından 24 Haziran 2018’den gelen; HDP için ise çok daha öncesinde başlayan bir karmaşa bugün seçmenlerin oy verme davranışlarını etkiler hale gelmiş durumda. Şimdiye kadar partilerine oy veren ve “o parti dışındakilere oy vermeyi AKP’ye oy vermek” olan gören seçmenlerin önemli bir bölümü sandığa gitmemeyi düşünüyor. Yılların umut ve adanmışlığı yerini umutsuz bir yılgınlığa bırakmış durumda. Hele de bu partilerin gösterecekleri adayların bu umutsuz yılgınlığı besler şekilde ortaya çıkması durumu daha da karmaşık bir hale sokacak ve bu seçmenin yani Yeşil Hareket’i destekleme ihtimali bulunan kesimin umutsuzluk içinde seçimleri “pas geçmesine” sebep olacak. Kötü aday seçimleri, seçim gecesi yaşananlarla birlikte sonrasında seçmene yaşatılan sahipsizlik durumu ve de en son olarak seçim sonrası kimsenin sorumluluk almaması kentli çağdaş seçmen ile partileri arasında bir mesafe oluşturdu.

2019 Seçimi Yeşil Hareket İçin önemli fırsat

İşte oluşan bu mesafede önemli bir fırsat Yeşil Hareket’i bekliyor olabilir. Bu umutsuz yılgınlığı bir protesto hareketine ve hatta yeni bir Yeşil Hareket’in ilk adımlarına dönüştürme ihtimali var. İsme ve pazarlığa bağlı; herhangi bir programa, hayale dayanmayan adayların yarattığı ortam içerisinde en son düşünülecek olan konu kentlerin ve kentlilerin ihtiyacı ve geleceği olduğu açık. Öyle ki iki kente birden adı geçen; iki partiye birden adı geçen adaylar var. Belediye başkanlığı böyle bir yöneticilik midir? Hayalleri, planları olmadan yapılabilecek; üzerine yıllardır düşünmeden harekete geçilebilecek bir durum mudur? Türkiye’de seçmene dayatılan şekliyle ne yazık ki böyle! Bunu tersine çevirmek ise mümkün. En azından yüzünü Batı’ya dönmüş ve güncel siyasetten artık yılmış seçmenlere bir seçenek oluşturmak, onların zihinlerinde bir heyecan uyandırmak mümkün. Bu nün başarılması önemli bir ilk adım olacaktır ve dayanılan sosyolojik tabanın koşulları düşünüldüğünde Mart 2019 Yerel Seçimleri bunun için şimdiye kadar karşımıza çıkan en iyi fırsattır. Çünkü seçmen ve oy verdiği parti arasındaki mesafe hiç bu kadar açılmamıştı. Yeşil Hareket o boşlukta kendisine çapının çok çok daha üstü bir yer bulabilir.

Peki, nasıl? Belirlenmiş doğru yerlerde çıkartılacak Yeşil Adaylar ile. Kabul etmeliyiz ki; partisizleştikten sonra Türkiye’de Yeşil Hareket oldukça küçüldü ve sayıca azaldı. Fakat sözü, hayalleri, vizyonu hala geniş ve küresel. Bu sesi, günümüz siyasal iletişim teknikleri ile birleştirdiğimizde yukarıda bahsettiğim “yüzünü Batı’ya dönen seçmene” seslenmek ve onlara ulaşmak imkansız değil. Ulaştıktan sonra da o sözün, o hayalin, o vizyonun geniş kesimlerce sahiplenilebilme ihtimali var. Yeter ki, ciddi bir şekilde ortaya çıkılsın, kente dair hayaller, kentliye dair idealler net bir şekilde ortaya konulsun. Zorunlu şekilde oy veren ama artık vermeyeceğini söyleyen seçmenlerin gönül rahatlığı ile oy vereceği bir alternatif  Yeşil Adaylar ile ortaya konulabilir.

Yeşil Gazete yazıları ve diğer yazılar için: http://www.urbarli.net

https://twitter.com/Urbarli

You may also like

Comments

Comments are closed.