Hafta SonuKitapManşet

Son dönemin Yeşil Kitapları

0

Son dönemin Yeşil Kitapları’nda bu hafta sizinle paylaştıklarımız:

Hikmet Kuran’ın Ekoloji Kolektifi’nden çıkan, “Çevremerkezli Düşünce Ekseninde Nazi Ekolojisi; Findhorn Kolektifi’nin Yeni İnsan Yayınevi’nden çıkan, “Ekoköy Findhorn“u ve Ferhat Şahin’in Hiperlink’ten çıkan, “Sarıkeçili Yörükler’in Kültür-Çevre İlişkisi İçerisinde Geleneksel Ekolojik Bilgilerinin Araştırılması” kitapları

İyi okumalar ve İyi haftalar

***

Çevremerkezli Düşünce Ekseninde Nazi Ekolojisi

1933-1945 Almanya’sı, ırkçı, faşist ve baskıcı uygulamalarla anılan, bir soykırıma sahne olmuş, nihayetinde dünyayı İkinci Dünya Savaşına sürüklemiş Nazi Dönemine ev sahipliği ediyor. Ancak insanlığın en karanlık dönemlerinden biri aynı zamanda Nazi Ekolojisi olarak da adlandırılabilecek, yüksek çevre koruma ve hassasiyet politikalarını da kapsıyor. Ekoloji Kolektifi Derneği tarafından yayınlanan Çevremerkezli Düşünce Ekseninde Nazi Ekolojisi eserinde Hikmet Kuran, insanlık tarihinin en dehşet verici uygulamalarına, bir soykırıma imza atılan dönemdeki çevre hassasiyetinin kökenlerini araştırırken, bu yıllardaki çevre-faşizm ilişkisini aydınlatmaya çalışıyor ve çevre konusunda çağının ilerisinde bir duruş sergileyen Nazi iktidarının samimiyeti ile “çevreciliğini” sınıyor.

Kitabın Nazi Ekolojisi başlıklı ikinci bölümündeyse, ilk fasılda değerlendirilen kavramsal çerçeve yardımıyla okurun dikkatini, 1933-1945 Almanya’sına, yani Nazi Dönemindeki çevresel politika ve uygulamalara yoğunlaştırılıyor. Kuran bu bölümde, Nazi Ekolojisinin düşünsel ve pratik kökenlerini, Nasyonal Sosyalist öğretinin doğa anlayışını, Nazi Döneminin çevre politikalarını ve bu dönemdeki tüzel düzenlemeleri, dönemin öne çıkan isim ve örgütleri ile dönüm noktası niteliğindeki olay ve pratikleri detaylıca inceliyor. Kuran tüm bunları yaparken,

  • Nazi Ekolojisinin teorik ve pratik düzlemde yansıttığı çevre koruma anlayışı, çevre­merkezli yaklaşımla örtüşmekte midir?
  • Nazi Ekolojisinin etik anlayışı ne tür bir zemine oturmaktadır?
  • Nazi Ekolojisinin pratik boyutu ve kalkınma-çevre etkileşimindeki konumu çevre­merkezli yaklaşımla örtüşmekte midir?

sorularına yanıt arıyor.

Çevremerkezli Düşünce Ekseninde Nazi Ekolojisi

Hikmet Kuran

Ekoloji Kolektifi

2018

***

Ekoköy Findhorn

 

“Işık saçan bir enerji yayılır ve tüm yaşamı oluşturur. Bizimle; bitkiler, doğa ruhları ya da bu gezegendeki hayatı paylaştığımız insanlar aracılığıyla konuşsa da, tümü arkalarındaki ve içlerindeki derin gerçekliğin yansımalarıdır. Findhorn Ekoköyü’nde mit gerçeğe dönüştü ve bize sadece spiritüalizmin yeni bir formunu değil, yeni bir yaşam ve birlik vizyonu da sundu. Esasen devalar ve doğa ruhları kendi benliklerimize ait yönlerdir. Bizi gerçek kimliğimize, içimizdeki kutsal gerçekliğe yönlendirirler. Ekoköyün hikayesi bu hayatın sayısız biçimde kutlanmasıdır. Bu kutlamaya katılarak hissettiğimiz neşe, kendimizin ve etrafımızdaki tüm yaşamın güzelliğini açığa vurmaya olan bağlılığımızı artırsın.”

Ekoköyleri anlatan kitaplar ile, dünyanın değişik köşelerindeki bu göz kamaştırıcı yerleşimlerin hikayelerini yayınlamaya devam ediyoruz.

Diğer pek çok şeyin aksine, ekoköyler şaşırtıcı derecede farklılık gösteriyorlar. Zaten koskoca dünyada tıpkısının aynı olsalardı sıkıcı olmaz mıydılar?

Findhorn Ekoköyü özel, ilham verici, sıradışı ve güneş gibi çekici bir ekoyerleşke. Üç kişi ile yola çıkmış ve tüm imkansızlıklara karşın ayakta ve birlikte kalmayı başarmış. Büyülü bir hikayesi var, okurken bir parçası olmayı dileyeceksiniz ve belki de kalkıp olan biteni yerinde görmek için İskoçya’ya gideceksiniz.  (Tanıtım Bülteninden)

Ekoköy Findhorn

Kolektif

Çeviri: Aslı Doğan

Yeni İnsan Yayınevi

2018

***

Sarıkeçili Yörükler’in Kültür-Çevre İlişkisi İçerisinde Geleneksel Ekolojik Bilgilerinin Araştırılması

Zordur Torosların içinde kara çadırda yaşamak, Yörük olmak. Yerleşiklerin, yörüklere yaşama hakkını bile çok gördüğü topraklarda hayvancılık yapmak. Devletin şefkati, desteği olmadan hayatta kalmak. Keçi beslemenin bile yasak olduğu dağlarda ekonomik zorunluluklar ile yaşam mücadelesi vermek. Uçsuz bucaksız görünen dağlar arasında yurt tutamamak, barınacak bir yer bile bulamamak. Kendi öz vatanında sahipsiz kalakalmak. Oysa ki Yörükler, bu vatanın öz evlatlarıdır. Uçsuz bucaksız Torosların gönüllü korucularıdır. Eko-sistemin öz parçaları olduğu kadar doğal denge unsurlarıdır. İklim sisteminin vazgeçilmez ögeleridir. Sürdürülebilir Çevre anlayışının doğal takipçileridir. Issız dağlarda yaşam mücadelesini tek başına gerçekleştirebilmek için Geleneksel Ekolojik Bilginin ana kaynağıdır. Ancak anlaşılamamıştır Yörüğün kıymeti. Güneş batmaktadır Yörükler için artık. Konar-göçerlerin son temsilcileri olan Sarıkeçililer, kısıtlanmış alanda yaşam mücadelesi vermektedir. Oysa bu kadim topluluk, Orta Asya’dan günümüze kadar devam eden kültürel değerlerimizi de korumaktadır. El sanatlarından halk hekimliğine, halk baytarlığından geleneksel ekolojik bilgilere sahip olan son göçer topluluk yok olmaktadır. Tarihin derin perdesi aralandığında, çadırdan nasıl imparatorluklar kurdukları da hafızalardan çabuk silinmiştir. Halbuki Hun İmparatorluğu’ndan Göktürk Devleti’ne, Selçuklu İmparatorluğu’ndan Osmanlı İmparatorluğu’na uzanan nice devletler kurmuşlardır. Yerleşik-Göçebe kavgası arttıkça, köklü devletler yıkılmış, yeniden çadırlarına dönüşler yapmışlardır. Güneş, bugün Yörükler için son kez batmaktadır. Kadim değerlere sahip kültürel birikim yok olmaktadır. Bu kayboluşu tüm insanlık sessizce izlemektedir. Son göçerlerin yaşamını kaybetmesine seyirci kalmak, tüm insanlığın suçu olacaktır. 

Sarıkeçili Yörükler’in Kültür-Çevre İlişkisi İçerisinde Geleneksel Ekolojik Bilgilerinin Araştırılması

Ferhat Büyükşahin

Hiperlink

2018

 

Derleyenler: Akif Pamuk – Barış Gençer Baykan

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.