DünyaManşet

Siyasi parti mekanizmasına karşı otonom mücadele

0

It’s Going Down‘da yayınlanan makaleyi Yeşil Gazete gönüllü çevirmeni Cansu Yılmaz‘ın çevirisi ile paylaşıyoruz.

***

Meksikalı liberal gazete, La Jornada’da kısa bir süre önce yayımlanan bir serbest kürsü yazısında Mexico Koleji’nden Profesör Soledad Loaeza şöyle yazdı: “Tarih bize, partisiz siyasal rejimlerin, katılım ve temsil ilkelerini çarpıtan ve siyasette yapay bir sadeleşme ve yoksullaşmayı teşvik eden diktatörlüklere hızla dönüştüğünü öğretiyor. Bizim için, esasen onlarca yıl boyunca tek parti olarak yaşamış bir partinin uzun tarihini beraberinde getiren benim kuşağım için, partilerin olmadığı bir yaşam, çok tanıdık olan kötü bir rüyadır. Bu yüzden, çok partili bir rejime geçişi coşkuyla karşılarız, çünkü olayların partiler olmadığında ne hale geldiğini biliyoruz.”1

Soledad Loaeza’nın liberal demokratik söylemine rağmen siyasi partilerin, en azından daha doğrudan veya katılımcı yorumları itibariyle, demokrasiye olanak tanımadığı; fakat aksine öz-örgütlenme ve otonomi hareketlerine müdahale ettiği, dağıttığı ve bastırdığı açıktır. Şöyle ki, onlar tüm politik enerji ve örgütlenmelerini, devletin yapı ve mantığına güdümlü olan siyasal parti modeline yönlendiriyor. Bu bakış açısıyla, siyasal partilerin çıkarları, devletin çıkarları ile özdeştir. Ve Meksika’da gördüğümüz gibi, devletin çıkarları, kendiliğinden örgütlenme ve bölgesel savunma için yürütülen mücadeleleri bastırmak, sermaye birikimine elverişli bir manzara inşa etmektir. Loaeza’nın yaptığı gibi, liberal demokratik ulus-devletin varlığını kabul ettiğimiz takdirde, bir çıkarlar çeşitliliğini temsil edecek olan partiler çeşitliliğini de savunabiliriz. Bununla birlikte, Meksika’da Yerlilerin ve köylü çiftçi (campesino) topluluklarının, anarşistlerin, liberter/özgürlükçü Marksistlerin, radikal feministlerin ve diğer aktif otonom siyaset akımlarının perspektifini benimsersek, siyasi partilerin otonom öz-örgütlenmenin düşmanı olduğunu görürüz.

Siyasi partiler mevzusu, Meksika’daki otonom mücadelelerin merkezinde bulunuyor ve dolayısıyla bu noktada üzerine daha derin bir düşünmeyi hak ediyor. Bu, son zamanlarda birlik kongresinin yasama organı meclisi, yani temsilciler meclisi üzerinde ezici kontrol sağlayarak sözde ilerici bir siyasi partinin seçildiği, Meksika’daki çağdaş tarihsel koşullarda, özellikle önemli bir yer tutmaktadır. Mecliste 247 temsilcisiyle Morena partisi, 1994’teki PRI’den (İspanyolca: Partido Revolucionario Institucional; Türkçe: Kurumsal Devrimci Parti) bu yana iktidardaki en büyük parlamenter grup olacak.2 Birçok liberal için bu, liberal solun bir kazanımı ve demokrasi için bir kazanç olarak görülüyor. Diğerleri, yani kendi kaderini tayin etme mücadeleleriyle uğraşanlar için ise, hangi siyasi parti bayrağına kuşanmış olursa olsun, devlet ve sermaye sorun teşkil etmektedir.

Meksika’daki yerli topluluklar ve belediyeler uzun zamandır ulus-devlet ve sermayenin mantığına karşı öz-örgütlenme mücadelesi vermektedir. Direnişlerini güçlendirmek adına, çeşitli topluluklar ve belediyeler bu yıl 1 Temmuz’da yapılan son seçimde katılım göstermeyi reddetti; hatta kendi topluluklarına oy kullanma kabinlerinin girişine bile karşı çıktılar. Bu topluluklar; Michoacán Yerli Yüce Konseyi’ni meydana getiren Michoacán’daki Cherán’ın P’urhépecha topluluğu ve çeşitli topluluklar; Guerrero’daki Ayutla de los Libres; Oxchuc, Chiapas’taki Tzeltal belediyesi; Chiapas, Tila’daki belediye kürsüsü; Jalisco’daki San Sebastián Teponahuaxtlán and Tuxpan de Bolaños Wixárika toplulukları ve diğerlerini içeriyor. Seçim sürecinin otonomi adına reddedilmesi, karar alma süreci, özgür medya radyo ve medya, topluluk güvenliği/polisi ve öz-savunma güçleri, kendi kendine işleyen sağlık klinikleri, otonom okullar ve eğitim vb. işlerinde maksimum yetkili makamlar olarak topluluk meclisleri gibi öz-örgütlenme süreçlerindeki kendi kaderini tayin hakkı için süregelen tarihsel mücadelelerin sadece bir uğrağıdır.

27 Ağustos 2018’de Kurucu Topluluklara ait Topluluk Yetkilileri Bölge Koordinatörünün Topluluk Polisi (CRAC-PC-PF), Guerrero’daki Chilapa Belediyesi, Alcozacán topluluğunda dördüncü yıl dönümünü kutladı. CRAC-PC-PF, Topluluk Yetkilileri Bölgesel Koordinatörlüğünden −1995’ten bu yana Guerrero kıyı-dağlık bölgesinde örgütlenmekte olan Bölge Polisinden (CRAC-PC)− ayrılarak kuruldu. Adalet ve yeniden eğitim için bir topluluk sistemi olarak CRAC-PC, Guerrero kıyı-dağlık bölgesindeki güvensizlik ve şiddet koşulları nedeniyle ortaya çıkmıştır. Devlet müdahalesinin olmayışı ve çoğu kez şiddette devletin suç ortaklığı nedeniyle, Guerrero’nun bu bölgelerindeki topluluklar, öz-savunma amacıyla silahlandılar ve nihayetinde geleneksel öz-örgütlenme biçimlerine dayanan daha bütüncül bir adalet ve yeniden eğitim sistemi geliştirdiler. CRAC-PC uzun zamandır otonom ve anti-siyasal bir taraf olma karakterini sürdürürken, son gelişmeler topluluk sistemlerini siyasi parti mekanizmasına karşılık vermeye zorladı.

CRAC-PC-PF, dördüncü yıl dönümünde çıkan bir bildiride şöyle diyor: “Güvenlik ve adalete dayalı topluluk sistemimiz, kurumlarımızın kontrolünü ele almak amacıyla topluluklarımıza yabancı olan devlet kurumları tarafından 2013 yılında bölünmüştür. O yıl, bizi yalanlar, iftira ve kötü hükumetlerden gelen parayla bölenlerin, utanmadan şu anda bazı siyasal pozisyonları işgal etmekte olan MORENA partisi başta olmak üzere siyasal parti kampanyalarına girdikleri çok açık hale gelmiştir… ”3 Bildiri burada özellikle CRAC-PC’nin eski siyasi hükümlüsü olan; otonom misyonunu terk ederek siyasi parti MORENA ile birlikte senato koltuğu için yarışan ve bu koltuğu kazanan Nestora Salgado’dan bahsediyor. CRAC-PC, bir topluluk sistemi olarak kendi içsel kuralları, meclis üyelerinin ve yetkililerinin siyasi parti politikasına aktif biçimde katılımına izin vermemesine rağmen Nestor Salgado’ya siyasi parti MORENA için hazırlanmış oy pusulasında karşılık vermeye zorlandı.

Bu yılın Şubat ayında, CRAC-PC’nin 2013’ten bu yana siyasi hükümlüsü olan Gonzalo Molino González, Nestora Salgado’yı, siyasi seçim meydanında yarışa katılarak CRAC-PC’nin tarihsel ilkelerine ihanet etmekle suçladı. González, cezaevinden açıkça şöyle dedi: “…aslolan siyasi partiler aracılığıyla değil; fakat Yerli halkların temsilcilerini bir meclis aracılığıyla tayin ettiği örgütlenme ile değişim yoludur”.4 CRAC-PC’nin adalet ve yeniden eğitime dayalı topluluk sisteminin temeli olarak topluluk ve bölgesel meclisler ile birlikte, Nestor Salgado’nın seçimlere siyasi partisi MORENA’yla birlikte girmesi gerçekten de toplum sistemine bir ihanetti ve topluluk sisteminin kendisi üzerinde bölücü bir etkiye sahipti.

CRAC-PC, eski önderi ve eski siyasi hükümlüsü Nestora Salgado’nın seçim sürecine senatör adayı olarak katılmasıyla zor bir pozisyonda köşeye sıkıştırıldı. Başlangıçta, topluluk sistemi, Salgado’nın CRAC-PC topluluk sisteminde oynadığı role ve Yerli halkların mücadelesine olan bağlılığına saygılarını açıkça ortaya koymuştu. Ancak, onlar bir bildiride şunları iddia ettiler: “Topluluk sisteminin herhangi bir siyasi partiyi desteklemediğini veya din propagandası yapmadığını; CRAC-PC’nin bütünleştirici topluluklarından katılım gösteren vatandaşların, istedikleri adaylar veya partiler için oy kullanma ve iç düzenlemelerimiz gereği bazı kamu görevlerine yükselme konusunda özgür olduğunu ifade etmek istiyoruz. Çünkü bizi tüm topluluk olarak bir araya getiren şey; örgütlenme, bilinçlilik, kültürümüzle ilgili değerlerin teşviki ve Yerli halklar olarak otonomimizin uygulanmasıyla çözmeyi denediğimiz ortak ihtiyaç ve problemlerdir.” CRAC-PC topluluk sisteminin iç düzenlemeleri, birilerinin kamu görevinde yer almak istemesi durumunda, CRAC-PC’deki rollerinden vazgeçmesi gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır.

Başkanlık seçimi kampanyalarının zirvesi süresince, PRI (Kurumsal Devrimci Parti) adayı Antonio Meade, ikinci başkanlık tartışmasında Nestora Salgado’yı topluluk güvenliği önderi olarak görev yaptığı sırada sorumlu tutulduğu ve hapse girdiği suçlardan birine atıfta bulunarak onu bir çocuk hırsızı olmakla suçladı. Bir topluluk sistemi olarak CRAC-PC, Nestora Salgado’ya yönelik bu saldırıya, daha genel anlamda toplum sistemine ve Yerli toplulukların kendi güvenlik ve adalet biçimlerini örgütlemek için benimsedikleri otonomiye bir saldırı olarak cevap vermiştir. Topluluk sistemini ve Nestora Salgado’nın bu sistemde tarihsel açıdan oynadığı önemli rolü savunurken, onlar kendilerini yine siyasi parti politikasından uzakta konumlandırıyordu.Buradaki amaç, CRAC-PC ile CRAC-PC-PF arasındaki tarihsel nitelikteki, yerel siyasette yerleşik halde bulunan ve oldukça karmaşık olduğu kuşku götürmez bir çatışmaya taraf olmak değildir; buradaki ana fikir noktası siyasi partilerin kendi kendini örgütleyen topluluk sistemlerini parçalanmasındaki etkisidir. Siyasi partilerin asıl hedefi, politik ve ekonomik vaatler verme ve bu süreç içinde topluluk yapısını parçalama yoluyla kendilerini toplulukların ve bölgelerin toplumsal dokusuna entegre etmektir. Bu tam da Guerrero kıyı-dağlık bölgesinde siyasi partilerin ve devlet temsilcilerinin topluluk güvenliği/polisi, adalet ve yeniden eğitim sistemlerinde yaptıkları şeydir. Nestora Salgado’nun, Yerli toplulukların ve CRAC-PC topluluk sisteminin savunmasında kurumsal bir güç olarak hizmet etmek yerine, siyasi parti MORENA’nın bir senatörü olarak seçilmesi, teoride otonom bir misyonu sürdüren topluluk sisteminde daha fazla bölünmeye ve kafa karışıklığına yol açtı.

3 Eylül 2018’de, diğer üniversite ve lise öğrencileri ile birlikte Azcapotzalco, Naucalpan, Oriente ve Sur kampüslerinde bulunan Fen Bilimleri ve Beşeri Bilimler Fakülteleri (Colegio de Ciencias y Humanidades; CCH) öğrencileri, üniversite rektörlüğüne bir dizi taleplerini sunmak üzere Üniversite Kampüsü’ne (Universidad Nacional Autónoma de México, UNAM; Meksika Ulusal Otonom Üniversitesi) yürüyüş düzenledi. Hatta bu sırada Azcapotzalco Fen ve Beşeri Bilimleri öğrencileri kampüslerinde beş günlük bir grevi sürdürmekle kalmamış, dahası okul müdürünün istifasını sağlayan bir birliğe öncülük etmişti. Azcapotzalco Fen ve Beşeri Bilimlerindeki hareket, yönetimin dört yıl önce ortadan kaybolan Ayotzinapa’nın Normalista öğrencileri için dayanışma amacıyla boyanan duvar resimlerini silmesi, bütün sınıflar için yeterli profesör ve tesisin olmaması ve öğrenciler için yeni başlatılan kayıt ücreti de dâhil olmak üzere çeşitli faktörlerden kaynaklanmıştı. Öğrenciler birliğine Mexico City’deki üniversite kampüslerinde öldürülen üç öğrencinin anneleri eşlik etmişti: Lesvy Berlin Osorio, Carlos Sinue ve Miranda Mendoza.

Röktörlüğün önünde yapılan toplantı sırasında, öğrenciler bir grup resmi olmayan güç (porros) ya da diğer bir ifadeyle üniversite kampüslerinde öğrenci seferberliklerini ve öğrenci örgütlenmelerini bozguna uğratmak için tutulan muhalifler tarafından şiddetli bir şekilde saldırıya uğradı. Sonrasında üç öğrenci, bıçak yaraları ve kırılmış kemikler de dahil olmak üzere ciddi yaralanmalarla hastaneye kaldırıldı. Porro (muhalifler) saldırısını takiben, ülkenin her yerinden yaklaşık elli okul 48-96 saat arasında greve gitti, diğer bazıları ise grevlerini bugün hala sürdürüyor. 5 Eylül’de ise Siyasal ve Sosyal Bilimler Fakültesinden UNAM kampüsündeki rektörlüğe doğru yürüyen 30.000’den fazla öğrenci ile devasa bir yürüyüş gerçekleşti. Enerji, öğrencilerin içlerinden ve kalplerinden taşan bir feryat halini alan asil öfke ile hissedilebilir durumdaydı.

Bu yürüyüşün ardından üniversiteler örgütlenmeye devam etti. Çeşitli bölümler ve kampüsler derslere geri dönerken, diğer bazı üniversiteler çeşitli üniversitelerin tam kontrolünü ele geçirerek grevleri sürdürdü. Ülkenin bir ucundan diğerine okullardan öğrenci temsilcilerinin katıldığı bir dizi üniversiteler arası kongre gerçekleşti. Dahası, kadınların üniversite kampüslerinde karşılaştıkları şiddet ve kadınlara karşı cinsel taciz geçmişi bulunan profesörlerin ve üniversite yetkililerinin devam eden istihdamı da dâhil olmak üzere, kadınlara özgü konuları ele almak üzere bir üniversiteler arası kadınlar kongresi yapıldı.

18 Eylül 2018’de Meksika’nın Sin Embargo gazetesi, porro’lar ile şüphesiz siyasi partileri de içeren siyasal otoriteler arasında zaten çok iyi bilinmekte olan doğrudan bağlantıları açıklayan bir makale yayınladı. Makalenin açıkladığına göre; “Porro üniversite grupları, son 20 yılda, bedava alkol ve yiyecekten, katıldıkları her miting için 5.000 ila 10.000 pezo arasında değişen miktarlarda nakit ödemelere dek, PRI (Kurumsal Devrimci Parti) ve PRD’den (Partido de la Revolución Democrática/Demokratik Devrim Partisi) her türlü desteğe sahipti…”5 Bu özel durumda, kamera görüntüleri ve görgü tanığı ifadesi kampüs güvenliği ile porro grupları arasındaki açık koordinasyonu göstermektedir. Ayrıca, bu süreçte Regeneración gazetesi de, bu saldırıyı gerçekleştiren belirli porro gruplarını PRI siyasi partisine bağlayan bir makale yayınladı.6

Kampüs güvenliği ve siyasi yetkililer ve üniversite yetkilileri ile koordineli yürütülen porro saldırıları, UNAM kampüsündeki son değişiklikler bağlamında daha da baş edilmesi zor bir haldedir. UNAM kampüsündeki Lesvy Berlin Osorio cinayetini de içeren çeşitli şiddet eylemlerinden sonra, üniversite yetkilileri, üniversitenin otonom karakterine baskı uygulamalarına istinaden cereyan eden şiddet eylemlerini gerekçe göstererek kampüste sıfır tolerans politikasına doğru ilerledi. Polis gücüne, Meksika’daki “otonom” üniversitelerde resmi olarak izin verilmediğinden, kampüs ve devlet yetkilileri, kendi çıkarları için faydalı bulduğu politik ortamı yönetmek için UNAM güvenliğini harici-polis gücü (para-police) olarak kullandı. 3 Eylül saldırısı sırasında kampüs güvenliği ve porro’lar arasındaki koordinasyon da, kampüs yetkilileri tarafından uygulanan sıfır tolerans politikasının, öğrencilere güvenlik sağlamayı değil, Meksika’daki devlet üniversitelerinin otonom karakterine müdahale etmeyi amaçladığını açıkça ortaya koymaktadır. Dolayısıyla, daha fazla kampüs güvenliği için liberal çağrılar, üniversitenin öz-örgütlenme ve otonomisinin daha fazla bastırılması ve kontrol altına alınması çağrısından başka bir şey değildir.

Ve 28 Eylül’de, anarşist siyasi mahkûm Miguel Peralta Betanzos’un son duruşması Oaxaca’daki Huautla de Jimenez’de gerçekleşecek. Miguel, Oaxaca’daki Eloxochitlán de Flores Magón topluluğundaki yedi Yerli Mazateco siyasi mahkumundan biridir. Bu mahkumların tutuklulukları, kendi amaç ve geleneklerine göre geleneksel yolla örgütlenmiş, temeli belediyedeki karar alma organı olarak topluluk meclisine dayanan bir Yerli topluluğundaki siyasi parti etkisinden türeyen bir çatışmadan kaynaklandı. 2010 yılında, bu geleneksel topluluk örgütlenmesi biçimlerine karşı, siyasi parti parasıyla desteklenen topluluktaki cacique (yerel siyasette öncü) bir aile, ekonomik ve politik teşviklerle oylarda baskı kurmaya başladı. Birleşik bir belediye yönetimi geleneğine ihanet eden Manuel Zepeda Cortez, belediyeye ait mevkiden arazi satın alma ve bu içinden geçen nehirden kaya ve kum çıkarma da dahil olmak üzere kendisinin ve ailesinin çıkarlarına hizmet etmek için siyasi konumunu kullanarak tek başına belediye iktidarını ele geçirdi.

Manuel Zepeda’nın kızı Elisa Zepeda Lagunas, Eloxochitlán de Flores Magón’da çok gergin bir altı yılın ardından, 2016 yılında aynı bölgede iktidara geldi. Daha sonra 2018’de siyasi parti MORENA’nın yerel temsilci adayı olarak çalıştı. Bu, 1 Temmuz 2018’de seçimlerde kazandığı bir pozisyondur. Eloxochitlán de Flores Magón’da siyasi partilerin cacique Zepeda ailesinin desteğiyle sağladığı etki, siyasi partilerin topluluk öz-örgütlenmesi ve belediye otonomisi lehine yürütülen hareketlere karşı oynadıkları bölücü, sömürücü ve baskıcı rollerinden birçoğunun sadece bir örneğidir. Toplum meclisinin –Eloxochitlán de Flores Magón topluluğundaki siyasi partilere karşı mücadele eden– yedi üyesi hapishanede bulunurken; bu sırada Elisa Zepeda da MORENA partisinin desteğiyle siyasi sistemini büyütüyor.

Meksika’daki bahsi geçen bu son gelişmeler, öz-örgütlenme ve otonomi hareketleriyle ilgili temel bir noktayı güçlendirmektedir. Şöyle ki; siyasi partiler bu hareketlere karşı karşıt bir rol oynamaktadır. Siyasi partilerin Meksika’daki söz konusu rolü üzerine yorumlar, birinin politik ideolojisine veya politik perspektifine dayanır. Soledad Loaeza gibi bakanlar için, çok sayıda siyasi partinin oluşumu ve işlevi, liberal demokratik bir devlette çoğulculuk ve demokratik rekabeti güçlendirir. Otonom öz-örgütlenme arayışındaki topluluk mücadeleleri için ise, siyasi partiler baskıcı ve bölücü güçler olarak hizmet ederler ve sadece topluluk mücadelesini kırmanın yanı sıra devlet ile sermayenin topluluklar üzerindeki engellemesini sürdürme niyetindedirler. Toplulukları ve toplum mücadelelerini bozguna uğratma sayesinde, siyasi partiler, sermaye birikimini desteklemek için bölgesel yağma ve kaynak çıkarmayı kolaylaştıracak gerekli koşulları elde edebilirler.

 

Makalenin İngilizce Orjinali

Makale kaynağı: It’s Going Down

Yeşil Gazete için çeviren: Cansu Yılmaz

 

(Yeşil Gazete, It’s Going Down)

More in Dünya

You may also like

Comments

Comments are closed.