Ekolojik YaşamGünün ManşetiManşet

Mersin’de ÇİTTA ve Kültürhane ortak organizasyonu ile ekolojik yaşam şenliği

0

Mersin’de 4,5 sene önce faaliyetlerine başlayan Çukurova İnsan Tohum Toprak Atölyeleri’nin (ÇİTTA), Kültürhane ile birlikte organize ettiği Ekolojik Yaşam Şenliği 8 Temmuz Pazar günü gerçekleştirildi.

ÇİTTA Gıda Topluluğu üreticilerinin de şenliğin gerçekleştiği Kültürhane önünde kendi ürünlerini sergileme imkanı bulduğu şenlik başlangıç saati 14:00’den akşam 20:00’ye kadar onlarca misafir ağırladı. Atölyeleri söyleşiler, masalları ise hep birlikte canlı müzik eşliğinde söylenen şarkılar takip etti.

Ekşi Mayalı Ekmek Atölyesi

Ekolojik Yaşam Şenliği 14:00’de Hanife Körünoğlu’nun  ekşi mayalı ekmek atölyesi ile başladı. Katılımcılar ile kendi ekmek tarifini paylaşan Körünoğlu’na zaman zaman Gattini Bistro’da yıllardır ekşi mayalı ekmeklerini konukları ile paylaşan Can Gatenyo da kendi ekmek tariflerini paylaşarak destek verdi.

Ekmeği yaparken atalık buğdayları kullanmaya özen gösterdiğini kaydeden Körünoğlu kavulca, siyez ve kara kılçık buğdaylarından öğütülmş unu tercih ettiğini aktardı. Can Gatenyo ise ekmeği saklamak için kapaklı dökümlü tencere edinilmesini tavsiye etti. Anneanne tekniği ile yapmanın en doğrusu olduğunu belirten Gatenyo, “Ekşi maya yapmakla yoğurt yapmak arasında temelde bir fark bulunmuyor. Biz mayaya istediği besini yani unu vermez isek asiditesi bozuluyor, bunu engelllemek için mayamızı un ile beslememiz gerekir” dedi. Katılıımcılardan gelen hangi oranda ne kadar sürede bu süreci tamamlamalıyız sorularını ise Gatenyo, “Maya yaşayan bir canlı. Sıcaklık değeri ve geçen zamanla da değişime uğruyor. Bizim yapmamız gereken bu süreçleri takip ederek en doğru formüle kendi deneyimlerimiz üzerinden ulaşmak” şeklinde yanıtladı.

Topluluk Destekli Tarım

Atölyenin ardından sözü hem Mersin’deki ÇİTTA hem de Adana’daki Banadura (Adana ağzı ile domates) ve Kuzey Adana gıda topluluklarının üreticisi Ali Çelik ile yeğeni Sezgin’in katılımı ile topluluk destekli tarım (TDT) tecrübelerini aktarmak için aldı.

Benim dedem de, onun dedesi de, ben de çiftçiyiz diye söze başlayan Çelik, organik tarımsal üretimin mümkün ve Türkiye için de yeterli olduğunu ifade etti. Çiftçiliğin gün geçtikçe zorlaştığını, yeğeninin de çiftçi olarak hayatını idame ettirme niyeti olmasına rağmen bunu başarması için topluluk destekli tarım uygulamasının geniş kesimlerce benimsenmesi gerektiğini kaydeden Çelik, “Tarım siyasetten ayrılıp devlet politikası haline getirilmek zorunda. Gıda toplulukları kura kura bu döngüyü iyi yönde değiştirebiliriz. Genç, yeni çiftçiler şu anda boşta. Bu hareket büyürse onlara da bir çözüm yolu açılabilir” diye konuştu.

Organik, katkısız, pestisitsiz ürün yetiştirmenin konvansiyonel tarıma göre daha zor olduğunu da belirten Ali Çelik, “Manava git bugün ıspanak var, gelecek hafta git gene var sonraki hafta gittiğinde bile var ama bizim bu şansımız yok. Manavlar farklı farklı bölgelerden ıspanakları getirdiği, her bölgenin ekim ve ürünü alım zamanı farklılık arz ettiği için bu onlar için mümkün ama biz sadece bir kez üretebildiğimiz için o kısa dönemde de tüketilmesi gerekiyor” dedi. Topluluk destekli tarım için üretim yapan çiftçinin bu olumsuzluğunu TDT ürünlerini tüketen kesimin yardımı ile aşabileceğini de ifade eden Çelik, aldığınız ürünleri işlerseniz, salça, turşu, sirke vsr gibi yöntemlerle ömrünü uzatabilirsiniz dedi.

Ekolojik Yaşam Şenliği’ne tesadüf eseri katıldığını, Kültürhane’ye geldiğinde farkettiğini ifade eden ve Mersin Hal’inde çalıştığını belirten Mecit Bey ise organik tarıma dair eleştirilerini paylaştı. Çelik’in, “Organik ürün yetişemiyor, ilaç atmaz isen olmuyor sözleri koca bir yalan” açıklamasını doğru bulmadığını, organik üretim le dünya nüfusunu beslemenin mümkün olmadığını ifade eden Mecit Bey’in, “Bu üretim şeklini daha ne kadar sürdürmeyi planlıyorsunuz?” sorusunu ise Mersin ve Adana’daki gıda topluluklarının üreticilerinden Ali Çelik, “Ölene kadar devam ederim. Bu kendi topluluğumuzdaki insanlar tarafından da zaman zaman bana soruluyor. Ben de “Fabrika ayarlarıma geri dönerim” diyorum. Bunun manası da kendim için üretmek. Ben üretimimi zaten kendim için yapıyorum. Sen olsan sen olmasan ne, alsan ne almasan ne benim için. ” diyerek yanıtladı.

Mersin’de yaşayan ve kompostana olarak bilinen ziraat mühendisi Huriye Kara ise, “GDO ile üretimden başka çıkar yol yok” diyen Mecit Bey’i GDO’nun başlangıcından bugüne yaşadığı dönüşümü aktararak yanıtladı. Kara, “Sadece sarımsak için ot ilacı kullanmak ile bitmiyor ise. O ilaç diğer herşeyi yok ediyor ve monokültüre dönüyor iş. 1940’larda ddt ile başladı iş ve kıyamet senaryolarına kadar geldik. İsteklerin sonu gelmedi ve gdo çıktı karşımıza. Mısır kurduna dayanıklılık ile başladı olay. Ardından istekler arttı tabi, “Gövde sert olsun, boyu uzun olsun, yola dayanıklı olsun” derken derken ipin ucu kaçtı. GDO’suz dünyayı besleyemeyiz diyorlar ama tam tersi dünyada gıda fazlası var.İnanılmaz boyutta gıda israfı var. Danimarka bugün gıdasının yarısını organik yapabiliyor . Organik tarım dünyayı besleyebilir mi sorusu, bu hep sorulur. Gerçek organik üretimde toprağı tanırsın, elindeki ürünü tanırsın. Bilgi yoğun ürün gerekiyor bize, girdi yoğun ürün değil. Bu mümkün hele bunu adil paylaşabilir isek dünyanın gdo’ya da kimyasala da ihtiyacı yok” dedi.

Ekolojik Masallar

Ekolojik Yaşam Şenliği, topluluk desteki tarım söyleşisinin ardından yerini masallara bıraktı. Yeşil Gazete editörü ve hikaye anlatıcısı Alper Tolga Akkuş (ya da hikaye anlatıcısı adı ile #anavarrza) tarafından katılımcılar ile paylaşılan 3 ekolojik masal ile de toprağın değeri; paylaşımın, hep birlikte üretmenin ve ürettiklerini beraberce ama en önemlisi şenlikli bir şekilde tüketmenin insana ve doğaya kattığı pozitif katkı ile herhangi bir endişeye kapılmadan vaktinde işleri ortaya çıkarabilmenin önemi aktarıldı.

Kültürhane çimlerinde şenlikli zaman

Ekolojik masalların ardından şenliğe Kültürhane çimlerinde devam edildi. ÇİTTA Gıda Topluluğunun da üyeleri olan ve masallar sırasında #anavarrza’ya eşlik eden Aslı Çalışkan ile Serdar Keskin şenliğe gelen ziyaretçilere enfes bir müzik ziyafeti çektiler.

ÇİTTA – Kültürhane Ekolojik Yaşam Şenliklerinin bundan sonraki süreçte de periyodik olarak hayata geçirilmesi planlar arasına dahil edildi. Bundan sonraki şenlikler de sizi de Kültürhane’ye bekleriz.

 

Haber: Alper Tolga Akkuş

(Yeşil Gazete)

 

 

You may also like

Comments

Comments are closed.