ManşetYaşam

Armağan Ekonomisinin mobil uygulaması: Bitkermes

0

Teknolojik imkanların artması ile son yıllarda teknolojiye farklı perspektiflerden yaklaşan projelerin doğuşu, teknoloji girişimlerini oldukça çeşitlendirmiş ve tüm dünyada alternatif fikirlerin de önünü açmış durumda. Özellikle ekoloji, sürdürülebilirlik ile sivil toplum gibi topluma ve insana dair konularda teknolojiyi araç haline getirerek amacına ulaşmaya çalışan bu projelere “sosyal girişim” adı veriliyor.

Ülkemizde faaliyete başlayan “bitkermes – yardımsever bit pazarı” adlı sosyal girişim hakkında, kurucusu Uğur Pelister ile görüştük.

***

Çisel Cengiz: Merhaba Uğur Bey. Öncelikle sizi kısacık tanıyalım mı?

Uğur Pelister: Merhaba, adım Uğur Pelister, bitkermes projesinin kurucusuyum. Teknoloji alanında kariyer yapan pek çok kişi gibi bugüne dek çeşitli özel şirketlerde çalıştım. Gerek yazılım geliştirme, gerekse proje yönetimi/planlama gibi farklı pozisyonlarda tecrübelerim mevcut.

Birkaç yıl önce, ekoloji ve sürdürülebilir ekonomi gibi konularda profesyonel olarak çalışan bir arkadaşım aracılığıyla armağan ekonomisi kavramıyla tanıştım. Uzunca bir süre kendim de bu kavramı hem inceleyip hem de içinde yer aldıktan sonra teknolojiyi bir vasıta olarak kullanıp bunun çok daha yaygınlaştırılabileceğini düşündüm. Böylelikle bitkermes projesi doğdu.

Armağan Ekonomisi / Freecycling

Çisel Cengiz: Bize hem projeniz bitkermes’in içeriğinden hem de bu tarz bir sosyal girişim projesini tercih etmenizin sebebinden bahsedebilir misiniz?

Uğur Pelister: Projenin amacı ekonomistlerin serbest dönüşüm/armağan ekonomisi gibi isimlerle adlandırdığı, müdavimlerinin ise freecycling olarak tanıdığı ve benim de günlük hayatıma yerleşmiş olan kavramı geniş kitlelere tanıtmak.

Uğur Pelister

Başlattığımız sosyal girişimde yaptığımız şey ise bu kavramı bir mobil uygulama olarak sunarak armağan ekonomisine dikkat çekmek ve sevdirmek. Yeşil Gazete’nin pek çok okuru bu kavrama halihazırda aşinadır, biz bu aşinalığı herkese yaymak istiyoruz. Bunun için zevkli ve kolay bir şekle soktuk.

Çisel Cengiz: O zaman projenin detaylarına inmeden önce biraz armağan ekonomisinden bahsedelim. Hatta size soralım. Projenizi ikinci el e-ticaret platformlarından ayıran nedir?

Uğur Pelister: Daha önceden yayınlamış olduğum blog makalemde de belirttiğim üzere, ihtiyaç duymadığımız şeyleri anlamsız şekilde tüketmeye bizi durmadan teşvik eden bir ortamda yaşıyoruz. Moda, basın, sinema, müzik, televizyon, vs. tüketimi artırmak için çabalarken amaç sadece kârlılık oluyor. Sonuç ise gardıroplarımızda 1-2 sefer kullandığımız, hatta bazen etiketiyle unutulmuş bir ton eşya.

E-ticaret platformlarının bu döngünün dışında durduğunu iddia etmek imkânsız. Bir e-ticaret şirketinin kendi kârlılığı için komisyon almaya ihtiyacı var, dolayısıyla sizi hep bir şey almaya veya satmaya teşvik ediyor. Kullanmadığımız şeyi satıyoruz, ancak cebimize giren parayla yine kullanmayacağımız başka bir eşyayı satın alacağız. Döngü sabit kalacak.

Tam da bahsettiğimiz anlamsız tüketime karşı kendiliğinden doğmuş bir kavramdır armağan ekonomisi. İnternetin doğuşuyla beraber mail grupları ve forumlarda yaygınlaşmış, şimdi de Facebook gruplarında devam etmekte.

Kullanmadığımız eşyayı teklif olarak paylaşıyoruz, ihtiyaç sahipleri teklifimize talip oluyor, taliplerden birine karşılıksız şekilde ürünümüzü veriyoruz. Dolayısıyla hedef, kâr yerine dayanışma, yardımlaşma ve tabi özellikle üzerinde durduğumuz tüketimin azaltılması. Bu son hedef ikinci el kullanımı ile de ortak bir payda içeriyor çünkü bahsettiğim ihtiyaç sahipleri malî güçleri yetmediği için o ürünü satın alamayanlar değil, o ürüne ihtiyacı olup da ihtiyacını piyasadaki yeni ürün ile değil, ikinci el ürün ile karşılamaya razı olanlar.

Çisel Cengiz: Peki o zaman uygulamanızın detaylarına geçelim şimdi.

Uğur Pelister: Uygulama mağazalarında göreceğiniz üzere uygulamanın adı “bitkermes – yardımsever bit pazarı”. Yardımsever diyoruz, çünkü bu uygulama Twitter/Instagram gibi bir sosyal ağ kategorisinde. Uygulamada kendi kermesimizi açıyoruz ve eşyalarımızı diğer üyelerle paylaşıyoruz. İstersek diğer üyelerin kermeslerindeki tekliflere de talip olabiliriz.

Çisel Cengiz: Burada bir parantez açalım ve konuya yabancı olanlar için daha net bir resim çizelim; benim de deneyimlediğim freecycling yani armağan ekonomisi bitkermeste şu şekilde gerçekleşiyor: Dediğiniz gibi, elimde zamanında almış olduğum ama hiç giymediğim dolap bekleyen bir ceketim var örneğin. Bu ceketin güzel ve anlaşılır bir fotoğrafını çekip uygulamaya yüklüyorum, dilersem açıklamasını yazıyorum; beden kumaş vs. teslim şeklimi belirtiyorum yani elden ya da kargo olarak ve bu ürünün taliplerini beklemeye başlıyorum. Bu basamaklar tamamlaninca kendime göre uygun bir talip bulursam da ona mesaj atıp haberleşmeyi başlatıyorum ve ürünü teslim ediyorum. Oldukça kullanışlı ve basit buluyorum ben de. Şayet bir ihtiyacım varsa istediğim ürünü açıklayacak tarzda bir resim yükleyip aynı basamakları gerçekleştiriyorum ayrıca bitkermesin temiz arayüzü bu basamakları çok rahat keşfetmenizi sağlıyor ve yukarıda değindiklerim gibi, uygulamayı kullandıkça ihtiyacınız olacak birçok ekstra özellik içeriyor.

Uğur Pelister: Uygulamayı eski online gruplardan ayıran en önemli özelliği, jenerik bir grup/forum ortamında ilan paylaşmaktan ziyade tam olarak freecycling sürecini oluşturan aktiviteler düşünülerek hazırlanmış bir kullanıcı deneyimi sunması. Ürünlerin kategorilendirilmesi, filtrelenmesi, talip olunması, teklifimize gelen taliplerde telefona bildirim gönderilmesi, taliple mesajlaşmak gibi pek çok işlev sunduk.

Repütasyon puanlama sistemi

Çisel Cengiz: Uygulamanızın bir özelliğinin de bu işleyişi zevkli hale getirmesi olduğuna değinmiştiniz, biraz detaylandırabilir misiniz?

Uğur Pelister: Önceden belirttiğimiz gibi freecycling taraftarları bu projeyi zaten kısa sürede benimseyecektir. Ancak bir sosyal girişim olarak bu ekonomik konsepti yaygınlaştırmak gibi bir amacımız var. Kullanıcılara para sunmak gibi bir teşvik olmayacaksa, bu kavramı tanıtmak istediğimiz kitlelere, işi cazip hale getirerek alternatif bir teşvik sunmamız lazım. İşte oyunlaştırma bu noktada devreye giriyor.

Örneğin birkaç yıl önce ALS hastalarına yardım ve duyarlılık yaratma amaçlı “Ice Bucket Challenge” hareketi başlatılmıştı. Bazı dernekler bir araya gelip ünlüleri organize ederek sosyal ağlarda bu hareketin fitilini yaktılar. Sizi davet eden kişi sizden ya ALS derneklerine bağış yapmanızı ya da başınızdan bir kova buzlu su dökmenizi istiyordu. Her davet edilen kişi de başka kişileri davet ediyordu.

Böylelikle tüm ALS derneklerine küresel çapta yapılan bağış yüz milyonlarca dolara ulaştı, dünya kamuoyunda yaratılan farkındalık ise rakamlarla ölçülemez büyüklükte. Şayet klasik kampanyalarla bağış toplansaydı, tahminimce 1 milyon dolara bile ulaşılamazdı – işte oyunlaştırmanın etkisi!

Dolayısıyla bitkermeste üyeleri yardımlaşmaya teşvik etmek için repütasyon adlı bir puanlama koyduk. Daha çok paylaşım yapmak, talip toplamak, ürün fotoğrafını net ve aydınlık çekmek, ilanı sosyal medyada da paylaşmak gibi aktivitelerle puanımızı artırabiliyoruz. Bu puanla Foursquare/Swarm gibi uygulamalardan aşina olduğumuz gibi bir tür skor ekranında kermesimiz trend oluyor :-) Ayrıca beğendiğiniz hesapları her sosyal ağda olduğu gibi takip edebiliyorsunuz.

‘Amacımız ihtiyaç  fazlası eşyalarımıza dair farkındalık yaratmak’

Çisel Cengiz: Uygulamanın geleceğine dair planlarınızdan da bahsedebilir misiniz?

Uğur Pelister: Elbette kısa vadedeki hedef bilinirlik. Zira freecycling taraftarları bile bitkermesin varlığını bilmedikçe indirip kullanamazlar. Maalesef kâr amaçlı e-ticaret girişimlerden farklı olarak dört bir yanda marketing için harcayabileceğimiz bir bütçemiz yok. Dolayısıyla bitkermesi sevenlerden başlıca beklentimiz uygulamayı çevrelerine yaymaları. Ayrıca tüm dünyada ünlüler, benimsedikleri sosyal girişimlerin tanıtımını kendi sosyal medya hesaplarından gönüllü şekilde yapıyorlar. Sosyal girişimlere sıcak bakan ünlü bir tanıdığı olanlar, kendileriyle irtibat sağlamamız için yardımcı olabilirlerse bu da büyük bir katkı sağlayacaktır.

Bilinirlikten sonra gelen adım ise kademe kademe dünyaya açılmak. Bu proje kendi sınıfında bir ilk sayılır ve gerçekten yoğun bir emek harcandı, dolayısıyla ülkemizle sınırlı kalmasını istemeyiz. Dünya çapında bir trafiği karşılayabilmek için ise çok güçlü bir sunucu/hosting altyapısı kullanıyor olmak lazım, bu da ciddi bir maliyet demek. Kâr amaçlı girişimlerin yaptığı gibi özel sermayeli yatırımcılarla çalışmak bizim konseptimizle yan yana hoş durmuyor. İlk etapta mümkün mertebe bağış üzerinden ilerlemek niyetimiz. Bunun için sitemizdeki Bitcoin hesabına herkes havale yapabilir. Eğer bu yeterli olmazsa muhtemelen yatırımcı arayacağız.

Çisel Cengiz: Size projenizde başarılar dileriz, okuyucularımıza iletmek istediğiniz başka bir şey var mı?

Uğur Pelister: Adım attığımız bu sosyal girişimde amaç ihtiyaç duymadığımız ne kadar çok eşya aldığımıza dair farkındalık yaratmak, yaptığımız tüketimin ne kadarının anlamsız olduğuna dikkat çekmek.

Bitkermeste paylaşım yapmaya başlayınca ihtiyaç duymadığımız ne kadar çok şey olduğunu fark ediyoruz. Paralelde ise ihtiyaç sahibi olan birinin karşılıksız şekilde almasına yol veren, faydasına inandığımız bir etkileşimi insanlar arasında yaymaya çalışıyoruz. Bu yolculukta tüm fikirdaşlarımızın projeden en hoş şekilde yararlanması dileğiyle…

 

Röportaj: Çisel Cengiz

(Yeşil Gazete)

More in Manşet

You may also like

Comments

Comments are closed.