Kültür-SanatManşet

Ülkü Tamer’i kaybettik!

0

Barış Pirhasan’ın dün gece sayfasında yazdığı “Ülkü Tamer’i kaybettik… Şu anda düşünmek, konuşmak, yazmak gelmiyor içimden…” yazısıyla öğrendim Ülkü Tamer’in hayata veda ettiğini.

Ne çok eksiliyoruz! Daha geçen gün Huma Kuşu türküsünü güzel yorumuyla kulaklarımıza, yüreklerimize nakşeden büyük sanatçı Mükerrem Kemertaş hayata veda etmişti. Dün de Ülkü Tamer gitti. O da Kemertaş gibi 80. yaşlarını yaşıyordu.

Ülkü Tamer’i ilk kez 1980’li yılların başında tanımıştım. Latin Amerika tarihini, edebiyatını, müziğini öğrenmeye çabaladığım günlerdi. Yarın Dergisi’nde Latin Amerikalı şairlerin şiirlerine, yaşam öykülerine sık sık yer veriliyordu. Bir süre sonra müzik kasetleri de dergiyle birlikte yayımlanmaya başlamıştı. Eduardo Galeano’nun Latin Amerika’nın Kesik Damarları kitabını da o günlerde okumuştum. Latin Amerika ile ilgili kitaplar aradığım günlerde Ülkü Tamer’in hazırladığı Çağdaş Latin Amerika Şiiri Antolojisi ‘ni edinmiştim. Latin Amerika’nın kesik damarlarından sızan şiirleri; Ruben Dario’yu, Cesar Vallejo’yu, Jorge Luis Borges’i, Nicolas Guillen’i, Pablo Neruda’yı, Octavio Paz’ı, Rahip Ernesto Cardenal’i ve daha birçok Latin Amerikalı şairi ilk kez onun İspanyolca ve İngilizce’den yaptığı özenli çevirilerle tanıdım desem yalan değil.

Aynı yıllarda Hürriyet Sanat Dergisi’nde Çağdaş Türk Şiiri Antolojisi başlıklı bir dizi şiir kaseti dağıtılmıştı. Birçok şair gibi Onat Kutlar’ın ve Ülkü Tamer’in kendi seslerinden şiirlerine de yer verilen bu kasetler hala bende durur. O kayıtlarda Ülkü Tamer, yakın arkadaşı Muzaffer İlhan Erdost için yazdığı Fevzipaşa şiirini seslendiriyordu. Bu şiirin bendeki yeri çok farklıdır. Ailem demiryolcu bir aileydi ve şiirde tadını hissettiren hat boylarının hüznünü çocukluk yaşlarımdan beri yaşadım-bilirim. Hep tren yollarına yakın yaşadım. Yedikule ve Altınşehir içinden tren geçen semtlerdi. Tren yolculuklarına çıktım. Askere giderken Kurtalan Ekspresi ile iki gün yolculuk ettim. Sonraki yıllarda işim nedeniyle birçok kez tren yolculukları yaptım. Bir seferinde Kahramanmaraş’dan Gaziantep’e, oradan da Adana’ya trenle gitmiştim. Ülkü Tamer’in şiirinde bahsettiği Gâvur Dağını, Fevzipaşa’yı, geçişi 8-10 dakikayı bulan Ayran tünelini, Eloğlu’nu, Bahçe İstasyonu’nu, Narlı tren istasyonunu gördüm. Ülkü Tamer’in şiirinde söz ettiği bir yağmur tohumları gibi ufka saçılan yılkı atlarını göremedim ama kanatlarıyla Gâvur Dağı’nın boranından rüzgâr toplayan kuşları hatırlıyorum.

Onat Kutlar için 2016 yılında bir kitap yayımlandı: Onat Kutlar’a Mektup Var. Türkiye Edebiyatı’nın bu çok sevdiğim iki yazarının dostlukları çocukluk yıllarının Antep’ine kadar gidermiş. Bu kitapta çocukluk arkadaşı Onat Kutlar’a İstanbul’dan bir mektup yazmış Ülkü Tamer. Mektubun tarihi Şubat 2016…

Mektubunda onunla tanışmalarından da söz ediyor: “…İlkokuldaydım. Bir Şeker Bayramı’ydı. Şükrü Ağabey yine bayram yerine götürmüştü beni. Yürürken çıkşağı çeviriyordum. Şimdikiler gibi tahtadan değil, tenekeden yapılmış bir çıkşağı. Bayağı ustaydım o alanda. Çıkşağıyı sadece aşağıya yukarıya çevirmem, ileri de fırlatırdım. Bir fırlatmamda çıkşağının ipi koptu, o koca oyuncak fırladı, bir çocuğun alnını buldu! “Eyvah” dedim. “Çocuk şimdi üstüme saldıracak, dövüşeceğiz.”

Allahtan bir şey demedi çocuk. Şükrü ağabey ile ben bayram yerinde kurtlarımızı döktükten sonra ilerideki kahveye, Hacivat seyretmeye gittik. Küçük kürsülere çöktük. Bir baktım, yanımdaki kürsüde o çocuk oturuyor. Çaresiz gülümsedim. “Benim adım Ülkü” dedim.

Çocuk da gülümsedi. Elini uzattı. “Benim adım Onat”…

Ülkü Tamer’in Alleben Öyküleri ve Alleben Anıları kitaplarını ve bir de anılarını kaleme aldığı Yaşamak Hatırlamaktır kitaplarını okumanızı, tadına doyulmaz öyküler ve anılarla dopdolu geçen bir yaşamın izini sürmenizi öneriyorum. Süslemelerden uzak, sade bir dille yazdığı şiirlerini Yanardağın Üzerindeki Kuş kitabında toplayan Ülkü Tamer çok sayıda şiir antolojisini de hazırladı. Oyun çevirileri de varmış ama onları pek bilmem.

Hayatın tadı giderek kaçıyor. Eksiliyoruz. Geçen gün Mükerrem Kemertaş, dün de Ülkü Tamer gitti bu dünyadan. Ülkü Tamer’in cenazesinin, bugün Bodrum-Turgutreis Merkez Camisinde kılınacak cenaze namazı sonrası Gümüşlük Mahallesi’ndeki mezarlıkta toprağa verileceği yazılıyor. Toprağı bol olsun ustanın…

 

 

Ercüment Gürçay

You may also like

Comments

Comments are closed.