ManşetTarım-Gıda

[Özel Haber] Girit’te ‘Akdeniz Organik Tarım Ağı’ toplantısı

0

Girit’in Hanya şehrinden bildiriyorum, sevgili okur. Akdeniz İleri Tarımsal Araştırmalar Uluslararası Merkezi’nin (CIHEAM) 4 enstitüsünden biri olan Maich (Hanya Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü), bu yıl 9.’su düzenlenen MOAN (Akdeniz Organik Tarım Ağı) toplantısına ev sahipliği yaptı.

İlk defa 11 yıl önce yapılan MOAN toplantıları, Akdeniz ülkelerinde yapılan organik tarımı geliştirme ve ülkeler arası iş birliklerini kuvvetlendirmek amacıyla yapılıyor. İlk yıllarında izleyici konumunda olan toplantılar bugün, hedef belirlemek üzere bir araya gelen ulusal hükümetlerden temsilcilerin oluşturduğu bir ağ.

Toplantılara bakanlık temsilcilerinin yanında ilgili ülkelerden organik tarım uzmanları, organik tarım yapan şirketler ve IFOAM (Uluslararası Organik Tarım Hareketleri Federasyonu) da katılıyor. 24- 26 Ekim 2017 tarihlerinde gerçekleşen toplantıda ağırlık Yunanistan ve Girit’teki organik tarımın halleri ve Avrupa Birliği’nin 2020 yılında uygulamaya koymayı planladığı yeni ihracat planı idi.

Özellikle Girit ve Kuzey Yunanistan, son 30 yılda organik tarımın popülerleştiği bölgeler haline geldi. Ekili alanların yüzde 4-5’inde organik tarım yapılıyor. Sorunlar Türkiye’dekilere az çok benziyor. Sertifika masrafları, tüketicilerin organik ürünlere güvensizliği, bilgi eksikliği, küçük üreticilerin üzerindeki yük, tarım yapan nüfusun yaşlanması (tarım yapan nüfusun yalnızca yüzde 13’ü 35 yaşın altında), yüksek üretim maliyetleri, bürokratik işlemlerin çokluğu, vergilerin ağırlığı sorunların başında geliyor. Bunlara ek olarak Yunanistan’da üretilen ürünler, Avrupa’daki 1 Euro’luk ürüne karşılık 0,4 Euro ile en düşük ortalama katma değere sahip. Son yıllardaki içinden çıkılamayan ekonomik bunalımsa tarımın gelişmesine hiç yardımcı olmuyor. İşsizlik oranı bugün yüzde 23.

Yunanistan Kırsal Kalkınma Bakanlığı, 2015’te 6 milyar Euro’luk bütçeli bir kırsal kalkınma programını uyguluyor. Programın amaçları arasında bilim insanları ve çiftçileri birleştirecek bir yapının oluşturulması, kooperatif tarzı, küçük çiftçilerin yükünü azaltacak yapıların oluşturulması dikkat çekiyor.

“Krizden çıkmak istiyorsak patronajı bırakmalıyız”

Konuşmacılardan Yunanistan Kırsal Kalkınma Bakanlığı, Tarım Politikaları ve AB Fonları Yönetimi Birimi Genel Sekreteri Charalampos Kasimis ve Yunanistan Tarım Örgütü, Ekolojik Üretim Sistemleri (ELGO-DIMITRA), Girit Bürosu’ndan Emmanouil Kabourakis’in  anlattıklarından anlaştıkları bir konu olduğu fark ediyorum.

Organik tarımın piyasası, sertifikasyon sistemi ve organik tarım hakkında yapılan araştırmalar çiftçilere ve tüketicilere hizmet edeceği yerde bazı güç odaklarına hizmet ediyor. Girit’te özellikle, kriz önce piyasa ve üreticiler arasında bir köprü olmak yerine hükümetin uzun kolu olmuş ve sürekli bankalardan borçlanan kooperatifler kriz döneminde tamamen etkisiz hale gelmiş.

Kasimis, yeni kırsal kalkınma planında sağlıklı kooperatifler oluşturmak istediklerini ancak bunun uzun zaman alacağını bildiğini söyledi. Nitekim, kendisi konuşmasını şöyle kapatmıştı: Krizden çıkmak istiyorsak patronajı (kayırmacılık, klientalizm) bırakmalıyız.”

Yeni sistemde daha az bürokratik yük, daha çok kesinlik olacak

2020’de (tüm düzenlemelerle birlikte 2025’te) yerleşecek yeni sistem hakkında bilgiler aktaran IFOAM temsilcisi Emanuele Busacca, bugünkü sistemin hem her konuda (Bu konuların başında kalıntılarla nasıl baş edilmesi gerektiği geliyor.) net olmamasının büyük bir sorun olduğunu, hem de ulusal hükümetlerin de getirdikleri başka standartlar da eklenince işin içinden çıkılmayacak bürokratik yük anlamına geldiğini ifade etti. Yeni sistemle bu iki sorunun giderilmesi hedefleniyor.

Bir ürünün organik olarak tescillenmesi için gerekli bürokratik işlerin ve maliyetlerin arasında organik üretimin felsefesi ile üretilmiş ürünlerin gölgede kaldığı da ifade edildi toplantıda.

Organik ürünler üzerindeki kontrollerin ve standartların yaygınlaşması bir taraftan organik gıdaya güveni artırıyor ancak öte yandan mevcut sistemin yapısı sebebiyle organik tarım sektörü, gittikçe ticarileşme ve organik üretimin felsefesinden uzaklaşma tehlikesiyle karşı karşıya.

Toplantıda kullanılan plastik bardak ve benzeri “kullanılmasa da olur” bazı çirkin görüntüler ise üzdü

Ne IFOAM’ın ne AB’nin gelecekte bu konuda adım atmaya hevesli olacağını söylemeyeceğim. Doğayla uyumlu üretim yapan ama sertifika, kontrolle ilgilenmeyen küçük ölçekli bir üreticinin, tescil almak için başvurma olasılığının düşük olduğunu hepimiz biliyoruz.

 

Haber: Pelin Atakan

(Yeşil Gazete)

More in Manşet

You may also like

Comments

Comments are closed.