Hafta SonuManşet

[Oğuz Gidiyor] Yol arkadaşım bisiklet 200 yaşında (9) Bisiklet ve sanat – Oğuz Tan

0

Geçen hafta pist yarışlarını, açık ve kapalı pistleri anlatmıştım. Bu hafta da yine kapalı alanda gerçekleşen ve Uluslararası Bisiklet Birliği UCI’nin yönetiminde müsabakaları düzenlenen, alışılagelmiş branşların dışında kalan iki bisiklet disiplinini anlatacağım; artistik bisiklet ve cycle-ball (bisikletbol veya bisikletli futbol). Artistik bisikletten bahsetmişken kısa süreliğine müsabık disiplinlerden uzaklaşacak ve bisiklet ile sanatın kesiştiği bir konuyu ele alacağım: kinetik sanat. Yazının son bölümünde, yakın tarihte UCI yönetimine geçen eski bir bisiklet disiplininden, açık havada at üstünde oynanan bisiklet polosundan bahsedeceğim. Çim sahalardan modern kentlerin sokak aralarına kadar yayılan bisiklet polosu UCI’den bağımsız bir sokak sporu olarak da yaşamakta; sert zemin (hardcourt) bisiklet polosu.

Artistik bisiklet 

Artistik bisiklet; kapalı alanda(indoor) bale veya jimnastik benzeri formatta gerçekleşen, sporcuların puan toplamak için özel bisikletler üzerinde hünerlerini sergiledikleri müsabık bir disiplindir. Müsabakalar jürinin karşısında, müzik eşliğinde ve 5’er dakikalık rauntlar halinde tekli, çiftli, 4 veya 6 kişilik takımlar halinde gerçekleşir. Bu bağlamda artistik bisiklet buz pateni ve artistik jimnastiğe benzer. Jüri, performansın kalitesine göre sporculara puan verir.

Alman asıllı Amerika’lı Nicholas Edward Kaufmann tarafından 1888’de bu disiplinde gayri resmi olarak düzenlenen ilk dünya şampiyonası, daha ziyade kendisinin bisiklet üstündeki hünerlerini halka sergilediği bir gösteri olmuştu. İlk resmi dünya şampiyonası ise erkekler kategorisinde 1956’da, kadınlar kategorisinde 1970 yılında gerçekleştirildi. Günümüzde bu disiplin Almanya’da oldukça popüler ve 10 binden fazla lisans sahibi var. Bu disiplinde ayna ve kaset(ön ve arka) dişlilerin birebir veya çok yakın ölçülerde olduğu, fixed-gear bisikletler kullanılıyor. Ayna dişlideki diş sayısı, kaset dişlidekinden az olamaz, fakat fazla olabilir. Ön ve arka tekerlek çapları eşittir. Tekerlekler arasındaki mesafe ise konvansiyonel bisikletlere kıyasla daha kısadır. Böylelikle bisiklet üstünde hüner sergilemek daha mümkündür.

Gidon, yol bisikletlerinde kullanılan shallow (derin olmayan) drop gidonların ters çevrilmiş hali gibidir. Gidon başlarındaki yatay kısımlarda gidon bandı veya elcik kullanılır. 360 Derece çevrilebilen gidonun boğaz kısmında yatay uzantı olmadığından, ön tekerleğin pozisyonu düz veya ters olarak ayırt edilemez. Artistik bisiklet müsabakaları, ölçüleri 9 x 12 ila 11 x 14 metre arasında, zemini ahşap kaplı salonlarda düzenlenir. Uluslararası müsabakalar için maksimum salon ölçüleri zorunludur. Artistik bisiklet ve bisikletli futbol müsabakaları aynı salonda düzenlenir. Artistik bisiklet müsabakaları için aşağıdaki planda belirtilen mesafeler ve işaretler kullanılmalıdır:

a) uzunluk = 12 ila 14 metre

b) genişlik = 9 ila 11 metre c) iç daire = 0,5 metre çapında

d) orta daire = 4 metre çapında e) dış daire = 8 metre çapında

f) çeyrek şeritleri = 0,5 metre g) açık alan = 0,5 ila 2 metre

 

 

Bisiklet sanatı

‘Artistik’ demişken; müsabık bisiklet disiplinlerinden uzaklaşmak ve sanatın bisiklet ile buluştuğu bir başka başlığa değinmek istiyorum. Bisiklet sanatında, yaratıcı fikirlerle bisikletin yapısını değiştirmek ve sürülebilir özelliğini koruyarak kinetik heykeller üretmek mümkün. Sanatsal yaratıcılığın, bisikletteki orijinalliğini veya yeni işlevselliğin derecesi, sanatçı veya tasarımcının niyetlerine bağlı olarak büyük ölçüde değişir. Tabii bu durum, sanat eserinin izleyici tarafından öznel olarak yorumlanmasıyla da doğrudan ilişkilidir. Kinetik sanat; her türlü ortamda icra edilebilen ve izleyicinin algılayabileceği hareketler veya hareket sonucu ortaya çıkan efektler içeren sanat türüdür. Eseri izlemekte olan sanatseverin perspektifini genişletmeyi ve çok boyutlu hareket sunmayı amaçlayan kanvas tablolar, kinetik sanatın en eski örnekleridir.

Balerin, 1878 ve Yarış Atları, 1884 (Edgar Degas)

Köklerini 19.yyıl sonlarında Claude Monet, Edgar Degas ve Édouard Manet gibi, aslında tuval üzerinde insan figürlerinin hareketlerini vurgulamak için deneysel çalışmalar yapan izlenimci(empresyonist) sanatçılardan alır. Bu empresyonist ressamların üçü de, çağdaşlarına kıyasla daha canlı ve gerçekçi gözüken bir sanat yaratmaya çalıştı. Balerin ve Yarış Atları portreleri, Degas’nın, ‘fotografik gerçeklik’ olduğuna inandığı eserleridir. 19. Yüzyıl sonlarında Degas gibi sanatçılar; fotoğraf sanatına meydan okuma gerekliliğini hissederek canlı, ahenk içindeki portre ve manzaralar resmettiler.

   Kinetik heykel örneği – Ali ve Nino, Batum, Gürcistan

‘Kinetik sanat’ terimi günümüzde daha ziyade hareket edebilir veya yer değiştirebilir, üç boyutlu heykel ve figürler için kullanılır. Eserde yer alan parçalar su ve rüzgar gibi doğal enerji kaynakları, makina veya izleyici tarafından hareket ettirilirler. Kinetik sanata dair enteresan örnekler görmek için videoya göz atabilirsiniz:

https://www.youtube.com/watch?v=neixvQ4t0Dc&feature=youtu.be

 

Her yıl ABD’de düzenlenen Burning Man Festivali’nden bir görüntü.

 Her yıl Nevada, ABD’de düzenlenen Burning Man Festivali, bisiklet sanatıyla ilgilenenlerin bisikletlerini sergiledikleri ve sürdükleri popüler bir ortam. Bu bisikletlerde oldukça radikal değişimler ve süslemeler görülebilir.

                                                                     Burning Man Festivali’nden bir görüntü.

Dekoçari, Japonya’ya özgü bir bisiklet süsleme sanatıdır. Bangladeş, Hindistan, Japonya, Güney Afrika ve pek çok diğer ülkede yolcu taşımak için kullanılan bisikletli rikşalardan bazıları titizlikle, ayrıntılı biçimde süslenmiş oluyor. Bu da bir tür bisiklet sanatıdır.

                                                         Japonya’dan bir dekoçari örneği

Bisikletli Futbol veya Bisikletbol – Cycleball  

Almanca’da ‘radball’ olarak bilinen bisikletli futbol, bisiklet üstünde oynanan ve takım futbolu ile bisiklet sporunu benzersiz biçimde birleştiren bir disiplindir. 1893’te Alman asıllı Amerika’lı Nicholas Edward Kaufmann tarafından icat edilmiş ve Avrupa’da popülarite kazanan bir disiplindir. Bisikletli futbolun ilk şampiyonası 1929’da düzenlenmiş ve duyulan ilgi Japonya’ya kadar ulaşmıştır. ABD’de hiçbir zaman popüler olmayan bisikletli futbol; günümüzde Avusturya, Belçika, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Fransa, Almanya, Japonya, Rusya ve İsviçre’de popüler bir disiplin.                                                                                                          Pospíšil kardeşler

Dünyanın en başarılı bisikletli futbol oyuncuları Çekoslovak Pospíšil kardeşler olmuştur. 1965’ten 1988’e kadar 20 yıl boyunca hiç bir takım ellerinden dünya şampiyonluğunu alamamıştır. 100 Yılı aşkın süredir oynanmasına rağmen bisikletli futbol günümüzde halen tuhaf, alışılmadık bir bisiklet disiplini olarak görülüyor. Bisikletli futbol yalnızca erkeklerin oynadığı bir disiplindir. 2’şer kişiden oluşan 2 takım, basketbol sahası içinde birbirine karşı mücadele verir. Takım oyuncuları hem kaleci hem de dış saha oyuncusu olarak görev yaparlar. Amaç bisikletlerin ön tekerlerini ve kafalarını kullanarak, tıpkı futboldaki gibi, topu rakip kaleye göndermektir. Takım oyunculardan yalnız biri, kaleyi tutan sporcu, gelen şutu kurtarmak amacıyla ellerini kullanabilir. Yapılan fauller frikik veya penaltı atışıyla cezalandırılır. Maç süresince oyuncuların ayakları yere değerse faul olur ve rakip takım frikik kullanır. Maçlar 7’şer dakikalık iki devreden oluşur. Futboldaki gibi amaç rakip takımdan daha fazla gol atmaktır. Saha ölçüleri 12 x 15 metredir. Kullanılan fixed-gear(tekerleğin serbest dönmediği, tek vitesli), frensiz ve selesi arka tekerleğin hemen üzerinde yer alan bisikletler bu spora özeldir. Fixed-gear sayesinde oyuncular hem ileri hem geri hareket edebilir. Gidon başları dik, yukarı bakan türdendir. Maliyetleri 2000 avro civarı olan bu bisikletler, sıradan bisikletlere göre çok daha ağırdır. Aynı anda hem dengeyi koruyabilmek hem de topa hakim olmak için ciddi sürüş becerisine ihtiyaç duyulur.

Düzenlenen Şampiyonalar  

UCI Kapalı Alan Dünya Şampiyonaları, 2005 ve 2007 Asya Kapalı Alan Oyunları düzenlenen şampiyonalardır.                               UCI Kapalı Alan Dünya Şampiyonaları

                         2005 ve 2007 Asya Kapalı Alan Oyunları

Bisiklet polosu

Bisiklet polosu, at üstünde oynanan geleneksel poloya çok benzeyen bir takım sporudur. En büyük fark, at yerine bisiklet kullanılmasıdır. Bisiklet polosunun çim sahada ve sert zeminde oynan iki türü var. Geleneksel olanı çim sahada oynanıyor. Sert zeminde(hardcourt) oynanan türünü yazının devamında anlatacağım. Geleneksel bisiklet polosu; İrlanda Bisiklet Dergisi’nde editörlük yapan emekli şampiyon bisikletçi Richard J. Mecredy tarafından 1891’de County Wicklow, İrlanda’da icat edilen bir oyun. 1891 Ekim’inde County Wicklow’da oynanan ilk maçta mücadele veren takımlar Rathclaren Rovers ve Ohne Hast Bisiklet Kulübü’ydü.

            Kadınlardan oluşan iki takım, erkek hakemle yan yana, 1947

19.Yyıl sonunda bu oyun Birleşik Krallık, Fransa ve ABD’ye ulaştı. Uluslararası ilk maç İrlanda ve İngiltere arasında 1901 yılında oynandı. Bisiklet polosu, 1908 Londra Olimpiyatları’nda da bir gösteri sporuydu ve İrlanda Almanya’yı yenerek altın madalyanın sahibi oldu.

İrlanda bisiklet polosu takımı

Bölgesel liglerin kurulmasıyla bu disiplin, 1930’larda Birleşik Krallık’taki popülaritesinin zirvesine ulaştı. Fransız Ligi’nin kurulmasıyla bisiklet polosu Fransa’da da canlanmıştı. Fransa ve İngiltere arasında düzenli olarak uluslararası maçlar düzenlendi. Fakat 2.Dünya Savaşı’nın başlamasıyla İngiltere’de bisiklet polosu çöküş yaşadı. Fransa’da ise, lig şampiyonalarıyla günümüze kadar devam etti.

1980’ler Bisiklet polosunda iki yeni gücün doğuşuna tanıklık etti; Hindistan ve ABD. 1966’da Hindistan Bisiklet Polosu Birliği ve 1994’te Amerikan Bisiklet Polosu Birliği resmi olarak kuruldular. 1990’larda Düzenlenen uluslararası maçlarla bu disiplin yeni bir dönem yaşadı ve 1996’da ABD’de ilk resmi dünya şampiyonası düzenlendi.

Günümüzde organize biçimde pek çok ülkede; Brezilya, Arjantin, Avustralya, Kanada, Fransa, Almanya, Birleşik Krallık, Hindistan, İrlanda, Malezya, Yeni Zelanda, Pakistan, Güney Afrika, Sri Lanka, İsveç, İsviçre ve ABD’de bisiklet polosu oynanmakta, disiplin devam etmektedir. Bisiklet polosu 2001’de UCI(Union Cycliste Internationale) bünyesinde bisiklet sporunun resmi bir disiplini olarak kabul edilmiş, kurallar getirilmiş ve yönetimine başlanmıştır.

1958 Yılından bir bisiklet polo videosu: https://youtu.be/DaK9Zj3QHDY

Geleneksel bisiklet polosu; resmi olarak 120 ila 150 metre uzunlukta ve 80 ila 100 metre genişlikteki dikdörtgen çim sahada, gayri resmi olarak ise mümkün görülen her sahada oynanır. Oyundaki topun çapı takriben 6,5 cm, sopaların uzunluğuysa 1 metredir. Bir takımda 4’ü sahada 2’si ise yedek kulübesinde olmak üzere 6 oyuncu bulunur. Fransa’da ise sahada 5 ve yedek kulübesinde 2 olmak üzere takımda 7 oyuncu bulunur. 7.5 Dakikalık 4 çeyrekten oluşan uluslararası maçlar toplamda 30 dakika sürer. Normal süre skorda beraberlikle sona ererse uzatmalar oynanabilir. Kale yakınında kasıtlı faul yapılması durumunda otomatik olarak karşı takıma bir gol verilir. Yapılan daha hafif faullerde ise karşı takıma 15 veya 25 metre serbest vuruşu verilir. Kasıtlı veya tehlikeli faullerde hakem oyuncuya sarı kart verebilir ve tekrarlanması durumunda kırmızı kartla maçtan çıkartabilir. Kırmızı kart ile maçtan çıkartılan oyuncu, hakemin de izniyle, oynanan çeyreğin bitiminden sonra başka bir oyuncuyla değiştirilebilir.  

Sert Zemin(Hardcourt) Oyunu 

Bu oyun, geleneksel bisiklet polosunun beton veya asfaltla zeminli sert kortlarda oynanan türüdür. Bisiklet, hardcourt veya şehir polosu olarak bilinir. Modern sert zemin polosu 2000’li yıllarda Seattle, ABD’de doğdu. Aslında bu disiplinin çıkışı, Seattle’da teslimatlar arasında boş vakitleri kalan bisikletli postacıların(bike messenger) yeni bir oyun icat etmesine dayanır. Oyunun erken dönem kuralları da yine bisikletli postacılar tarafından belirlendi. İnsanların seyahat etmeleriyle zaman içinde geniş bir çevreye yayılan bu oyun, günümüzde 30’dan fazla ülkede ve 300’den fazla şehirde oynanmakta.

‘Sert zemin bisiklet polosu’ adı verilen oyuna gösterilen rağbet son yıllarda epey arttı. Oyuncular tenis kortlarını, hokey ve paten alanlarını, basket sahalarını veya sokak aralarında buldukları diğer uygun alanları kullanıyor ve 3’er kişilik takımlarla maçlar yapıyorlar. Maçın yapıldığı ortama küçük dokunuşlar yapmak gerekebiliyor. Örneğin top tellerin arasından dışarı kaçmasın ve köşelere de sıkışmasın diye basket sahalarında levha şeklindeki malzemelerle iç taraftan sahanın etrafını kapatıyorlar. Bir tür sokak oyunu olduğundan, kurallar iki şehir arasında bile farklılık gösterebiliyor. Sert zemin bisiklet polosunda; takımda yer alan 3 oyuncu sürekli sahada görev yapıyor ve değişiklik yapılamıyor. Çeyreklere bölünmeyen maçlar, takımlardan biri 5 gol atana veya zaman dolana kadar oynanıyor. Turnuva düzenlenecek ise, gün içinde maksimum sayıda maç yapabilmek amacıyla müsabaka süresi 10 dakikaya kadar indirilebilir. Çiğnenmemesi gereken 3 altın kural bulunur:

– Maç süresince herhangi bir oyuncu yere ayak basar ise, kortun orta bölgesinde yer alan belirli bir noktaya gidip sopasıyla dokunması gerekir. Bu noktalardan kortun iki tarafında da birer tane bulunuyor.

– Kale çizgisini geçen topun gol olabilmesi için, topa, sopa başının dar kısmıyla vurulmalıdır. Aksi durumda (geniş tarafıyla vurulmuş ise), topun kale çizgisini geçmesi bir anlam ifade etmez ve oyun bölünmeden devam eder.

– Golü atan takımın oyuncuları, top veya karşı takım oyuncularından herhangi biri(ilk hangisi olursa) yarı sahayı geçene kadar oyuna ara verir ve oldukları yerde beklerler.

Kuzey Amerika Sert Kort Bisiklet Polosu Birliği tarafından belirlenen, aynı zamanda oyunu dünya çapında standardize etmeye de katkıda bulunan resmi bir kurallar kümesi bulunur. 2000’lerde başlayan bu oyuna gösterilen ilgi özellikle 2007’den itibaren ciddi bir artış gördü ve dünyanın farklı yerlerinde takımlar kuruldu; Çin, Kanada, İrlanda, İsviçre, Fransa, Hindistan, Almanya, Pakistan, Malezya, Sri Lanka, Endonezya, Macaristan, Avustralya, Yeni Zelanda, İsveç, İngiltere, İskoçya, Arjantin, İtalya, İspanya, ABD, Polonya, Hırvatistan, Slovenya, Nepal, Brezilya ve Küba’da. Geçtiğimiz günlerde Lexington, Kentucky’de dünyanın en büyük turnuvası WHBPC (World Hardcourt Bike Polo Championship) 8. kez düzenlendi.

İstanbul’da da bisiklet polosuna ilgi artmakta. Bike Polo İstanbul takımının amatörleri her Cumartesi Fenerbahçe Parkı’nda 16.00 – 01.00 arası bu oyunu oynuyorlar. Kendileri hakkında yapılan haberi izlemek ve/veya sosyal medya hesapları üzerinden iletişime geçmek isteyebilirsiniz:

32.gün program

https://www.youtube.com/watch?v=FfT4YFrqtck&feature=youtu.be

İstanbul Bike Polo facebook sayfası 

Yazı dizisi devam edecek.

 

Oğuz Tan

Bisiklet Gezgini

 

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.