Günün ManşetiKültür-SanatManşet

Hamsterlı köyün KHK’lı masalcısı, ‘Bi’Şey Anlatıcam’ın öyküsünü Yeşil Gazete ile paylaştı

0
Ortak bir umudun hikayesi "Bi'Şey Anlatıcam" ile Kültürhane'nin müştereklere ait ürünleri paylaştığı bölüm çok denk geldi bizce birbirine

Bir farenin, yaşadıkları kölelik düzeninin farkında olmayan hamsterlara özgürlüğü tarif ettiği, hatta bizzat deneyimlettiği masallı piyes “Bi’Şey Anlatıcam – Bir Özgürlük Masalı” Türkiye turuna 5 Ekim 2017 Perşembe günü Adana’dan başladı.

Peşpeşe 4 oyunu sırası ile 6 Ekim’de Tarsus – 7 Ekim’de Mersin ve 8 Ekim’de de Silifke’de sahneledikten sonra sıradaki şehir İzmir’in hazırlığı içerisinde Bi’Şey Anlatıcam ekibi.

Mersin’de Eğitim-Sen’in adı her zaman bana ilham olmuş Özgür Çocuk Parkı’nın hemen bitişiğindeki binada bulunan Mersin şubesinde izledim ben de oyunu. Üstelik bu benim ikinci izleyişim. Adana’da bir ilk özelliği taşıyan ve Akustik Kültür’de 17 Mayıs Çarşamba akşamı gerçekleşen “Masal Gecesi” sırasında oyunun muhtemelen dünya prömiyerini de izleme imkanı bulmuştum. 17 Mayıs’tan 7 Ekim’e geçen süreçte iyice oturmuş ve kendini bulmuş oyun.

Sosyal medya sayfalarını da paylaşayım: Facebook Bi’Şey Anlatıcam ve Instagram Bi’şey Anlatıcam

KHK muhatabı bir anlatıcı

Tam bu noktada oyunu sahneleyen Duygu Şahlar’ın yola çıkış öyküsünden de kısaca söz etmem gerekiyor. 29 Ekim 2016 tarihli 475 sayılı KHK (Kanun Hükmünde Kararname) ile işinden edilen onbinlerce eğitim emekçisinden biri Şahlar. Antakya’da görev yaptığı okul öncesi eğitim kurumu ile ilişiği o gün kesilmiş. Ardından memleketi Adana’da, Akustik Kültür’deki sanatsal üretime dahil olup Nisa Ayyıldız ile birlikte meydana getirdikleri Moyo Masal ile çocuklara masal anlatmaya başlamış. 17 Mayıs Akustik Kültür Masal Gecesi hazırlığı sırasında da “Bi’Şey Anlatıcam” fikri ortaya çıkmış. Antakya’da bu projeye gönül veren diğer arkadaşları ile birkaç güne yayılan yoğun çalışma temposunun ardından da ilk temsil 17 Mayıs’ta gerçekleşmiş.

“Bi’Şey Anlatıcam” masallı piyesinin yaşadığımız şu günlere ayna tutan denkliği başka bir fikri ateşlemiş Duygu ve arkadaşlarında. “Biz neden bu oyunu tüm Türkiye’ye taşımıyoruz ki? Eğitim-Sen’in olduğu her yerde bu oyunu sahneleyebilir, hatta ziyaret ettiğimiz yerlerden de khk mağduru tüm eğitim emekçilerinin yaşadıklarını daha geniş bir perspektifte paylaşabiliriz.”

“Peki sen bütün bunları nereden biliyorsun?” diyen iç sesinizi duyar gibi oldum şimdi. Hemmen açıklayayım!

Efendim, 7 Ekim Cumartesi, Mersin Eğitim-Sen temsilinin ardından tüm ekip ile Kültürhane’ye  geçtik Yeşil Gazete röportajı için.

Bi’Şey Anlatıcam projesinin Mersin ayağı sonrasında soldan sağa Dilge, Melissa, Duygu ve İlyas ile görüştüm. Kırmızı montlu ise bendeniz oluyor. Röportaj mekanımız ise Kültürhane oldu

O gün tanıştığım ekipten Duygu (anlatıcı, hamsterli köyün masalcısı, khk muhatabı öğretmen), İlyas (müzisyen, oyunun farklı yerlerindeki hamsterlardan herhangi biri), Melissa (oyunun video günlük sorumlusu ve olursa Türkiye turunun belgeselinin yönetmeni), Dilge (oyunun dış gözlemcisi, her oyunda notlar tutarak geri bildirimde bulunanı) ve Yücel (oyunun kadrolu izleyicisi)  ile enine boyuna oyunu, Türkiye turunu, ekibi, planları ve hayalleri konuştuk.

O, onu dedi, bu da bunu söyledi gibi yansıtmayacağım röportajı. Söyleşi boyunca arkadaşların üzerinde ısrarla durdukları konu şuydu, “İsimler önemli değil. Bu bir ekip işi. Biz şu an burada bulunanlarız ama Almanya’dan İzmir’e, Antakya’dan Ankara’ya çok geniş bir ağ üzerinden yürüyor Bi’Şey Anlatıcam projesi”.

Söyleşiyi Kültürhane’nin bahçe kısmında gerçekleştirdik

Aklımda ve defterimde kalanları paylaşayım. Sürç-ü lisan edersem affola…

Umudu yaymak ve çaresiz olmadığımızı göstermek istedik

14. oldu sanırım Mersin ile Bi’şey Anlatıcam’ı sahnelediğimiz yer sayısı. İlki, senin de katıldığın Masal Gecesi’nde idi. Sonra Antakya’da Pinhan’da oynadık. Peşine İzmir’e gittik ve orda 10 kadar yerde oynadık. Kamplarda daha çok. İşte Kampüs Cadıları’nın kampında, Kaldıraç’ın kampında. Sosyalist kampta, Halkevcilerin kampında gibi. Kamplarda oynamak, ortamın da samimi havasının etkisi ile daha bir iyi geliyor sanki bize.

KKH ile atılmış bir öğretmen bunu nasıl yapar, Eğitim-Sen ile yapar dedik. Eğitim-Sen’in tüm yurda yayılmış ağı da önemli idi bizim için. Umudu yaymak istedik. Çaresiz olmadığımızı göstermek. Bu hikayeyi paylaşmak istedik. Birileri ile, bizim gibi süreçler yaşamış birileri ile hikayeyi paylaştığımızda hepimize iyi gelebileceğini hissettik ve şimdiye kadar bu düşüncemizin ne kadar doğru olduğunu görüyoruz.

KHK konusu geçmişken belirtelim. Ekipte sadece Duygu var khk ile işinden ihraç edilen. Diğer tüm arkadaşlar masal, tiyatro, müzik, destek gibi gerekçeler ile bu projeye dahil oldu.

Bir yol hikayesi

Bi’Şey Anlatıcam sadece masallı piyesten de ibaret değil. KHK sürecini yaşayan tüm eğitim emekçilerinin sesi olabilmek, onların umudunu arttırabilmek gibi gayelerimiz de var.

Hamsterlı köyün khk’lı masalcısı Duygu Şahlar ile

Her gittiğimiz yerde sahnelemenin hemen peşine Eğitim-Sen’li arkadaşlarımız ile yaşadıklarımızı paylaşıyoruz. Sen de Mersin’deki buluşmaya şahit oldun. Herkes kendi tecrübesini aktardı ama güzel olan şu ki herkesin umudunu da bizzat görebiliyoruz. Bunda örgütlü olmanın, Eğitim-Senli olmanın, Eğitim-Sen gibi bir imkanımızın olmasının da payı çok büyük.

Bir yol hikayesi aslen bu. 45 şehir diye çıkmıştık yola. Ama işte her şehirde olabilecek son dakika etkinlikleri, organizasyon sorunları ya da başka nedenlerle iptaller de yaşadık. Bu nedenle de Silifke sonrası İzmir’e geçiyoruz. Aydın, Antalya, Alanya, Bodrum, Konya gösterimlerimiz iptal oldu. Bazı şehirlere başka tarihler uygun olabiliyor. Aydın mesela Kasım ayında gelin dedi bize ama Kasım’da Diyarbakır’da olacağımız için bu pek mümkün görünmüyor.

Video Günlük de tutuyoruz yol boyunca. Sen de bugün Melissa’nın çekimlerini görmüşsündür. Hatta şu an yaptığımız röportajı bile belgeliyor Melissa. Hem oyunu, hem Eğitim-Sen’li arkadaşlarımız ile paylaşımları hem de yolda yaşadıklarımızı video günlük üzerinden paylaşma niyetimiz var. Belgesel çok iddialı geliyor şu an için. Çünkü onun çok başka dinamikleri var ama olabilirse de hayır demeyiz elbette.

Ekip çok kalabalık, çok

Sadece Duygu Şahlar olarak benden ibaret değil bu proje. Hatta bugün burada tanıştığın arkadaşlardan da ibaret değil.

Oyunu Duygu sahneliyor şu anki süreçte ama Duygu dahil herkesin yeri zaman zaman değişebilir. Başka biri gelip kendisi sahneleyebilir. Ya da halihazırda şu an müzik sorumluluğunu üstelenen İlyas’ın yerini bir başkası alabilir.

Mersin’deki oyundan bir enstantane

Zaten müzik konusunda projenin diğer tüm aşamalarında olduğu gibi isim değil ekip üzerinden yürütüyoruz. Adana’dan Akustik Kültür, İzmir’den ise Praksis Müzik Kolektifi projenin farklı aşamalarında görev yapacak. Bunlar da kesin, böyle olacak tarzında durumlar değil asla. Mesela bizi birisi arar, “Oyunda ben müzik yapmak istiyorum” der, ona da kapımız açık. Tam bir imece usülü yürütme niyetimiz var.

Sosyal Medya ayağımızı Almanya’dan bir arkadaşımız, Dilan idare ediyor. Afişimizi Antakya’dan Aykut kotardı. Yol haritamızı, ki facebook ve instagram sayfalarımızdan görebilirsiniz, İzmir Dikili’den Ceylan gerçekleştirdi. Hatta Ceylan’ın story map sayfasını da paylaşalım seninle. Buradan erişim sağlayabilir okurlar.

Video Günlük için şu an bulunduğumuz Kültürhane ekibinden destek aldık. Deniz Hoca bize fikirler verdi. Ulaş Hoca aynı şekilde çok destekledi projeyi.

Oyunun daha hazırlık aşamasında iken İzmir Duvara Karşı Tiyatro’dan Vedat dramaturjiye dair fikirlerini bizimle paylaştı. Aynı şekilde ilk halini ODTÜ Oyuncularından arkadaşlar izledi ve bize kendi düşüncelerini aktardılar.

Oyunda müzikler, ritmler, jest, mimik, metin vsr hepsi de aynı kalacak diye bir şartımız yok. Mesela Praksis’den Serdar oyunu sahnelerken gidip Ameno’yu çalmış İzmir’de. Evet ya, oyun öncesi bir baktım Serdar, googledan Ameno’nun sözlerini arıyor (Gülüşmeler)

Bütçemiz yok, gerek de yok

Eğitim-Sen ile birlikte çıktık yola. Sendikanın olduğu yerlerde sahneliyoruz oyunu. Sahneyi, organizasyonu hep ilgili yerelin Eğitim-Sen şubesi ayarlıyor. Maddi bir destek çağrımız proje adına yok ama isteyen Eğitim-Sen’in khk ile ihraç edilmiş emekçi arkadaşlarımıza sağladığı fon hesabına destek verebilir elbette.

Ortak bir umudun hikayesi “Bi’Şey Anlatıcam” ile Kültürhane’nin müştereklere ait ürünleri paylaştığı bölüm çok denk geldi bizce birbirine

Biz aslında büyük salonları tercih etmiyoruz. Küçük ve bizbize salonlarda hem seyirci tepkisi hem de bizim işimiz daha bir samimi geliyor bize. Samsun mesela, Kazım Koyuncu Kültür Merkezi’ni ayarlamış arkadaşlar. Siz hiç düşünmeyin biz orayı doldururuz diyorlar. Biz bir evin bahçesinde de oynayabiliriz oyunu. O konuda hiçbir tereddütümüz yok. Bu paylaşımı yapabilmeyi önemsiyoruz aslen.

Bütçemiz de yok buna gerek de yok. Alet edavat, ses sistemi vsr eksiğimiz elbette var ama buna takılmıyoruz fazla. Mesela Tarsus’ta mikrofonsuz oynadık, salon da buna izin veren bir yerdi.

Yeşil Gazete üzerinden çağrı yapalım diyorsun öyle mi? Tamam abi, ben birkaç şey söyleyeyim. Çekim mikrofonu veren olursa hayır demeyiz, tripod olabilir. 15 watt taşınabilir amfi olur. Dur ama 15 watt deme, şimdi arkadaşın 30 watt amfisi olur filan, o da olur tabi. (Gülüşmeler)

Bunları da bize versinler anlamında söylemiyoruz. Tur sırasında ya da belli zaman aralığında kullanıp sonrasında iade edebiliriz. Bunlar şu an bizde yok ama yoldayız. Bu araçlar işleri biraz daha kolaylaştırma adına bize yardımcı olacak.

Beklersen beklersin

Duygu’ya, İlyas’ın da telkini ile, “Tüm bu araç gereç ve hazırlık süreci tamamlanana kadar bekleyip, atıyorum, 3,5 – 4 ay sonra başlasaydınız ya!” diyorum. Bakışı değişiyor o anda. Bu muhabbetin hayli eski olduğu belli. Gözü İlyas’a kayıyor ve harika bir yanıt veriyor.

“Beklersen beklersin Alperciim. Onun sonu yok. Biz eksiklerin olduğunu bilerek çıktık yola. Yüzde yüz tamamdır herşey hissi ile çıkmadık. Buna ihtiyaç da duymadık aslında.

Lenin’in de dediği gibi, “”Dün erkendi, yarın geç, zaman tamam bugün.”

 

Röportaj: Alper Tolga Akkuş

(Yeşil Gazete)

You may also like

Comments

Comments are closed.