Köşe Yazıları

İklim değişikliği ve sağlık – Özge Doruk

0

Her iki konu da çok önemli ve birbiriyle doğrudan ilişkili olsa da şahsi kanaatim henüz onları yanyana pek düşünmediğimiz yönünde.

Mesela size kömürlü termik santraller ve onların sağlığa etkileri üzerine birtakım raporları ve araştırmaları sunabilirim. Heinrich Böll Stiftung Derneği’nin 2017 yılında çıkarmış olduğu Kömür Atlası meseleyi pek çok açıdan ele alan detaylı bir çalışma. Raporda kısım kısım sağlık üzerine etkiler konusunda da bilgiler yer almakta.

Bu noktada kafamı karıştıran ve netleşmesini istediğim bir durum var. Şöyle ki kömürlü termik santraller günümüzde yaşadığımız iklim değişikliğinin sebebidir ve kömürlü termik santraller bizi hasta etmektedir. Her iki önermenin de birbiriyle bağlantısı var. Bu santrallerin atmosfere salmış oldukları CO2 havamızı değiştiriyor. Kömürün yakılması ile ortaya çıkan küçük partiküller ve radyasyon akciğer fonksiyonlarında azalma, astım gibi solunum yolu hastalıklarına ve bebek ölümlerine sebebiyet veriyor.

Aynı karbonun artık etkilerini bizzat yaşadığımız ve daha net bir şekilde gördüğümüz üzere mevsimlerin süreleri, günlük yaşanan hava olaylarının şiddeti gibi durumlarda da yadsınamaz bir rolü var. Türkiye’nin mevcut enerji politikası kapsamında plan üstüne plan ile arttırılması hedeflenen bu ‘küçük ve şirin’ santrallerimiz sadece havaya değil suya ve toprağa da zehir saçıyor. Topraklarımız zehirleniyor. İklim değişikliği sebebiyle kuraklık tehdidi altında olan Türkiye için sağlıklı toprak yakın gelecekte umarız ki dikkate alınacak bir konu olsun.

Bir diğer yandan doğal afet ve ekstrem hava olayları olarak nitelendirdiğimiz seller, kasırgalar ve sıcaklık dalgaları vs. gündemimizde. Mesela 2003 yılında Avrupa’da yaşanan sıcaklık dalgası 70.000’den fazla kişinin ölümüne sebep oldu. WHO Avrupa’dan Bettine Menne, bu konu hakkında önlem alınmazsa 2050 yılından sonra her yıl 120.000’den fazla insanın sıcaklık sebebiyle ölebileceğini belirtiyor.

Yukarıdaki veriler Avrupa için geçerli. İklim değişikliğini daha fazla hissedecek olan Asya ve Afrika ülkeleri için ise bu sayının birkaç kat fazlasını öngörebiliriz. Geçtiğimiz günlerde Amerika kıyılarında yaşanan Harvey ve İrma kasırgası devlete 180 milyon dolara mal oldu. Aynı zamanlarda Hindistan, Nepal ve Bangladeş’te yaşanan muson yağmurları, Harvey ve Irma kadar göz önünde bulundurulmasa da 40 milyondan fazla insanı etkiledi ve yaklaşık 1.200 kişinin ölümüne sebebiyet verdi. Ölüm bu felaketlerin getirebileceği net bir sonuç maalesef ama daha belirsiz olan ise yaşanan bu olaylarda evlerini kaybeden insanların mağduriyetleri. Ortaya çıkan kaos ortamında salgın hastalıklara da davetiye var. Zira tıbbi yardıma erişebilirlik bir o kadar kısıtlı olabiliyor. İklim değişikliği sebebiyle yaşanacak bu felaketlerde devletlerin sağlık hizmetleri hususunda acilen önlem alması gerekli.

Meteoroloji Genel Müdürlüğü, küresel ısınmanın etkileri konulu hazırladığı raporda alerjik hastalıkların çok daha belirgin olacağından ve ilerleyeceğinden bahsediyor. Aynı zamanda deri kanseri ve kalp rahatsızlıklarında dar öngörülüyor.

Aslında çok basit bir denklemin içindeyiz. İklim değişikliği havamızı, suyumuzu yaşam ortamımızı doğrudan veya dolaylı bir şekilde değiştiriyor. Hatta öyle hızlı değiştiriyor  ki yüzyıllardır iklimle değişme sürecinde olan biz bile artık bu hıza ayak uyduramıyoruz.

Sonuçlarını hepimizin yaşayacağı ama iklim adaleti mevzubahis olduğunda bazılarımızın daha çok hissedeceği bu yıkım çözümsüz değil. Yeter ki oturduğumuz yerden bir an önce kalkalım. Yoksa iklim değişikliği ilk olarak rehaveti mi arttırıyor?

Bu yazıda yararlanılan kaynaklar :

https://www.ecowatch.com/climate-catastrophe-2485745545.html

https://tr.boell.org/sites/default/files/komur_atlasi.pdf

https://www.mgm.gov.tr/files/genel/saglik/iklimdegisikligi/kureseliklimdegisikligietkileri.pdf

https://www.eea.europa.eu/tr/isaretler/isaretler-2015/gorusme/iklim-degisikligi-ve-insan-sagligi

http://www.greenpeace.org/turkey/tr/news/koemuer-hakk-nda-10-ac-ger-ek/

 

Özge Doruk

 

You may also like

Comments

Comments are closed.