Hafta SonuManşet

[Oğuz Gidiyor] Yol arkadaşım bisiklet 200 yaşında (6) – Oğuz Tan

0
İspanya Bisiklet Turu’ndan bir görüntü, 2016

Yazı dizisinin geçen hafta yayımlanan bölümünde bisikletin savaş alanlarında geçen hikâyesinden söz etmiştim. Bu bölümde de yüz yılı aşkın süredir amatör ve profesyonel şampiyonalar düzenleyen Uluslararası Bisiklet Birliği’ni (UCI- Union Cycliste Internationale) tanıtacak, müsabakalarını düzenlediği farklı bisiklet disiplinlerine değineceğim.

UCI ismine aşina olmasanız da eminim pek çoğunuz Fransa, İtalya ve İspanya bisiklet turlarını duymuşsunuzdur.

Tour de France, Giro d’Italia ve Vuelta a España. 3’er hafta süren bu zorlu bisiklet turları, UCI’nin yıl boyunca düzenlediği ProTur yarış serisinin en zorlu ve en saygın olanlarıdır.

İspanya Bisiklet Turu’ndan bir görüntü, 2016

Bu yarışların dışında, seride 1 günlük ve 1 haftalık pek çok başka yarış da düzenlemektedir. Farklı bisiklet disiplinlerinden bahsetmeden önce, bu bölümde, günümüzde kullanılan yarış (yol) bisikletlerinden de bahsedeceğim. Keyifli okumalar.

Uluslararası Bisiklet Birliği ( UCI- Union Cycliste Internationale)

UCI olarak bilinen Uluslararası Bisiklet Birliği, dünya çapında bisiklet sporunu yöneten ve uluslararası düzeyde müsabık bisiklet aktiviteleri düzenleyen yapıdır. Merkezi Aigle, İsviçre’dedir. UCI, bisikletçilere yarış lisansı çıkartır ve uyguladığı disiplin kuralları vardır. Kurallardan ilk akla geleni doping oluyor. Aynı zamanda UCI farklı disiplinlerdeki bisiklet sporu için yarışların kategorize edilmesini ve puanlama sistemlerinin oluşturulmasını sağlamaktadır. Bunlardan bazıları yol, pist, bmx ve dağ bisikleti, kadınlar ve erkekler için ayrı olarak, hem amatörler hem de profesyoneller için olan yarışlar. Dünya şampiyonaları da düzenlenmektedir. UCI; Belçika, ABD, Fransa, İtalya ve İsviçre’deki ulusal bisiklet sporu kurumları tarafından 1900 yılında Paris’te kuruldu.

Büyük Britanya’nın dünya şampiyonalarında tek bir takım hakkı mı olmalı yoksa İngiltere, İrlanda, İskoçya ve Galler’i temsilen ayrı takımlar mı olmalı konusu başta olmak üzere, bir dizi konuda fikir ayrılıkları üzerine kurulan UCI, Uluslararası Bisiklet Kurumu’nun (ICA – International Cycling Association) yerini aldı. Yürürlüğe geçen yeni kurallarla birlikte Britanya UCI’de kendine yer bulamadı, ta ki 1903’e kadar. Birliğe aslen üye olan 30 ülke vardı. Oy hakları aynı değildi, bazı ülkelerin oy hakkı yoktu bile. Oy hakkı, ulusların deklare ettikleri pist ve velodrom sayılarına göre veriliyordu. En yüksek oy hakkı Fransa’da 18, İtalya ve Almanya’da 14 oy hakkı vardı. Britanya’nın 8 oy hakkıyla ilgili kuşkular vardı çünkü deklare ettikleri çimen pistler biraz şaibeliydi. Uluslararası Olimpiyat Komitesi IOC’nin baskılarıyla(çünkü o zamanlar IOC amatör bir etkinlikti), 1965 yılında UCI’de iki alt yapı oluşturuldu; Uluslararası Amatör Bisiklet Federasyonu (FIAC: Fédération Internationale Amateur de Cyclisme) ve Uluslararası Profesyonel Bisiklet Federasyonu (Fédération Internationale de Cyclisme Professionnel or FICP). UCI, bu iki yapıyı koordineli olarak yönetti. FIAC’ın merkezi Roma’da, FICP’nin Lüksemburg ve UCI’ninki Cenova’daydı. FIAC, bu iki yapıdan büyük olanıydı. Amerika, Asya, Avrupa, Afrika ve Okyanusya(5 kıta) genelinde 127 üye federasyonu vardı. Amatör olan Doğu Bloğu ülkeleri tarafından domine edilmişti. Olimpiyat Oyunları’nda bisiklet sporunu temsilen FIAC yer aldı. FIAC bisikletçileri epey nadiren FICP bisikletçileriyle müsabık olarak yarıştılar.

Dünya Bisiklet Merkezi, UCI Merkez Yönetimi, İsviçre

1992 yılında, FIAC ve FICP tekrar tek bir UCI çatısı altında toplandılar. Birleşen yapı İsviçre’de Aigle’ye taşındı. Yine İsviçre’de, Lausanne’deki IOC’ye(Uluslararası Olimpiyat Komitesi) yakın bir yerde. UCI Genel merkezinde yer alan Dünya Bisiklet Merkezi’nde 2004 yılında 200 metre uzunluğunda bir velodrom inşaa etti. 2007 Eylül’ünde, UCI ilk defa Avrupa dışında gerçekleşen bir yarışta ProTur ödülü vereceğini duyurdu. Bu tur Avustralya’nın Adelaide kentinde organize edilen Tour Down Under.

Kıtasal Konfederasyonlar

Ulusal federasyonların birleşmesiyle, UCI’nin aşağıda listelenen kıtasal konfederasyonları kuruldu: Asya Bisiklet Konfederasyonu (ACC), Avrupa Bisiklet Birliği (UEC), Okyanusya Bisiklet Konfederasyonu (OCC), Pan Amerikan Bisiklet Konfederasyonu (COPACI), Afrika Bisiklet Konfederasyonu (CAC)

Marshall Taylor – Edmond Jacquelin velodrom müsabakası başlama anı, Parc des Princes, Paris, 1901

UCI Dünya Şampiyonaları

UCI; yönetimini üye ülkelere vermek üzere, bisiklet sporunun dünya şampiyonalarını düzenliyor. Düzenlenen ilk şampiyonalar yol ve pistte yapıldı. Organizasyon için yeterli olması ve bilet satışını garanti etmesi koşuluyla, şampiyonalar sırasıyla üye ülkelerde düzenlendi. Bir şampiyona veya şampiyona serisinin düzenlendiği ülke, UCI’ye toplam bilet satışlarının pist yarışları için %30’unu, yol yarışları için %10’unu ödemekle yükümlüydü. UCI bu paranın %30’unu kendisi için tutup kalanını üye ülkelere, mücadele ettikleri yarışların orantıları dâhilinde paylaştırdı. Savaş öncesi dönemde kesilen en yüksek bilet tutarı, 1903’te Paris’te 600.000 frank olmuştu. Aslen 5 şampiyona düzenleniyordu; amatör ve profesyonel sprint, amatör ve profesyonel yol yarışları ve profesyonel motor tempolu yarış. Motor tempolu yarışta en önde tempoyu belirleyen araç, genellikle motosiklet ve mümkün olduğunca kısa mesafede arkasına dizili yarışçılar yer alıyordu. Tempo aracının arkasındaki lider yarışçı, hava akımından istifade ediyordu. Yol yarışlarında genellikle toplu başlama veriliyordu fakat öyle olmak zorunda da değildi. Britanya, savaş öncesi dönemdeki yol yarışlarını zamana karşı disiplininde düzenliyordu. Çünkü Ulusal Bisiklet Birliği, yarışların zamana karşı koşulmasıyla start anında oluşacak kalabalıkla birlikte halkın ve polisin ilgisini toplamayacağını hesaba katıyordu. Kıta Avrupa’sındaki organizatörler genel olarak toplu start verilen yarışları tercih ettiler. Belirlenen rotada tur atma şeklinde düzenlenen yarış alanlarının etrafını tellerle çevirdiler ve içeri girmek için bilet kestiler.

Madison Square Garden II, New York City, 1908

Derecelendirme

Asıl dereceler pistte tutuluyordu; tempocu olmadan, insan-tempolu ve motor-tempolu. 3 farklı sınıftaki bisiklet için dereceler tutuldu; solo, tandem ve sıradan olmayan bisikletler(örneğin yatay bisiklet). Mesafeler İngiliz standartlarına göre ve metrik olarak belirleniyordu. 440 Yard (402,34m) ve 500 metre mesafe yarışlarından 24 saat yarışlarına kadar uzunlukta yarışlar düzenleniyordu. 1 Nisan 1934’te UCI, yatay bisikletleri yarışlardan ve rekor denemelerinden men etti. Sonraki düzenlemelerle, 1990’larda Graeme Obree’nin kullandığı sürüş pozisyonu ve 2000’de sele borusu olmayan tüm bisiklet kadrolarına da yasak getirildi.

İskoç bisikletçi Graeme Obree’nin 1993 yılında çamaşır makinasından çıkma parçalar da kullanarak kendi ürettiği ‘Old Faithful’ isimli bisikletiyle 1 saat içinde 51,596km yol yapmış ve rekor kırmıştı.

Norveç’li bisikletçi Thor Hushovd, Fransa Bisiklet Turu 2011

Gökkuşağı forması

Herhangi bir UCI Dünya Şampiyonası’nı kazanan bisikletçiye ödül olarak gökkuşağı forması verilir. Beyaz formanın üzerinde, göğüs hattında, 5 farklı renkte şeritler vardır. Forma, sadece, yarışılan disiplin, kategori ve özellikteki yarışlarda giyilebilir. Formanın geçerliliği, bir sonraki dünya şampiyona yarışı başlamadan önceki gün sona erer. Eski şampiyonların, kıyafetlerin manşet ve yaka bölümlerinde 5 renkli şeritleri taşımasına izin verilir.

Yol yarışlarında kask kullanımı

Onlarca yıl boyunca, profesyonel yol bisikletçileri kask giymeyi reddettiler. UCI’nin 1991 Paris–Nice yarışında kask kullanımını zorunlu kılmak konusundaki ilk girişimi, bisikletçilerin greve gitmesiyle sonuçlandı ve UCI kararını geri çekti. 2003 Yılında yine Paris–Nice yarışında Kazak sporcu Andrei Kivilev’in ölümünün ardından 5 Mayıs 2003’te kask kuralı resmi olarak açıklandı. 2003 Giro d’Italia (İtalya Bisiklet Turu), yeni kuralın uygulandığı ilk büyük yarış oldu. 2003’teki kurallara göre, yarışın son kısımlarında yer alan minimum 5km uzunluğundaki tırmanış etaplarında kaskın çıkartılmasına izin verilmişti. Sonraki düzenlemelerle kask kullanımı bütün yarışların bütün etaplarında zorunlu hale getirildi.

Kazak sporcu Andrei Kivilev

Yarış disiplinleri

Günümüzde UCI bünyesinde yol(erkekler), yol(kadınlar), pist, engelliler için pist, cyclo-cross, dağ bisikleti (cross country, trail, all mountain – enduro, downhill, freeride, dirt jumping, trial), BMX, kapalı alan – indoor (artistic cycling, cycle ball) bisiklet yarışları ve dünya şampiyonaları düzenlenmekte. Önümüzdeki bölümde bu başlıkları biraz açacağım.

 

Cannondale Supersix yol bisikleti

Yarış/ Yol bisikleti

Yarış, bir diğer ismiyle yol bisikleti, müsabık yol bisikletçiliği için tasarlanmış bisiklet türüdür. Yol bisikletçiliği, kuralları Uluslararası Bisiklet Birliği tarafından yönetilen bir spordur. Yol bisikletinde hafiflik ve sertlik, verimliliği belirleyen en önemli iki unsurdur. Bisiklet ne kadar hafif ve sert olursa, bisikletçinin pedallara uyguladığı kuvvet sırasıyla çekiş sistemine ve tekerleklere maksimum verimlilikle iletilir. Yarış bisikletlerinde daha verimli ve hızlı olabilmek adına konfordan ödün verilir. Bisikletçinin sürüş postürünü daha aerodinamik yapabilmek için yarış bisikletlerinde kullanılan ‘drop’ gidon, seleden daha alçakta durur. Ön ve arka tekerlekler arasındaki mesafe azdır. Bisikletçinin optimum kadansta(ayna kolun yani ön dişlinin 1dk içindeki toplam devir sayısı) pedal çevirmeyi sürdürebilmesi amacıyla aktarıcıların vites geçişleri arasındaki oran farkları oldukça az tutulur. Özellikle zamana karşı etap yarışlarında kullanılan yarış bisikletlerindeki tasarımlarda aerodinamiğe her zaman öncelik tanınır, konfor neredeyse hiç düşünülmez.

Specialized S-Works triatlon bisikleti

Yol bisikletleri ile diğer bisikletler arasındaki farklar

Velodrom yarışlarında pist bisikletleri, arazi (offroad) yarışlarında ise dağ bisikletleri veya cyclo-cross bisikletler kullanılır. Düz zeminde dünyanın en hızlısı olan yatay bisikletler 1 Nisan 1934’te Uluslararası Bisiklet Birliği UCI’nin bisiklet tanımından çıkartılmıştır. Zamana karşı yarışlardaysa yol bisikletlerinin aerodinamik olarak özel tasarlanmış bir alt türü kullanılır. UCI’nin zamana karşı bisikletleri için uyguladığı kurallar, toplu başlama verilen yarış kuralları kadar katı değildir. Triatlon müsabakalarında kullanılan bisiklet özellikleri ise Uluslararası Triatlon Birliği ITU’nun tanımladığı kurallar dâhilinde belirlenir. ITU genel anlamda UCI’ye göre daha esnek davranmakta ve bisiklet teknolojilerindeki güncel gelişimlerin yarışlardaki kullanımına daha rahat müsade etmektedir.

BMC Teammachine SLR01 full karbon kadro, en büyük bedeni 790gr ağırlığında.

Kadro

UCI kurallarına göre bir yol bisikletinin kadrosu ana üçgen tasarımıyla üretilmelidir. Üst, alt ve sele olmak üzere üç düz ana boru kullanılmalıdır. Kadro üreticileri, istedikleri malzemeyi kullanmakta serbestlerdir. Yol yarışları tarihinin büyük bölümünde çelik, alüminyum ve titanyum alaşımları başarılı biçimde kullanıldı. Son yıllarda görünen o ki, profesyonel yol bisikletçilerinin hemen hepsi, karbon-fiberle güçlendirilmiş kompozit malzemelerden üretilen kadrolar kullanmakta. Tipik bir karbon-fiber yol bisiklet kadrosu 1 kilogramdan daha hafif gelmektedir.

Karbon klinşeli Zipp 808 jant seti

Tekerlek ve lastikler

Yol bisikletlerinin çoğunda 700C, yani lastik damağının janta oturduğu noktadan ölçüldüğünde çapı 622mm gelen tekerlekler kullanılır. Kullanılan lastikler 20-25mm genişliğinde olur. Lastik genişliği performansı ciddi şekilde etkiler. Jant çemberi, aerodinamik verimliliği arttırmak amacıyla farklı stillerde üretilebilir. Örneğin kesitten bakıldığında lastikle birlikte gözyaşı damlasına benzeyen şekildeki, üçgen şeklindeki jant çemberleri oldukça yaygındır. Bu aerodinamik jantlar; daha fazla malzeme kullanıldığından, kesitten bakıldığında kutuya benzeyen sert köşeli konvansiyonel jant çemberlerine göre biraz daha ağır olsalar da, sundukları düşük dönme direnciyle düz yolda büyük avantaj sağlarlar. Düşük süratli yokuş tırmanışlarında ise, dönme direncinde sağladıkları avantajdan ziyade yüksek ağırlıkları nedeniyle engel yaratırlar. Bu nedenle yokuş etaplarında konvansiyonel jantlar tercih edilir. Genel itibariyle, hem aerodinamizm hem de hafiflik adına, jant çemberine örülen tel sayısını düşürmek avantaj sağlar. Üst düzey tekerlek setlerinde kullanılan jant telleri, hava direncini azaltmak amacıyla bilenmiş olur ve kesitten bakıldığında incecik gözükür. Jant çemberlerinde yaygın olarak kullanılan malzeme alüminyum alaşımdır. Profesyonel yarışçılar ve bisiklet tutkunlarının tercihi ise genel olarak yeni nesil, kalıplanmış karbon fiber jant çemberleri oluyor. Karbon fiber alüminyuma göre daha hafif olduğu için, jant çemberleri daha derin ve böylelikle daha aerodinamik üretilir. Fakat derin jant çemberleri, sert esen yan ve çapraz rüzgârlarda aerodinamik avantajlarını kaybetmekle birlikte daha fazla sürtünme direnci yaratmasıyla handikaba dönüşmekte ve bisikletin kontrolünü güçleştirmektedir. Böyle etaplarda, özellikle de tırmanış içeren dağ etaplarında bisikletçiler tarafından mümkün olan en hafif konvansiyonel jant setleri tercih edilmektedir. Lastiklerse hem hava direncini hem de yoldaki dönme direncini azaltmak amacıyla hafif, dar olmakla birlikte ince, dişsiz üretilir ve yüksek basınçlarla şişirilirler. Genellikle yol yarışlarında 8, pist yarışlarında ise 14 bar hava basıncına şişirilirler.

 

Jant telleri

 

Shimano Dura Ace DI2 grupset

Diğer komponentler

Yol bisikleti komponentleri toplu olarak grupset olarak isimlendirilirler. Grup sette ön ve arka vites aktarıcıları, vites ve fren kolları, dişli takımı, ön göbek, zincir, ön ve arka fren takımları yer alır. Yeni nesil elektronik vites sistemlerinde batarya ve motorlar da grup sete dâhil oluyor. Grup setin kalitesi bisikletin ne kadar nitelikli olduğunu, bakım gerektirdiğini belirler ve performansı direkt olarak etkiler. Yarış bisikletleri için grupset üreten, pazar devi üç marka var; Shimano, SRAM ve Campagnolo. FSA (Full Speed Ahead) gibi bazı markalar ise grup setlere çok özel parçalar üretir. Markaların farklı tasarım stratejileri olduğu gibi, pek çok bisikletçide de markaya olan bağlılık göze çarpar. Zaman içinde karbon fiber, grupset komponentleri için de popüler bir malzeme oldu. Shimano, Campagnolo ve SRAM’in üst sınıf vites ve fren kollarında, krankta ve aktarıcı parçalarında karbon fiber kullanmaya başlandı. Bu malzeme, bütünleşmiş boğaz-gidon da dâhil, gidon boğazı, gidon, ayakkabı tabanları, maşa ve sele borularında da oldukça yaygın olarak kullanılmakta. Karbon fiber hem hafif hem de vibrasyonu daha iyi sönümleyen bir malzeme olduğundan aynı zamanda daha konforlu bir sürüş de sağlıyor. Grup setlerde gelinen son noktanın; bataryayla çalışan, Ergopower stili fren/vites kollarıyla(vites yükseltmek, fren ve vites düşürmek için 3 ayrı kolu entegre olarak barındırarak elleri gidondan kaldırma ihtiyacını yok eden ergonomik sistem) kontrol edilen, kablosuz servo motorlarla çalışan elektronik ön ve arka aktarıcıların olduğunu söyleyebiliriz. Günümüzde bu üç markaların yol bisikletleri için ürettiği grup setleri, üst sınıftan alt sınıfa doğru şöyle sıralayabiliriz (parantez içindeki sayılar arka göbekteki dişli sayısını refere eder)

FSA K-Force elektronik arka vites aktarıcısı

Shimano: Dura Ace DI2 (11s) Dura-Ace (11s), Ultegra (11s), 105 (11s), Tiagra (10s), SORA (9s), Claris(8s), Tourney A070(7s).

Campagnolo: Super Record (11s), Record (11s), Chorus (11s), Athena (11s), Centaur (10s), Veloce (10s), Mirage (10s), Xenon (10s).

SRAM: Red (11s), Force (11s), Rival (11s), Apex (10s).

Yazı dizisi devam edecek.

 

 

Oğuz Tan

Bisiklet Gezgini

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.