Köşe Yazıları

Almanya’da Yeşiller Partisi seçimlerde neler vadediyor? – Dilara Çatak

0

Almanya’da 24 Eylül’de gerçekleşecek genel seçimlere sayılı günler kala, başbakanlık adaylığında Türkiye kökenli Cem Özdemir ve Katrin Göring-Eckhardt’ın olduğu Yeşiller Partisi meclisteki yerini korumak için seçim yarışlarında yerini alıyor.

Göring-Eckhardt, küresel ısınma karşıtı politikaları ve sosyal adalet çalışmaları ile ön plana çıkarken; Özdemir, çevre ve ekonomi politikaları ile entegrasyon çalışmalarında başı çekiyor. Yaşanabilir bir gelecek için cesaret söylemiyle geliştirdikleri seçim kampanyalarında Avrupa Birliği’nin bütünlüğü içinde yer alan bir Almanya vurgusu yapılıyor. Modern, ekolojik, çoğulcu ve adil bir toplum partinin en büyük hedefi olarak gösteriliyor.

Katrin Göring-Eckhardt ve Cem Özdemir

Yeşiller Partisi adından da anlaşılacağı üzere çevresel sorunları merkezine alıyor. Seçim programında yer alan vaadlerinde Almanya’da kömür santrallerinin yerini yenilebilir enerjilerin alması en baş sırayı çekiyor. Tarım zehirleri ve gen tekniği kullanılmadan yürütülen sürdürülebilir tarım, önümüzdeki 20 yıl içinde endüstriyel büyük çaplı hayvan yetiştiriciliğinin yerini hayvan koruma standartlarının sıkılaştırıldığı yasalara uygun bir hayvancılık, sadece Almanya ve Avrupa’da değil, bütün dünyada artan arı ölümlerine karşı alınacak önlemler ve karbon salımının azaltılması Yeşiller’in çevresel politikalarında öncelik verdiği konular.

Yeşiller başarılı bir ekonominin gelecekteki temelinin yenilenebilirlik, verimlilik ve dijitallikten geçeceğini savunuyor. Almanya’nın bunu başarmak için yeterli kapasiteye sahip olduğu, geriye sadece bunu gerçekleştirecek cesaretli politikacıların gelmesinin anahtar olduğunu  da dile getiriyorlar.

Bunun yanında sosyal devlet sistemini güçlendirmek, anaokulundan başlayarak eğitime daha çok yatırım yapmak, demokratik özgürlükleri korumak, kadın erkek eşitliğini desteklemek, mültecilerin haklarını genişletmek ve ailelerinin yanlarına gelmesini sağlamak, dünya barışını güçlendirmek adına silah ticaretine devlet desteğini ortadan kaldırmak da başlıca sosyal polikaları arasında yer alıyor.

Partinin eş başkan adaylarından birinin Özdemir olması ve Türkiye’nin Almanya ile ilişkilerinin son zamanlarda gerginleşmesi Yeşiller’in, özellikle de Özdemir’in seçim kampanyaları esnasında Türkiye ile ilgili pek çok soru almasına sebep oluyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve yönetime karşı sert duruşuyla dikkan çeken Özdemir her fırsatta Türkiye’deki yönetime dair ağır eleştirilerde bulunuyor. Geçtiğimiz sene Alman devletinin Ermeni soykırımını tanımasında da aktif rol oynayan Özdemir’in bu tutumu, Yeşiller Partisi’nin Almanya’daki Türkiye kökenli seçmenlerini çok mutlu etmiyor. Geçtiğimiz seçimlerde göçmen seçmenlerden büyük destek gören Yeşiller Partisi bu seçimlerde seçmenlerinin bir kısmını kaybedebilir gibi görünüyor.

2013’te gerçekleşen son genel seçimlerde yüzde 8,4 ile CDU (41,5), SPD (25,7) ve sol parti die Linke(8,6)’ nin ardından 4. olarak meclise giren ve mecliste 63 koltuk sayısına sahip Yeşiller Partisinin bu seçimlerde meclise girişine kesin gözüyle bakılsa da anket sonuçlarına bakıldığında oy oranında yüzde i2’lik bir düşüş olabileceği düşünülüyor.

Seçim vaadleri arasında demokratik sorumluluklar çerçevesinde Neonazi partisi AfD hariç her partiyle masaya oturabileceğini söyleyen Yeşiller Partisi’nin seçim sonucunda koalisyonda yer alıp alamayacağı büyük bir merak konusu.

Yeşiller’in SPD ile koalisyon oluşturacak çoğunluğu sağlayamayacağı tahmin ediliyor. Bir başka bilinen ise SPD’nin sol parti die Linke ve Yeşiller ile beraber üçlü koalisyona girip kendi seçmenlerini küstürmeme yoluna gideceği. Bu şartlar altında Yeşiller için tek koalisyon şansı sağ kanattan CDU veya FDP ile üçlü koalisyon. Bu şekilde kurulacak bir hükümette de Yeşiller’in kendi seçim vaadlerini gerçekleştirebilmeleri için işlerinin zor göründüğünü söyleyebiliriz.

 

Dilara Çatak 

Humboldt Üniversitesi Sosyal Bilimler Master Öğrencisi

You may also like

Comments

Comments are closed.