Hafta SonuManşet

Düş kurabilmek az şey midir: Düşler Akademisi – Ayşe Pınar Böke

0

Düşler Akademisi, Çukurbağ, Kaş. Birçok sebepten sosyal dezavantajlı bireylerin, belki de bazı düşlerinin gerçek olduğu yer…

İyiliğe çok ihtiyacımız var. “Karşılığında ne alırım ” dan önce “Ne veririm, ne katarım?” türünden iyiliğe. Her değeri ışık hızıyla tükettiğimiz bu çağda  kendimizden başkalarını, özellikle bizim kadar şanslı olmayanları düşünmeye, sevmeye, gönüllü olmaya ihtiyacımız var.

Hepimizin daha çok  masmavi deniziyle, içimizi ısıtan güneşiyle bildiği Kaş’da ruhunuza belki de bunlardan daha iyi gelecek başka bir şey daha var. Birçok açıdan ve sebepten sosyal dezavantajlı bireylerin belki de bazı düşlerinin gerçek olduğu yer: Düşler Akademisi. Kaş’ın 6 km uzaklığında, Çukurbağ köyünün 68 yıllık ilkokul binası etrafındaki araziye kurulmuş bir sivil toplum örgütü Kaş Düşler Akademisi.

Kaş’a ayak basar basmaz uzun zamandır sosyal medya hesaplarından takip ettiğim ve her etkinlikte keşke orda olsaydım diye iç geçirdiğim bu yerin ziyaretine gittim. Çam ağaçlarının kokusu, fena halde hatıra kokan ilkokul binası ve güler yüzle bekleyen gönüllüler karşılıyor girer girmez sizi. Ve hemen hayranlıkla gezmek isteğiyle dolduğunuz yüksek tavanlı salon: Muhteşem bir kütüphaneye dönüştürülmüş çünkü.

“Tamam, güzel bir yer gibi bu anlattığın da; Düşler Akademisi tam olarak nedir?” derseniz, kendi tanımları şöyle: “Engellilik ve süreğen hastalıklar başta olmak üzere, gerekçesi ne olursa olsun toplumsal dışlanmayı yaşayan tüm birey ve gruplara alternatif, yenilikçi ve sürdürülebilir yöntemlerle ücretsiz olarak eğitim, üretim ve ortak yaşam hizmetleri sunan bir köy akademisidir.

Düşler Akademisi’nin kurucusu engelli dalış eğitmeni Ercan Tutal, yurt dışında engellilerin hayatın ne kadar içinde, ülkemizdeyse ne kadar dışında olduğunu fark ediyor ve 1997 yılında “Dalmak Özgürlüktür” projesini başlatıyor.

Her şey su altında başlıyor yani. Her türlü engel grubundan yaklaşık üç bin bireyle dalış yapıyor, su altında bambaşka bir özgürlük deneyimi yaşıyor ve yaşatıyor Ercan Tutal. Sonrasında gönüllü ekibi ile alanı genişleyen ve su altından karaya çıkan projelerle Düşler Akademisi İstanbul ve Kaş.

Tüm sistem gönüllülük prensibiyle çalışıyor, dolayısıyla bağış ve sponsorluk desteği çok önem taşıyor. Yukarıda duslerakademisi-kas.org adresinden alıntıladığım tanımda “toplumsal dışlanma” kilit nokta. Cizre’den gelen bir çocuk grubu da orada, Serebral Palsi hastası çocuklar da, otizmli genç bireyler de. İşin özü, türlü sebepten toplumsal hayata katılmasına olanak ve izin verilmemiş bireylere bunun mümkün olduğunu ve nasıl yapılabileceğini anlatmak. Akademi bünyesinde sunulan eğitim ve uygulamalarla onları bunun başarılabilir olduğuna ikna etmek işin en hassas ve can alıcı kısmı. Gönüllü ve eğitmenler, pedagog ve uzmanlar burada devreye giriyor.

Düşler Akademisi Kaş yerleşkesinde gönüllü kadronun ve katılımcıların yaşam alanı içinde spor alanı, kütüphane, ilkokul müzesi, katılımcılarla birlikte tamamen doğal ekip biçilen tarla, yapımı henüz devam eden mini amfi tiyatro ve Mehmet Uluğ Müzik Evi (MUME) var. Hatta üyeleri zaman içinde değişen, değişik türde engelli ya da değil, her türlü bireysel katılıma açık bir müzik grubu var.

Sanat, spor, psikolojik destek, zanaat ve meslek eğitimi. O kadar çok alanda o kadar çoğumuzun katabileceği öyle güzel şey var ki burada. Düşler Akademisi’nde gönüllü olmak için Nisan ayında başvuru yapabilir ve iki hafta boyunca buranın bir üyesi  olabilirsiniz. O kadar vaktim yok derseniz Kaş’a tatile geldiğinizde, haftada sadece iki saatinizi ayırıp Düşler Akademisi’ne kim bilir Türkiye’nin neresinden, nasıl bir hikayeyle gelmiş bir çocuğun/gencin belki de hayatı boyunca unutmayacağı bir deneyimin parçası olabilirsiniz, neden olmayasınız? duslerakademisi-kas.org adresinde tüm bunlarla ilgili kapsamlı bir fikir edinebilirsiniz.

Mutlulukla ilgili söylenmiş birçok söz var.. Benim en sevdiğim ”Herkes kendi mutluluğunun demircisidir”. Gerçek mutluluk ne kariyerde, ne malda mülkte ne de büyük ihtiraslarda. Bana göre gerçek mutluluk paylaştığın, ürettiğin ve bir işe yaradığını düşündüğün her günde. İşte ben de iki saatimi ayırarak bu güzelliğe ortak oldum. Düşler Akademisi’nin gönüllü bireyleriyle ”Yaratıcı Drama”atolyesi  yaptık. Böylece hem eğlenip hem de paylaşımda bulunduğumuz bu günü hayatımın en güzel anılarının arasına yerleştiriverdim.

Tam da böylesi bir güzelliğe çok ihtiyacımız var. Bunun bir parçası olmaya. Hiçte adil ve eşit kurulmamış bir düzenin dışına itilmiş, kendisine bir hata gibi hissettirilmiş olanlara hatanın onlarda olmadığını, eksik olanın onlar değil sistem olduğunu, oldukları gibi çok güzel olduklarını anlatmaya ihtiyacımız var. Huzur hayali bu kadar uzakta olan bir çocuğun hayattan umudunu kesmemesi için yapabileceğiniz bir şey mutlaka vardır bence. O hayallerin renkliye döndüğünü görmek az şey midir?

 

Ayşe Pınar Böke

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.