Hafta SonuKitapManşet

[Çocuklar İçin Yeşil Kitaplar] Kırmızı Sarı Siyah Beyaz

0

Amerikalı doğabilimci John Burroughs, “Sevgi olmadan bilgi kalıcı olmaz. Fakat sevgi önce gelirse bilgi kesinlikle arkasından gelecektir,” diyor. Çocuklarımızı üzerinde yaşadığımız gezegene saygı duyan bireyler olarak yetiştirebilmek için biz ebeveynlerin öncelikli görevi, erken dönemde doğa sevgisi verebilmek. Onların minik omuzlarına taşıyabileceklerinden fazla yük ve korku bindirmeden, doğayla oyun arkadaşı olmalarını sağlamak, bu yolda atacağımız ilk adım. İkinci adım ise doğayla ve yaşadığımız çevreyle uyumlu, sürdürülebilir yaşam tarzı benimsemeleri için doğru rol modelleri sunan çocuk kitapları seçmek.

Yeşil Gazete, “Çocuklar için Yeşil Kitaplar” yazı dizisi illüstrasyonu için Gonca Mine Çelik’e teşekkür ederiz

Bu amaçla biz [Çocuklar İçin Yeşil Kitaplar] adını verdiğimiz bir diziye başladık. Çocuklara çevre bilinci aşılayan, farklılıklarımızla bir arada yaşamanın mümkün olduğunu gösteren kitapları derlemeye karar verdik. Bildiğimiz kitapları anımsamaya, bilmediklerimizle tanışmaya, tanıtmaya niyet ettik.

***

Kırmızı Sarı Siyah Beyaz

Bir köy ve bu köyde yaşayan insanlar, hayatlarından oldukça memnundur. Aileler çocuklarının dışarıda oynamasını isterler. Bu yüzden Kırmızı, Sarı, Siyah ve Beyaz birlikte oynarlar ama ortada büyük bir sorun vardır. Her zaman Kırmızı’nın istediği olmaktadır. Ağaca tırmansalar en üst dalı Kırmızı ister. Ağaçta bir kulübeleri vardır ve rengi elbette kırmızıdır çünkü Kırmızı başka renklere de tahammül edemez. Orayı temiz tutmak ister ama temizliği hep Sarı, Siyah ve Beyaz yapar.

Oyunlar oynarlar ama hep Kırmızı’nın istediği olur. Bir gün ağaç kulübenin kendisinin olduğunu oyuncaklara da sahip olduğunu söyler Kırmızı. Siyah korkarak da olsa buna itiraz eder. Kırmızı ilk kez karşılık görünce daha da kabalaşır. Hakaret eder Siyah’a. Siyah orayı terk eder terk etmesine ama sonunda Kırmızı’ya söylenmesi gerekeni de söyler. Kırmızı ilk defa duyar “Zorba” kelimesini. Sonra sırasıyla Sarı ve Beyaz da Kırmızı’yı terk eder. Kırmızı yalnız kalmıştır ama yine de gururundan vazgeçmez öylece.

Bir gemi bulur Sarı, Siyah ve Beyaz. Gövdesini siyaha, dümenini sarıya, kaptan köşkünü de beyaza boyarlar. İçleri içlerine sığmaz. Hepsi için için kaptan olmak isterler. Oysa Kırmızı olsa sorun olmazdı çünkü kaptan o olurdu. Herkes kaptanlığa talip olduğunu söyleyince çıkmaza girerler. Neyse ki biri sırayla kaptan olmayı teklif eder de bu sorunu da aşarlar birlikte.

Siyah kaptan olur önce ama hayal ettiği gibi olmaz. Gemi diğer tekneler gibi ilerlemez.

Beyaz geçer dümene ama onun kaptanlığı da pek başarılı değildir.

Sarı’yı deniz tuttuğu için kaptanlık yapmak bile istemez.

Bu arada bizim Zorba Kırmızımız yalnız kaldıkça anlar hatasını ve bir yelken yapar ağlayarak. Size bir yelken yaptım, der onlara. Gerçekten de bir yelkene ihtiyaçları vardır. Kırmızı’yı kabul ederler. Kırmızı da kaptan olmak istiyordur. Ağacın yanına kadar kaptan olmasına izin verirler.

 

Kırmızı artık, oyunlarda nerede durması gerektiğini biliyordur. Takımın bir parçası olmayı öğrenmiştir.

Kırmızı Sarı Siyah Beyaz, çocuklara “Zorbalık” kavramını anlatan oldukça başarılı bir kitap. Zorbalığın yalnızlığa götüren zor bir yol olduğunu anlatması açısından güzel bir örnek diyebilirim. Yazar bunu yaparken gerçek hayattaki oyunları kullanıp pragmatik bir bakış açısıyla ele almış meseleyi. Aslında sadece Kırmızı ihtiyaç duymaz diğerlerine, Sarı, Siyah ve Beyaz da oyunun devamlılığı için Kırmızı’ya ihtiyaç duyar. Takımın parçası olmak, oyunda görev almak da çocukların sosyal dünyasında önemlidir. Yazarın bunu görmesi de kitabı değerli kılıyor.

Zorbalık, dışlanma, yalnızlık gibi konuları birbirinden güzel resimlerle anlatan oldukça güzel bir kitap Kırmızı Sarı Siyah Beyaz.

 

Yazan: Brigitte Minne

Resimleyen: Carll Cneut

Sarıgaga Yayınları

7+

 

Tunç Kurt

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.