Hafta Sonuİklim KriziManşet

İklim değişikliği alanının John Snow’u kim, peki Cersei Lanister hangi iklim şüphecisi?

0

Vanity Fair‘de Jane Borden imzası ile yayınlanan yazının serbest derleme çevirisi Yeşil Gazete’den Sıla Özkavaf ve Alper Tolga Akkuş tarafından yapılmıştır

***

İklim değişikliği ile mücadele aslında bir dünya iktidarı savaşını andırmıyor mu sizce de? Ya iklim bilimciler başa ya da fosil yakıt endüstrisi aktörleri leşe. Taht Oyunları olarak çevirebileceğimiz ve dünyanın muhtemelen gelmiş geçmiş en ilgi ile takip edilen dizisi Game of Thrones’u iklim değişikliği alanına uyarlasa idik kim kime denk gelirdi peki?

7. sezon ABD’de 16 Temmuz Pazar akşamı başlıyor. Bu sezon muhtemelen Night King (Kış Kralı), Jon Snow ve arkadaşları ile hararetli tartışmalara girecek

Aynı zamanda Game of Thrones fanı da olan iklim bilimciler bizi yormak istememiş olacaklar ki bizim yerimize bu duruma bir açıklık getirmişler. Spoiler vermek gibi olmasın ama Tyrion Lannister’ı Leonorda DiCaprio yapmışlar.

Daenerys’in Seven Kingdom’a (7 Krallık) doğru yelken açtığı, John Snow’un King of The North (Kuzeyin Kralı) ilan edildiği, White Walkersların (Ak Gezenler, dizideki zombiler) lideri Night King’in (Gece Kralı) duvarın ötesine taarruza başlama hazırlıkları yaptığı dönemde bıraktığımız Game of Thrones’un 7. sezonu, 1 yılı da aşan bekleme sürecinin ardından Pazar günü (16 Temmuz) başlıyor.

Ama biz sizi daha fazla bekletmeden Vanity Fair’de yayınlanan “İklim değişikliği alanı Game of Thrones dünyası olsa kim kimdir?” haberinden yaptığımız serbest derleme özetle başbaşa bırakalım.

Aslında itiraf etmemiz de lazım, haber metnine pek sadık kalmadık. Ne de olsa herkesin Game of Thrones ilgisi kendine özel!

Samwell Tarly = İklim Bilimcileri

Dizinin şu an için baş erkek kahramanı durumundaki Jon Snow’un en yakın arkadaşı Sam olsa olsa iklim bilimci olabilirdi diye düşündük.

Tarly hanedanının babası tarafından evlatlıktan reddedilmiş varisi Sam ne de olsa Ak Gezenler’e dair veri topluyor. Üstelik onlarla ilk karşılaşan 7 Krallık sakini de kendisi idi. Bunu da geçtik onlarla nasıl mücadele edileceğini de biliyor. O, kimseye ümit vaat etmeyen görüntüsü ile bir Ak Gezen’i hakladığını da unutmayalım.

Tüm bunlar onun iklim bilimcisi olması için yeterli değil diyenlere son kozumuzu da ifşa edelim. O da iklim bilimciler gibi bir kitap kurdu, kütüphaneden neredeyse hiç çıkmıyor ve kariyer planını da bir Maester (Dizinin dünyasında filozof, akademisyen ve şifacı kişilere verilen san) olmak üzerine kurdu.

Tyrion Lannister = Leonardo DiCaprio

Bir parça çapkın bir Kazanova, bir parça insanlığa ahlaki söylemler ile yol gösteren bir -olası-kurtarıcı ve say say bitmeyecek bir para. DiCaprio’nun neden Tyrion Lannister olduğunu anlatmaya yeter de artar bile.

 Tyrion da önceden Duvar’ın arkadasında gizlenen devlere, Ak Gezerlere inanmazken şimdi Daenerys’i destekleyerek ve onun er yada geç bu yaratıklar ile savaşacağını varsayarak,  iyilik adına savaşan birisi.  Bu arada DiCaprio’da yavaş yavaş vicdanının sesini dinlemeye  ve  sadece iklim değişikliğiyle ilgili bilgi vermeyen, aynı zamanda onunla mücadele etmek için pratik yöntemler sunan Before the Flood (Tufandan Önce) filmini çekmeye başlamadan önce Los Angeles gece kulüplerine dehşet saçıyordu.

Daenerys Targaryen = Angela Merkel

Ejderhaların annesi ve ezilenlerin kahramanı Khaleesi’ye tam olarak benzeyen birini bulmak zor olsa da, Angela Merkel bu konuma aday olabilir.  ABD çekilirken, diğer ülkeler öne çıkıyor. Almanya kesinlikle bunlardan birisi. Mayıs ayında, basının “İklim Şansölyesi” olarak adlandırdığı Merkel, Paris anlaşmasından çekileceğini belirtmesi üzerine Trump’a karşı çıkarken aynı zamanda “Biz Avrupalılar kaderimizi kendi ellerimizin kontrolüne almayız” dedi.

Khaleesi’nin ejderhaları var, aynı Merkel’in de çok güçlü bir mühimmatı olduğu gibi. Merkel’de doktorasını fiziksel kimyadan alan, on yılı aşkın bir süredir bir bilim insanı. Bir de  George W. Bush da muhtemelen aktrist Emilia Clarke bir sırt masajı yapmaya çalışırdı.

Jaime Lannister = John McCain

 Jaime Lannister ve John McCain’de ortak nokta ılımlı olmaları ve karşı tarafla sık sık iş birliğine girmeleri görülebilir.

McCain ilginç birisi, Joe Lieberman ile zamanında ilk iklim tasarısını birlikte desteklemişlerdi.Bir diğer hoş olmasa da  açık bir benzerlik ikisinin de savaş esiri olmaları.

Bran Stark = Elon Musk

Bran’in görüsü vardır, geleceği görebilmeyi eğitimi alıyor. Üç Gözlü Kuzgun olarak, hayranlarının dünyayı kurtaracağına inandığı büyü üzerine çalışıyor. Bu açılardan Bran’i mühendis olarak ele alabiliriz.

Benzer bir şekilde, Elon Musk, elektrikli araba akülerine güneş enerjisi entegrasyonu gibi ev ve iş yerleri için  ticari güneş enerjisi yazılımları geliştirme çalışmalarında çok önemli katkılar koymakta ve bu da aslında çağımızın büyüsü sayılabilir.

Hodor = The Sierra Club

Sierra Club, ülkemizin en büyük çevre örgütü olan koruma üzerine bir devdir.  Kendisini koruyamayacak olanları korumak için var olan ve halen fosil yakıtlardan uzaklaşmanın öncülüğünü üstleniyor.

Hepimiz göz önüne alındığımızda çok ağır bir kaldırma yapıyor, ancak ölümü bir daha yerine getirdiğinde kaçılacaktır. Ancak Sierra Kulübü bile, nihai küresel ısınmaya karşı kapıyı tutamayacaktır.

Margaery Tyrell =Ivanka Trump 

İkisi de hem sarışın hem güzel ve hem de popülist bir karakterler.

Diğer bir benzerlik ise, çok başka sebeplerden de olsa da, basının her ikisinin giyimiyle takıntılı olması.

Yara Greyjoy = Hillary Clinton

Bu kadınların ikisi de ne Ak Gezerler ne iklim değişikliği ile ilgili pek bir şey yapmadı. Ama inkar edilemeyecek derece komik olan fikir ise Demir Adalar’ın feminist ablası kesinlikle Hilary Clinton.

Şu sahneleri hatırlarsınız: Yara kral ilan edilecektir ve birden tesadüfen bir adam yarışa katılır, Yara’nın amcasıdır  ve herkes bu adamın yetersiz olduğunu söyler. Adam galip geldiğinde ise, Yara ortadan kaybolur. Her ne kadar hiç iyi olmasa da, Clinton’da aynı şeyi yapmıştı.

Cersei Lannister = The Koch Brothers

 Cercei güç kazanmak ve onu korumak için her şeyi yapabilecek birisi. Fosil yakıttan menfaat elde edenlerin de benzer bir eğilimi var.

Koch kardeşleri düşünecek olursak, bütün paralarını petrolden kazanmaları ve aktif olarak iklim değişikliği karşıtı örgütlere finansal destek vermeleri, elde edilen gücün ve paranın kaynağının ellerinden kaymaması için gezegeni dahil gözden çıkarabileceklerine örnek.

Başka bir doğal kaynak israfı karşılaştırması ise, muhtemelen Cercesi, nice savaşlar kazandırmış Çılgınateş’i Ak Gezerler’e karşı kullanacaktır, ya da en azından ölülerin Ak Gezer’e dönüşmesini engellemek için bunu yapabilir. Hepimizin içinde biraz Cercei olduğu iddia edilebilir; ucuz yakıtın getirdiği gücü kaybetmeye gönüllü değiliz ve bundan en çok muzdarip olacak olanlar ise kendi çocuklarımız olacaktır.

Wildlings (Yabanıllar) = Pasifik Adalılar

Yabanıllar, aynı Pasifik Adaları’nda veya Arktik’te yaşayan insanlar gibi yaklaşan tehdidin etkilerini ile ilk karşı karşıya kalacak olanlar.

Eğer Ak Gezerler, Yabanıllar üzerinde korku salmışsa, bu durum Pasifik Adaları’nda deniz seviyelerinin yükselmesi veya Alaska köylerini tehdit eden donmuş toprağın çözünmeye başlaması gibi iklim değişikliğinin etkilerinin  şimdiden kendini gösterdiği, tropiklerde yaşayan insanları karşı karşıya kaldıkları duruma çok benziyor.

Jon Snow = Michael Mann

Eski ABD Başkan Yardımcısı Al Gore da, ilk bakışta Jon Snow gibi hoş olmayan gerçeklerden bahseden birisi. Gece Nöbeti’de Jon’un söylemek durumunda olduğu şeyleri kesinlikle sevmezdi. Ama biraz daha düşününce, Al Gore yerine Michael Mann daha uygun görünüyor, ne de olsa o da zamanında rezil edilmişti. Gerçekten de ikisi arasındaki benzerlikler yadsınamaz.

Bir telefon görüşmesinde Mann üstlendiği rolü bir aktivist olarak şöyle açıklıyor:  “Ben siyasete gitmedim, siyaset bana geldi. 1990’ların sonlarına doğru, kendimi birden bire iklim değişikliğinde inanmayan ve beni kötüleyen inkarcılar tarafından saldırıya uğrarken ve hiç bir zaman girmek istemediğim bir savaşın girerken buldum. Her ne kadar hayatımı önceden niyetlendiğim şekilde, yani laboratuarda gelecek nesli eğitirek geçirmekten mutluluk duyacak olsam da, uygarlık olarak karşı karşıya kaldığımız en büyük sınava dair bir söylem hakkında insanları bilgilendirmekten daha asil bir uğraş olamayacağını düşünüyorum.”

Jon Snow’da serinin 4. Kitabı Kargaların Ziyafeti (A Feast for Crows)’nde ”Bazen mutlu bir seçim yoktur, sadece daha az ıstırap veren seçim vardır.”

derken muhtemelen Mann ile aynı duyguları paylaşıyordu. İnsanlar -gerçek yada kurgusal- çeşitli varoluşsal tehditlere karşı zafer elde edebilecek mi? Game of Thrones kurgusundaki insanların kaderi, dizinin yapımcılarının elinde ama hikayede dizi hayranlarının kontrolünde olan şeyler sınırlı. Michael Mann’a nasıl bu durumum üstesinden geleceğimiz sorulduğunda, Snow’a benzer bir şekilde, başkalarının bilgeliğini dikkate değer buluyor:

“Bunu en iyi şekilde açıklayan, bir önceki bilim danışmanımız John Holdren’den alıntı yapacağım.O iklim değişikliği ile mücadelemizin etkileri azaltma (salınımlar ile ilgili bir şeyler yapmak, sera gazını denge tutmak gibi), uyum sağlama ( gelen değişikliklere, harekete geçmiş olanlar ve gelecekte olacak olanlara karşı uyum sağlamak), ve acı çekme üçlemesinin kombinasyonlarında oluşacağını söylüyor. Bunun dengesini nasıl olacağı ise asıl karar vermemiz gereken şey.”

Aynı Jon Snow dediği gibi “Korkuda utanç yoktur, derdi babam. Önemli olan ona nasıl gögüs gereceğimizdir.

 

Bu serbest derleme çeviri Sıla Özkavaf ve Alper Tolga Akkuş tarafından yapılmıştır

Metnin İngilizce Orjinali

Yazan: Jane Borden

 

(Yeşil Gazete, Vanity Fair)

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.