Hafta SonuManşet

Bedenimizin içinde ne kadar rahatız? – Seran Vreskala

0

Kadın olarak neden çıplaklığı sevmiyoruz?

Nasıl oluyor da erkek arkadaşlarımızın, eşlerimizin yanında bikini ile gezebilirken, iş sevişmeye geldiğinde ışıkları kapatıyor, tişört giymeden tuvalete gidemiyoruz. Neden kendi çıplaklığımızdan utanıyoruz?

Bundan yıllar evvel, arkadaşımla birlikte o zamanlar dört yaşında olan kızına banyo yaptırıyorduk. Birden babası banyoya girince ben gayriihtiyari “A, ayıp babası çık dışarı” deyince, ikisi de bana dönüp “Biz ona ayıbı bu şekilde öğretmeyeceğiz” diye tepki göstermişlerdi. Daha o anda ne söylemek istediklerini çok iyi anlamıştım.

Çünkü çoğumuz daha ufacık çocukken bu ayıp duygusuyla yetiştirildik ve bu duyguyla büyüdük. Öyle ki sonunda kendi vücudumuzdan utanacak hale geldik ve bu his bizi ömür boyu her yerde takip etti. Eşimizin önünde kolayca soyunamıyor, spor salonlarında havluya sarılmadan dolaşamıyor ya da soyunan arkadaşlarımızın yanında arkamızı dönüyoruz. Bunun sonucu olarak da ailesiyle bırakın cinselliği, çıplaklığı bile konuşamayan ve cinselliği karanlıkta el yordamıyla öğrenen bir nesil olarak çıplaklığı yadırgıyor ve en yakınımızın hatta  partnerimizin bile bizi en savunmasız halimizde görmesini istemiyoruz.

Ayıbı öğretmek ve tu kaka çıplaklık

Uzman psikologlara göre, utanç daha çocukken öğrenilen bir duygu… Özellikle daha çok baskıcı ve muhafazakar ailelerde görülen bu ‘ayıp’ duygusu, çocuklukta ilk öğretilen duygulardan… Eşimizin yanında bile rahatça soyunamamamızın sebeplerinden biri de, çıplaklığın bizlere çevremizdekiler tarafından tu kaka, çirkin ve mahrem olarak lanse edilmesi. Böyle olduğu için bu zamanda bile hala kendi bedenini tanımayan, ondan utanan ve aynada vücudunu dikkatli bir şekilde incelememiş kadınlar var.

Uzmanlara göre, daha beş yaşında diğer insanların bizim hakkımızda yaptığı yorumları ve yargılamaları anlamaya başlıyoruz. Yedisine geldiğimizde ise vücudumuzda memnun olmadığımız yerlerin ayırdında olmaya ve o yaştan itibaren kapanma ihtiyacı hissediyoruz.

Toplumda çıplaklık hala bir tabu!

Çocukluğundan beri kendi çıplaklığıyla barışamamış, hala arkadaşlarının yanında bile giysilerini çıkarırken bir yerlerini örtmeye kalkanlar, spor kulüplerinin soyunma odalarında çırılçıplak halde rahatça dolaşan kadınlara hem özenerek hem ayıplayarak bakıyorlar. Kadınların, çıplaklıklarının farkında değillermiş gibi rahatça birbirleriyle sohbet etmelerini anlayamıyorlar.

Mesela çıplak biri sizinle konuşmaya başlarsa, neresine bakarsınız? Elbette direkt gözlerinin içine… Kafanızı aşağıya indiremezsiniz bile çünkü çok absürt bir durumla karşı karşıya kalmışsınızdır. Çıplak bir kadınla konuşurken hem kendinizi rahatsız hissedersiniz, hem de onun rahatsızlığınızı anlamaması ve bu durumdan rahatsız olmaması için daha fazla kasılırsınız. Fakat o kişi bu durumda sizinle konuşacak kadar rahatsa, bunu bu kadar büyütmeye gerek var mı gerçekten?

Bazı kadınlar çıplaklığı doğal görürken, bazıları bundan rahatsızlık duyuyor bazıları da bu durumu bilerek ve isteyerek gözünüze sokmak istiyor. ‘Bakın, vücudum ne kadar güzel ve kendimle barışığım.’ düşüncesi var kafalarında. Çıplaklığı doğal görenler arasında genelde sporcular var, çünkü onlar ufacık yaşlardan itibaren takımlarıyla beraber müsabakalara çıkmaya ve sonrasında birlikte duş almaya alışıklar. Maç sonrası kimse görmesin diye aceleyle bikini giyecek halleri yok tabii! Ne yazık ki çıplaklıktan rahatsızlık duyanlar, toplumumuzun çoğunluğunu oluşturuyor.

Kendine güven mi yoksa teşhircilik mi?

Birkaç arkadaşıma, soyunma odalarında çırılçıplak dolaşan kadınların hakkında ne düşündüklerini sordum. Büyük bir çoğunluk bu durumdan hiç hoşnut olmadıklarını, bazıları ise umursamadıklarını söylediler. Bu konuya nötr yaklaşanlar ise, soyunma odasındaki çıplaklığın bir iki dakika için normal olabileceğini ama kadınların ellerinde telefon, yarım saat o şekilde dolaştıkları veya birileriyle sohbet ettikleri zaman bu davranışın kesinlikle kabalık olduğunu söylediler. Bunun kültürlerarası değişiklik gösterdiği muhakkak! Avrupalıların çıplaklığı çok doğal karşılamalarının sebebi, küçükken onlara ahlakın öğretilmesi ama ayıbın bu şekilde öğretilmemiş olması… Bizim toplumumuzda ise kız çocuklarına ahlaktan önce ayıp öğretiliyor!

Psikologlara göre, bunun yetişkinlikteki hali kişinin hem bedenine hem ruhuna yabancı hissetmesi, hatta kendini sevmemesi… Öte yandan kişinin bu duygulara sahip olmasında ailelerin çocuklarına sadece ayıbı öğretmesi değil, ne olursa olsun güzel olduklarını söylememelerinin de payı büyük. Üstelik ebeveynler, kız çocuklarına güzel olduğunu söylemek yerine onları en acımasız şekilde eleştirip yargıladıkları zaman, buluğ çağında ve ileride genç bir kadın olduklarında, yabancıların da onlara aynı bakış açısıyla yaklaşacağını düşünüyorlar.

Annenizin devamlı size ‘kalçan büyük, maşallahın var, zayıfla biraz’, ‘saçların mısır püskülü gibi, git tara’ ya da ‘bilmem kim ne kadar güzel’ dediğini düşünün. Yetişkinliğinizde kendinizi başkasına çıplak olarak göstermek istemeyişiniz normal olmaz mı? Bunun sonucu olarak kişi kendi bedenini keşfetmekten de, kadınlığının uyanmasından da korkmaya başlıyor. Genel olarak erkek çocuklarına böyle bir baskı yapılmadığı için onların bu anlamda çok kayda değer bir rahatsızlığı yok! Yeni nesil de bizim neslimizden çok daha rahatlar bu konuda, yine de bu durum kadınlarımızın çoğunun kendi bedenleri içinde kesinlikle rahat olmadıklarını gösteriyor.

Peki, genelde durum böyleyse, o soyunma odalarındaki hiç tanımadığınız insanlar veya tatilde aynı odayı paylaştığınız arkadaşlarınız, bize öğretilen bu utanç duygusuna rağmen nasıl bu kadar rahat olabiliyorlar? Kendileriyle tamamen barışık oldukları ve çıplaklığı doğal gördükleri için demeyi çok isterdim ama kadın dergilerinin yaptıkları araştırmaya göre, bu konuda bedenimizin içinde rahat olduğumuz duygusu değil de çoğunluktaki zararsız teşhircilik duygusu ağır basıyormuş.

 

Seran Vreskala

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.