Kültür-SanatManşet

36. İstanbul Film Festivali’nden 20 film önerisi

0

Bugün (5 Nisan Çarşamba) başlayan İstanbul Film Festivali’ nde bu yıl 11 günde 8 salonda tam 192 film gösterilecek. Bazı filmleri izlemek ve sizlere de önermek istiyorum.

***

TUZ VE ATEŞ/ SALT AND FIRE/ SALT AND FIRE/ Yönetmen: Werner Herzog

Sizlere önereceğim ilk film Alman sinemasının usta yönetmeni Werner Herzog’ dan. Herzog’ un filmlerinde ağırlıklı olarak doğa- insan arasındaki sıkı mücadeleye tanık olduk çoğu zaman. TUZ VE ATEŞ de aynı tema üzerinden gelişen bir film. Filmde, bir çevre felaketini araştırmak için yola çıkan Birleşmiş Milletler ekibi doğa katliamının sorumlusu olan şirketin adamları tarafından kaçırılıyor. Herzog’ un “sinemanın kurallarına uymayan bir gündüz düşü” olarak tarif ettiği filmin oyuncu kadrosunda Michael Shannon ve Gael Garcia Bernal de bulunuyor. Herzog, takipçilerini bir kez daha dünyayla ilgili benzersiz ve karanlık öngörüsüne ortak olmaya çağırıyor.

Filmin Fragmanı

SAKATAT/ GORGE COEUR VENTRE/ STILL LIFE/ Yönetmen: Maud Alpi

SAKATAT mezbahada geçen bir film. Tanıtım kitapçığında Karanlık, duvarlarında hayvan çığlıklarının yankılanması durmak bilmiyor… Pek çok insan onları gıdadan öte olarak görmüyor. Onları ölüme uğurlayanlar ise onlarla artık ancak mekanik bir ilişki kurabiliyor. Her şeyin ortasında ise, başka bir canlı, bir köpek var. Bu köpek bilinç kazanıyor sanki mezbahada, olup biteni anlıyor ve karşı koyamayacağının farkındalığıyla başka türlü bir acı çekiyor. Maud Alpi’ nin yer yer tüylerinizi ürpertecek bu ilk filmi, izledikten sonra uzun bir süre aklınızdan çıkmayacak bir doküdrama.” açıklaması yer alıyor ve bir de uyarı var: Bu filmde cinsellik ve/ veya şiddet içeren sahneler yaşı küçük izleyiciler için uygun olmayabilir!

Film 2016’ da Locarno’ da Sanat Barış Ödülü ve yine aynı yıl Fransa’ da Louis Delluc Ödüllerini almış.

Filmin Fragmanı

SAFARİ/ Yönetmen: Ulrich Seidl

Avusturya sinemasının sıra dışı yönetmeni Ulrich Seidl bu filmde Afrika’ ya av için giden Avrupalı turistleri, Afrikalı yerli çalışanları ve av sürecini tüm vahşetiyle gözler önüne seriyor. Bu film için rahatsız edici, kışkırtıcı ve şaşırtıcı yorumları yapılmış. Yönetmen, İmpalaların, zebraların, geyiklerin doğal ortamlarında öldürüldüğü Safari bir yanıyla av turizmi gibi tartışmalı bir konuyu ele alırken, Seidl’ ın hep yaptığı gibi insan doğasının zihni zorlayan yönlerini da kurcalıyor.

Yaşı küçük izleyiciler için uygun olmadığını da bir not olarak paylaşayım.

Filmin Fragmanı

DERİNLİKLERE YOLCULUK: KAPTAN COUSTEAU/ L’ODYSSÉE/ THE ODYSSEY/ Yönetmen: Jérôme Salle

Bu film bana eski bir tanıdığı, çocukluğumun efsane figürü, büyük denizcisi Kaptan Jacques Cousteau’ yu yeniden hatırlatıyor.  Film Jacques Cousteau’nun oğlu Philippe ile ilişkisi üzerine gelişiyor. 1946’da çocukken ilk kez babasıyla denize dalan Philippe, 10 yıl sonra meşhur Calypso gemisinde babasıyla yeniden, bu kez bir yetişkin olarak karşılaşır. Ancak uluslararası şöhretle kaptan çok değişmiş, insanlara solungaç takmak gibi çılgın fikirlere kapılmıştır. Film en son San Sebastian Film Festivali’nin kapanış filmi olarak gösterilmiş.

Filmin Fragmanı

ARDIL GÖRÜNTÜ/ POWIDOKI/ AFTERIMAGE/ Yönetmen: Andrzej Wajda

Bu filmiyle 2016 Polonya Film Festivali Jüri Özel Ödülü’ nü alan yönetmenin hemen bütün filmlerini izledim. Polonya’ nın Oscar adayı da olan bu filmde çağdaş resim sanatının mesihi olarak nitelenen Wladyslaw Strzeminski’ nin hayatından bir kesit anlatılıyor. 2. Dünya Savaşı sonrasında Strzeminski, siyasi baskıya boyun eğmeyi reddedince öğrencilerinin desteğine rağmen sefalete sürüklenir. Wajda’ ya göre Ardıl Görüntü, “eğilmeyen, kararlarının arkasında duran, kendini tamamen sanata adamış bir adamın portresidir.”

Filmin Fragmanı

POLİTİKA KULLANMA KILAVUZU/ POLÍTICA, MANUEL DE INSTRUCCIONES/ POLITICS, INSTRUCTIONS MANUEL/ Yönetmen: Fernando León De Aranoa

“Siyasete adım atmayı birazcık bile olsa hayal eden, özellikle gençlere ama genelde herkese lazım bu belgesel İspanya’daki ekonomik krizin etkileriyle başlayan halk hareketinin siyasi uzantısı olarak üç yıl önce kurulan ve meclise girmeyi başararak ülkede siyasi yapıyı tamamen değiştiren Podemos (Yapabiliriz) Partisi’ni strateji toplantılarından kampanya gezilerine adım adım takip ediyor. İşçi sınıfına ve gündelik hayata dair ironik ve iyimser Mondays in the Sun / Güneşli Pazartesiler adlı filmini Film ekimi’ nde izlediğimiz yönetmen Fernando León de Aranoa bu kez iyi bir politik belgeselin “el kitabı” olacak bir filme imza atmış.”

Filmin Fragmanı

AMERİKALI ANARŞİST/ AMERICAN ANARCHIST/ AMERICAN ANARCHIST/ Yönetmen: Charlie Siskel

Yazılmış en kötü ünlü kitaplardan The Anarchist Cookbook, içerdiği bomba ve uyuşturucu imalatı talimatlarıyla sayısız suçlunun kütüphanesinde yer aldı, milyonlarca kopya sattı, internette yayıldı. Amerikalı Anarşist’ te yönetmen Charlie Siskel, 1971’de ABD’de savaş karşıtlığı zirveye ulaştığı sıralarda, daha 19 yaşındayken kitabı kaleme alan William Powell’ la yüzleşiyor. Film, hayatını kaybetmeden hemen önce, öğretmen olarak mazbut bir yaşam süren 65 yaşındaki Powell’ la kitabın yazım ve yayım sürecinden ahlaki sorumluluğa uzanan zorlu bir röportaja ve arşiv görüntülerine yer veriyor.

Filmin Fragmanı

KIŞ/ EL INVIERNO/ THE WINTER/ Yönetmen: Emiliano Torres

Dünya prömiyerini 2016 San Sebastian Film Festivali’ nde gerçekleştiren film En İyi Görüntü ve Jüri Özel Ödülü ile ödüllendirilmiş. Patagonya’ nın karla kaplı düzlüklerinde geçen Kış, geçmişle gelecek, eskiyle yeni, gençle yaşlı arasındaki çelişkiler ve çatışmaları merceğine alarak nesil değişimini işliyor. Yıllarca çalıştığı çiftlikten yaş haddiyle emekli edilen kâhyanın yerine daha genç bir kâhya gelir. Kış iyice bastırdıkça iki adam da yabancı oldukları yeni ortamlarının getirdiği sıkıntılarla ve değişimle mücadele etmek zorunda kalır.

Filmin Fragmanı

CHAVELA/ CHAVELA/ CHAVELA/ Yönetmen: Catherine Gund, Daresha Kyi

Her film festivalinde gözlerim önce müzik filmlerini arar. Bu yıl da öyle oldu. Çok güzel müzik filmleri var. Bunlardan birisi de Chavela Vargas’ ın yaşamını anlatan film. “… İlk gösterimini Berlin Film Festivali’nde yapan Chavela ile The Guardian’ ın tabiriyle “insanın ruhunu burkan Meksikalı, lezbiyen diva” Chavela Vargas’ a bir daha hayran kalacaksınız. 1950’lerden, hayatını kaybettiği 2012’ye kadar saygınlığı hiç azalmayan cesur, isyankâr, tabu deviren, lirik sesi ve her şarkısıyla dinleyenlerini gözyaşlarına boğan efsane şarkıcı Chavela Vargas’ ın Frida Kahlo’ yla ilişkisinden Ava Gardner’ le kaçamağına, 14 yaşında Kosta Rika’dan Meksika’ya kaçışına, şarkılarındaki hikâyelerden (belki de) kendi uydurduğu söylentilere her şey bu filmde yer alıyor.” Açıklaması festival kitapçığında yer alıyor.

Chavela’ nın şarkılarını neredeyse her filminde kullanan Pedro Almodovar da filmde anlatıcı olarak yer alıyormuş.

Filmin Fragmanı

DJANGO-SÜRGÜN MELODİLER/ DJANGO/ DJANGO/ Yönetmen: Etienne Comar

Bir başka müzik filmi de Django- Sürgün Melodiler filmi. Avrupa Cazı’ nın öncülerinden ve Gypsy Swing’ in babası olarak anılan Django Reinhardt’ ın Nazi işgali altındaki Paris’ten kaçışının hikâyesini anlatıyor. Soydaşları toplama kamplarında zulüm görürken Django Paris’te müziğiyle el üstünde tutulmaktadır. 1943’te, Nazilerin “Amerika’dan gelen zenci müziğinin etkisine karşı durması” taleplerine karşı gelince Django, ailesiyle birlikte kaçmak zorunda kalır ve diğer Romanların da bulunduğu İsviçre sınırına doğru yola çıkar.

Filmin Fragmanı

JOTA- FLAMENKONUN ÖTESİNDE | JOTA DE SAURA | JOTA DE SAURA | Yönetmen: Carlos Saura

Flamenko filmlerinin unutulmaz yönetmeni Saura’ dan da bir film var. Sinemada dansın en göz alıcı örneklerini yaratan efsane İspanyol yönetmen Carlos Saura bu kez memleketinin folk müziği ve danslarından “La Jota” yı anlatmaya soyunuyor. Jota de Saura, bir kültürün tarihini ve geleceğini merkezine alırken kendini müzik dinleyicisi olarak tanımlayan herkese hem görsel hem de işitsel bir ziyafet sunuyor, tıpkı yönetmenin son dönemde çektiği diğer parlak müzik belgeselleri gibi. Usta yönetmen, ülkesinin enerjisini perdeye taşımaya devam ediyor.

Filmin Fragmanı

MİFUNE: SON SAMURAY/ MIFUNE: THE LAST SAMOURAI/ Yönetmen: Steven Okazaki

Akira Kurosawa en çok beğendiğim yönetmenlerden birisi. 7 Samuray filmini izlediğimde çocuktum. Siyah beyaz televizyonların evimize yeni girdiği zamanlardı. Mifune de onun başat oyuncusuydu. “…170 kadar filmde rol alan Toshiro Mifune, Japon sinemasının Altın Çağı’nın en büyük oyuncularındandı. Mifune 1950’lerde ve 1960’larda Akira Kurosawa’ nın çektiği birçok filmde rol aldı ve bu iş birliği, chanbara adı verilen, kılıç düellolu dönem filmlerini, Japon toplumunu inceleyen sert hikâyelere dönüştürdü; tıpkı John Ford ile John Wayne’ in Amerika Western’ lerini değiştirmeleri gibi. Venedik Film Festivali’nde prömiyerini yapan bu belgesel, bu birliktelikten çıkan Raşomon, Yedi Samuray, Kanlı Taht, Yojimbo ve Kızıl Sakal gibi efsanevi filmleri incelerken Keanu Reeves’ in anlatımıyla Mifune’ nin hayat hikâyesini ve samuray janrının gelişimini ortaya koyuyor.”

Filmin Fragmanı

ABBAS KİAROSTAMİ İLE 76 DAKİKA, 15 SANİYE/ 76 MINUTES AND 15 SECONDS WITH ABBAS KIAROSTAMI/ Yönetmen: Seifollah Samadian

Geçen yıl hayata veda eden İranlı büyük yönetmeni ardından bir yazıyla anmıştık: Kirazın Tadı Damağımızda Kaldı. Şimdi onun 76 yıl ve 15 gün süren yaşamını simgeleyen film festivalde gösterilecek. Bildik belgesellere benzemediği söyleniyor. Birlikte çalıştığı kadim dostu, ressam ve fotoğraf sanatçısı Seyfullah Samadian, söyleşiler ve parlak cümleler yerine 25 yıllık süreçte kaydettiği özel anları incelikle seçmiş; yorumsuz, bizimle paylaşıyor. Araba camının buğusunu silerken “Her yolun sonunda ölüm yok mu” cümlesini, “Karlı bir sabah, şapkasız ve paltosuz yola çıktım, bir çocuk gibi mutluydum” dizelerini hevesle okuduğu, Zeytin Ağaçları Altında’ nın çekildiği mekânı ziyaretinde kaydedilen benzersiz anları, üstadı çok mutlu edecek yalın bir şiirsellikle kurguluyor.

Bu filmden önce Kiarostami anısına yönetmenin Beni Eve Götür adlı kısa filmi gösterilecekmiş.

Filmin Fragmanı

1984/ Yönetmen: Michael Radford

Daha önce defalarca izlediğimiz 1984 filmi, Trump’ un yönetime gelmesine bir tepki olarak ABD’ de 4 Nisan günü 79 şehirde 90 sinemada birden gösterime giriyor. Neden 4 Nisan? Filmin baş kahramanı günlüğünü tutmaya bu tarihte başlamış da ondan. Trump’ un göreve gelmesiyle Orwell’ in kitabı en çok satanlar listesinde ilk sıraya oturmuş. Kitabın bir tiyatro uyarlamasının da Haziran’da Los Angeles ve İngiltere’de sahnelenmesi planlanıyormuş.

İstanbul Film Festivali de bu yıl filmi yeniden gösteriyor. “Büyük Birader seni izliyor.” George Orwell’ in totaliterliğin en iyi tasvirlerinden biri olan klasik romanından beyazperdeye uyarlanan 1984 distopik bir dünyada, kurgusal faşist bir İngiltere’de geçer. Filmde sıradan vatandaş Winston, kurallara ve yasalara aykırı olarak bir günce tutmaya başlar; ancak hür iradesine uyarak yaptığı bu hareketinin bedeli son derece ağır olur. Kendine has görsel atmosferiyle sinema tarihine geçen 1984, İstanbul Film Festivali’nin 1985 yılında yapılan ilk Uluslararası Yarışması’nda festivalin ilk Altın Lale’sini kazandı. 1984, John Hurt anısına gösterilecek.

Filmin Fragmanı

***

Türkiye’ den de birkaç tane film önermek istiyorum

DERDO ANA VE CEVİZ AĞACI/ MOTHER DERDO AND THE WALNUT TREE/ Yönetmen: Serdar Önal

“Bitlisli bir Ermeni kadın olan Derdo Ana 1975 yılında eşinin bir toprak kavgasında ölümünün ardından 8 çocuğuyla birlikte İstanbul’a göç etmiş ve burada yeni bir hayat kurmuştur. Her yıl Bitlis’teki köyüne giderek bir süre burada kaldıktan sonra cevizlerini toplayarak tekrar büyük şehre döner. Ceviz ağacı dimdik duruşu ve sakladığı hafızasıyla Derdo Ana’nın bir yansıması gibidir. Belgeselde Derdo Ana’nın çok katmanlı hikayesi, ceviz ağacıyla kurduğu ilişki üzerinden anlatılıyor.”

Filmin Fragmanı

ZER/ Yönetmen: Kazım Öz

“Zer, 1938’de Dersim acılarını yaşayanlardan olan babaannesi Zarife’nin kendisine söylediği şarkının peşinden giden Jan’ın hikâyesidir. Zarife bugüne kadar bu şarkıda kimliğini, geçmişi ve kendi kimliğini saklamıştır. Kanser tedavisi için New York’a getirildiğinde birbirlerini tanıyan Jan ve babaannesi, daha da yakınlaşırlar ve Jan’ın hayatı değişmeye başlar. Jan babaannesinin kendisine söylediği şarkının izini sürmeye karar verir. New York’tan Dersim’e bir arayış hikâyesine çıkan Jan yolunda sonunda kendisine ulaşacak mıdır?”

Filmin Fragmanı

TOPRAK/ THE LAND/ Yönetmen: Nebil Özgentürk

“Yerinden yurdundan edilenlerin, toprağından koparılan insanların trajedisi… Savaşın ardından 1924 yılında mübadele başladı. Anadolu’da yaşayan Rumlar ve Yunanistan’da yaşayan Türkler zorunlu göçün kurbanları oldular. Zorunlu göçün kurbanlarından biri olarak iki yakada da sevilen ve okunan bir yazar ve Anadolu sevdalısı olan Dido Sotiriyu, Benden Selam Söyle Anadolu’ya kitabını yazdı. Benzer şekilde, ailesiyle Ayvalık’a yerleşen Hüsniye Yatkan ise Girit özlemini hep içinde taşıyordu. Bu iki gerçek karakter, yaşanılan zorlukları “Neydik, ne olduk?” sorusuyla göçün diğer yüzünü anlatıyor. 2014’ten itibaren Suriye’de yaşanan ve ülkeyi dünyadan ayrıştıran olaylar, göçün getirdiği haksızlıkları ve acıları ortaya çıkarıyor.”

Filmin Fragmanı

ORHAN PAMUK’A SÖYLEMEYİN KARS’TA ÇEKTİĞİM FİLMDE KAR ROMANI DA VAR/ Yönetmen: Rıza Sönmez

Kars’ta yaşayan görme engelli Şarkıcı Yüksel, hatırlı misafirler ağırlayacaktır fakat çalıştığı müzisyenler Erzurum’da bir festivale gitmek zorundadır. Yüksel yeni müzisyenler aramak zorunda kalır. Orhan Pamuk hayranı Berber Kâzım, Kar romanındaki karakterlere benzeyen insanların, sokakların, objelerin fotoğraflarını çekip kartpostal yapmaktadır ancak bazı Karslıları ikna etmekte zorlanmaktadır. İki kahramanın arayışına üç hayali müzisyen, iki çırak, kaz kovalayan bir çocuk eşlik etmektedir.

Filmin Fragmanı

***

Türkiye Sineması’ nın klasiklerinden Şerif Gören’ in YOL filmi Tarık Akan’ ın anısına gösterilecek.

Yine Türkiye Sineması’ nın en iyi 10 filmi arasında gösterilen Ömer Kavur’ un Yusuf Atılgan’ ın aynı adlı romanından 1987’ de sinemaya uyarladığı ANAYURT OTELİ de festivalin bir kez daha izlenmeyi hak eden filmlerden bir tanesi. Filmin baş rol oyuncusu Macit Koper’ e de festivalin onur ödülü verilecek.

Filmin Fragmanı

Bu festivalde sinema onur ödülünü alan Selma Güneri onuruna gösterilecek olan bir diğer film ise Erdoğan Tokatlı’ nın 1965’ de çektiği SON KUŞLAR filmi.

Filmin Fragmanı

***

Keyifli seyirler!

Filmlerin alfabetik listesi : http://film.iksv.org/tr/filmlistesi

 

Ercüment Gürçay

n

You may also like

Comments

Comments are closed.