Hafta SonuManşet

Birlikte yaşam imkanları: Yarımburgaz Çocuk Atölyeleri deneyimi

0

“Mülteciyim Hemşerim” Dayanışma Ağı Kasım 2015’ten bu yana, İstanbul’un, tarihi göçmenlikle bezeli mahallelerinde Türkiyeli ve Suriyeli mahalle sakinleri, yani kentin eski göçmenleri ile yeni mültecileri arasında, komşuluk hukuku üzerinden bir dayanışma örmeye çalışıyor. “Mülteciyim Hemşerim”, çoktandır birlikte yaşama hallerini, çeşitli şekillerde deneyimlediğimiz mahallelerde, eski-yeni mahalle sakinleriyle birbirini gören, duyan ve birbirinden öğrenilebilen ilişkiler kurmaya ve çoğaltmaya çalışan bir dayanışma ağı…

Şehirlerimizde bulunan mülteciler hemşerimizdir, mahallemizdeki tüm komşularımız eşit ve birdir” diyen Mahalleler Birliği üyesi mahalle derneklerinden gelen taleplerle yola çıkarak yan yana gelmiş gönüllüler, ayrım gözetmeksizin ihtiyaç sahibi tüm mahallelilerin dertlerini paylaşmaya, hayatlarını kolaylaştırmaya ve dayanışmanın kendisine verdikleri kıymetle yaşamı ve mekânı birlikte yeniden üretmeye emek ediyorlar.

Suriye iç savaşı sonrasında Türkiye’nin ilk defa bu kadar yoğunlukla karşı karşıya kaldığı mültecilik hallerine dair meselelere hem toplumun içinde yaşadığı tahribat hem de mültecilerin gündelik hayatta yaşadıkları sorunlar çerçevesinden bakınca “Mülteciyim Hemşerim” Dayanışma Ağı’nın yola çıkış amacı aslında birlikte hareket eden, toplumsal bir “kendine gelme” edimi… Böylece hem ortaya çıkan sorunların çözümüne odaklanılabileceğine hem de birlikte yaşamanın asgari koşullarını aşmayı umut eden bir alanın oluşabileceğine inanıyor.

“Mülteciyim Hemşerim” Dayanışma Ağı yaklaşık 1,5 yıllık serüveninde, mültecilerin sınırlı olan yasal haklarını ve bunları nasıl kullanacaklarını birlikte öğrenebilmeyi sağlamaya ve sonrasında yerel hukukun mülteciler lehine geliştirilmesi için bu hakların uluslararası anlaşmalarla garanti altına alınan haklar düzeyine taşınmasında savunuculuk yapmaya; sağlık-eğitim gibi kamusal hizmetlere erişimlerinde kolaylaştırıcı olmaya; güvencesiz ve ağır çalışma koşullarına dikkat çekmeye; günlük acil ihtiyaçlarını karşılamaya; okul öncesi ve okul çağındaki çocukların eğitimlerine destek olmaya; kamu kurumlarına ve yerel yönetimlere sorumluluk alanlarına mültecileri de dahil ederek sosyal, iktisadi, kültürel, kentsel vb. politika geliştirmeleri gerektiğini hatırlatmaya ama en önemlisi mültecileri yaşadıkları mahallelerdeki komşularıyla çeşitli alanlarda bir araya getirmeye çalıştı, çalışmaya da devam ediyor. Bu sayede paylaştığımız, kullandığımız ve dönüştürdüğümüz şehir, sokak, meydan ve mahallelerin hemşerisi olduğumuzu hatırlatarak, gündelik hayatta birlikte üretimi mümkün kılmanın, herkes için ortaklaşan koşul ve ihlallerle birlikte mücadeleyi gözeten bir eyleme hali örmenin gayreti içinde.

Tüm bu destek, dayanışma ve hak savunuculuğu faaliyetleri, mültecilerin yoğun olarak yaşadığı mahallelerde dayanışma ağının bileşeni olarak kabul ettiği öncelikle mahalle dernekleri sonrasında üniversiteler, STK’lar, insan hakları örgütleri, dernekler, bağımsız inisiyatiflerle işbirliği içinde, kolektif şekilde ve en önemlisi gönüllülük esasıyla hayata geçirilmeye çalışılıyor. “Mülteciyim Hemşerim” Dayanışma Ağı, gittikçe artan gönüllü dostlarıyla birlikte neredeyse her haftasonu Küçükçekmece’nin, Avcılar’ın, Başakşehir’in, Şişli’nin, Bağcılar’ın mahallelerinde hane ziyaretlerine ve çalışmalarına devam ediyor.

Dayanışma ağının birlikte yaşam alanlarına bir model oluşturabileceğini varsaydığı somut yapılarından birisi de mahalle dernekleri mekânında kurulan Çocuk Eğitim ve Oyun Alanları… Suriyeli ve Türkiyeli çocukların bir araya geldiği ve çeşitli üretimlerde bulundukları mekânlara bir örnek olarak Yarımburgaz mahallesinde yürütülen çocuk atölyelerinde, 1 yılı aşkın bir süredir, haftasonları çeşitli gönüllü yürütücüler tarafından 5-15 yaş arasına yönelik birliktelikler tasarlanıyor. Daha önce Altınşehir Çocuk Atölyesi olarak temelleri atılmış olan ve şimdi Yarımburgaz Mahallesi Koruma ve Dayanışma Derneği çatısı altında devam ettirilen bu atölyelerde çocuklar için, kimi zaman yapılandırılmış olarak kimi zaman da sadece çeşitli araçları kullanarak daha özgürce üretim yaptıkları sanat atölyeleri gerçekleştiriliyor. Sanat atölyelerinde bugüne dek; resim, kil, yaratıcı drama, müzik ve mimarlığı da içeren etkinlikler gerçekleşti.

Geçtiğimiz yıl Suriyeli çocuk ve gençlerin eğitim hakkına erişimleri için İlköğretim ve Üniversiteye Kayıt Prosedürü Hakkında Bilgilendirme[1] yayınlayan “Mülteciyim Hemşerim”, bileşeni mahallelerde çocukların bu bilgiler ışığında ‘okullu’ olması konusunda emek edenlere destek oldu ve 143 çocuğun sevincini paylaştı. Bu yıl ise Yarımburgaz’daki sanat atölyelerine ek olarak, hala Geçici Koruma Kimliğinin zor edinilebiliyor olması ve yoğun çocuk işçiliği gibi, üzerine eğilinmesi ve ortadan kaldırılması gerekli nedenler sonucunda okula gidemeyen veya okullu olup da eğitim desteğine ihtiyaç duyan çocuklarla Türkçe okuma-yazma seansları, destek etüd dersleri organize ediyor.

Çocuklar burada arkadaşlıklar da geliştiriyorlar, mahallede ihtiyaç sahiplerine yönelik çalışmalar da yapıyorlar; çıkarttıkları ihtiyaç listeleriyle bir yandan kendi dayanışmalarını da oluşturma yolunda adımlar atıyorlar. Bu alandan çıkan ilişkileriyle çocuklar, komşulukları üzerinden mahalleleriyle de ilişki kurmuş oluyorlar.

“Mülteciyim Hemşerim” Dayanışma Ağı’nın hangi konularla örüldüğünün anlaşılabileceği en iyi örneklerden biri, 2016 yılının Kasım ayında, Yarımburgaz mahallesindeki 10-15 yaş grubu çocuklarla düzenlenen “Haklar Atölyesi”dir[2]. Bu atölyede çocuklar 4 hafta boyunca, sağlık, eğitim gibi bazı temel hakları ve çocuk işçiliği ve iletişimsizlik başlıklarını konu edinen çalışmalar yaptılar. Bu çalışmalar; çocukların sorun olarak ifade ettikleri gerçeklerin sözel olarak ortaya konması, yazı ve resim diliyle görselleştirilmesi ve çözümüne yönelik tartışmalar üstüne kuruluydu. Özellikle çocuk işçiliği temasıyla gerçekleştirilen atölyeden çıkan sonuçlar çarpıcıydı; atölyenin başlangıcından sonuna, çocukların haklarının farkına varmaya başladıkları bir süreç gelişti ve çalışma koşullarından çocukların çalışma konusunda neler hissettiklerine varan bir bilgi de ortaya çıkarılmış oldu.

Bu bilgi, Adalet Arayana Destek Grubu’nun 2012’den bu yana her yıl 1Umut Yayınları’ndan çıkarttığı İş Cinayetleri Almanağı’nın 5’incisi[3] için dayanışma ağının hazırladığı Suriyeli Mülteci İşçiler Anlatıyor – Güvencesizliğin Yeniden İnşası: Mülteci İşçiler dosyasının “Suriyeli Çocuk İşçiler” başlığına da altlık oluşturdu. Mülteci işçilerin çalışma koşul ve şartlarını basında yer alanın ötesinde farklı boyutlarıyla ortaya koymak ve bu koşullar hakkında kendilerine de söz hakkı vermek üzere derlenen ve farklı sektörlerde çalışan yetişkin kadın-erkek ve çocuk mültecilerle yapılan röportajları da içeren bu dosyada Haklar Atölyesi’nden çıkan sonuçlar da yer aldı. Ağın bir işlevi de bu bağlantıları, hem teoride hem de pratikte ortaya koymak ve sorunların kalıcı çözümleri için bağlantıların bulanıklığını dahi görünür kılmaktır.

Çocukların kendi doğal öğrenme süreçlerine izin vermeyen bir eğitim sisteminden ve içerik olarak da dünyalarına hitap etmeyen ‘resmi eğitim’den belki de ‘şans eseri’ mahrum kalan çocuklar için bu türden bir alan ayrıca bir ‘avantaj’a dönüşebilir mi? Özellikle eğitim eşitsizliğinden muzdarip ya da iç savaş nedeniyle kendi ülkesinde başladığı eğitimi yarım kalmış çocuklar için bu türden alanların çoğalması, bu yeni durumla beraber yeniden gözden geçirmenin elzem olduğu eğitim modellerine de bir katkı sunabilir.

“Mülteciyim Hemşerim” Dayanışma Ağı’nın bu düşüncelerle Yarımburgaz’da başlatmış olduğu çocuk atölyelerine, 1 yılı aşkın süredir devam eden Suriyeli çocuklar dil bariyerini neredeyse aştılar, ağırlıklı olarak Türkçe konuşulan atölyelerde karşılıklı anlaşmak bir süredir mümkün hale geldi. Türkiyeli ve Suriyeli çocuklar, bu alanı sahiplenmiş olduklarından birlikte üretmeye, birbirlerinin gerçekliklerine uyum göstermeye yönelik oldukça büyük yol katettiler ve hâlâ katediyorlar. İlk günlerdeki çekingenliğin yerini tamamen o yerin kullanıcısı olmanın getirdiği bir ev sahipliği almış durumda artık.

Bu ev sahipliğinin değeri oldukça büyük, çünkü “Mülteciyim Hemşerim”in temasta olduğu mahalleler aynı zamanda İstanbul’un kentsel dönüşümle tehdit edilen alanları. Bu anlamda da zorunlu göçlerle yerlerinden edilmiş olan mahallelerin eski ve yeni sakinlerinin yaşam alanları için ortak mücadelesine, Suriyeli ve Türkiyeli çocukların bu birliktelikleri de katkıda bulunabilir.

Dayanışmayla…

Daha fazla bilgi için: https://www.multeciyimhemserim.org

https://www.facebook.com/MulteciyimHemserim

İletişim için: m[email protected]

[1] bkz. https://multeciyimhemserim.org/2016/08/16/ilkogretim-ve-universiteye-kayit-proseduru-hakkinda-bilgilendirme-turkce-arapca-ingilizce/

[2] bkz. https://multeciyimhemserim.org/2016/11/21/haklar-atolyesi/

[3] bkz. http://iscinayetleriniunutma.org/2016-is-cinayetleri-almanagi-cikti/

 

 

MHDA

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.