Hafta SonuKültür-SanatManşet

Umut, Özgürlük ve Yarın için Sinema – Ateş Alpar

0
Babamın Kanatları

Yüreğinde başka dünya mümkün umudu taşıyanların pusulasıdır şiir, sinema, fotoğraf, resim, sanat.

2016 Yılında izlediğim en iyi 10 film.

Babamın Kanatları

1- Ben, Daniel Blake / Ken Loach

Politik sinemanın zirvesindeki sinemacılardan Ken Loach’a Özgürlük Rüzgarı’ndan sonra ikinci kez Altın Palmiye kazandıran “Ben, Daniel Blake” dokunaklı olduğu kadar öfke dolu bir dram. Daniel Blake adlı marangoz, sağlık durumu nedeniyle çalışamamaktadır, sistemin çarpıklığı nedeniyle devlet yardımı da alamaz, iş aramak zorunda kalır. Daniel bu süreçte kendi gibi zorluk çeken bir anne ve onun çocuklarıyla dostluk kurar. Daniel Blake gerçekçi yaklaşımlarından güç alırken bozuk sisteme ve boğucu bürokrasiye karşı dayanışmayı ustalıkla yüceltiyor.

2- Babamın Kanatları / Kıvanç Sezer

Bazı hikayeler ne kadar çok anlatılırsa anlatılsın, tekrar tekrar anlatılmak zorunda. Genç yönetmen Kıvanç Sezer’in bir gazete haberinden yola çıkarak çekmeye karar verdiği film, işçi sınıfının, emeğin ve insan onurunun yanında; taşeron sisteminin, sistem adamlarının, “fıtrat” denilen işçi ölümlerinin karşısında olan bir film.

3- Saul’un Oğlu / László Nemes:

1944 yılında Auschwitz’deki vahşet kampında geçen hikayade Macar esir Saul Auslander’in hikayesi konu ediliyor. Saul, üst yetkililer tarafından öldürülmeden önce birkaç aylığına krematoryumda çalışması için seçilen ‘komando’lardan biridir. Krematoryumun insanlık dışı gündelik işlerini yürütürken bir gün yakın zamanda yakılacak olan bir çocuğun cesediyle karşılaşır. Çocuğun peşine düşen Saul, kampa yeni gelen insanlar arasında kendi topraklarından insanların olduğundan da şüphelenir. Saul kısa bir süre içerisinde çocuğun vahşice yakılmasını önlemek ve onu geleneklere uygun bir şekilde gömebilmek için tüyler ürperten bir maceraya atılacaktır.

4- Sieranevada / Cristi Puiu:

https://www.youtube.com/watch?v=4Pin_bvMUQo

Başarılı bir nöroloğun, diğer aile fertlerinin ölen babalarını anmak için düzenledikleri bir aile yemeğine katılması çerçevesinde gelişiyor.

5- Toni Erdmann / Maren Ade:

Bir baba habersizce yurtdışındaki kızını ziyarete gider. Kızının neşesini kaybettiğine inanır ve ona sürekli sürprizler ve şakalarla yaklaşmaya çalışır. Ve hikaye burda devameder.

6- Suikastçi / Hou Hsiao-Hsien:

3 yıllık sürgünun ardından eve dönen Yinniang’ın iki seçeneği vardır: Ya sevdiği adamı feda edecektir ya da erdemli suikastçıların kutsal yolundan sonsuza dek sapacaktır.

7- Kabakçığın Hayatı / Claude Barras:

Gilles Paris’in kitabından uyarlanan “Ma vie de Courgette” (Kabakçığın Hayatı) de sinemada ve edebiyatta sıkça kullanılan bu çocukluk hikayelerini anlatıyor işte. Trajik ve dramatik olaylar yaşamış çocukların gündelik hayatını aktarıyor perdeye.

8- Diriliş / Alejandro González Iñárritu:

Hugh Glass hayvanları avlayan deneyimli bir tuzakçıdır. Fakat avlandıkları bölgelerde kendilerinden başka hem yerli Kızılderililer hem de Fransız birlikleri kol gezmektedir. Bir av ertesinde bir boz ayı tarafından ölümcül bir biçimde yaralanan Glass’ı, yavaşlamamak adına ekibi ölüme terk eder. Fakat bölgeyi herkesten iyi bilen avcı Glass hayata tutunur ve yavaş da olsa yaraları iyileşir. Zira yaşama tutunması için oldukça geçerli bir sebebi vardır.

9- Frantz / François Ozon:

Adrien adındaki genç bir adam, I. Dünya Savaşı’nda yaşamını yitiren Frantz’ın mezarını günde iki kez ziyaret edip çiçek bırakmaktadır. Bu durum Frantz’ın nişanlısı Anna ve ailesinin dikkatini çeker. Genç adamı evde ağırlayan ve Frantz ile yakın arkadaşlığını öğrenen Anna, Adrien ile ortak duygular paylaştığını fark eder. İki yaralı insan birbirinin acısını paylaşarak hafifletirken, Frantz’a dair bilinmeyen sırlar da gün yüzüne çıkacaktır.

10- Çatışma / Mohamed Diab:

https://www.youtube.com/watch?v=YSsMEDQaKQk

30 Hazirandaki Mısır devriminin sabahında, birbirlerinden tamamen farklı geçmişleri ve inançları olan otuz kişi bir gün boyunca polis aracında gözaltında tutulur. Hayatta kalmak için aralarındaki çatışmalara son vermek ve uzlaşmak zorundadırlar. Zorlu bir yolculuk baslar.

İktidarların, sistemin, kapitalizmin, egemenlerin ezdiği insanların dramatik hikayelerini ne kadar anlatsak, ne kadar izlesek az.

Not: Bu yıl Turkiyede 136 filmin vizyona girdi. Toplamda 27 milyon 906 bin bilet satılmış. Sinema umudu ve erdemin yeniden inşa etmenin inancıdır. Evde, işte ve fabrikalarda sanatı dün olduğu gibi bugün de eksik bırakmayın.

 

 

Ateş Alpar

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.