Köşe Yazıları

Projeniz olmayacaklar!

0

Mayıs ayıydı oğlumuz doğduğunda. Baharın en güzel günleriydi. Doğa bütünüyle canlanmış, sanki yepyeni bir yaşam başlıyordu her yerde. Oğlumuz da bizim için yeni bir yaşamın başlangıcıydı aslını sorarsanız.

“Yemedik, yedirdik…” faslına girmeyeceğim ama az fedakarlıkta bulunmadık onun için. En çok da onun eğitimi için. Ona bırakabileceğimiz en büyük servetin özümsenmiş ve uygulamaya aktarılan çağdaş değerler olduğunu biliyorduk. Bu nedenle sevmeyi ve hoşgörüyü öğretmeye çalıştık ona; özgürlüğün anlamını, demokrasi ve insan haklarını; emeği, çalışmayı ve özellikle ekip çalışmasını; farklı olana saygı göstermeyi ve çok sesliliği; doğayı ve çevreyi korumayı; dürüstlüğü ve hak yememeyi… Neye inanacağıyla ilgilenmedik, düşünmeyi ve karar vermeyi öğrettik. Kim olacağıyla ilgilenmedik, kendi yolunu nasıl çizebileceğini göstermeye çalıştık.

Belki de baba olmanın duygusallığıyla yaklaşıyorum; ancak, oğlumuz hep yüzümüzü ağarttı. Daha 13 yaşındayken sistem önüne TEOG sınavı gibi ağır ve saçma bir yük koyup kaldırmasını istedi ondan. Sorumluluğunu üstlendi ve kaldırdı bu yükü. Öyle sırtını şu, bu cemaate dayayarak, soru çalarak, hak yiyerek değil; çalışıp hak ederek! 19 Eylül’de omuzuna çantasını taktı ve tıpkı bir ışık topu gibi, Kadıköy Anadolu Lisesinin yolunu tuttu.

36

Kadıköy Anadolu Lisesi ki, Kabataş Erkek gibi, İstanbul Erkek gibi, Cağaloğlu Anadolu ve diğer bazı okullar gibi, bu ülkenin gurur duyacağı sınırlı sayıda eğitim kurumlarından biri. Bu kurumlarda okuyan ve mezun olanlar yalnızca akademik başarılarıyla değil, sosyal ve kültürel yaşamda üstlendikleri rollerle de ülkenin lokomotifi görevini görüyorlar. Türkiye’nin aydınlık yüzü olup, ışık saçıyorlar.

Fakat, durum öyle görünüyor ki, bu ışık Milli Eğitim Bakanlığı ileri gelenlerini ziyadesiyle rahatsız etmiş. Düşünüp taşınmışlar ve bir yönetmelik hazırlamışlar. 1 Eylül 2016 tarih ve 29818 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmeliğin tam adı şu: “Milli Eğitim Bakanlığı Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumları Yönetmeliği.” Kamuoyuna “proje okulları” diye yansıyan, tepkilere yol açan, başta öğrenciler ve velileri olmak üzere toplumun önemli bir bölümünde kaygı üreten “proje”nin temeli işte bu yönetmelik. Ne bakanlıktan ne de il milli eğitimden birileri çıkıp tatmin edici bir açıklama yapmadığından, öğrenciler ve velilerle okul yönetimlerini sonuçsuz bir şekilde karşı karşıya getiren projenin amacını acaba yönetmelikten anlayabilir miyim diye tekrar tekrar okudum. Fakat, ne mümkün! Ben anlamadım ama belki siz anlarsınız diye malum yönetmeliğin “amaç” başlığını taşıyan 1. maddesini olduğu gibi aktarıyorum:

” Bu Yönetmeliğin amacı, yurt içinde ve yurt dışında yerli veya yabancı kurum ve kuruluşlarla veya başka ülkelerle işbirliği anlaşmaları çerçevesinde kurulan ve ulusal veya uluslararası proje yürüten okul ve kurumlar ile belirli eğitim reformu ve programları uygulayan okulların proje okulu olarak belirlenmesi ve Bakan tarafından onaylanması, bu okul ve kurumlara yapılacak öğretmen atamaları, yönetici görevlendirmeleri ile bu kapsamda tanımlanan proje okullarının bünyesindeki ortaokullara öğrenci seçilmesine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.

Yani? Bakanlık bazı okulları proje okul olarak belirleyecek. Peki! Bu okullara öğretmen ve yönetici atamasını yeniden şekillendirecek. Eee? Ve varsa bu okulların orta kısımlarına öğrenci seçiminin yöntemini ortaya koyacak. Sonuç?

Esas yanıtlanması gereken soruların cevapları nerede? Yok! Neler mi o sorular:

1. Bakanlık neden bazı okulları proje okul olarak belirleyecek? Seçilen okulların hemen tamamı, ismen olmasa da, zaten proje okul değil mi? Örneğin Kadıköy Anadolu Lisesinin resmi web sitesinin tarihçe kısmında bakın ne yazıyor:

Okulumuz 1955 yılında Bakanlığımız tarafından ortaya konan Maarif Kolejleri projesi kapsamında açılmıştır. Türkiye’nin dünyaya eğitim alanında kendi tavrını koyduğu en önemli milli eğitim projelerinden biridir. Bu proje ile yabancı dil bilen yurtsever yetişkin insan gücü oluşturulması; bazı yabancı ülkelere ait ya da onlarca desteklenen okullara karşı Anadolu’nun her köşesinden başarılı gençlere fırsat eşitliği sağlanarak devlet tarafından ücretsiz eğitim verilmesi hedeflenmekteydi.

Kadıköy Anadolu Lisesi, Milli Eğitim Bakanlığı’nın “Eğitimde Fırsat Eşitliği Amacıyla Yabancı Dille Eğitim Yapan Devlet Okulları Açılması” projesinde yer alan Türkiye’deki altı ve İstanbul’daki tek Maarif Koleji olarak, Maarif Vekaleti Kadıköy Koleji adıyla Kadıköy´de açılmasına karar vermiş, yapılan incelemeler sonucunda okulun şimdiki yeri belirlenmiş, arazi ve binaları tahsis edilmiştir.

O halde, Kadıköy Anadolu’da ya da diğerlerinde ne gibi bir sorun saptadınız? Ya da bu okulları hangi noktaya götürmeyi hedefliyorsunuz? Bunu nasıl yapacaksınız? Yalnızca öğretmenlerin ve yöneticilerin atama ve görev yapma usullerini değiştirerek elde etmeye çalıştığınız amaç nedir?

2. Bu okullara proje öncesi yönetici ve öğretmen atamalarında ne gibi bir aksaklık yaşanıyordu? Bu aksaklık eğitim-öğretimde hangi sorunlara yol açıyordu? Projenizle bu sorunlar çözülecek mi? Çözülecekse nasıl?

3. Bir öğretmenin bir okulda sekiz yıldan fazla görev yapmasının bilimsel yöntemlerle saptanmış sakıncaları nelerdir? Bu konuda hangi uzmanlardan görüş aldınız? Buna ilişkin bilimsel veriler içeren kaynaklar nelerdir?

4. Yönetmelikte yeni atanacak öğretmenlerde aranacak nitelikleri açıklıyorsunuz. Özetle; aynı ilde görev yapan, aday öğretmenlik süresi dahil dört yılını doldurmuş, zorunlu çalışma yükümlülüğünü tamamlamış ya da bu yükümlülükten muaf ve son dört yıl içinde aylıktan kesme veya daha üst bir ceza almamış olmak proje okullarınıza öğretmen olarak atanmak için yeterli. Sizin oluşturduğunuz sınav sisteminde çok üst düzey başarı gösteren öğrencilere, tanımlayıcı ve ayırıcı hiçbir özellik taşımayan öğretmenlerin yeterince kaliteli eğitim vereceğini nasıl düşünüyorsunuz?

5. Toplam 90 civarında öğretmenin görev yaptığı bir okulda, aynı anda 40-50 öğretmeni birden değiştirmenin o okulun tarihine, birikimine, kültürüne ve kalitesine vereceği zararı hesap etme zahmetinde bulundunuz mu hiç? Öğretmenlerle öğrenciler arasında kurulan köprüleri, bağları nasıl bu kadar kolay görmezden gelebiliyorsunuz?

Bu temel sorulara ek olarak başka sorular da eklenebilir listeye elbette. Ama bugünden tezi yok, bir yetkilinin çıkıp bu sorulara tatmin edici yanıtlar vermesi gerekiyor. Aksi durumda, asıl amacın çağdaş eğitim kurumlarına yönelik bir hizaya sokma girişimi olduğuna ilişkin yaygın kanaat güç kazanacaktır.

Gözde okullardan birine atadığınız ve öğretmen demeye dilimin varmadığı müdür yardımcısının kelimelere döktüğüyse gerçek amaç, yağma yok! İsterseniz bütün okulları proje okulu yapabilir, bütün okullara öğretmen adı altında atamalar gerçekleştirebilirsiniz. Ama asla evlatlarımızın ışığını karanlıkla bastıramazsınız. Onlar bizim projemiz olmadılar, sizin projeniz hiç olmayacaklar! Onlar, akılları ve özgür iradeleriyle çizdikleri aydınlık yolda sonsuza kadar ilerlemeye devam edecekler.

35-cihan-erdonmez

 

Doç. Dr. Cihan Erdönmez

You may also like

Comments

Comments are closed.