Hafta SonuManşet

Tayland Ayutthaya’da bir atm macerası – Hülya Tosun

0

Gezgin Hülya Tosun, 2015’in son günlerinde başlayıp 2016’yı da kapsayan 2 aylık bir dönemdeTayland ve Kamboçya‘yı ziyaret etti. Tosun’un uzakdoğu seyahati ile ilgili notlarını tefrika halinde sizinle paylaşacağız.

Yazı dizisini bu link üzerinden takip edebilirsiniz

***

Güzel bir günün sonunda kabuslu birkaç saat!

Bangkok’ta iki gün kaybettikten(?) sonra akşamüzeri Ayutthaya’ya vardık. Yolda tanıştığım iki Alman çocuklayım hala. Sabah erkenden şehri gezeceğiz. Yol arkadaşlarımdan Dennis beni bugün mazur görün, kafamı dinlemek istiyorum dedi, eyvallah dedik. Uzun soluklu seyahatlerde oluyor(muş) öyle şeyler bazen.

Eski şehrin etrafı toplamda 12 km imiş. Ayak üstü sohbette bir gezgin bisiklet kiralayın dediyse de salına salına gezmeye karar verdik biz Moritz’le. Kah tapınakları geziyoruz, kah parkların keyfini sürüyoruz.

71

İlk gittiğimiz tapınakta 4 teyze, ellerinde dua kitapları, sabahın köründe yolunu şaşırmış gibi görünen biz iki şaşkaloz turiste gülümsedikten sonra rahiplerden sıranın onlara gelmesini bekliyorlar, sıra gelince de başlıyor dualarına ya da mantraya. Bir yandan çok farklı bir yandan da tıpa tıp aynı gibi. Kuran okumak için toplanmış yaşlı teyzelerle tıpatıp aynı olan bir şey var yüzlerinde. Nasıl anlatsam bilemedim.

70

Bugün buranın 23 Nisan’ı gibi bir şey imiş. Bütün tapınak girişleri bedava. Hal böyle olunca geniş alanlı tapınakların girişleri çok uzaktaysa bu çocuk beni duvarlardan atlatmaya başlıyor. Bir el veriyor, basıyorum üstüne, hop tapınaktayız. Bir de tırmanma meraklısı olduğundan, nerde tırmanılması yasak merdiven var tepesindeyiz.
Bir kahvaltı molası verelim dedik, tam da bu çocuklarla dolaşırken sokak yemekleri yemeye iyiden iyiye alıştım diyordum ki bu seferkini yemem mümkün değil, fena. Aylardır yolda olduğundan her şeye alışıp çöp öğütücü gibi olan Moritz benim korkunç çorbamsımı da götürüyor.

Asma köprülerden geçip, ağaçları kucakladığımız parklardan sonra büyükçe bir tapınak. Çok kalabalık, çoluk çocuk ellerindeki çiçekleri sunup, mumlar tütsüler yakıp dua ediyorlar. Öyle kalabalık ki, bir görevli sürekli mumları söndürüp yenilerine yer açıyor. Bu kalabalık ve hengamenin içinde ruhani bir bağlantı aklımın köşesinden bile geçmez. Ben laylaylom fotoğraf çekerken birden bir şey oldu. Çocukların ellerindeki çiçekler, tütsü kokusu fondaki şarkı dua. Bana bir iki dakika ver dedim Moritz’e oturdum. Göğüs kafesimde bir şey, acı desen değil, coşku desen değil, göğüs kafesine sıkışmış bir şey. O kalabalığın keşmekeşin ortasında ne kadar süre orada oturup kaldım bilmiyorum. Garibim çocuk kalkıp kenarda beklemiş beni. Bir de fotoğrafımı çekmiş. Sen ne yaptın dedi? Meditasyon değildi sanki dua mı okudun. Dedim ben de bilmiyorum, şuraya bir şey geldi sıkıştı ve kalkamadım oradan. Sonrasında dinler, inanışlar üzerine uzunca bir sohbet.

73

O göğüs sıkışmasından en fazla yarım saat sonra, param azaldı, şuradan bir para çekeyim dedim ve başladı kabus.

İlk atm, “bankanızla irtibata geçin.”
İkinci atm ““bankanızla irtibata geçin.”
Üçüncü, dördüncü… Para çekemiyorum! Tayland’ın ortasında, daha dönüş biletime daha birkaç hafta var ve para çekemiyorum. Hemen Türkiye’den birkaç kişiye yazdım, güvenlik sebebiyle bloke olmuştur dediler. Sonra başladı mesajlaşma trafiği. Bir taraftan bankacı arkadaşlarımla yazışıyorum ama günlerden cumartesi. Telime gelen onay kodunu alamadığım için internet bankacılığına giremiyorum.

Bir taraftan internet üzerinden o an Tayland’ta bulunan Türk’lere ulaşmaya çalışıyorum. Hesaplarına havale yaparak benim yerime para çekebilirler diye. Bir ihtimal sürekli haberleştiğim bir takipçim Emre, Chiang Mai’de, onun yanına gidip onun hesabından çekerim diyorum. Almanya’da hesabı olan bir arkadaşımla konuşuyorum bu çocukların hesabına yatırabilir mi diye. Kredi kartından bir yere çektirip komisyon öderim diyorum. Bunun konsolosluğu var, Pazartesi’ye kadar yetecek parası var vs vs derken. Önce bankacı arkadaşım Yeşim’in yardımıyla müşteri temsilcisine ulaşmanın yolu bulundu, Sonrasında da bizim oğlanların skype’ından bankaya ulaştım.

74

2-3 saat süren yazışmalar, a,b,c,d, e planları ve gerginlikler ardından, ki bunların arasında bir yerde derin bir nefes alıp çantamdaki kimbilir kime hediye lokumu çıkartıp madem her şey şu an çok kötü ve bir şey yapamıyorum o zaman bir kutlamayı hak ettim dediğimde çocukların şaşmış suratlarını görmek paha biçilmezdi, anladık ki banka benim Tayland’taki bir atmden en son çektiğim tutarı günlük çekme limitim yapmaya karar vermiş ve ben hep daha fazlasını denediğimden vermiyormuş. Halloldu hallolmasına da o gönül yorgunluğunun ardından benim kımıldayacak takatim kalmayınca Kamboçya’dan bir gün daha yedim ;)

Bu olay olmadan yalnızca bir gün önce yakın bir arkadaşım mesaj atmıştı. Seni rüyamda gördüm, rüyamı anlatmayacağım ama yorumu şu, başının sıkıştığı bir durumdan seni bir kadın kurtaracak ;) Kabuslu saatlerime ortak olup çözüm arayan kadın erkek herkese teşekkürler ;)

75

En açmazda bile lokumlu kutlamalara kalkışabilen gezgin ruhuma da bir teşekkür ;)

Hülya’nın gezi yazılarını Ruhu Bohçada Gezen blogundan ve aynı adlı facebook sayfasından takip edebilirsiniz

79-hulya-tosun

 

Hülya Tosun

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.