Hafta SonuManşet

kuyruğuma nasıl kavuştum? – Sezgin Sarı

0

Babam küçükken çobanmış benim. Büyüdükçe koyunlara benzemiş, o ayrı. Ben de çoban olmak isterdim! Köpek de olmak isterdim. Alelade bir kent köpeği değil, çoban köpeği olmak isterdim.

104

Sanırım her şey, en azından birçok şey, Olympos’ta, sevgilimin  elindeki sopayı denize fırlatmasıyla başladı. Hemen yüzerek sopanın olduğu yere gittim ve ağzımla tutup geri getirdim. Bir kez daha fırlattı, bir kez daha getirdim. İçimde bunu yapmak için inanılmaz bir tutku vardı. Haz alıyordum.

Sonra, çoğu zaman sevgimi ifade etmek ve oyun oynamak istediğimi belirtmek için dilimi dışarı çıkarıp hızlı hızlı solumaya başladım. Hemen ardından sırt üstü yere yatıp göğsümün okşanmasından zevk aldığımı da fark ettim.

Sevgilimin kıçını koklamak hormonlarımı harekete geçiriyordu adeta!

İçimdeki duyguları ifade etmekteki en büyük eksiğim bir kuyruktu. Şöyle uzun, havalı bir kuyruğum olsun istiyordum. Daha çok maymunların kuyruklarını beğeniyorum aslında. Uzun ve güçlü bir kuyruğum olsa daldan dala atlayabilirdim. Bence insanlar ağaçlardan inerek hata ettiler zaten. Sanırım başka bir hataları da dili keşfetmek oldu.

Kuyruk… Kedi kuyruğunu da beğenirim. Öyle bir kuyruğum olsa denge konusunda tripod gibi bir şey olurdum. At kuyruğum olsa, insanları kuyruğumu yüzlerine sürterek uyandırırdım. Fil kuyruğu? Aslında, sanırım herhangi bir kuyruk işimi görürdü. Mesele duygularımı ifade etmekte…

Hem kuyruk çok işlevsel bir şey. Sevdiğim birini gördüğümde hemen sallamaya başlardım, sonra kuyruklarımız da birbirlerine sarılırdı. Sevişirken erotizmi de arttırırdı. Ya da mesela duvara sadece kuyruğumu yaslayıp durmaya çalışırdım. Kuyruk Yoga diye bir şey olurdu. Kuyruk masajı. Gangsterler kuyruklarını kestirirdi belki. Bir dinde kuyruk sünneti olurdu, kuyruğu örtmemek günah olurdu. Belki de kısa kuyruklular ve uzun kuyruklular arasında etnik çatışmalar yaşanırdı.

Kuyruk… Kuyruğu olan hayvanlarla olan ilişkilerimi kuyruğu olmayan hayvanlarla olandan daha sıkı tuttuğum bir dönemde, aynı anda hem köpek hem de çoban olma hayali kurduğumu belirten bir yazıyı Jam’e ilettim. Beni çembere davet ettiler. O zamana dek hep çemberin dışında olmaya çalışmıştım oysa ki… Çünkü kafam dışındaydı.

Her zamanki yolculuklarımdan birine gider gibi çantamı ve çadırımı toplayıp gittim. Kendime bir yol arkadaşı buldum, yol arkadaşım aynı zamanda kamp arkadaşım oldu. Ama çember oyunun sonunda öğrendim ki aslında meleğimmiş.

Bana kuyruğumu o verdi. Etrafımı saran çemberdeki herkesle beraber, kaz tüyünden upuzun bir kuyruk armağan etti. Kuyrukları düşünürken kuş kuyruğu hiç aklıma gelmemişti!

Bana bir de Çoban Günlüğü verdi. Etrafımda da kuzular melemişti.

Çoban Günlüğü

Çoban Günlüğü

Kuyruğuma kavuştuğum anda hem köpek hem de çoban oldum!

Ve düşündüm:

Her şey bir çemberle mi ilgili?

Dhamma?  Zaman çemberi?

46 - sezgin sarı

 

Sezgin Sarı

cobangunlugu.wordpress.com/

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.