Ekolojik YaşamHafta SonuManşet

[Kuşlar, Orman ve Ben] Sivrisinek Saz

0
Proje ekibi arazi çalışmaları sırasında, öğle arasında, pişerken… Bendeniz’i tarif etmeye gerek yok sanırım.

Türkiye’de Doğa ve İnsan Konularının Yakın Tarihi’nde Tanıklıklar

Güneşin Aydemir

5

SİVRİSİNEK SAZ…

Şimdi öyle sivrisinek projesi falan deyip geçmeyelim. Mühim mesele. Sarıgerme ve Belek o zamanlar Turizm Gelişim Bölgelerinden ikisi. Buralara böyle kalantor turistlerin gelmesi bekleniyor. Sarıgerme, kumsalı ile meşhur, hatta deniz kaplumbağaları için mühim bir yer. Gerçekten de upuzun, altın gibi pırıldayan bir kumsaldı o zamanlar Sarıgerme. Keza Belek de öyle. Örneğin bitki dünyası açısından pek önemli ve biraz da endemik olan kum zambağı buralarda yaşıyor tosbağalara ilaveten, bir diğeri fıstık çamları ile kaplı. Gelin görün ki bu kumsallar üzerinde güzel planlar var. Bu kumsallarda ne bedenler denize girecek, hangi cüsseler golf yapacak onun hesabındayız insanlık olarak. Dolayısıyla pek çok yıldızlı oteller, tatil köylerinin mekanı olmuş alanlar buralar. Eee gelen turisti de sivrisinek mi yesin canım? Üstüne biz bu melun hayvanlara öyle böcek ilaçlarını da sıkmayalım, zira turist orada oturmakta.

Proje ekibi arazi çalışmaları sırasında, öğle arasında, pişerken… Bendeniz’i tarif etmeye gerek yok sanırım.

Proje ekibi arazi çalışmaları sırasında, öğle arasında, pişerken… Bendeniz’i tarif etmeye gerek yok sanırım.

Hah işte o manada sivrisinekle entegre mücadele projesi tasarlanır. Bu konunun yegane uzmanları da bizim okulda. Entegre mücadele şu demek; sadece kimyasal mücadele değil, biyolojik ve mekanik mücadele yöntemlerinin de kullanıldığı bir sivrisinek kontrol programı. Bu pakete doğal, sistemik olmayan –yani ekosistemde kirlilik yaratmayan- preparatlarla ilaçlama, sivrisinek yaşam alanlarının (sulakalanların) ıslahı ve doğru zamanda doğru miktarda ve doğru aktif maddenin kullanıldığı kimyasal kullanımı dahil.

Proje, bu programın oluşturulabilmesi için yapılacak ekolojik bir modelleme çalışmasını içeriyor. Meseleye bilimsel yaklaşım. Şimdi geriye doğru bakılınca gerçekten çağının ilerisinde bir proje olduğunu söylemeliyim. Bilimsel araştırmaların yerlerde süründüğü –özellikle de biyoloji alanında- ülkemizde böyle yaygın uygulaması olan bir konuda danışmanlık verilmesi fikri günümüzde bile oldukça zor. Çünkü toplumumuzda danışmanlık, başvurulması fuzuli bir merci gibi algılanıyor. Danışmanlık yapmaya çalışanlar genelde boş geziyormuş gibi algılanıyor. Durum böyle olunca danışmanlık kurumuna gönül verenlerin de konularına yeterince vakıf olmadıkları ortada. Gerçekten bilgi ve deneyim sahibi insanların danışmanlık yapabilmesi de zorlaşıyor, sapla saman bir birine karışıyor.

Fazlaca toplumsal tespit yapmadan konuma döneyim, zira bu konuda pataklanmak istemiyorum! Zaten yukarıdaki cümlelerimle, biyologların, genel olarak bilimle uğraşan insanların, turizmcilerin, danışmanların falan dikkatini üzerime çektim.

Uzatmayalım, bu proje kapsamında bizi kütüphaneye memur ettiler. Sabah girip akşam çıkıyoruz. Arada yemek yemek için dışarı çıkıyoruz, her gün aynı yemeği yedikten sonra tekrar geri dönüp devam ediyoruz. Yazın ilk kısmını o şekilde geçirdikten sonra arazi çalışmasına geçmek üzere hazırlandık. Yaklaşık 2,5 aylık bir süreyi geçirmek üzere evden ayrılacağım vakit geldi, derli toplu denilebilecek bir valizle yolculuğa çıktım. Projede kadrolu olarak işe alındım.

Bütün çalışma boyunca konaklayacağımız yer Dalyan. Her gün bir araçla otelden alınıyoruz. Araziye güneşin altında veri toplamak üzere gidiyoruz, akşam geri dönüyoruz. Arazi çalışmasının ilk aşaması sivrisineklerin yaşam alanlarının haritalanması ve buralardaki popülasyon dinamiklerinin tesbiti. Buna akşamları otelde makale paylaşımları eşlik ediyor. Bu hummalı çalışmaların her birimize kazandırdıklarını saymakla bitiremem. Arazi çalışmasının planlanmasından, harita okumaya; sivrisinek türlerinin tanınmasından örnekleme yoluyla tahminlerde bulunmadan; bu garip canlıların üreme ve yaşam döngülerinin arazi koşullarındaki durumunun tesbitine kadar çok yönlü bir araştırma.

Projenin bir ayağı da Ankara Üniversitesi’nin Toprak Anabilimdalı’nda yürütülüyordu. Burada topraktan elde edilen ve ürettiği delta toksin ile sivrisineklerin sudaki larvalarını direnç oluşturmadan öldüren bacillus thuringiensis (yani şu meşhur GDO’lu mısır ve pamuka genleri aktarılan bakteri) isimli bakterinin preparat haline getirilmesine dönük deneylerin yapıldığı laboratuar çalışması bizim arazi çalışmamıza eşlik ediyordu.

Ekipteki mezun olmayan iki kişiden biri bendim. Dolayısıyla bu çalışma benim ve diğer arkadaşım için yaz tatilini kapsayan bir arazi çalışması idi.

Ve elbette arazi çalışmamızın odağı sivrisinekler olsa da bölgedeki diğer canlı türleri hakkındaki bilgimiz gittikçe artıyordu.

Arazideki en küçük kurbağa, hayret ettirecek kadar küçüktü!

Arazideki en küçük kurbağa, hayret ettirecek kadar küçüktü!

Ekibimizin içinde daha önce de saydığım insanlara ek olarak Adana Sıtma Savaş Enstitüsü’nün teknisyen ve biyologları da vardı. Adana Sıtma Savaş, sıtma ile mücadele konusundan dünya çapında başarılara imza atmış bir kurum. Kurulduğu yıllarda (1927) ve sonrasında da çok yönlü araştırmalar yapan Enstitü, bölge insanını çalıştırmış ve Dünya Sağlık Örgütü’nün eğitimleri ile sıtma mücadelesi için pek çok tekniker yetiştirmiş. Bu kurumda 30 şeneyi aşkın emek vermiş ekipten, sivrisinek türleri, direnç testlerini öğrenmenin yanısıra, tamamen el becerisine dayanan sivrisinek toplama, sayma gibi pratikleri de öğrendiğimiz çok verimli bir yazdı, 1991 yazı….

(Türkiye’de Sıtma Mücadelesi ile ilgili daha derin bilgi sahibi olmak isteyenler için güzel bir derleme var: http://www.turkiyeparazitolderg.org/sayilar/35/buyuk/pdf_TPD_3921.pdf )

Devam edecek…

73-güneşin-aydemir

 

 

Güneşin Aydemir

You may also like

Comments

Comments are closed.