Hafta SonuManşet

[Kuşlar, Orman ve Ben] Başlarken

0

Türkiye’de doğa ve insan konularının yakın tarihinde tanıklıklar

Güneşin Aydemir

***

1

Başlarken

Herşey bir anda başladı, bir yaz akşamıydı, belki de bir on gün öncesiydi diyebilirim. Herşey bizi, komşumuz, ortağımız, muhabbet arkadaşımız Mahmut Boynudelik ve Zerrin Boynudelik’in Adatepe’deki evlerinin bahçesindeki hevesli ıhlamur ağacının hasatına davet etmesiyle başladı. Benim katılamadığım hasada bizim buralardan herkesler gitti. Annem dahil.

(c) şifa deposu

Akşam eve geldiğimde zat-ı ali’leri (ıhlamur çiçeklerinden bahsediyorum) çalışma odamın –bir çeşit mabed de diyebiliriz- zeminine serilmiş çarşafın üzerine yan gelip yatmakta ve fakat insanı dinden imandan çıkaran bir kokuyu yaymakla meşguldüler. Akşam eve nereden gelmekteydim? Bir günlüğüne Edremit Körfezinin öbür ucuna, dağın zirvesine yakın bir yerlerde ikamet eden arkadaşlarımı ziyaretten dönmekteydim. Zaten zihnimde ve hafızamda Sarıkız Ana’nın eteklerinde esen rüzgar, makus kaderine teslim olmuş Zeytinli Deresi (üzerinde 6-7 tane gölet ve bir baraj yapılacak iyi mi?)’nin nemi, kamp ateşi, Kazdağından yabanıl sahneler vardı.

Üstüne odanın kapısını açtığımda içerisi karanlık olduğundan görme duyum da tamamen devreden çıkarınca, normalde iyi koku almayan burnum öyle kuvvetli ve koklanmaya teşne bir koku ile karşılaştı ki, olduğu yerde mest oldu. Büründüğüm halet-i ruhiyeti terk etmek istemedim. Pencerenin bir kepengini açtım, yanındaki koltuğa oturdum, bahçedeki mandalina ağacını seyrettim. Malum ortam böyle olunca insanı düşünceler sarıyor. Şöyle bir geçmişe doğru gidiyorsunuz, gidilecek bir geçmişiniz varsa eğer. Görecelidir elbette, ama o gece baktığım geçmişte bayağı bir hatırlanacak anı depolanmış. Öyle ki bazı yerleri unutmaya bile başlamışım.

Sonra içimden kendime şöyle derken yakaladım kendimi, “Kızım Güneşin. Bayağı hızlı yaşadın. Yaşın da kemale erdi. Hani bunu nereden anlıyoruz? Tanıştığın insanlara, yakın – uzak farketmez, sohbet ortamlarında “bir zamanlar şöyleydi”, “yıllar önce falanca yılda filancayla…” diye başlayan uzun muhabbetlerin parçasısın. Habire bunları anlatıp duruyorsun. İşin kötü tarafı insanlar da dinliyor. E yazsan okuyan da bulunur mu acaba?”

Beynimiz nasıl çalışıyor anlamak mümkün değil. Allahtan [n]Beyin diye bir organizasyon var, beynimizi bize anlatıyor. Bir şekilde bir konu başlığı ile karşılaştığında uzaklardan bir yerlerden bir zamanlar kaydettiğini o an anladığın bir veri geliyor ve tam da malum konudaki bir yeri tamamlıyor. Üstelik bunu da kişiye özel bir şekilde yapıyor.

Neyse ben gecenin seslerine açılan pencerenin önünde otururken birden aklıma Yeşil Gazete’de sinek avlayan köşem Güneşinesor’a bir vakit önce gelen bir soru gelivermez mi? Soruyu soranın bir rumuzu vardı tabii ama sahibini biliyoruz: Ümit Şahin. Lafı uzatmıyorum, sorunun cevabını verebilmem için kapsamlı tanımlar yapmam, geçmişten örnekler vermem gerekiyor. Ki bu bir nev’i tarih çalışması, Türkiye’nin doğa koruma, ekoloji hareketi, doğa aktivizmi konularına ilişkin bir tarih çalışması. Benim tanık olduğum, parçası olduğum kısmıyla elbette. Ümit’e, sen bana destan mı yazdırmak istiyorsun diye sordum. O da bana bunu gazetede yazı dizisi olarak yazmamı önerdi.  Fikir olgunlaştı, geçtiğimiz haftasonu yapılan Yeşil Gazete Çamtepe Buluşması’nda da programa alındı.

Efendim, bu haftasonu bu yazıyla karşınıza çıkmamın sebebi budur. Tamamen kişisel, tamamen yanlı, tamamen gayri edebi ve karmakarışık bir dille anlatacağım hikayeler olacak size. Takvimde ileri geri de gidebilirim, hiç belli olmaz.

Yaşanmış, yaşayanlar için olağanüstü hikayeler anlatacağım. Lakin içinde bugün doğa ve ekoloji başlığı ile ilgilenen tanıdığınız başka insanların da çoğuna dair anılar barındırıyor. Kendime sorup kendime anlatacağım gibi anlatacağım size de. Cümle düşüklüklerine ya da imla eksiklerine takılmamanızı arzu ederim. Zira dikkat etmeyeceğim.

Şimdi diyeceksiniz ki, “bize ne senin tanık olduğun tarihten?” Çok da haklısınız. Aslını isterseniz yazacağım bu yazıları biraz boşalmak, biraz paylaşmak ama çokça da keyifle hatırlamak istediğim için yazıyor olacağım. Şimdiden sürç-i lisan edersem affola.

Devam edecek….

 

 

Güneşin Aydemir

More in Hafta Sonu

You may also like

Comments

Comments are closed.