Dış Köşe

Taraf olmak – Sennur Baybuğa

0

Sennur Baybuğa’nın yazısı basnews.com habersitesinden alındı

Saniyelik zafer çığlıklarınızın ya da ağıtlarınızın sesleri arasında çıkan cılız sesimizi duysanız ne olur duymasanız ne olur. Ok ve yay alışverişine başlayacağınızı, bunun ‘savaşın’ doğası olduğunu aylardır yazıp duruyoruz burada. Ben bir siyaset tahlilcisi değilim, ucu açık konuşurum her daim, ihtiyat payım daha çok kendi zihnimedir. Ama silahların çekildiği ve herkesin dilinin yetmediği ve yetmezlik duygusunun ağır bastığı, silahtan başka siyaset aracının olup olmadığının bile artık unutulduğu bu dönemde, her an kimin nasıl öleceğini kavgalamanın anlamı var mı? Dangalaklığın ve cinnet halinin benim gibi zavallıları her gün biraz daha içine kapattığı, evinden ve kitaplardan ve filmlerden başka kaçacak insan bulamadığı günlerden geçiyoruz. Silahları çektiniz ya da çekenleri alkışladınız, ölenleri kahraman öldürenleri direnişçi yaptınız. Bittiniz, devletsiniz artık.

Hükümet, uluslararası üleşim savaşında payına bir kirtik düşer mi diye ağzının suyu akarak bize doğudan doğudan savaşa sokmaya çalışıyorsa ne olmuş, siz başka bir şey mi yaptınız? Bu ülkenin sınırları içinde yaşayan halkları kendi kılıp, bu ülkenin kılıp bu ülke içinde çekilen fotoğraflar mı paylaştınız bize siyaset mitinglerinizden. Siz de çıkmadınız mı sınırların ötesine, çekilmek istediğiniz yerlere. Bu ülkenin sınırları içinde gerçekleşmesini istediğiniz, istediğimiz taleplerinize bu ülkenin sınırlarını aşan insanların taleplerini de eklemediniz mi, çıkmadınız mı devletle birlikte siz de sınırların dışına, çıktınız. Hem çıktınız ve hem de oradakilerle birlikte olmayı reddettiniz diğer yandan. Bize nasıl bakacağımızı şaşırttınız yaptığınız işlere. Bir yerde patlama oluyor, iki taraftan biri adını katliam koyuyor, iki taraftan biri adına zafer diyor, iki taraftan biri ölenlere şehit diyor iki taraftan biri kalanlara kahraman diyor. İki taraftan ikisi de bizden değilseniz net olarak oradansınız diyor, biri bizden olmayan teröristtir diyor biri taraf olmayan faşizme taraftır diyor.. Bizi iki taraftan birinin bombasının pimini tutmak zorunda bırakamazsınız, insanların çatışma bölgelerinden kaçma hakkını ortadan kaldıramazsınız, araçlarına göçlerine ve çocuklarına el koyamazsınız efendim. İki taraftan da değiliz efendim, biz araçları ile ya da ayakları ile yollara düşen binlerce yoksulun yanında, onlarla göç halindeyiz efendim. Kış kıyametin çadırlarına, sokaklarına, evsizliğine ve açlığına mahkum ettiğiniz ve göçerken yasaklanan dilinizi konuşarak kime lanet ettiğini yazık ki anlayamadığımız o insanların yanında olmak istiyoruz efendim. Ölmeme hakkının arkasına sessizce düşen insanların, ölmeme hakları için sessizce yanlarında durmak istiyoruz, zira biliyoruz ki ölmemek için ölmeye karar verildiği anda, ölmemek için herkes ölür.

Bizi 90 yıllık cumhuriyetinle sınadığın, yetmemiş gibi, Şan’sız ve evlat katili bir eski imparatorluğun harem adetleri ile terbiye edemezsiniz, siz de devlet üvey amca. Evladını öldüren, kendi dışında herşeyi mülk olarak gören ve üretmediği zenginliklere el koyarak kurulan bir devlet geleneğinin kurduğu yamalı bohçaya demokrasi deyip bizi kandırmana izin vermeyiz, öldürmek için önce lanetlediğin insanların git gide çoğaldığı bu ülkede, insanları koyacak hapishane gömecek mezarlık bulamayacağın günler de elbet gelecek bir gün. Biz öldürmeden, derin sabrımızla ve sesimizi seninkine benzetmeden yaşamak isteyen çok insanız, kimsenin ocağında çocuğunda fotoğraf albümünde gözü olmayan ve saldırdığınız her yerden sesizce göçen, ama yorulacağınızı bilen.

Bizi öldürmeyin, silahsız insanlara kurşun sıkmak, üzerlerini bombalamak ‘delikanlıca’ değil. Bizi kahraman, şehit yapmayın ve mümkünse hatta sevmeyin bile. Ama bırakın, mümkünse devletsiz, mümkünse sizsiz.

Sennur Baybuğa – bas-haber.com17-sennur-baybuga

More in Dış Köşe

You may also like

Comments

Comments are closed.