İklim KriziManşet

Kuzey kutup bölgesinde metan gazı seviyeleri hızla artıyor

0
Norveç, Svalbard'daki Zeppelin Gözlemevi. Fotoğraf: Ove Hermansen, NILU

Trude Pettersen tarafından The Barents Observer‘da yayımlanan haberi Yeşil Gazete gönüllü çevirmeni Serdar Güneri‘nin çevirisiyle sunuyoruz.

***

Svalbard ve Güney Norveç’teki ölçüm istasyonlarından gelen verilere göre metan seviyesi beklenenin üzerinde artış gösteriyor.

Norveç, Svalbard'daki Zeppelin Gözlemevi. Fotoğraf: Ove Hermansen, NILU

Norveç, Svalbard’daki Zeppelin Gözlemevi. Fotoğraf: Ove Hermansen, NILU

Norveç Hava Araştırmaları Enstitüsü’nden kıdemli araştırmacı Cathrine Lun Myhre, Norveç Haber Ajansı’na NRK aracılığıyla verdiği röportajda “Gelişmeler çok kaygı verici.” dedi. 2013 ve 2014’te ölçülen metan seviyelerinde çok büyük bir artış oldu ve 2015’te yapılan ölçümlerin ilk sonuçlarına göre bu hızlı artış devam ediyor. Sonuçlar ve ölçümler gösteriyor ki yüksek insan kökenli emisyonlara sahip sera gazlarının atmosferde birikimi, araştırmanın başladığı 2001’den beri artıyor. Karbondioksitten sonra insan kökenli en önemli sera gazı olan metan, şimdiye dek ölçülen en yüksek seviyede.

“Norveç Zeppelin Gözlemevi – Svalbard ve Birkenes Gözlemevi – Aust-Agder’da yapılan sera gazı ve aerosol gözlemleri” başlıklı rapora göre, Norveç hava istasyonlarında ölçülen metan seviyesi küresel artış ortalamasına kıyasla aşırı artış gösterdi.

Zeppelin Gözlemevi’nde yapılan ölçümler Kuzey Kutbu’ndaki gelişmeleri gözler önüne seriyor. Birkenez Gözlemevi ise Norveç’in güneyinde, çevre kirliliğine yol açan maddelerin uzun menzilli taşımacılığının en çok etkilediği bir bölgede yer alıyor.

Norveç’te yapılan ölçümler, yüksek metan gazı seviyelerinin yanı sıra karbondioksit seviyelerini de ortaya çıkardı, fakat bu seviyeler, metanın aksine, beklenen düzeylerde.

Norveç Çevre Kuruluşu Direktörü Ellen Hambro, gelişmelerin çok ciddi olduğunu aktararak şöyle dedi: “Metan ve karbondioksit birikiminin artıyor oluşu kaygı verici. Bu bize bir kez daha, acilen sera gazı salımlarını hem kısa hem de uzun vadede azaltmamız gerektiğini gösteriyor. Sebep kara parçalarının çözülmesi ve Kuzey Buz Denizi kaynaklı metan salımıysa, bu çok korkutucu. Bu, iklim değişikliğine ‘kendini pekiştiren’ bir etki kazandıracaktır.”

Metan artışının birçok kaynağı var

Artan metanın nereden geldiği belli değil. Ulusal gözlem programını yöneten Myhre, “Artışın insan kaynaklı salımlardan mı yoksa iklim değişikliğinin yol açtığı daha fazla metan salımına neden olan doğadaki değişikliklerle mi ilgili olduğunu bilemiyoruz. Bu sebeple değişiklikleri doğrulamamız onları ortaya çıkarmamız açısından çok önemli.”

Temel metan kaynakları boreal ve tropik sulak alanları, pirinç tarlaları, geviş getiren hayvanların yol açtığı emisyonlar, biokütle yakımı ve fosil yakıt çıkarımı ve yakımı olarak sıralanabilir. Ayrıca metan, boru hatlarından doğal gaz vb. sızıntılarının ana bileşeni; açık deniz ve kıyı tesisleri de atmosferik metanın kaynağı olarak biliniyor.

Doğal ve insan kökenli kaynaklar arası dağılımda yaklaşık %40’lık pay doğal kaynaklara ait. %60’ı ise insan kaynaklı emisyonların ana sonucu.

Doğal kaynaklar arasında, metan hidrat ve sızıntıları da denebilecek, okyanus tabanının altındaki büyük ve bilinmeyen potansiyel metan kaynağı da yer alıyor. Dahası, büyüklüğü kestirilemeyecek miktarda karbon, Sibirya ve Kuzey Amerika’daki donmuş toprak katmanına bağlı ve bu katman iklim değişikliği sebebiyle erirse metan olarak ortaya çıkabilir.

Haberin İngilizce Orijinali

Haber: Trude Pettersen

Yeşil Gazete için çeviri: Serdar Güneri

Çeviri Editörü: Ayşe Ceren Sarı

(Yeşil Gazete, The Barents Observer)

More in İklim Krizi

You may also like

Comments

Comments are closed.